• Sonuç bulunamadı

2.3. Değerler Eğitimi

2.3.3. Türkiye ve Azerbaycan Eğitim Sistemlerinde Değerler Eğitimi

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nde yürürlükte olan 1982 Anayasasının 42. maddesi eğitim ve öğrenim hakkı ve ödevi ile ilgilidir. Türkiye Millî Eğitim Sistemi’nin ana dayanak noktası Anayasa’nın 42. maddesidir: Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz. Öğrenim hakkının kapsamı kanunla tespit edilir ve düzenlenir. Eğitim ve

öğretim, Atatürk ilkeleri ve inkılâpları doğrultusunda, çağdaş bilim ve eğitim esaslarına göre, Devletin gözetim ve denetimi altında yapılır. Bu esaslara aykırı eğitim ve öğretim yerleri açılamaz. Eğitim ve öğretim hürriyeti, Anayasaya sadakat borcunu ortadan kaldırmaz. İlköğretim, kız ve erkek bütün vatandaşlar için zorunludur ve Devlet okullarında parasızdır. Türkçeden başka hiçbir dil, eğitim ve öğretim kurumlarında Türk vatandaşlarına anadilleri olarak okutulamaz ve öğretilemez. Eğitim ve öğretim kurumlarında okutulacak yabancı diller ile yabancı dille eğitim ve öğretim yapan okulların tabi olacağı esaslar kanunla düzenlenir. Milletlerarası antlaşma hükümleri saklıdır (Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, 1982, s.8). Bu madde doğrultusunda 1739 sayılı Millî Eğitim Kanunu’nun hazırlanmasıyla Türk eğitim sisteminin amaçları belirlenmiştir.

Millî Eğitim Temel Kanunu’nun genel amaçlarında bulunan ikinci madde ile Türk milletinin hangi esaslar doğrultusunda yetiştirileceği ele alınmaktadır. Atatürk inkılap ve ilkelerine ve Anayasada ifadesini bulan Atatürk milliyetçiliğine bağlı; Türk Milletinin millî, ahlaki, insani, manevi ve kültürel değerlerini benimseyen, koruyan ve geliştiren; ailesini, vatanını, milletini seven ve daima yüceltmeye çalışan, insan haklarına ve Anayasanın başlangıcındaki temel ilkelere dayanan demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devleti olan Türkiye Cumhuriyetine karşı görev ve sorumluluklarını bilen ve bunları davranış hâline getirmiş yurttaşlar olarak yetiştirmek, Türk Millî Eğitimi’nin genel amaçlarıdır (METK, 1973). Bahsi geçen amaçlar değerler ve değerler eğitimi kavramları ile doğrudan ilişkilidir.

Millî Eğitim Şûraları, Türk millî eğitimi ile ilgili her türlü konunun, yetkililer ve uzmanlarca görüşüldüğü, tartışıldığı ve karara bağlandığı geniş çaplı toplantılardır. Şûralarda önceden belirlenen çeşitli gündemler için komisyonlar oluşturulur. Komisyonlar, üyelerin görüşleri ve fikir alışverişleri sonucu aldıkları kararları öneri olarak sunar. Bu konular Şûra’ya sunularak değerlendirilir ve karara bağlanır (Çeçen ve Çiftçi, 2008, s.25).

Millî Eğitim Şûraları’nda alınan kararları inceleyen Kılıç ve Güven (2016) değerler eğitimin yer aldığı, tavsiye kararların verildiği toplantı sayısının dört olduğunu ifade etmişlerdir. 1, 2, 4 ve 18. Millî Eğitim Şûraları’nda değerler eğitimi/vatandaşlık/demokrasi eğitimi konuları görüşülmüştür (s.595).

18. ve 19. Millî Eğitim Şûraları değerler eğitimi açısından oldukça önemlidir. 18. Şûra’da doğrudan değer aktarımı yapmak yerine evrensel ve ulusal değerlerin birlikte yorumlanması tavsiye edilmektedir. Öğrencilerdeki bilişsel gelişimin yanında değerlerin verilerek farkındalık oluşturması ve duygusal olarak da gelişmesinin önemi ifade edilmiştir (MEB, 2010a). 19. Şûra’da ise değerler eğitimine farklı okul türleri altında

değinilmektedir. Örneğin okul öncesi dönemle ilgili alınan kararların bulunduğu bölümde sadece değerler eğitimine yer verilmesi ifade edilmişken, ortaokullar başlığı altında “Değerler eğitimine öğretim programlarında etkin bir şekilde sarmallık anlayışla yer verilmesi” ifadesi yer almaktadır (MEB, 2014).

2010 yılında yayınlanan 53 numaralı İlk Ders Genelgesi’nde okullarda değerler eğitimi ile ilgili yoğun çalışmaların yapılması istenmektedir. Bu genelgede sosyal hayatın vazgeçilmez parçası ulusal, manevi, sosyal, ahlaki ve kültürel değerlerin okullarda güçlendirilmesi gerekliliği vurgulanmaktadır. Öğretmenlerin değerler eğitimi ile ilgili aldıkları sorumluluklar açısından önemlidir (MEB, 2010b).

Azerbaycan Eğitim Sistemini incelemek için öncelikle tarihine odaklanmak gereklidir. 28 Nisan 1920 tarihinde Kızıl Ordu tarafından işgal edilen Azerbaycan’da yetmiş yıllık bir komünist eğitim süreci başlamıştır. Bu süreç içerisinde öncelikle yürürlükte olan Arap alfabesi 1925 yılında kaldırılarak Latin alfabesine geçilmiştir. 1928 yılında Türkiye Cumhuriyeti’nin Latin alfabesini kabul etmesiyle, Azerbaycan’da Latin alfabesi kaldırılmış ve Kiril alfabesi getirilmiştir (Savaş, 2009, s.270).

Azerbaycan Eğitim Sisteminin esas noktası Tahsil Kanunu’dur. Bağımsızlığını elde eden Azerbaycan, 1992 yılında yeniden düzenlenen bu kanunla birlikte eğitim sisteminin de çerçevesini belirlemiştir. Azerbaycan Cumhuriyeti Anayasası’nın 42. maddesi eğitim hakkı ile ilgilidir. Bu kanuna göre her vatandaşın eğitim hakkı vardır, devlet parasız, zorunlu genel ilk öğretim hakkını temin eder, eğitim sistemi devletin denetimindedir, maddi durumuna bakmaksızın özel yetenekli kişilerin eğitimini devam ettirmesi, devlet tarafından temin edilir, devlet, asgari eğitim standartlarını belirler (Aleskerli, 2005).

Azerbaycan eğitim sistemindeki değişimlerin esas dayanağı ve devletin temel siyaseti çok yönlü, kapsamlı, sağlam bilgiye sahip, yetenekli, alanında uzman, kültürlü, kendi geçmişine ve soy köküne bağlı, millî ve manevi değerlerine sahip, millî bağımsızlık ve demokratik ananelere bağlı, gelişmekte olan dünyaya hızlı entegre olabilen, vatanını, milletini seven, vatandaş haklarına saygılı, vatanı Azerbaycan’ı dünyanın gelişmekte olan ülkeleri arasına katmaya azimli bir insan yetiştirmektir. Diğer anlamıyla Azerbaycan’ın bağımsızlığını ebedi kılacak ve ona sahip olacak gençliyi yetiştirmek eğitim sisteminin en büyük amacıdır. Kanunda ifade edilen değerleri gelecek nesillere aktarmak için okullarda farklı uygulamalar yapılmaktadır. Azerbaycan okul öncesi eğitim kurumlarında kahramanlık, evcilik ve vatanseverlikle ilgili oyunlar oynatılır; devlet marşı ve değerleri öğretilir (Agamalıyev, 1999).

Türkiye ve Azerbaycan’daki eğitim sistemlerinin yapısında birçok benzerlik bulunmaktadır. Ayrılan noktaların en dikkat çekici olanı ise Azerbaycan’da Tüzük ve Yönetmeliklerin okullar tarafından hazırlanabilmesidir. Türkiye’de yönetmelikler Bakanlık tarafından hazırlanır ve uygulanır. Azerbaycan’da ise okullar, hazırladıkları yönetmeliği il Müdürlüklerine ve Bakanlığa onaylatmaktadır (Çeltikçi, 2013, s.52).