• Sonuç bulunamadı

2.4. Yaygın Eğitim-Yetişkin Eğitimi-Halk Eğitimi Hayat Boyu Öğrenme

2.4.11. Türkiye’ de Yetişkin Eğitiminin Tarihsel Gelişimi

Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde Medreseler ile Fatih zamanında kurulan Enderun okulları en eski örgün eğitim kurumları olmakla birlikte, halk eğitimi alanında sınırlı da olsa etkinlik göstermişlerdir. Bunların yanı sıra esnaf kuruluşları, ordu ve gönüllü kuruluşlar tarafından bugünkü anlamda olmamakla birlikte yetişkinlere yönelik eğitim verilmekteydi.

Cumhuriyet öncesinde halk eğitimi etkinliklerini yürüten kurum ve kuruluşlar aşağıda kısaca açıklanmıştır.

Medreseler: Selçuklu döneminden başlayarak toplumun gereksinimi olan öğretmen, kadı, imam, tıp doktoru, matematikçi ve din bilgini yetiştiren, ilköğretimden yükseköğretime kadar kademeli eğitim veren dini temele dayalı örgün eğitim kurumları özelliğine sahipti. Ders programlarında, dini bilgiler yanında; dilbilgisi, mantık, matematik, tıp ve diğer konulara da yer verilmiştir.

Enderun Okulları: Enderun okulları, 1455 yılında yönetici ve devlet adamı yetiştirmek amacıyla Fatih Sultan Mehmet tarafından kurulmuştur. Dünyada kamu yönetimi alanında eğitim veren ilk kuruluş olan Enderun okullarının bir özelliği de dini temele dayalı olmamasıdır (Celep,1995, s. 68-69).

Ahilik: Ahilik, Selçuklular zamanında gelişmiş, Osmanlı Devletinin ilk yıllarında ise en yüksek seviyesine ulaşmıştır. Türklerin Anadolu’ya yerleşmesi sırasında Ahiler sosyal kurumlar halinde etkinlik göstermişlerdir. Ahilik birlikleri esnafın, dini, ahlaki ve diğer yönlerden iyi yetişmesini amaç edinmişlerdir (Kurt, 2000, s. 39).

44

Loncalar: 18.yy’dan itibaren Ahilik örgütünün yerini alan loncalar, esnaf arasında birlik ve dayanışmayı sağlama işlevleri yanında, ticaret ahlakını koruyan, çırak, kalfa, usta yetiştiren onlara işyeri açan bir eğitim kuruluşu kimliğini de kazanmıştır.

Ordu: Selçuklular’dan itibaren ordu; gençleri, Acemi Oğlan Ocakları’nda yetiştiren bir kurum olarak da çalışmış ve Osmanlılar döneminde Acemi Oğlan Ocakları’ından seçilen gençler Enderun okullarına aday gösterilmiştir.

Düzenli İlk Halk Eğitimi Etkinlikleri: Cumhuriyet öncesinde düzenli ilk halk eğitim etkinlikleri 19. yy’ın ikinci yarısında yapılmaya başlanmıştır. Türkiye’de ilk resmi halk eğitimi etkinlikleri üniversitelerce başlatılmıştır. 1862’ de üniversitelerde fizik, kimya, genel tarih ve diğer konularda halka açık dersler verilmeye başlanmıştır. Bu dönemde çok sayıda gönüllü kuruluş çeşitli eğitsel etkinliklerde bulunmuştur. İslam Öğretim Derneği (1864); halkı okutmak, toplumsal yönden geliştirmek amacıyla aydınlar tarafından kurulmuş olan çıraklık okulu, esnaf çocukları ile çevre halkına okuma-yazmaya, aritmetik, din bilgisi öğreten ve mesleki beceri kazandıran bir halk eğitimi kurumu olarak hizmet vermiştir. Osmanlı Bilim Derneği (1860), Beşiktaş Derneği (1868), İtilaf ve Terakki Fırkası (1910), Türk Ocağı (1911); bu dönemde gece kursları, konferanslar ve toplantılar yoluyla halk eğitimi alanında etkili görevler gerçekleştirilmiştir. Bu kurslarda Kur’an, hesap, okuma-yazma, muhasebe, tarih, coğrafya konularında dersler verilmiştir (Celep,1995, s. 78-79).

2.4.11.2. Cumhuriyet Dönemi

Cumhuriyetin ilanı ile birlikte, toplumun içinde bulunduğu zor problemlerin çözümünde onlara yardımcı olabilmenin tek yolunun eğitim olduğu görülmüştür. 789 Sayılı Milli Eğitim Bakanlığı Teşkilat Kanununda ilköğretim çağını geçirmiş ve hiç öğrenim görmemiş olan bireyleri kabul eden kuruluşların “bunlara ilköğrenimi de vermeğe zorunlu” oldukları öngörülmüştür. Bu şekilde, özel kuruluşlar da halk eğitimi ile ilgilenmek zorunda bırakılmışlardır (Kurt, 2000, s. 41).

1927’ de Halk derslikleri ve Halk Konferansları için çıkarılan yönetmelik, çeşitli nedenlerle hiç okuyamamış veya istediği öğretim derecesine erişememiş olanları, bir Cumhuriyet vatandaşının bilmesi gereken temel yurttaşlık bilgileriyle donatmak, ulusal kültür ve bilinci güçlendirmek görevini bu dersliklere yüklüyordu.

45

1928 yılında yeni harflerin kabul edilmesiyle Atatürk’ ün önderliğinde Millet Mektepleri açılmıştır. Bu konuda çıkarılan yönetmeliğe göre; köylerde 12-45, kentlerde 16-45 yaşları arasındaki herkesin okuma-yazma belgesi alması zorunlu kılınmıştır. Bu okullar gezici ve durağandı. Okulu olmayan yerlere gezici millet mektepleri gönderilmiştir.

Yurttaşların öğrendiklerini unutmamaları, okuma alışkanlığı kazanmaları amacıyla 1930 yılında Halk Okuma Odaları açılmıştır.

Devrimleri yaymak ve kökleştirmek halkı toplumsal ve kültürel açıdan geliştirmek amacıyla 1932 yılında Halkevleri kurulmuştur. Halkevleri, halk dershaneleri, kurslar, kitaplıklar, köycülük, dil ve yazım, tarih, müzik, sosyal yardım, spor ve güzel sanatlar konularında etkinlik göstermişlerdir.

Köy eğitmen ve öğretmenlerine okuldaki görevlerinin yanı sıra, halkı eğitmek ve yetiştirmek görevi de verilmiştir. Köyü, köy kökenli önderlerin öncülüğünde kalkındırmaya yönelen Köy Enstitüleri, halk eğitimi alanında da etkili olmuştur (Celep,1995, s. 82-83).

Sanat okullarına bağlı olarak, 1939’ da köylerde, köy erkekleri için demircilik, marangozluk, köy kadınları için de biçki-dikiş kursları açılmış ve bu kurslar halk eğitimine büyük katkıda bulunmuştur. Bu çalışmayı 1948 yılında “Halk yayınlarının” devletçe ele alınması ve yayımı takip etmiştir.

Milli Eğitim Bakanlığınca 1951 yılında halk eğitimine yeni bir yön verilmek istenmiş, bu konu üzerinde çalışanlardan raporlar alınmıştır. 1952 yılında yeniden, Milli Eğitim Bakanlığında “Halk Eğitimi Bürosu” kurulmuş, 1953 de köy ve kasabalarda Halk Okuma Odaları, 1956 yılında da ilçelerde Halk Eğitimi Merkezleri açılmaya başlanmıştır.

1960’ dan sonra başlayan kültür ve eğitim seferberliği sonucu halk eğitim çalışmalarının memleket ölçüsünde bir teşkilata bağlanması öngörülerek, 29 Ağustos 1960 tarihinde halk eğitimi hizmetlerinin etki alanını genişletmek, dağınık etkinlikleri yurt düzeyinde teşkilatlanacak bir kuruluşla yürütmek üzere, Milli Eğitim Bakanlığına bağlı olarak “Halk Eğitimi Genel Müdürlüğü” kurulmuştur. Bu birim 13.12.1983 tarihinde “Çıraklık ve Yaygın Eğitim Genel Müdürlüğü” adını almıştır.

46