• Sonuç bulunamadı

4. ÇEKİM MODELİ ÇERÇEVESİNDE TÜRKİYE VE ÇİN’İN İHRACAT

4.4. Çekim Modeline Göre Türkiye ve Çin’in Bazı Ortak Pazarlar Üzerinden

4.4.4. Türkiye-Rusya, Çin-Rusya ihracat potansiyeli değerlendirmesi

Türkiye’nin ihracatında önemli pazarlarından biri olan Rusya aynı zamanda Çin açısından da önemli bir pazar haline gelmiştir. Rusya’nın son dönemde siyasi gerekçelerle ekonomide istikrarsız bir görünüm sergilemesine karşın enerji alanındaki geniş kaynakları nedeniyle gerek Türkiye gerekse de Çin açısından önemini korumaya devam etmektedir. Grafik 4.4’te her iki ülkenin 2001 ve 2013 yıllarında Rusya’ya gerçekleştirmiş oldukları ihracat ve potansiyel ihracat düzeyleri gösterilmiştir. Türkiye’den Rusya’ya gerçekleştirilen ihracat 2001 yılında 0,9 milyar dolar iken 2013 yılında yaklaşık 7 milyar dolara yükselmiştir. Analiz sonuçlarına göre ise Türkiye’nin potansiyel ihracatı 2001 yılında 0,4 milyar dolar iken 2013 yılında 8,4 milyar dolar olarak hesaplanmıştır. Çin’in Rusya’ya ihracatı 2001 yılında 2,7 milyar ve 2013 yılında ise 49,9 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Çin’in Rusya’ya potansiyel ihracatı, 2001 ve 2013 yıllarında sırasıyla 1,7 milyar dolar ve 60,7 milyar dolar olarak hesaplanmıştır.

Grafik 4.4. Türkiye-Rusya, Çin-Rusya İhracat Potansiyeli ve Gerçekleşmesi (2001, 2013)

(Milyon dolar)

264 USTR, http://www.ustr.gov/countries-regions/china-mongolia-taiwan/peoples-republic-china Erişim Tarihi: 13.01.2015

135 135

Coğrafi açıdan Türkiye’nin, Çin’e kıyasla avantajlı durumda bulunduğu Rusya pazarına 2001 yılında potansiyelin üzerinde ihracat gerçekleştirmesine karşın 2013 yılındaki ihracatı potansiyelin bir miktar altında kalmıştır. 2013 yılında Ukrayna ile yaşadığı siyasi sorunlar nedeniyle ekonomik istikrar konusunda sorunlar yaşayan Rusya’ya Türkiye İhracatçılar Meclisinin verilerine göre 2014 yılı sonunda gerçekleştirilen mal ihracatı 6,05 milyar dolar olurken bir önceki yıla göre yaklaşık 1 milyar daha düşük gerçekleşmiştir. 2013 yılında en fazla ihracat yapmış olduğumuz üçüncü ülke olan Rusya bu düşüş sonrasında 7. sıraya gerilemiştir. 2014 yılında otomotiv ve tekstil alanında önemli düşüşler yaşanmasına karşılık yaş sebze ve meyve ihracatı yüzde 7,3 oranında artarak 0,94 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Çin ise Rusya’ya 2013 yılında 49,9 milyar dolar ihracat gerçekleştirirken 60,7 milyar dolar olan potansiyelinin altında kalmakla birlikte yüzde 14,4 oranında ülke pazar payı ile Rusya’nın en büyük ithalatçısı olmuştur.

Türkiye ve Çin açısından önemli sayılan ülkelerde karşılaştırmalı incelemesi yapıldıktan sonra Türkiye ve Çin’in 2013 yılı potansiyel ihracat ile gerçekleşen ihracat düzeylerinin analiz çalışmasında yer alan tüm ülkelerin karşılaştırıldığı Tablo 4.3’te kırmızı renk ihracatçı ülkenin partner ülkeye potansiyelin altında, yeşil renk ise potansiyelin üzerinde ihracat gerçekleştirdiğini göstermektedir. Türkiye 2013 yılında seçilen 42 ülke içerisinde 16 ülkeye potansiyelin üzerinde ihracat gerçekleştirirken geri kalan 26 ülkede potansiyelin altında kalmıştır. Buna karşın Çin aynı dönemde 29 ülkeye potansiyelin üzerinde ihracat gerçekleştirirken 13 ülkeye potansiyelin altında mal ihraç etmiştir. Seçilen ülkelerin coğrafi durumu ve Türkiye ve Çin’in ihracat performansı birlikte değerlendirildiğinde şu sonuca varılabilir: Türkiye yakın coğrafyadaki birçok ülkeye potansiyeline yakın veya potansiyelin üzerinde ihracat gerçekleştirirken uzak coğrafyadaki ülkelerde potansiyelinin altında performans sergilemiştir. Özellikle Türkiye’nin Çin ve ABD gibi küresel ticaret alanındaki iki büyük ithalatçı ülkede potansiyelin oldukça altında ihracat gerçekleştirmesi dikkat çeken bir sonuç olmuştur. Buna göre Türkiye’nin öncelikli olarak kısa ve orta vadede potansiyelinin altında ihracat gerçekleştirdiği ülkelerde var olan potansiyelini kullanarak ihracat düzeyini artırması gerekmektedir. Çin ise seçilen 42 ülke baz alındığında komşu ekonomilere yoğun ihracat gerçekleştirmesinin yanında uzak

136 136

coğrafyadaki gelişmiş ve gelişmekte olan birçok ekonomiye potansiyeline yakın veya potansiyelin üzerinde ihracat gerçekleştirmiştir. Bu durum çekim modelinde öne çıkan ülkelerin ekonomik büyüklükleri ve uzaklık değişkenlerinin de ötesinde Çin’in uyguladığı farklı politikalar ile birçok ülkeye ihracatını artırmayı başardığını göstermektedir. Türkiye’nin de özellikle uzak coğrafyada kullanılamayan ihracat potansiyelini değerlendirmesine yönelik ekonomik ve siyasi açıdan doğru açılım politikalarının uygulaması gerekmektedir.

Tablo 4.3. Türkiye ve Çin'in 2013 Yılı Potansiyel ve Gerçekleşen İhracat Düzeyleri

(Milyar dolar)

Kaynak:Gerçekleşme: UN-COMTRADE, http://comtrade.un.org/data/, 10.12.2014. Potansiyel: Çekim modeli sonuçlarına göre yazar tarafından hesaplanmıştır.

137 137

Şekil 4.1’de ise Türkiye’nin çekim modeli örneklemesinde yer alan 42 ülkede 2001 ve 2013 yıllarında gerçekleşen ihracatın o yılın potansiyel ihracatına oranı gösterilmiştir. Şekil üzerindeki renklerin tonu orana göre değişkenlik göstermekte ve oranın 1’in altında olması Türkiye’nin potansiyelin altında mal ihraç ettiği, 1’den büyük olması ise Türkiye’nin potansiyelin üzerinde ihracat gerçekleştirdiği anlamına gelmektedir. Türkiye’nin 2001 yılında Avrupa’daki birçok ülkede, Rusya ve ABD’de ihracat potansiyelini kullandığı, Latin Amerika ve Asya’da ise aynı dönemde potansiyelini kullanamadığı görülmektedir. 2013 yılında ise AB-28 bölgesinin yanında Kuzey Afrika ve Ortadoğu Bölgesinin ön plana çıkmaya başlamasıyla ihracatın bu bölgede arttığı ve potansiyelin üzerinde ihracat gerçekleştirildiği görülmektedir. 2001 yılının aksine 2013 yılında uzak coğrafyadaki Asya ve ABD pazarlarında ihracat potansiyelinin daha az kullanıldığı tespit edilmiştir. 2001-2013 döneminde Türkiye’nin ihracat potansiyelini kullanma düzeyindeki değişim dikkate alındığında 2001 yılında potansiyeli kullanma düzeyi daha dengeli görülürken 2013 yılında bu durumun yakın coğrafyadaki ülkelere yoğunlaştığı ve uzak coğrafyadaki etkinliğin azaldığı görülmektedir. Türkiye’nin ihracatta etkinliği AB-28, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da artmasına karşın uzak coğrafyadaki birçok önemli pazarda göreli olarak azalması dış ticarette istikrar açısından risk olarak görülmektedir.

138 138

Şekil 4.1 Türkiye'nin Seçilmiş 42 Ülkede İhracat Potansiyeli Kullanımındaki Gelişim

Kaynak: UN-COMTRADE http://comtrade.un.org/data/, 21.10.2014 verilerinden yararlanılarak hesaplanmıştır.

Şekil 4.1’de harita üzerinde renklerin tonuna bakıldığında Türkiye’nin 2013 yılına kıyasla 2001 yılında daha geniş alanda ve birçok ülkede ihracat potansiyelini daha iyi kullandığı buna karşın 2013 yılında uzak coğrafyadaki ülkelerin yerine yakın coğrafyadaki ülkelere ihracatın arttığı ve ihracat potansiyelini bu ülkelerde daha etkin kullandığı görülmektedir. Buna karşın Türkiye 2001 ve 2013 yıllarında uzak coğrafyadaki ülkelerin ithalat taleplerinden yeteri oranda yararlanamamaktadır. Birçok gelişmiş ülke ekonomileri, gelişen Asya ve özellikle Çin’in hızla gelişen iç pazarından pay elde edebilmek adına politikalar geliştirirken Türkiye’nin 2001-2013 arası dönemde Asya’nın yanında Latin Amerika ve Kuzey Amerika ülkelerinde var olan ihracat potansiyelinden yeteri oranda faydalanamadığı görülmektedir. Çin’in

139 139

birçok ülkeye potansiyelin üzerinde mal ihraç etmesine karşın Türkiye’nin bunu başaramamasında en temel iki neden olarak; üretilen ürünün küresel piyasalarda yüksek talep görmemesi ve üretilen ürünün uzak coğrafyadaki ülkelere düşük maliyetle ulaştıracak lojistik ağın gelişmiş olmaması olarak sıralanabilir.

Türkiye’nin sanayi üretiminde yüksek teknolojili ürünlerin payının yüzde 2’nin altında olması ve sanayi üretim kapasitesinin yoğun şekilde orta ve düşük teknolojili ürünlerin üretiminde kullanılması nedeniyle küresel piyasada Türkiye’nin ihraç mallarına olan talep sınırlı kalmaktadır. Buna karşılık gerek yerli üretim gerekse de DYY vasıtasıyla yüksek teknolojili ürünlerin payının yüksek olduğu Çin’in ihraç ürünleri dünyanın birçok farklı yerlerine yayılabilmiştir. Bu duruma örnek olarak ekmek ile akıllı telefon ürünleri ele alındığında, bir tüketici açısından ekmek talebi oldukça yakın mesafedeki tedarikçilerden temin edilmeye çalışılmaktadır. Buna karşın akıllı telefon olarak iPhone marka telefon ele alındığında, söz konusu ürün dünyanın her ülkesinde satışı gerçekleşmektedir. Türkiye’nin üretim kapasitesini çoğunlukla sebze ve yaş meyve gibi kısa sürede bozulan ürünler veya tekstil ve gıda gibi düşük ve orta teknolojili ürünlerin üretiminde kullanmasından dolayı erişim sağlayabildiği pazarlar sınırlı kalmaktadır. Bu nedenle Türkiye’nin imalat sanayii üretiminde dönüşümü sağlayacak politikaların hayata geçirilmesiyle küresel piyasalarda talebi yükselen ürünlerin üretimine yönelmesi ve bu ürünlerin üretiminde aynı zamanda yerli katma değerin payının artırılması büyük önem taşımaktadır. Sonraki aşamada ise üretilen ürünlerin uzak ülkelere taşınması amacıyla lojistik ağın gelişmiş olması gerekmektedir. Türkiye’de lojistik ağ yeterince gelişmediği ve taşımacılık maliyetli olduğu için uzak ülkelere mal ihracatı maliyetli olmaktadır. Buna karşın Çin gelişmiş lojistik ağı sayesinde dünyanın birçok ülkesine önemli mal sevkiyatı gerçekleştirirken, aynı zamanda bazı önemli limanların işletim haklarını alarak bu ağını genişletmeye devam etmektedir. Örneğin Türkiye’de bir tüketici 1 dolar değerinde Çin menşeli basit bir telefon kılıfı için internet üzerinden siparişinde ilave bir kargo ücreti ödenmezken, Türkiye’de yurtiçine yönelik yapılan her hangi bir alışveriş için ise ilave kargo ücreti verilmesi gerekmektedir. Bu durum doğal olarak pazarın genişlemesini engellemektedir. Bu açıdan bakıldığında üretilen ürünlerin yurtiçinde veya yurtdışındaki herhangi bir tüketiciye düşük maliyetle ulaştırılması büyük önem arz etmektedir.

140 140

5. TÜRKİYE’NİN İHRACAT HACMİNİN ARTIRILMASINA YÖNELİK