• Sonuç bulunamadı

Tüzel Kişiler Hakkında Güvenlik Tedbirleri (T.C.K 60)

AFFIN TANIMI, HUKUKİ NİTELİĞİ, TARİHÇESİ, AFFIN ÇEŞİTLERİ, AF BENZERİ MÜESSESELER

E. Güvenlik Tedbirlerinin Çeşitler

6. Tüzel Kişiler Hakkında Güvenlik Tedbirleri (T.C.K 60)

Tüzel kişilerin cezai sorumluluğunu incelerken bu Kanunun ceza hukukunda tartışmalı olduğunu ve Yeni Türk Ceza Kanunu sistemimizin tüzel kişiler hakkında ceza yaptırımı uygulanamayacağı düzenlemesi getirdiğini belirtmiştik.226 İşte Türk Ceza Kanunun bu sisteme uygun olarak Tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbirleri öngörmüştür.227

Ancak öngörülen bu güvenlik tedbirinin uygulanabilmesi için bu hususun açıkça belirtilmiş olması şartı aranacaktır. Yani 60.maddedeki genel düzenlemeye istinaden tüzel kişiler hakkında bu maddede öngörülen güvenlik tedbiri uygulanamayacak ayrıca ceza öngören ilgili maddede tüzel kişi hakkında da güvenlik tedbirine hükmedilir. Bu durumda, bir ve devamı fıkralarda belirlenen işlemler tekrarlanır.

İşlediği fiille ilgili olarak hastalığı yüzünden davranışlarını yönlendirme yeteneği azalmış olan kişi hakkında birinci ve ikinci fıkra hükümlerine göre yerleştirildiği yüksek güvenlikli sağlık kuruluşunda düzenlenen kurul raporu üzerine, mahkûm olduğu hapis cezası, süresi aynı kalmak koşuluyla, kısmen veya tamamen, mahkeme kararıyla akıl hastalarına özgü güvenlik tedbiri olarak da uygulanabilir. Suç işleyen alkol ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde bağımlısı kişilerin, güvenlik tedbiri olarak, alkol ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde bağımlılarına özgü sağlık kuruluşunda tedavi altına alınmasına karar verilir. Bu kişilerin tedavisi, alkol ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde

bağımlılığından kurtulmalarına kadar devam eder. Bu kişiler, yerleştirildiği kurumun sağlık kurulunca bu yönde düzenlenecek rapor üzerine mahkeme veya hâkim kararıyla serbest bırakılabilir.”

226 TCK 20/2

227 Türk Ceza Kanunun 60. maddesi şu şekildedir “ Bir kamu kurumunun verdiği izne dayalı olarak faaliyette bulunan özel hukuk tüzel kişisinin organ veya temsilcilerinin iştirakiyle ve bu iznin verdiği yetkinin kötüye kullanılması suretiyle tüzel kişi yararına işlenen kasıtlı suçlardan mahkûmiyet hâlinde, iznin iptaline karar verilir.

Müsadere hükümleri, yararına işlenen suçlarda özel hukuk tüzel kişileri hakkında da uygulanır. Yukarıdaki fıkralar hükümlerinin uygulanmasının işlenen fiile nazaran daha ağır sonuçlar ortaya çıkarabileceği durumlarda, hâkim bu tedbirlere hükmetmeyebilir.

tedbiri uygulanacağı hükmünün açıkça öngörülmüş olması gerekecektir.228Bu madde hükümleri kanunun ayrıca belirttiği hallerde uygulanır.

b. Tüzel Kişiler Hakkında Güvenlik Tedbiri Uygulanmasının

Şartları

Yeni Türk Ceza Kanunumuz Tüzel kişiler hakkında Güvenlik tedbiri uygulanabilmesini belirli şartlara tabi tutarak uygulama alanını sınırlamıştır.

(1). Hakkında Güvenlik tedbiri uygulanacak tüzel kişi özel hukuk tüzel kişisi olmalıdır.

Türk Ceza kanunun 1997 tarihli tasarısında özel hukuk tüzel kişisi ayrımı yoktu. Ancak bu düzenlemeye yönelik yoğun ve haklı eleştiriler sonrası düzenleme özel hukuk tüzel kişileri olarak değiştirilmiştir.

19987 tasarısındaki düzenlemeye göre kamu tüzel kişileri de düzenleme kapsamında kalıyordu. Yani bu tüzel kişilerinde sutçun faili olabilecekleri kabul ediliyordu. Her ne kadar gerekçede aksi belirtilmekle birlikte devletin bu düzenleme dışında olduğu söylenemez bu yaklaşıma katılmak mümkün değildir. Devlet suç işlemez kuralı günümüzde de geçerliliğini korumaktadır. 2000 Türk Ceza kanunu tasarısı bu yanlışlığı görerek ve yapılan eleştirileri göz önüne alarak tüzel kişilerin ceza sorumluluğuna ilişkin düzenlemeyi sadece özel hukuk tüzel kişileri bakımından benimsenmiştir. 229

228 TCK 60/4

(2).Tüzel kişinin bir kamu kurumunun verdiği izne dayalı olarak kurulmuş olması gerekir.

Hukukumuzda tüzel kişiler kişi topluluğu olan dernekler ile mal topluluğu olan vakıflar, siyasi partiler ve ticaret şirketleridir. Ayrıca sendikalar kanunu gereğince kurulmuş olan sendikalarında tüzel kişilikleri söz konusudur.

Dernekler, sendikalar vakıflar ve siyasi partiler izin alınmadan kuruldukları için yeni düzenleme ile 60.maddenin kapsamı dışında kalacaklardır. Bu durumda 60.maddenin kapsamına sadece anonim şirketler, limited şirketler , komandit şirketler ve kooperatiflerin girdiği tespitini yapmak doğru olacaktır. Çünkü ticaret şirketleri ve kooperatiflerin tüzel kişilik kazanmaları ancak sanayi ve ticaret Bakanlığının izni ile mümkün olmaktadır.230

(3). Tüzel Kişinin İznin Sağladığı Yetkinin Kötüye Kullanılması Suretiyle Suç İşlemiş Olması Gerekir

Maddenin gerekçesinde bu şartın gerçekleşmesine ilişkin olarak uyuşturucu veya uyarıcı madde ticaretinden elde edilen gelirlere meşruiyet görüntüsü kazandırmak için döviz bürosunun kullanılması örnek olarak verilmiştir. Dolayısıyla işlenen suç ile iznin kullanımı arasında nedensellik bağı bulunması gerekir.231

230 Haluk Çolak - Uğur Altun, “Güvenlik Tedbirleri ve 5237 Sayılı Türk Ceza Kanuna Göre Yaptırım Teorisindeki Yeri”, www.hukuki.net/hukuk/index.php?article=492 (24.12.2007)

231 5237 sayılı TCK nun 60. madde gerekçesi şöyledir ” Anayasamızda da güvence altına alınan ceza sorumluluğunun şahsîliği kuralının gereği olarak sadece gerçek kişiler hakkında ceza yaptırımına hükmedilebilir. Ancak bu ilke, işlenen suç dolayısıyla özel hukuk tüzel kişileri hakkında güvenlik tedbiri niteliğinde yaptırımlara hükmedilmesine engel değildir. Bu nedenle maddede, özel hukuk tüzel kişileri hakkında hükmedilebilecek güvenlik tedbirlerinin tür ve koşulları düzenlenmiştir. Maddede öngörülen ilk güvenlik tedbiri, faaliyet izninin iptalidir. Bunun için ilk koşul özel hukuk tüzel kişisine, belirli bir faaliyette bulunabilmesine ilişkin bir kamu kurumunca verilen bir iznin varlığıdır. İkinci koşul ise, bu iznin sağladığı yetkinin kötüye kullanılması suretiyle tüzel kişi yararına kasıtlı bir suç işlenilmesidir. Dikkat edilmelidir ki, burada söz konusu olan suç, tüzel kişi yararına işlenmiş herhangi bir suç değildir. İşlenen suçla, verilen iznin kullanılması arasında nedensellik bağı olmalıdır. Ayrıca, özel hukuk tüzel kişisinin organ veya temsilcilerinin bu suçun işlenmesine iştirak etmeleri gerekir. Örneğin uyuşturucu veya uyarıcı madde ticaretinden elde edilen gelirlere meşruiyet görüntüsü kazandırmak için bir döviz bürosunun kullanılması hâlinde, bu döviz bürosunu işleten özel hukuk

(4). Suçun Kasten İşlenebilen Bir Suç Olması Gereklidir.

Türk ceza kanununda kasıtlı suçların cezalandırılması kuralı geçerlidir. Taksirli bir suçun cezalandırılması için bunun kanunda açıkça belirtilmesi gerekir.232 Bu düzenlemenin tabi sonucu olarak maddede sadece kasıtlı suçlar halinde güvenlik tedbiri uygulanabileceği hükmü getirilmiştir.

(5). Suçun Tüzel Kişi Yararına İşlenmesi Gerekir

Suçun işlenmesi ile tüzel kişiliğin yarar elde etmesi gerekir. Tüzel kişiler için bu husus daha çok malvarlığındaki artış şeklinde olabilir.

(6). Suçun Tüzel Kişinin Organ veya Temsilcisinin İştiraki İle İşlenmesi Gerekir

Suçun tüzel kişinin doğrudan doğruya organ veya temsilcisi tarafından işlenmesi yada tüzel kişinin organ veya temsilcisinin işlenen kasıtlı suça iştirak etmesi gereklidir.

Tüm bu şartların bir arada gerçekleşmesi halinde iznin, iptaline karar verilecektir.

tüzel kişisinin, döviz bürosu işletmek için aldığı izin iptal edilecektir. Yine, ilaç üretmek için izin alınmış olan bir laboratuarda uyuşturucu veya uyarıcı madde üretimi yapılması durumunda da, aynı sonuç doğacaktır. Özel hukuk tüzel kişileri bakımından öngörülen ikinci güvenlik tedbiri ise müsaderedir. Buna göre, tüzel kişi yararına işlendiği belirlenen suç bakımından, müsadere hükümlerindeki koşullar da gerçekleşmiş ise, o suçla bağlantılı olan eşya ve maddî çıkarların müsaderesine hükmedilecektir. Bu hâlde iyi niyetli üçüncü kişilerin hakları korunacaktır. Özel hukuk tüzel kişileri ile ilgili güvenlik tedbirlerinin uygulanmasında, işlenen suç dikkate alındığında, çok ağır sonuçlar doğabilir. Örneğin çok sayıda kişi işsiz kalabilir veya iyi niyetli üçüncü kişiler bakımından telafisi güç kayıplar meydana gelebilir. İşte bu gibi hâllerde mahkeme maddedeki orantılılık ilkesine dayanarak bu güvenlik tedbirlerine hükmetmeyebilecektir. Özel hukuk tüzel kişileri hakkında uygulanacak güvenlik tedbirlerine, her suç bakımından değil, kanunda özel olarak belirtilen hâllerde hükmedilebilecektir.”

İznin iptali kavramına ilişkin olarak Türk Ticaret Kanunu ve 1163 Sayılı kooperatifler kanunda bu hususta düzenleme bulunmamaktadır. Mahkemenin iznin iptaline karar vermesi halinde tüzel kişiliğin tasfiyesi gündeme gelecektir. Bu durumda konu ile ilgili ilk düzenleme Türk ticaret kanunun, 274.maddesi ile 1163 sayıl kanunun 81/1-4.ncü maddeleridir. T.T.K.nun 274.maddesinde kanuna ve kamu düzenine aykırı işlemler ve faaliyetlerde bulunan şirketler aleyhine özel yasalardaki hükümler saklı kalmak kaydıyla Sanayi ve Ticareti Bakanlığınca fesih davası açılabileceği düzenlenmiştir. Yine 1163 sayılı yasanın 81/1-4.üncü maddesinde “kanunlarda öngörülen diğer hallerde ilgili bakanlığın mahkemeden alacağı karar üzerine” kooperatifin tasfiye edilebileceği düzenlenmiştir.233

Ancak iznin iptali fiile nazaran daha ağır sonuçlar ortaya çıkarabileceği durumlarda, hakim bu tedbirlere hükmetmeyebilir. Örneğin bir bankanın bir şubesinin T.C.K. 282/2 md öngörülen suçtan kaynaklanan malvarlığını aklama suçunun işlenmesine kasten iştirak etmesi halinde bankacılık izninin iptali on binlerce kişinin işsiz kalmasına ve aynı zamanda ülke ekonomisinin bu nedenle ciddi yaralar almasına sebep olabileceğinden bu gibi hallerde işlenen suç nedeniyle sağlanan menfaatte dikkate alınarak iznin iptaline karar verilmemesi gerekir.

Tüzel kişiler hakkındaki bu hükmü ileride 213 sayılı yasada yapılacak değişiklik sonucu vergi suçları içinde uygulama alanı bulabilecek olması nedeniyle bunu ayrıntılı olarak ele almıştır.

Türk Ceza Kanunun’ da Tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbiri uygulaması öngörülen suçlar şöyledir.(TCK76/3-,77/3, 78/2, 79/3, 80/4, 90/6, 91/7, 111, 140, 169, 181/5, 189, 226/6, 227/7, 228/3, 242, 246, 253, 282/4, 302/3, 304/3, 309/3 )

İKİNCİ BÖLÜM