• Sonuç bulunamadı

Türkiye’de ve Dünya’da Okul Müdürlüğü

Bölüm II: İlgili Alanyazın

2.6. Türkiye’de ve Dünya’da Okul Müdürlüğü

Türkiye’de ve Dünya’da okul müdürlüğü eğitim alanında önemsenen konular arasında yer almaktadır. Bu bölümde, konuyla ilgili Türkiye’de ve Dünya’da bu alanda ne gibi gelişmeler yaşandığı ne gibi çalışmalar yapıldığı, farklı coğrafya ve kültürler dikkate alınarak açıklanacaktır.

Okul müdürlüğünün Türkiye’de de belli aşamalardan geçtiği söylenebilir. Bu süreçte ilgili kurumlar ve yapılan projeler vasıtasıyla alanda ilerleme kaydedilmeye çalışılmıştır. Kaya’ya (1991) göre Türkiye’de eğitimi yöneticiliğinin geçirmiş olduğu safhalar şunlardır:

1. Türkiye ve Ortadoğu Amme İdaresi Enstitüsü (TODAİE): Kurum 1953 yılında BM desteğiyle açılmış ve her yıl kamu yönetimi uzmanlık programı düzenlemektedir. Amaç kamu yönetiminde ihtiyaç olan kamu görevlilerini yönetici basamaklarına hazırlamaktır.

2. Merkezi Hükümet Teşkilatı Araştırma Projesi (MEHTAP): Bakanlar kurulunun 13 Şubat 1962 tarih ve 6/209 sayılı kararıyla kurulmuştur. Bu rapora göre hem merkez teşkilatındaki yöneticilerin hem de orta düzeydeki yöneticilerin yöneticilik eğitiminden geçmeleri önerilmektedir. Raporda, eğitim yöneticisi yetiştirmek amacıyla bakanlığın üniversitelerle işbirliği yapması önerilmektedir.

3. Ankara Üniversitesi Eğitim Fakültesi Eğitim Yönetimi Programları: Ankara Üniversitesi Senatosunun 31.08.1964 günü aldığı kararla kuruldu, 02.08.1966 tarihinde yasallaştı.

4. Hacettepe Üniversitesi Eğitim Bölümü Eğitim Yönetimi ve Teftiş Programı: 1966 yılında kuruldu. Yükseköğrenimi düzenleyen 41 sayılı kararname ile 1982 yılında eğitim fakültesine dönüştü.

Okul yöneticiliği ve okul müdürlüğünün tartışıldığı ortamlardan birisi de Milli Eğitim Bakanlığı koordinesinde gerçekleştirilen Milli Eğitim Şuralarıdır. 7., 10., 14., 18. ve 19. Milli Eğitim şuralarında okul yöneticiliğine ilişkin kararlar alınmıştır. 1962 yılında yapılan 7. Milli Eğitim Şurasında “ilköğretim” başlıklı kararda yöneticilerle ilgili yönetmeliğin yeniden düzenlenmesine ilişkin karar alınmıştır. 1981 yılında yapılan 10. Milli Eğitim Şurasında ise, tüm eğitimciler gibi okul yöneticilerinin de hizmet içi eğitimden geçmesi, ilçe eğitim müdürlüklerinin yönetimde etkin bir yapıya

kavuşturulmasına ilişkin kararlar alınmıştır. 1993 yılında yapılan 14. Milli Eğitim Şurasında ise yöneticilerle ilgili mevzuatta esaslı değişikliklere gidilmesi ön görülmüş, eğitim yöneticiliğinde uzmanlaşma, hiyerarşik yapının dikkate alınması ve yetki konusunda okul yöneticilerinin rahatlatılması ile ilgili karar alınmıştır. Ayrıca üniversitelerle işbirliği halinde yönetici yetiştirilmesi benimsenmiştir. Öğrencinin yönlendirilmesi konusunda da okul yöneticilerinin eğitim alması gerektiği belirtilmiştir. 2010 yılında yapılan 18. Milli Eğitim Şurasında ise, “okul liderliği”nden

bahsedilmektedir. Ayrıca okul müdürlerinin rollerine ilişkin ayırımlar yapılması ve okul müdürlerinin genel idare hizmetlerine alınması, bayanların okul yöneticisi olarak

istihdamıyla ilgili kararlar alınmıştır. 2014 yılında yapılan 19. Milli Eğitim Şurasında (en son yapılan şura) okul düzeyleri ve öğretmenlere yönelik alınan kararların yanı sıra eğitim yöneticisi ile okul yöneticisi arasındaki fark belirtilmiş ve eğitim yöneticilerinin niteliklerinin artırılmasına yönelik toplam 44 kararın yanında okul güvenliği (fiziksel- psikolojik) ile ilgili olarak 16 kararın alındığı görülmektedir (MEB, 2016).

Şişman’a (2010) göre Türkiye’de 1990’lı yıllardan itibaren okul yöneticiliği ile ilgili yönetmeliklerin yayımlanması, okul yöneticiliğinin bir uzmanlık alanı olarak görülmesi yolunda bir adım olarak değerlendirilebilir. Ancak yönetici seçme ve atamada bir standardın oluşturulduğu söylenemez. Ayral’a (2016) göre yönetici atamalarında göze çarpan nokta 1985-1986 yıllarında bir yönerge ile düzenlemelerin yapılmış olması, daha sonra bu anlayışın yerini yönetmeliklere bırakmış olmasıdır. Bu konuya verilen

önemde bir artış şeklinde değerlendirilebilir. Ancak 1985-2015 yılları arasında 14 yönetmelik çıkarılmış ve bu yönetmeliklerin ömrü ortalama 26 ay olmuştur –bu süreye yönetmeliklerdeki değişiklikler dâhil değildir-. 2013 yılında 2, 2014 ve 2015 yıllarında 1’er kez yönetmelik çıkarılmıştır. 2013 yılındaki yönetmelik ise hiç kullanılmadan yürürlükten kaldırılmıştır. Özoğlu, Dönmez’e (2016) göre yönetmeliklerdeki bu sık değişiklikler atamalarda yaşanan sıkıntılar, aşırı iş yükü, mesai saatlerindeki istenmeyen artışlar yöneticilere olumsuz olarak yansımaktadır. Ayrıca okul müdürleri ve diğer yöneticilerin görev, rol ve sorumluluklarındaki belirsizlikler okul müdürlerine olumsuz bir şekilde yansımaktadır. Eğitim politikalarındaki bu değişimlerle ilgili olarak Aypay (2015) eğitim politikalarının politik kararlar içerdiğini ve bu kararlarda ani değişimlerin, yukarıdan aşağıya ve istenmeyen durumları ihtiva eden değişimleri olduğunu

belirtmektedir. Mevcut durum eğitim politikaları açısından ortaya olumsuz bir tablo çıkarmaktadır.

Türk Eğitim Sisteminde okul müdürlerinin “görevlendirilmesi”ne ilişkin uygulama Resmi Gazetenin 06.10.2015 tarih ve 29494 sayılı “Millî Eğitim Bakanlığı Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Görevlendirilmelerine Dair Yönetmelik”e göre yapılmaktadır (EK-C). İlgili yönetmeliğin Resmi Gazetenin 27.01.2016 tarih ve 29606 sayılı nüshasında değişiklikler yapılmıştır. Bu yönetmeliğin 5. maddesinde yönetici olacaklardaki genel şartlar, 6. maddesinde ise özel şartlar belirtilmiştir. 19. maddede ise müdür adayının değerlendirilmesiyle ilgili hükümlere, 25. maddede ise müdür olarak görevlendirileceklere ilişkin başvuru ve duyuruyla ilgili hükümlere, 26. maddede müdürlüğe görevlendirme ile ilgili hükümlere, 27. maddede yönetici

görevlendirmedeki esas hususları içeren hükümlere, 31. maddede ise yöneticilik görevinin devam edeceği ve sona ereceği hususlara açıklık getiren hükümlere yer verilmiştir (MEB, 2016).

Dünyadaki okul müdürlüğüne ilişkin uygulamalara bakıldığında ise farklı uygulamalar göze çarpmaktadır. Şişman ve Turan’a (2002) göre A.B.D.’de eğitim yönetimi programları eğitim liderliği programlarına dönüşmektedir. Ülkenin sosyal, ekonomik, siyasi anlamda geçirdiği değişiklikler eğitim liderliği programlarına da yansımıştır. Bu etkiler, federal ve yerel yönetimlerin etkileri, uygulamacı merkezli örgütlerin etkileri, akademisyenlerce oluşturulan örgütlerin etkileri yanında Eğitim Yönetimi Ulusal Politika Kurulu ve diğer sivil toplum kuruluşlarının etkileri olarak belirtilebilir. Beycioğlu, Örücü, Kondakçı, Oğuz’a (2016) göre bu ülkedeki okul

yöneticilerinin yetiştirilmesi eyaletlerin sorumluluğundadır. Eyaletlerin okul yöneticiliği için belli şartları vardır. Bu şartlar lisans, sertifikasyondur. Belirtilen şartlar için

üniversitelerden uygunluk belgesi alınması gerekir. Üniversitelerdeki eğitim eyaletlere göre değişmekle beraber 4-8 hafta sürebilmektedir. Avrupa’da ise okul müdürlerinin seçiminde okullara yetki verilmesi gibi bir eğilim söz konusudur. Fakat yerel ya da merkezi olmasına bakılmaksızın Avrupa ülkeleri okul müdürleri için denetlenebilir, şeffaf bir süreç belirlemişlerdir. Uzakdoğu’da ise yönetici yetiştirme uygulamalarında ülkelerin kamu yönetiminde sahip oldukları gelenekleri ön plandadır ve kendi

kültürlerine özgü farklılıklar görülmektedir.

Maya’ya (2016) göre Kanada’da yöneticilerin yetiştirilmesi eyaletler düzeyinde olmaktadır. Müdür olarak atanabilmek için 5 yıllık öğretmenlik, 3 düzeyde nitelik, yüksek lisans, iki uzmanlık, ya da bir uzmanlık ve yarım yüksek lisans derecesi, ek olarak Okul Müdürlüğü Yeterlilik Programı’nı bitirmek gereklidir. Avusturalya’da 2011 yılından beri Avusturalya Müdürler İçin Mesleki Standartlar uygulanmaktadır.

Standartlar bir müdürün mesleği açısından çalışmalarına ilişkin 5 alanda uygulayacağı 3 liderlik gerekliliklerini gösteren bir modeli içermektedir. İngiltere’de ise, okul

müdürlüğü için 5 yıllık öğretmenlik deneyimi ve lisansüstü almış olmak gerekmektedir. İlaveten okul müdürlüğü için sertifikalara sahip olması ve deneyimli bir okul müdürü yanında staj yapması gerekir. Almanya’da ise, okul müdürlüğü için 5 yıllık öğretmenlik deneyimi ve lisansüstü eğitimini tamamlamış olmak gerekir. Bu ölçütler ülkedeki eyaletlerin çoğunluğunda geçerlidir. Fransa’da ise okul yöneticilerinin yetiştirilmesi, atanması Eğitim Bakanlığının sorumluluğundadır. Güney Kore’de ise, okul

müdürlerinin yetiştirilmesi hizmet öncesi ve içinde aldığı eğitimlerle mümkündür. Okul müdürlüğüne hazırlanmada ön koşul müdürlük sertifikasının alınmasıdır. Bu da 6 haftalık ve 180 saatlik bir programı ihtiva etmektedir. Çin’de ise 1992 yılından itibaren Devlet Eğitim Komisyonu müdürlerin 5 yılda bir kez eğitim almasını ve atanmadan önce eğitim sertifikasını almasına karar vermiştir. Bu sertifikalar 300 saatlik yetiştirme programlarıyla alınabilmektedir. Ayrıca Çin’de okul müdürleri yetişmelerine katkıda bulunması amacıyla yılda en az bir kez bir araya gelmektedirler.

Alanda belirtilen kaynaklar incelendiğinde Türkiye’de ve Dünya’da okul müdürlüğü ve genel anlamda okul yöneticiliği için ciddi adımlar atıldığı

anlaşılmaktadır. Türkiye için bu adımların proje ve kurumsal uygulamalarla başlayıp üniversite ve bakanlık düzeyinde ele alındığı ve okul müdürü adayları için eğitimler

sunulduğu görülmektedir. Bu gelişmelere bağlı olarak mevzuat hükümleri belirlenmiş; ancak sık değişikliklerin sonucu olarak okula ve okul müdürlerine olumsuz yansımaları olmuştur. Dünya’da aynı konu üzerinde daha istikrarlı bir yapının olduğu

anlaşılmaktadır. Farklı kültür ve coğrafyadaki ülkelerin konuyla ilgili uygulamalarına bakıldığında iki noktanın dikkati çektiği anlaşılmaktadır. Deneyim ve lisansüstü eğitim. Bu noktalar eğitim yöneticisi istihdamında temelde öne sürülen şartlar arasında yer almaktadır.