• Sonuç bulunamadı

16– DERİCİLİK HAKKINDA GENEL BİLGİ 1 Derinin Tanımı

3. Türkiye’de Deri Konfeksiyon Sektörü

Anadolu’da deri sektörü oldukça eski bir geçmişe sahiptir. Anadolu’da deri işlenmesinin, Mısır ve Mezopotamya uygarlıkları ile ortak bir tarihi bulunmaktadır. Bunu yanısıra, Türkler Orta Asya’da yaşadıkları dönemlerde de dericilikle uğraşmışlardır.

Osmanlılar döneminde de Anadolu’da dericilik gelişimini sürdürmüştür. Osmanlı ordusunun temel kullanım malzemesinin deri olması sektörünün önemini de arttırmıştır. Bu dönemde Anadolu’da küçük atölyelerde üretim sürdürülürken, İstanbul-Kazlı çeşme’de dönemin ilerisinde bir teknolojiye sahip olan bir üretim merkezi bulunmakta idi. Sahtiyon isimli, kırmızı keçi derisi imalinin Türklere ait olduğu kabul edilmektedir.

Cumhuriyetin ilk yıllarında babadan oğula geçen ve lonca karakterini koruyan bir yapıya sahip olan sektör, destekleyici tedbirler ile 1970’lere kadar gelişimini sürdürmüştür. Bu yıllarda dünya çapında yaşanan petrol krizi deri sektörünü de olumsuz etkilemiştir.

1980’lerde ise kriz nedeniyle ortaya sorunların çözülmesinin yanısıra, dış ticarette liberalizasyon politikalarının uygulamaya konulması, deri sektörünün gelişimini hızlandırmıştır.

90’lı yılların başlarında Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin dağılması ve doğu Avrupa ülkelerinde yaşanan sistem değişiklikleri sonucunda bu bölgelerdeki ülkeler ile olan ticaretimiz artmıştır. Deri sektörü bavul ticaretiyle bu ülkelerin talebinin büyük çoğunluğunun karşılamaya başlamış ve böylece ülkemize net döviz girdisi sağlayan en önemli sanayi kollarından bir haline gelmiştir. Yaşadığı gelişim süreci sonucunda deri sektörü yurt dışına teknoloji ihraç edebilecek düzeye erişmiştir.

Sektör hızla gelişirken 1997’nin sonlarında Uzakdoğu ülkelerinde başlayan ve tüm dünyayı kısa sürede etkileyen global krizin yanı sıra ihracattaki en önemli pazarımız olan Rusya Federasyonu’nda 1998 yılında yaşayan ekonomik kriz sektörü

olumsuz yönde etkilenmiştir. 1998 yılında yaşanan gelişmelere bağlı olarak deri sektörü 1999 yılı ihracatında da belirgin düşüşler yaşamaktadır.

Deri Sektörü, 1970’lerden beri Türk ekonomisinde giderek artan önemde bir rol oynamıştır. Sektör, önemli ölçüde ihracata ve turistlere yönelik faaliyet gösterdiği için ülkeye net döviz girdisi sağlamaktadır(Bektaş, 2000, s.8).

Deri sanayi emek, yoğun bir faaliyet alanı olması ve aşırı çevre kirliliğine yol açması sebepleriyle, gelişmiş ülkelerden gelişmekte olan ülkelere kaymaya başlamıştır. Bu dönemde Türk deri sanayiinde bazı değişiklikler gözlenmiştir. Bunlar ham deri kalitesini düzeltme, daha bilinçli kesim ve üretim, kaliteli kimyasal maddelerin kullanımı, deri sanayi parkını modernize etmek ve fabrika örgütlenme biçimini değiştirmek olarak özetlenmektedir. 1974 yılında ise, Avrupa destekli deri konfeksiyon ihracatı başlamıştır(İGEME, 1990, s.6).

Deri konfeksiyon sanayinin gelişmesi 1975 yılına kadar bir trend göstermiş ise de; bu yıllarda yaşanan ekonomik darboğaz, satın alma gücünün azalması, aşırı fiyat artışları, hammadde teminindeki güçlükler ve işçi sorunları, sektörü önemli bir krize itmiştir(İTO, 1989, s.10).

1980’den sonra, ihracatı destekleme politikaları çerçevesinde yürürlüğe giren vergi iadesi ve diğer uygulamalar, özellikle deri konfeksiyon alanında çalışan işletme sayısında hızlı bir artışa neden olmuştur.

400.000 tonluk yıllık deri işleme kapasitesi ve faaliyette bulunan 1200 firma ile Türkiye’nin 10. büyük sanayi kolu konumundadır. İhracata tek pazara bağımlılık, istikrarsız Pazar hareketleri nedeniyle sektörün kapasite kullanım oranı düşmektedir. 1998 yılı kapasite kullanım oranı % 50–60 arasında gerçekleşmiştir.

Sektör hızla gelişirken 1997’nin sonlarında Uzakdoğu ülkelerinde başlayan ve tüm dünyayı kısa sürede etkisi altına alan global krizin yanı sıra, ihracattaki en önemli pazar olan Rusya Federasyonunda 1998 yılında yaşanan ekonomik kriz sektörü olumsuz yönde etkilemiştir. 1998 yılında yaşanan gelişmelere bağlı olarak

deri konfeksiyon sektörü 1999 yılı ihracatında de belirgin düşüşler yaşamıştır(İGEME, 2000, s.80).

Türk deri konfeksiyon sektörü 1980’li yıllardan sonra sağlanan teşviklerle dış pazarlara açılmış, 1990’lı yıllarda en önemli ihracat sektörlerinden biri haline dönüşmüştür(Bayraktar, 2002, s.10).

Deri konfeksiyon sektörü, 1998 verilerine göre toplam 270,3 milyon dolar resmi ihracatı ile tüm deri ürünleri ihracatı içinde yüzde 41’lik bir paya sahip bulunmaktadır. Ayrıca deri konfeksiyon sektörünün ihracat performansının ağırlıklı bir bölümü ‘‘bavul ihracatı’’ şeklinde yapılan kayıt-dışı ihracat teşkil etmektedir. Türkiye’nin yaklaşık 10 milyar dolar düzeyindeki bavul ihracatının 3,5 milyar doları deri sektörü tarafından gerçekleştirilmekte ve 3,5 milyar doların 2,5 milyar doları tek başına deri konfeksiyon sektörüne ait bulunmaktadır. Resmi ihracat rakamları ele alındığında, deri konfeksiyon ihracatında 1995–1998 yılları arasında yaşanan hızlı gelişmenin yansımamakla beraber, tam tersine 1995 yılından başlamak üzere, 1999 yılına kadar olan dönemde deri konfeksiyon ihracatında negatif bir eğilimin mevcut olduğu görülmektedir(DPT, 2000, s.80).

Ekonomik çevrelerce 1995–1998 yılları arasında Rusya ve diğer Doğu Bloku ülkelerinde ortaya çıkan yeni Pazar olanakları çerçevesinde, sektörün ciddi bir genişleme dönemine adım atmasından söz edilirken resmi ihracat rakamlarının aynı yıllarda anlamlı bir biçimde düşüş göstermesi yapılan ekonomik projeksiyonları doğrulamaktadır(DPT, 2000, s.81).

Türkiye için en iyi pazarların, Almanya, Fransa, Rusya ve İsviçre olduğu anlaşılmaktadır.

Türkiye’de deri konfeksiyon ithalatının hacmi büyük olmamakla beraber, 1998 yılı itibariyle 12,2 milyon dolarlık deri konfeksiyon ithalatı gerçekleştirilmiş, 1995 yılından başlamak üzere 1998 yılına kadar büyük oranlı artışlar meydana gelmiştir(DPT, 2000, s.7).