• Sonuç bulunamadı

4. MİMARLIKTA EKSİKLİK KAVRAMI: TAMAMLANMAMIŞ BAZI MEKANLAR

4.2 İstanbul’da Eylemi Tamamlanmamış Üç Yapı

4.2.3 Taşkışla

Mekanın aktörleri, belleği ve eşanlılık bağlamında dinamikler, mekanın yeniden üretiminde ve deviniminde rol oynar. Taşkışla; çoklu dinamiklere, karşılaşmalara, ağ ilişkilerine dolayısıyla mekansal eksikliklere, değişimlere ve yeni oluşumlara sahne olan devingen bir yapıdır. Devingen işlevinin yanı sıra günümüzde de mimarlık eğitimine çerçevedir. Yapının mekanları kimi zaman da eğitimsel üretimlerin bir parçası olmaktadır. Bir yapının tarihi ve süreçteki devinimi; bir toplumun, bir kentin hatta insanlık tarihinin teknolojik gelişimlerine, değişimlerine dahi ışık tutabilir. Taşkışla’nın dikdörtgen planlı geniş orta avlulu (70x40m) plan şeması, her katta aynıdır ve köşe yapıları üç katlı yapıdadır (Şekil 4.9). Bina bütün yapıyı dolanan koridora açılan hacimlerden oluşması sebebiyle iç-dış mekan ilişkisinde de simetriktir. Kapalı hacmin sirkülasyon alanlarının ortak kullandığı kuşatılan bir avlu, orta boşluk mevcuttur (Şekil 4.10). Bu boşluk da bir ara-uzam olarak düşünülebilir.

58

Şekil 4.9: Taşkışla Giriş Cephesi & Hava Fotoğrafı (solda) Şekil 4.10: Taşkışla Zemin Kat Planı (sağda)

Doluluklar ve boşluklar arasındaki zihinsel arayışla akış sağlanabilmektedir. Bu arayış sürecindeki mekan - bireyin ko-biyotik ilişkisiyle mekan yeniden tanımlanmaktadır. İç mekan hacimleri orta bahçeyle (doğa - dış mekanın getirdiği yeşil, ışık, hava) duyusal ilişki kurabilmektedir. Yapı, korunaklı dahilinde akılabilen, mekansal deneyiminde algısal muğlaklığa sahip iç ve dış mekanlar barındırır.

Şekil 4.11: Taşkışla Enstantaneleri: orta bahçe, boşluk

İç - dış ilişkisi sınırlarında belirsizliğe ve eksikliğe sahip orta bahçesi de bireyi kışkırtarak; üretim potansiyelleri, tamamlanmamışlık olgusu ve dinamikler barındırmaktadır (Şekil 4.11). Bu açıdan bakıldığında mekanın yeniden üretiminde eksiklik mükemmeliyettir denebilir.

59

Şekil 4.12: Koridorlar, merdivenler, stüdyolar, boşluklar

Yapıda zamanı ve mekanı belirleyen bazı mihenk taşları bulunmaktadır. Bunlar; eylemler, insanlar, işlevlendirilmiş bazı mekanlardır (Şekil 4.12). Yapıda; İstanbul’un kendi siluetini görmesi gibi yapının kendini görmesi (Şekil 4.11) ve birbirini içinde barındırması durumu söz konusudur. Yapının birbirine göre durumu düşünülerek yönlenilebilen veya kaybolup yeni üretimlere zemin olabilen bir mekandır.

Gödel’in teoreminde olduğu gibi, yapının orta bahçesiyle olan iç-dış ilişkisinde ve iç mekan koridorlarının tanımlanmasında kesin sınırlar bulunmamaktadır (Şekil 4.11- 4.12). Bu mekansal deneyim de yeni tanımlamalara imkan sunmaktadır. Hem dışa hem de içe dönük parçalı hacimlerin açıldığı, işlevi tanımlanmamış, eksiklik hissi uyandıran koridorlarda üretim düşünülmüştür. Orijinal ilk tasarımında da işlevi gereği geniş tutulan sirkülasyon alanlarının geniş açıklıklara sahip olması daha fazla yeniden üretilen mekan düzenleri ve devinim potansiyeli barındırmasını sağlamaktadır. Koridorlardaki insan ölçeğine hükmedici boşlukla mücadele sürecinde, boşluğa müdahale (Şekil 4.12) edilerek sergi alanı, stüdyo ve oturma alanlarıyla mekanda farklı tanımlamalar ve deneyimler gerçekleştirilir. Bu belirsizlik ve kendiliğinden olan süreçler düşünüldüğünde, Taşkışla’nın entropisi yüksek mekanlara sahip olduğu söylenebilir. Bu potansiyel aktörlerce farklı algılanabilir. Karşısındaki otele Yeni Rönesans üslubu cephesiyle 150 yıl sonra ilham kaynağı olan tuğla yığma yapının inşasındaki; politik, sosyal, kültürel etkiler, yoğrulan aktörlerin fiziksel mekan üretimindeki rolünü örneklemektedir. Binanın yapılışına

60

askeri tıp okulu için hastane amaçlı başlansa da, sistemin kontrolünü sağlayan siyasi iktidarın çıkarları ve ihtiyaç üzerine yapı işlevinde değişiklik gerçekleşmiştir. Geniş açıklığa sahip Silahtarağa Santrali’ndeki yapılardan farklı olarak, Taşkışla homojen kapalı hacimlerin bulunduğu bir kabuktan oluşmaktadır. Mekan bir çerçeve, bir zarf gibi değişse de tarihi belleği canlı tutan izler mekanın ve çağın ruhunu yaşatmaktadır. Mekanın içe ve dışa bakan boşluklu bir bütün olması yeniden üretim olanağı ve devinim sağlaması bakımından önemsenir.

Başlangıçta askeri mekan işleviyle tasarlanan yapı, dört kulesi ve avlusuyla, bir kaleyi anımsatır. 31 Mart Olayı (1909) sırasında içinde kalan Avcı Taburu (isyancı askerlerin bağlı olduğu) askerleriyle Hareket Ordusu birlikleri arasındaki, bina cephesinde hala izleri görülebilen çarpışmalara sahne olan yapı, Cumhuriyet'ten sonra Maarif Vekâleti'ne verilmiştir. 31 Mart olayıyla askeri alanda yapılan çarpışma, esasında düşünsel fikirlerin de siyasi çarpışmasıdır. Yapı fonksiyonunun eğitim alanına geçmesiyle ilerleyen yıllarda sosyal alanda da siyasi çarpışmalar yaşanagelmiştir. Belleğinde mekan kimliğini taze tutan mekan sadece askeri değil aynı zamanda siyasal, sosyal alandaki karşılaşmalara da sahne olmuş ve halen bir eğitim yapısı olarak farklı bir kimliğe bürünmüştür.

Taşkışla’nın tarihsel anıt (1983) olduğu kararı alınmasına rağmen, dönemin iktidarı tarafından kent ölçeğinde rant çıkarlı yapıda işlev değişikliği öngörülmüştür. Yapının otele dönüştürülmesi için boşaltılması talep edilmiştir. Günümüzde de bir çok tarihi yapı için bu durum gündemdedir. Günümüzde ranta yönelik çıkar ilişkilerinde farklı sonuçlarla istisna durumlarla da karşılaşılmaktadır. İstisna hali

Agamben’e (2006) göre, “kamu hukuku ile siyasi ortam arasında bir kesişme noktasıdır. Eğer

hukuk, kendisini askıya alıp, istisnayı öngörüyorsa, o zaman bir istisna hali kuramı, yaşayanı hem hukuka bağlayan hem de onu terk eden ilişkinin tanımlanması için ön koşuldur.”

İstisna halinin, çağdaş siyasette, egemen yönetim paradigmasına dönüşme eğilimi her geçen gün artmaktadır; dolayısıyla istisna bir anlamda kurala dönüşmüştür. Baskın bir aktör olan siyasi kurumlar kentteki mimari üretim kararlarını belirlerken, mekan üretiminde duyulan eksikliği el ile yaratmaktadır. Kentsel ve yapısal bazda mimari üretimler; bireysel üretiminden ziyade, politik ve ekonomik iktidarın tepeden inme gücüyle belirlenirse negatif etki yaratabilir.

61

Benzer Belgeler