• Sonuç bulunamadı

Taşıyan 163 

Belgede Yük alacaklısı hakkı (sayfa 176-180)

C. ALACAKLI 163 

1. Taşıyan 163 

a. Taşıyanın Aynı Zamanda Donatan Olması Halinde

Taşıyanın aynı zamanda donatan olması hali, donatanın akdettiği navlun sözleşmesinden kaynaklanan eşya taşıma borcunu bizzat maliki olduğu gemi ile yerine getirmesini ifade etmektedir. Navlundan kaynaklanan yük alacaklısı hakkı öncelikle navlun alacaklısı da olan ve deniz yolu ile yük taşımayı taahhüt eden taşıyana aittir. Dolayısıyla donatanın, aynı zamanda taşıyan olması durumunda, navlun sözleşmeden kaynaklanan ücret alacağı mevcuttur ve bu alacak TTK m. 1069’da belirtilen diğer alacakları ile birlikte taşıdığı yük ile güvence altına alınmıştır (TTK m. 1077).

Navlun sözleşmesinden kaynaklanan ücret alacağı için söz konusu olan rehin hakkını taşıyan, yalnızca o navlun sözleşmesinden kaynaklanan navlun ve teferruatı alacakları için kullanabilir. Diğer bir navlun sözleşmesinden kaynaklanan alacakları için o yük üzerinde rehin hakkı yoktur507.

Taşıyanın navlun alacağı ile bu alacağın güvencesini teşkil eden hapis hakkının alacaklısı sıfatı Yeni Kanun’da da ilgili kısımlarda ayrıca incelediğimiz “Taşıyanın hakları” başlıklı 1193 vd hükümleri ile açık bir şekilde tesbit edilmiştir.

b. Aynı Yük İçin Birden Fazla Navlun Sözleşmesinin Yapılması Halinde

Taşıyan sıfatı için deniz yolu ile eşya taşımanın taahhüd edilmiş olması yeterli olup, ayrıca taşıyanın yükü bizzat mâliki olduğu gemi ile yerine getirmesi zorunluluğu yoktur508. Taşıyan, bir donatan yahut gemi işletme müteahhidi ile taşıtan sıfatı ile yaptığı navlun sözleşmesinden kaynaklanan hakkını, yaptığı diğer navlun sözleşmesi ile üzerine aldığı başkasına ait yükleri taşıtmak suretiyle de

      

507 DOĞANAY, sh. 2851

508 ÇAĞA/KENDER II, sh. 9; ÜLGENER, Çarter Sözleşmeleri sh. 86; YAZICIOĞLU, Hamburg Kuralları, sh. 42; ÇETİNGİL/KENDER, Deniz Ticareti Hukuku, sh. 107; AKINCI, sh. 34;

İZVEREN/FRANKO/ÇALIK, sh. 163; OKAY II, sh. 10; KARAYAZGAN, Tez, sh. 38; KARAYAZGAN, İlgili Şahıslar, 262.

kullanabilir509. Zira asıl taşıyana karşı (asıl) taşıtanın, aksinin kararlaştırılmamış olması halinde başka bir kişiyi yükleten olarak tayin etme hakkı vardır ve bu hak sebebiyle (asıl) taşıtan alt navlun sözleşmesi yapma imkânına sahiptir510. Böyle bir durumda donatan veya gemi işletme müteahhidi ile yapılan sözleşmeye “asıl navlun sözleşmesi”; bunun ifasına hizmet edn diğer navlun sözleşmesine de “alt navlun sözleşmesi” denilmektedir511. Bunun gibi, asıl navlun sözleşmesinden kaynaklanan navlun alacağı için, “çarter navlunu”; alt navlun sözleşmesinden kaynaklanan navlun alacağı için “konişmento navlunu” tabirleri kullanılmaktadır512. Görüldüğü üzere böyle bir durumda aynı yükü taşımadan kaynaklanan iki navlun alacağı mevcuttur ve bu halde taşınan yükün hangi navlun alacağını temin ettiği; diğer bir ifadeyle yük alacaklısı hakkının kime ait olduğunun tesbit edilmesi gerekmektedir.

Bu konuda öncelikle tarafların sıfatını tayin etmek gerekir. Zira ortada iki navlun ve üç kişi bulunmaktadır. Buna göre çarter navlununa konu asıl navlun sözleşmesi, donatan veya gemi işletme müteahhidi ile alt navlun sözleşmesi uyarınca üzerine aldığı başkasına ait yükü taşıtacak olan kişi arasında yapılmaktadır. Dolayısıyla bu ilişkide, donatan veya gemi işletme müteahhidi “asıl taşıyan”; başkasına ait yükü diğer bir navlun sözleşmesi (alt navlun) ile üzerine alan kişi ise

      

509 ÇAĞA/KENDER II, sh. 9; ÜLGENER, Çarter Sözleşmeleri sh. 86; AKINCI, sh. 26-27;

ILGIN Sezer, Alt Navlun Sözleşmesi, İstanbul 1996, sh. 2; YAZICIOĞLU, Hamburg Kurallar,

sh. 31,42; KARAYAZGAN, Tez, sh. 38; KARAYAZGAN, İlgili Şahıslar, sh. 262. Bunun için asıl taşıyanın asıl taşıtana alt taşıma sözleşmeleri yapma konusunda açıkça yetki vermesi gerekmez. Zira asıl taşıyan açısından gemideki yüklerin kime ait olduğu önemli olmadığından asıl navlun sözleşmesi ile bu yetkinin zımni olarak verildiği kabul edilmektedir.

SCHAPS/ABRAHAM, sh. 426; ÇAĞA/KENDER II, sh. 9; ÜLGENER, Çarter Sözleşmeleri

sh. 88.

510 ÇAĞA/KENDER III, sh. 10.

511 ÇAĞA/KENDER II, sh. 9-10; ÜLGENER, Çarter Sözleşmeleri sh. 87;

ÇETİNGİL/KENDER, Deniz Ticareti Hukuku, sh. 111; ILGIN Sezer, Alt Navlun, sh. 3; KENDER Rayegân, Türk Ticaret Kanunu’nun 1067. Maddesinin Uygulaması, (TTK m. 1067),

Deniz Hukuku Dergisi, Yıl 6-7, Sayı 1-4, İstanbul Haziran 2004, sh. 4; ERGUVAN, sh. 100. Ancak burada şu hususun da belirtilmesi özel önem arz etmektedir. Böyle bir ilişkide asıl-alt taşıma ilişkisinden bahsedebilmek için taşıyan ile yapılan navlun sözleşmesi olmak zorundadır. Yapılan sözleşmenin navlun değil de bir kira sözleşmesi olması durumunda ise bu ilişkide taşıyan gemi işletme müteahhidi sayılacağından onun yaptığı diğer sözleşme de asıl navlun sözleşmesi olacaktır. ÜLGENER, Çarter Sözleşmeleri sh. 88.

“asıl taşıtan” olmaktadır513. Şu halde çarter navlununun alacaklısı donatan veya gemi işletme müteahhidi; borçlusu ise asıl taşıtandır.

Konişmento navlununa konu olan bu sözleşmede ise taşıtan sıfatı, yük üzerinde tasarruf yetkisine sahip olan kişiye; taşıyan sıfatı da başkasına ait bir gemi ile taşıma borcunu üzerine alan ve asıl navlun sözleşmesinin taşıtanı olan (asıl taşıtan) kişiye aittir. Alt navlun sözleşmesinden kaynaklanan tarafların sıfatı da; asıl navlun sözleşmesinden ayırt edebilmek maksadı ile alt taşıyan ve alt taşıtan olarak ifade edilmektedir514. Şu halde her iki sözleşmenin de tarafı olan ve alt navlun sözleşmesi ile başkasına ait bir yükü mâliki olmadığı gemi ile taşıtan kişi asıl navlun sözleşmesinde taşıtan (asıl taşıtan); alt navlun sözleşmesinde taşıyan (alt taşıyan) sıfatlarına sahip olmaktadır515.

Navlun sözleşmelerine konu yükün aynı olmasına mukabil asıl ve alt navlun sözleşmeleri ise birbirinden bağımsız iki ayrı sözleşmedir516. Bu sebeple asıl taşıyan

ile alt taşıtan arasında doğrudan bir ilişki bulunmamakta517, asıl navlun ve alt navlun

sözleşmelerinin taşıyanları yalnızca tarafı oldukları sözleşmeden kaynaklanan navlun alacağını talep edebilmektedirler518. Ancak, navlun alacağından doğan yük alacaklısı

      

513 ÇAĞA/KENDER II, sh. 10; ÜLGENER, Çarter Sözleşmeleri sh. 90; ÇETİNGİL/KENDER, Deniz Ticareti Hukuku, sh. 111; ILGIN Sezer, Alt Navlun, sh. 3; ERGUVAN, sh. 100; 1978 tarihli Birleşmiş Milletler Denizde Eşya Taşıma Anlaşması, (Hamburg Kuralları),nda da bu kavramlara yer verilmiştir (Hamburg Kuralları m. 1/I,II). Buna göre; “ “Taşıyan” sözü, gönderilen ile bizzat veya bir temsilcisi marifetiyle denizde eşya taşıma sözleşmesi akteden her şahsı”( m. 1/I );””Fiili taşıyan” taşımanın icrası taşıyan tarafından kısmen veya tamamen kendisine bırakılan her şahıs ile böyle bir ifa kendisine tevdi edilen sair bütün kişileri ifade eder.” şeklinde düzenlenmiştir. Bu konuda geniş bilgi ve sözleşme metni için bkz.

YAZICIOĞLU, Hamburg Kuralları, sh. 38 vd., 185 vd.

514 ÇAĞA/KENDER II, sh. 10; ÇETİNGİL/KENDER, Deniz Ticareti Hukuku, sh. 111; ILGIN

Sezer, Alt Navlun, sh.5; ÇAĞA Tahir, Teminat Karşılığında Gemi veya Yükün Serbest

Bırakılması, BATİDER, C. XV, S. 3, Haziran 1990, sh. 135; ERGUVAN, sh. 100

515 Böylece söz konusu şahıs çarter navlunu ile konişmento navlunu arasındaki farktan yararlanmaktadır. ÇAĞA/KENDER II, sh. 10; ÜLGENER, Çarter Sözleşmeleri sh. 87;

ILGIN, Alt Navlun, sh. 5; ERGUVAN, sh. 100

516 ÇAĞA/KENDER II, sh. 10; ÜLGENER, Çarter Sözleşmeleri sh. 87; ÇETİNGİL/KENDER, Deniz Ticareti Hukuku, sh. 111; AKINCI, sh. 28; ILGIN, Alt Navlun, sh. 57; ÇAĞA, Yükün Serbest Bırakılması, sh.135; KARAYAZGAN, Tez, sh. 40; KARAYAZGAN, İlgili Şahıslar, sh. 264; ERGUVAN, sh. 100.

517 ÇAĞA/KENDER II, sh. 11; ÜLGENER, Çarter Sözleşmeleri sh. 87; ÇETİNGİL/KENDER, Deniz Ticareti Hukuku, sh. 111; ILGIN Alt Navlun, sh. 144; ÇAĞA, Yükün Serbest Bırakılması, sh.135; AKINCI, sh. 29; KARAYAZGAN, Tez, sh. 40; KARAYAZGAN, İlgili Şahıslar, sh. 264.

518 Yargıtayın, alt navlun sözleşmesinin bulunması halinde pişmanlık navlununun talep edilmesi konusunda vermiş olduğu karar ( Yarg. 11. HD. 08/07/19896 T., 1996/3328 E., 1996/5110 K. )

hakkı açısından mesele net değildir. Zira her ne kadar ortada birbirinden bağımsız iki navlun alacağı da olsa bu alacakları temin eden yük tektir. Bu durumda çözümü gereken birkaç mesele vardır.

Öncelikle yük alacaklısı hakkı kime ait olacağı; yani, aynı zamanda alt taşıyan olan asıl taşıtan navlun borcunu ifa etmez, diğer taraftan da alt taşıtan da onun navlun alacağını ödemezse yükün hangi navlunu temin edeceği sorunu ile karşılaşılmaktadır. Yükün tek olması karşısında elbette çatışan iki menfaatten birinin tercih edilmesi gerekir. Ancak kanun koyucu bu ihtimâli öngörmüş değildir. Buna karşılık kanaatimizce böyle bir durumda asıl taşıyan/donatanın navlun alacağına öncelik tanımak ve yükten öncelikle onun alacağını karşılamasına imkân vermek gerekir519. Bu şekilde yapılan tahsilat neticesi bakiye yükün varlığı halinde o yük üzerinde alt taşıyanın yük alacaklısı hakkı devam eder. Aksi halde asıl taşıtanın (alt taşıyan) donatan/asıl taşıyana olan navlun borcunu ödememiş ve fakat alt taşıtandan alt taşıma sözleşmesinden kaynaklanan navlunu almış olması halinde, varma limanında rehin hakkını kullanmak isteyen asıl taşıyan/donatana, alt taşıtan ikinci kez navlun ödeme zorunda kalacaktır520. Böyle bir halde asıl navlun sözleşmesinden kaynaklanan çarter navlunu borcunu ödemeyen asıl taşıtan anlamsız ve haksız bir şekilde asıl taşıyana tercih edilmiş ve adeta ödüllendirilmiş olur.

Burada hem asıl taşıyanın (donatan) hem de alt taşıyanın (asıl taşıtan) yük üzerindeki rehin haklarına birlikte sahip olacakları da düşünülebilir. Ancak kanaatimizce bu durum hem bir hakka birlikte sahip olabilmek için bunun açık bir        

ile bu kararın incelemesi için bkz. KENDER Rayegân, Yargıtay 11. HD’nin 8.7.1996 gün ve E. 1996/3328, K. 1996/5110 sayılı Kararı Hakkında Değerlendirme, DHD, S. II, Haziran–Eylül 1997, sh. 131vd.

519 Benzer yönde bkz. ÇAĞA/KENDER II, sh. 252; ÇAĞA, Yükün Serbest Bırakılması, sh.135,136.

520 Doktrinde bir görüş alt taşıtanın bu duruma düşmemesi için şu tedbirleri alabileceğini tavsiye etmektedir:

1 – Alt taşıyandan, navlunun npeşin ödendiğini gösteren bir donatan konişmentosu almasını isteyebilir.

2 – Asıl taşıyandan (donatan), navlunun varma yerinde hamil tarafından ödeneceği kaydı içeren bir konişmento alınacak ve alt navlun sözleşmesinde de, alt taşıtanın, asıl taşıyana sadece iki navlun arasındaki farkı ödeyeceği kaydı olacak.

3 – Donatatan konişmentosunda, alt taşıyanın navlun borcundan doğan rehin hakkının hamile karşı kullanılmayacağı (franko) kaydı bulunacaktır.

Ayrıca hiçbir şekilde, alt taşıyanın düzenleyeceği konişmento kabul edilmeyecektir. Görüş için bkz. ÇAĞA/KENDER III, sh. 252.

şekilde kanunda yahut sözleşmede öngörülmüş olması ihtiyacı hem de ikinci ihtimâl için bahsetmiş olduğumuz gerekçelerle mümkün değildir.

Türk Ticaret Kanunu’nda olduğu gibi Yeni Türk Ticaret Kanunu’nda da aynı eşya için birden fazla navlun sözleşmesi yapılması ihtimâli düzenlenmemiştir. Dolayısıyla, yürürlükteki Kanun’da olduğu gibi, taşıyan Yeni Kanun’a göre de navlun sözleşmesini mâliki olduğu gemi ile icra etmek zorunda değildir. Yeni Kanun’un taşıyan sıfatını tayin eden 1238. maddesi Türk Ticaret Kanunu’nun 1016 ncı maddesinden Alman Ticaret Kanunu’nun 556 ncı maddesi ile karşılaştırılarak ve dili güncelleştirilerek Yeni Kanun’a alınmıştır521. Aynı yük için birden fazla navlun sözleşmesinin düzenlenmesi halinde navlun alacağından kaynaklanan rehin (hapis) hakkının kime ait olacağı konusunda ise Yeni Türk Ticaret Kanunu’unda açık bir düzenleme yoktur. Bununla birlikte özellikle YTTK m. 1136 ve 1201/II hükümlerinden hareketle Yeni Kanun’da bu durumun farklı olduğu; navlun sözleşmesinden kaynaklanan rehin (hapis) hakkının, yalnızca alt taşıma sözleşmesinden kaynaklanan navlun alacağı için ve asıl taşıtana (alt taşıyana) ait olacağı söylenebilir522.

Belgede Yük alacaklısı hakkı (sayfa 176-180)

Benzer Belgeler