• Sonuç bulunamadı

Program Geliştirme çalışmalarının günümüzde çağdaş anlamda sürdürülmesi ve gelecek yıllarda; bilimsel gelişmelerin, toplumdaki İhtiyaçların değişmesi vb. sebeplerden dolayı sürekli hale getirilmesi, bu çalışmaların son yıllarda daha sistemli bir biçimde yürütülmesi henüz yeni yeni oluşmaktadır. Günümüzde bu çalışmalara, MEB merkez teşkilatında duyulan ihtiyaçla başlanmıştır. Bu faaliyetler illerden mahalli okullar ve İl Milli Eğitim Müdürlüklerinin destek ve işbirliği ve MEB'in onayı ile gelişmiştir.

Program geliştirme çalışmalarının kat ettiği safhaları, ilköğretim ve ortaöğretim olmak üzere iki ayrı boyutta incelemekte fayda vardır.

1. İlköğretimde Program Geliştirme Çalışmaları:

Osmanlı Devleti'nde Tanzimat Döneminde, 8 Kasım 1846 tarihinde "Mekâtib-i Umûmiye Nezâreti" kurulduktan sonra, 8 Nisan 1847 de ilköğretim talimatı hazırlanmıştır. Bu talimat yirmi maddeden meydana gelmiştir. Talimat ilkokulun amaçlarını, ilkelerini, öğretim sürecini ve dersleri de kapsıyordu.

1891'de o zamanki anlayış ve adıyla müfredat programı, ders çeşidi bakımından zenginleştirilmiştir. 1913 yılında "Tedrisât-ı İptidâiye Kanunu Muvakkati" kabul edildikten sonra altı sınıfa çıkarılan ilkokulların programları yeniden düzenlenmiş ve ilkokullarda Resim-İş, Müzik, Beden Eğitimi, Ziraat, Ev İdaresi, Biçki-Dikiş vb. derslere yer verilmiştir. Aynı zamanda 5 yıllık ilkokul da sistemde yer almış, ancak bu dağınıklık sistemsizliğe yol açmıştır. 1924 yılında çıkarılan Tevhîd-i Tedrîsat Kanunu ile Evkaf nezaretine bağlı medreseler, Maarif Nazırlığına bağlı Tanzimat okulları (iptidâi, rüştiye, îdâdî ve sultânîler) ile tamamen kendi başına buyruk yabancı ve azınlık okulları Milli Eğitim Bakanlığı'nın gözetim ve denetiminde sistem içine alınmıştır.

1924 yılında tek tip ve 5 yıllık ilkokul için bir program hazırlanmıştır. 1926, 1936 ve 1948 yıllarında bu ilkokul programı daha iyi hale getirilmiştir.

Beşinci Milli Eğitim Şûrasında (1953); ilköğretimle ilgili problemlere yer verilmesi, yürürlükte bulunan 1948 programının bütünüyle yeniden ele alınmasına yol açmıştır. 1953-1954'lü yıllarda Bolu ve İstanbul’da deneme çalışmalarına başlanmıştır. Türkiye'ye çeşitli zamanlarda davet edilen yabancı uzmanların etkilerini yansıtan esnek bir köy okulları programının yapılması ve geliştirilmesi Bolu ilinde gerçekleştirilmiştir.

İlkokul programlarıyla ilgili olarak yapılan işlerin, muhtemelen en önemlisi, Milli Eğitimin amaçlarına ek olarak, ilköğretim amaçlarının da belirlenmesi olmuştur.

1960'lı yıllara gelindiğinde Türkiye'de program geliştirme çalışmaları tekrar ilkokul programları üzerinde yoğunlaşmıştır. 1961 yılında kabul edilen 222 Sayılı İlköğretim Kanunu'nun getirdiği hükümlerle programların geliştirilmesi zorunlu kılınmıştır. 1962 yılında toplanan 7. Milli Eğitim Şûrası'nda alınan karar gereğince ilkokul programı taslağı hazırlanmıştır, Hazırlanan bu taslak önce 14 il'den başlayarak deneme okullarında uygulanmıştır. Programla ilgili çalışmalar illerde kurutan program geliştirme kurulları tarafından yürütülmüş ve desteklenmiştir, illerdeki çalışmalar

ışığında yeniden hazırlanan ilkokul programı taslağı MEB Merkez Teşkilatı Merkez Değerlendirme Komitesine aktarılmıştır. Buradaki incelemeler Talim ve Terbiye Kurulu'na sevk edilmiştir. Talim ve Terbiye Kurulu 1 Temmuz tarih ve 171 sayılı kararı Milli Eğitim Şûrası'nda görüşülerek 1968-1969 öğretim yılında uygulamaya konulmuştur.

İlköğretimde program geliştirme faaliyetleri genellikle, daha fazla sayıda ilgilinin program yapma işine katılması, hazırlanan programın tanıtılması şeklinde uygulanmış, değerlendirme ve araştırmaya sürekli yer verilememiştir. Son yıllarda ilkokul programı ders programları boyutunda geliştirilmektedir. Bazı ders programları; hedef davranış, ders konuları, derslerin işlenişi ile ilgili açıklamalar boyutunda ele alınmıştır. Ancak ilkokul programının 1995 yılındaki yeni baskısında hedef ve davranışların belirlenmesi yerine dersin amaçları ve konularının belirlenmesiyle yetinilmiştir. Ancak ders programları ayrı basılmış ve bu baskılarda hedef ve davranışlara önemle yer verilmiştir.

2. Orta Öğretimde Program Geliştirme Çalışmaları

Türk Tarihinde, özellikle Osmanlı Devleti'nin klasik dönemi denilen 15-16. yüzyıldan önce, ilk ve yüksek öğretim kurumlarından sonra orta öğretim kurumları açılmıştır. Tanzimat öncesi dönemde Osmanlı Medrese sisteminin orta öğretimi kademesine "tetimme" medreseleri denirdi. Tanzimat döneminde orta okul seviyesinde rüştiyeler daha sonra da bugünkü anlamda orta öğretim kurumu (lise) seviyesinde İdadi ve Sultaniler açılmıştır.

1850'li yıllarda açılan öğretim kurumlarından birisi de Dar'ül-Maârif’tir. Bu kurumun programında, ulûmu dinîye, Arabî, Farisî, hikmet, tabîiye, heyet, coğrafya ve hendese derslerinin yer aldığı görülmektedir. Bu kurumun ardından 1869 yılında Galatasaray ve Darüşşafaka açılmıştır. 3 Mart 1924 yılında yayınlanan 430 sayılı Tevhid-i Tedrisat” Kanunu ile Ortaokul, lise, öğretmen okulu programlarının değiştirilmesi kararlaştırılmıştır.

1952-1953 öğretim yılında ilk defa deneme mahiyetinde çok amaçlı bir ortaokul olarak Mustafa Kemal Paşa Ortaokulu'nda ilk defa geliştirilen bir program uygulaması

başlamış, daha sonra İstanbul'da Atatürk Kız Lisesi'nde de geniş uygulamalar yapılmıştır.

Ülkemizde program geliştirme çalışmalarına 1953-1954 öğretim yılında ortaöğretim kurumlarındaki uygulama okullarında ağırlık verilmiştir. Nitekim 1954- 1955 öğretim yılında, İstanbul Atatürk Kız Lisesi'nin otuz beş öğretmeninden kurulan "Deneme Okulu Program Komisyonu” Milli Eğitim Bakanlığı'nın 22.10.1954 tarihli kararı üzerine okul program taslağını hazırlamıştır. Hazırlanan program taslağı 1954- 1955 ve 1955-1956 öğretim yılları sonlarında, MEB'nin düzenlediği seminerlerde tartışılmış, gerekli değişiklikler yapıldıktan sonra Bakanlığın onayına sunulmuştur. 19 Kasım 1956 tarihli kararla, tam iki yıl sonra lise 1. sınıf için yeni bir program uygulaması ile ilgili bir karar alınmıştır. 1956 yılında aynı hareket, Bahçelievler Lisesinde başlamıştır. 1958 yılında ise bu okulun, orta kısmında 1.,2.,3., sınıflarda yeni eğitim programlarının denemesine geçilmiştir.

1958-59 öğretim yılında lise 1. sınıflarda deneme programı uygulamasına geçilmiş, bir de kontrol okulları alınarak eski ve yeni program uygulaması değerlendirilmiştir.

Milli Eğitimi Geliştirme Projesi çerçevesinde ele alınan EARGED modelinin MEB'da ne kadar kabul gördüğünü ve yaygın olarak uygulandığını hemen söylemek pek erken bir ifade olacaktır. Çünkü modelin okullar ve öğretmenler arasında ve bilimsel toplantılarda tartışma konusu olduğu bilinmektedir (Büyükkaragöz, 1997, s. 230).

Programlardaki değişimlerin "Batılılaşma Politikası" ile başlamış olduğu, 1960 yıllarına kadar Fransız eğitim sisteminin, 1960 sonrasında da Amerikan eğitim sistemi ve politikaları etkisinde kaldığı ve bu değişimlerin biçimsel olmaktan öteye gidemediği ifade edilebilmektedir.

Türkiye'de eğitim programı geliştirme sorumluluğu merkezi yönetime aittir. Bu konuda yerel okullara, eğitimcilere ve program geliştirme uzmanlarına bir rol verilmemiş, program uygulamaları ve geliştirilmesiyle ilgili çeşitli birimler arasında organik bir ilişki sağlanmasına uzun yıllar ihtiyaç duyulmamıştır. Halbuki okullar bir taraftan program, teori ve araştırmadan etkilenirken, diğer taraftan da teori ve araştırmalara kaynaklık etmesi gereken laboratuarlar olarak kullanılabilirdi. Bunun

yerine yüzeysel genelleştirmelerle ortaya konan programların yerelleştirilmesi ile her türlü sorunun çözüleceğini savunan görüş ve politikalar devam ettirilmiştir (Karakaya, 2004, s. 26).

Benzer Belgeler