• Sonuç bulunamadı

Eylemi Tamamlanmamış Şehir Seferihisar

4. MİMARLIKTA EKSİKLİK KAVRAMI: TAMAMLANMAMIŞ BAZI MEKANLAR

4.3 Eylemi Tamamlanmamış Şehir Seferihisar

Birey - mekan ilişkisini kültürel bağlamda koruyan Seferihisar, yaşam süreçlerinde mekânsal karakterini sürdürebilir kılmaya çabalamaktadır. Mekanın yeniden üretilme sürecinde, sıradan modern insanı etkileyen, öznenin yok olması, standartlaşma, aynılık gibi sorunsalları aşmaya çalışmaktadır. Yapılan her müdahalede insanın önceliği sorgulanmaktadır. Küresel kentin sosyo-kültürel, ekonomik, politik, teknolojik dinamiklere, etkileşimlere açık gündelik hayatın devinimi farklı şekilde yorumlanır.

Foucault (1980) iktidarın tahlilini yapar; kendi taktiklerine sahip, en küçük mekanizmalarından artan ölçüde genelleşen mekanizmalara ve küresel hakimiyet biçimleri tarafından sömürgeleştirilme, dönüştürülme, yerinden edilme olduğunu düşünür. Bu sürecin devam ettiğini görmeye çağırır. Bu bölümde Seferihisar ilçesi üzerinden mekan üretim sürecine bakılmıştır.

Söylem analizinde (Şekil 4.19) Seferihisar’ın; kendiliğinden, doğal ve geleneksel olanı barındırdığından bahsedilmiştir. Tanımlanan böyle yerler entropisi yüksek mekanlar ve sürdürülebilir mekan olarak düşünülebilir. Bu yerler özellikle sanayileşme öncesinde ve sanayileşmenin görülmediği, kendiliğinden oluşan yaşam alanları olarak nitelendirilebilir. Doğal döngüsündeki bu mekanlar, insanlar için daha yaşanabilir yerlerdir. Örneğin; günümüzde küreselleşme ve kapitalizme karşı tepki hareketi olarak ‘citta slow’ (yavaş şehir) gibi yerelliğin toplumsal hareketle yeniden inşa edildiği yerlerde; kültür, kimlik, mekan ve zamanın devinimi gözlenebilir. Medeniyetler ve kültürler beşiği tarihinde de yeri olan Seferihisar; antik kent (Teos) özelliğini de barındıran bir Ege sahil kentidir. Aslında Anadolu’da bütün kültürler belleğimizi yaşatır. Şekil 4.15’te görülen Seferihisar; yeniden üretimle ve ‘citta slow’ gibi yine sistemin bir parçası olabilecek bir marka ile anılıyor olsa da, kimliğini koruyarak yaşamına devam etmesi nedeniyle seçilmiştir. Küreselleşme ve kapitalizm rüzgarında sürüklenip aynılaşmama vaadiyle, bilinçli olarak korumacı bir tutumdan ziyade devinim içeren bir mekan üretimine yönelmektedir. Bir bakıma kendiliğinden oluşumlu kırsal yerleşimlere öykünülür. Birey, yaşamın doğal

63

döngüsüne davet edilir. Belki de mekanın yeniden üretiminde iradenin toplumsal inşasındaki pay bireye verilmeye çalışılmaktadır.

Şekil 4.15: Tarihi duvarlarla Sığacık yerleşim alanı ve Seferihisar pazarı

Kimliğini kaybetmeden yeniye evrilirken geleneksel yöntemlerde olduğu gibi doğa ile bütünleşerek eksiklik hissiyle mükemmeliyeti çağrıştıran bir devinim anlayışına göre mekan yeniden üretilmektedir.

Mimarlık ve doğa etkileşimi bağlamında; devinimi sağlayan itici güç olarak güneş, dalga, rüzgar gücü gibi doğanın enerjisi kullanılabilir. Çevresine duyarlı enerji kullanımı ve bu enerjinin dönüşümü; varlığı ve yokluğu birlikte barındırır. Farklı katmanlardan oluşan kentten beslenen mekanın yeniden üretiminde; yaşam katlanarak geçmişi, şimdiyi, geleceği tanımlar; eşzamanlı deneyim sunar. Kültürel ortamındaki birey deneyimleriyle, kurulan ilişkileriyle oluşlar yaşar. Mekan - birey arasındaki simbiyotik ilişki oluşa neden olan zamansal ve mekansal devinimden kaynaklanır (Şekil 4.16).

İnsanlığın binlerce yıldan beri temel önceliği; kendini güvende hissetmek ve fiziksel şartların iyileştirilmesi üzerine çabalamaktır. Varlığın, malzemenin, iklimsel koşulları çevreleyen yapısal nesnelerin, iç - dış gerilimlerden kaynaklanan dengenin ve mahremiyet ihtiyacının doğa mimarlık ilişkisinde ortaya çıktığı görülür. Fiziksel, zihinsel ve toplumsal inşa süreçlerindeki ilişkisel oluşa bir örnek olarak Terminal15 (2004) filmindeki karakter, önceleri yabancı olduğu kendi için derin bir boşluk olan kültür içinde gezinmektedir. Bu kültürel boşlukta süreç içinde dengelerinin karşılanması için oluşan farkların ve sezgilerin katlanarak bir arayışa, oluşa dönüşmesi, dönüştürülmesi durumu gözlemlenir. Bir başka kurgu olan Fight Club16 (1999) filminde karakterin, yani tüketim güdümlü prototipin kendi sınırlarını fark etme

15 Terminal, başrolünde Tom Hanks'in oynadığı politik komedi-drama türünde 2004 yapımı bir filmdir. 17 yıl Paris-

Charles de Gaulle Havalimanı'nda yaşayan Mehran Karimi Nasseri'den esinlenilerek çekilmiştir. Filmin yönetmeni, Steven Spielberg’tir.

16 Fight Club, Chuck Palahniuk tarafından yazılmış olan aynı isimli roman üzerinden çekilen kült filmdir. 1999 yapımı

64

ve aşma süreci gözlemlenebilir. Bahsi geçen arayış, fark etme ve harekete geçme gibi çıkarımlar Seferihisar örneği için de geçerlidir. Antik kentin kalıntılarını da barındıran yer eksiklik mükemmeliyettir hissi yaratan bir motivasyon ile devinim sürecinde gelenekselle - küresel arasında bir yol almaktadır. Küreselleşmenin negatif yanlarını dönüştürmeyi ve gelenekselin olumlu yönlerini sürdürmeyi öneren bu düşünce; kendiliğinden oluşan bir yeniden üretim olarak adlandırılabilir mi? Kentin unutulan belleği, eksiklik hissiyle yapılan toplumsal sondaj çalışmalarıyla; ihtiyaç duyulan kültürel, geleneksel, Şekil 4.16’da örneklenen kendiliğinden oluşan doğal yaşam çağrılmaktadır.

65

Yüzyıllar sonrasına ulaşan bu antik kent, bir taşın bambaşka işlevlerde yeniden kullanılması durumuna yol açan hayal gücünü tetikler; eksik olanı tamamlama güdüsüyle yaratıcı mekan üretimini sağlayabilir. İnsan ve mekan ilişkisinde sürekli yaşamına devam eden taşın değeri ve anlamlandırılması kime göre olabilir? Örneğin bir antik kentin (Afrodisias) yeni yaşamında eksik olan nedir? Eksiklik nerededir? Şekil 4.17’de; taş, yaşamını sütun başlığından sehpaya dönüşerek devam ettirmektedir. Ait olduğu yeri tanımlayan, yeniden üreten insan da taş da devinime ve adaptasyona devam etmektedir. Eksikliğin, kullanıcı dikkate alınmadan tamamlanması devinimi engelleyebilir.

Şekil 4.17: Ara Güler’in fotoğrafladığı Afrodisias Antik Kenti, Aydın, 1958

Toplumsal yaşantı ve değerler değişse de dünyaya sıkışmış insan, kendiliğinden olanda su gibi akıp yolunu bulur. Bu akış; içsel dinamiklerin itici gücü olarak eksiklik hissiyle arzuyu doğurmakta ve sürekli yeniden üretimlerle, her ‘an’ devinmektedir. Örneğin, Kız Kulesi (Şekil 4.18) hakkında anlatılan hikayelerle toplumsal bellekte oluşan aurasının, restore edildikten sonra işlev değişikliğiyle yok edilmesi veya yıkılmış İstanbul Surları'nın tamamlanması; zihinsel açıdan yeniden üretim olasılıklarını dondurmaktadır. İstanbul Surları’nın özgün haliyle bırakılması, tamamlanmadan yıkılmış duvar örgüsüyle hayal gücünde sürekli yeniden üretilen mekanın yaratılmasını sağlayabilirdi. Bu açılardan bakıldığında eksiklik mükemmeliyettir söylemi mekanın yeniden üretilmesinde önemlidir.

66

Şekil 4.18: Kız Kulesi (eski ve yeni hali), Üsküdar

Kız kulesine dair farklı çağrışımlar barındıran anlatıların özümsenmeden farklı işlevlendirmeyle, bağlamından kopartılan anlamla yeniden kullanılması, tamamlanmamış mekan özelliğini kaybetmesine neden olmuştur. Eksiklik hissi yaratan aurası kaybolduğundan mekanın yeniden üretimi ve yeni tanımlamalara açık özelliği kaybolmuştur.

Seferihisar örneğinde de gerek gündelik hayatın devamı gerekse antik kentin eksiklik hissi yaratan potansiyel mekan üretimleri, iç içe geçtiğinden eksiklik mükemmeliyettir söylemini doğrular. Küresel olma, turizme açılma ve yerel olanı sürdürebilme gerilimi, eylemi tamamlanmamış olmasıyla sağlanmaktadır.

67

Benzer Belgeler