• Sonuç bulunamadı

5. TÜRKİYE’DE İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ

5.1. T.C Anayasası

Türkiye Cumhuriyeti anayasasında ifade özgürlüğünü ilgilendiren iki madde bulunmaktadır. İfade özgürlüğünün sınır ve kapsamının genel hatlarıyla sunulduğu 25 ve 26. maddeler şu şekildedir:

Madde 25 - Herkes, düşünce ve kanaat hürriyetine sahiptir. Her ne sebep ve

amaçla olursa olsun kimse, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz; düşünce ve kanaatleri sebebiyle kınanamaz ve suçlanamaz.

Madde 26. - Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka

yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet resmî makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsar. Bu fıkra hükmü, radyo, televizyon, sinema veya benzeri yollarla yapılan yayımların izin sistemine bağlanmasına engel değildir.

(Değişik: 3.10.2001-4709/9 md.) Bu hürriyetlerin kullanılması, millî güvenlik, kamu düzeni, kamu güvenliği, Cumhuriyetin temel nitelikleri ve Devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünün korunması, suçların önlenmesi, suçluların cezalandırılması, Devlet sırrı olarak usulünce belirtilmiş bilgilerin açıklanmaması, başkalarının şöhret veya haklarının, özel ve aile hayatlarının yahut kanunun öngördüğü meslek sırlarının korunması veya yargılama görevinin gereğine uygun olarak yerine getirilmesi amaçlarıyla sınırlanabilir.

(Üçüncü fıkra mülga: 3.10.2001-4709/9 md.)

Haber ve düşünceleri yayma araçlarının kullanılmasına ilişkin düzenleyici hükümler, bunların yayımını engellememek kaydıyla, düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetinin sınırlanması sayılmaz.

(Ek: 3.10.2001-4709/9 md.) Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetinin kullanılmasında uygulanacak şekil, şart ve usuller kanunla düzenlenir.

1982 Anayasasının “düşünce ve kanaat özgürlüğünü” ve “düşünceyi açıklama

ve yayma özgürlüğünü” ayrı maddelerde düzenlemesinin sebeplerinden biri kanun

koyucunun “düşünce” ve “ifade” arasına bir ayrım getirmesinden kaynaklıdır. Kanun koyucuya göre “düşünce ve kanaat” kişinin iç alemini ilgilendiren kavramlardır ve hiçbir şekilde sınırlandırılamaz. Düşünce ve kanaatin çeşitli araçlarla somutlaşması (yazı, resim, fotoğraf, irade vb.) dış alemi ilgilendirdiğinden bir şekilde sınırlandırılabilir (Avcı, 2013: 183).

Bizce, kanun koyucunun yapmış olduğu bu ayrım son derece hatalıdır. Daha önce de açıkladığımız üzere açıklanamayan düşüncenin kanun tarafından korunması herhangi bir somutluğa etki etmez. Düşünceyi koruma özgürlüğü yalnızca kişinin iç alemini koruma özgürlüğü değildir. “Düşünce özgürlüğü”, “ifade özgürlüğü”, “düşünce ve ifade özgürlüğü” gibi kavramlar bütünlük içerisinde değerlendirilmesi gereken kavramlardır. Düşünce ile ifadeyi birbirinden ayırıp adeta bir izin verilen düşünce alanı oluşturmak, düşüncenin sınırsız, ifadenin sınırlı olduğunu belirtmek aslında dolaylı yoldan “düşünce özgürlüğü yoktur” demektir (Tanilli: 2001, 97). Son tahlilde özgürlük alanlarına karşı anlamsız ayrımlar yapılması keyfi uygulamaları da beraberinde getirir.

1982 Anayasası temel hak ve özgürlükler açısından değerlendirildiğinde dikkat çekici bir ayrıntı da 2. maddesinde bulunan “insan haklarına saygılı devlet” kısmıdır. Daha önce yürürlükte olan Anayasa’da “insan haklarına dayanan devlet” ilkesi yer alırken 1982 Anayasasında “saygılı devlet” şeklinde değiştirilmesi bir üslup farkı

olarak görülemez. Nitekim 1982 Anayasası otoriteyi öne çıkartıp temel hak ve özgürlükleri geri bir noktaya itmiştir (Salihpaşaoğlu, 2007: 79).

İfade özgürlüğünün kategorisi olan basın özgürlüğü ise Anayasanın 28. ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir.

Madde 28 - Basın hürdür, sansür edilemez. Basımevi kurmak izin alma ve malî

teminat yatırma şartına bağlanamaz.

(İkinci fıkra mülga: 3.10.2001-4709/10 md.)

Devlet, basın ve haber alma hürriyetlerini sağlayacak tedbirleri alır. Basın hürriyetinin sınırlanmasında, Anayasanın 26 ve 27 nci maddeleri hükümleri uygulanır.

Devletin iç ve dış güvenliğini, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü tehdit eden veya suç işlemeye ya da ayaklanma veya isyana teşvik eder nitelikte olan veya Devlete ait gizli bilgilere ilişkin bulunan her türlü haber veya yazıyı, yazanlar veya bastıranlar veya aynı amaçla, basanlar, başkasına verenler, bu suçlara ait kanun hükümleri uyarınca sorumlu olurlar. Tedbir yolu ile dağıtım hâkim kararıyla; gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunun açıkça yetkili kıldığı merciin emriyle önlenebilir. Dağıtımı önleyen yetkili merci, bu kararını en geç yirmidört saat içinde yetkili hâkime bildirir. Yetkili hâkim bu kararı en geç kırksekiz saat içinde onaylamazsa, dağıtımı önleme kararı hükümsüz sayılır.

Yargılama görevinin amacına uygun olarak yerine getirilmesi için, kanunla belirtilecek sınırlar içinde, hâkim tarafından verilen kararlar saklı kalmak üzere, olaylar hakkında yayım yasağı konamaz.

Süreli veya süresiz yayınlar, kanunun gösterdiği suçların soruşturma veya kovuşturmasına geçilmiş olması hallerinde hâkim kararıyla; Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünün, millî güvenliğin, kamu düzeninin, genel ahlâkın korunması ve suçların önlenmesi bakımından gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunun açıkça yetkili kıldığı merciin emriyle toplatılabilir. Toplatma kararı

veren yetkili merci, bu kararını en geç yirmidört saat içinde yetkili hâkime bildirir; hâkim bu kararı en geç kırksekiz saat içinde onaylamazsa, toplatma kararı hükümsüz sayılır.

Süreli veya süresiz yayınların suç soruşturma veya kovuşturması sebebiyle zapt ve müsaderesinde genel hükümler uygulanır.

Türkiye’de yayımlanan süreli yayınlar, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, Cumhuriyetin temel ilkelerine, millî güvenliğe ve genel ahlâka aykırı yayımlardan mahkûm olma halinde, mahkeme kararıyla geçici olarak kapatılabilir. Kapatılan süreli yayının açıkça devamı niteliğini taşıyan her türlü yayın yasaktır; bunlar hâkim kararıyla toplatılır.

Anayasada basın özgürlüğü, AİHS’e taraf birçok devletin mevzuatlarında olduğu gibi şeffaf değildir. Anayasada katı bir şekilde yorumlanan basın özgürlüğü özellikle 26. ve 27. maddelerde düzenlenen sınırlandırma nedenleri ile sekteye uğramaktadır. Basın, ancak devletin oluşturduğu idari ve hukuk sisteminin izin verdiği bir alanda toplumsal görevini yapabilmektedir.

Şuan yürürlükte olan 1982 Anayasasının AİHS standartları çerçevesinde bazı olumlu düzenlemeleri olsa da ifade özgürlüğü ve özelinde basın ve iletişim özgürlüğü çerçevesinde kısıtlı bir hak imkanı tanımaktadır.

Benzer Belgeler