• Sonuç bulunamadı

Türkiye’de Kadınların Yerel Yönetimlerdeki Yeri ve Önemi

2. BÖLÜM: TOPLUMSAL CİNSİYET BAĞLAMINDA KADININ YEREL

2.3. Türkiye’de Yerel Siyasette Kadın Temsiline Genel Bir Bakış

2.3.2. Türkiye’de Kadınların Yerel Yönetimlerdeki Yeri ve Önemi

Türkiye’de kadına verilen seçme ve seçilme hakkı ulusal meclislerde olduğu gibi yerel meclislerde de sembolik bir şekil almıştır. Bunun en belirleyici sebebi ise Türk kadının bu hakları çağdaşı Avrupalı kadınlar gibi büyük mücadeleler sonucunda değil daha çok modernleşmenin bir şartı şeklinde kazanmasıdır. Daha açık ifade edilecek olursa Osmanlının son dönemlerinde ve Cumhuriyetin ilk yıllarında ilerleme kilit bir öneme sahipti ve bu kilidin anahtarı da kadınlar olarak görülmekteydi. Bu

yüzden kadınlara seçme ve seçilme hakkı erkek meclisleri tarafından sunulmuştur. Bu sunuş o kadar lütufkâr olmuştur ki daha sonrasında kadın katılımı ve temsili sembolik bir hal almak durumunda kalmıştır. Nihayetinde de Türk kadını bugün hala temsil konusunda ne sayıca ne de nitelik olarak bir eşitlik yakalayamamıştır (Kızılkaya, 2004: 134).

Kadınların yerel yönetim birimlerine aktif katılımı yerel yönetimlerin demokratikliğini etkilediği kadar, kadınların siyasal haklarını kullanmaları açısından da büyük önem arz etmektedir. Yerel siyaset ve hizmet sunumu bire birde kadınların gündelik hayatını herkesten çok etkilemektedir. Bu yüzdendir ki kadınların bu birimlerde temsilci olarak yer almaları, hizmet üretmeleri, üretilen hizmetin nasıl sunulacağına karar vermeleri ve hizmetin kalitesini kontrol etmeleri sadece kadınların yurttaşlık haklarına değil aynı zamanda yerel yönetimin demokratik duruşuna da hizmet etmektedir (Şahin, 2011: 24).

Ülkemizde yerel yönetimlerdeki kadın temsil durumuna milenyum olarak sayılan 2000’li yıllardan itibaren bakmak doğru analizi yapabilmemiz adına fayda sağlayacaktır (1999 seçimi dahil edilerek). Beş yılda bir yapılan mahalli idareler seçimleri 1999, 2004, 2009 ve son olarak 2014 yıllarının mart aylarında yapılmıştır. Aşağıda tablo şeklinde verilecek seçim sonuçları ile birlikte yapılan son dört seçimin verilerinden kadın temsilinin en gerçekçi durumu gözler önüne serilecektir. Seçimler sonucunda temsilci olan kadın ve erkek sayıları ve kadın temsilcilerin toplam içindeki oranları gösterilebilir.

Tablo-2: 1999-2014 Yerel Seçim Sonuçları Kadın Temsil Oranları

Yerel Seçimler Toplam sayı Kadın sayısı Kadın oranı

1999 Seçimleri

Belediye Başkanı 3216 20 0,62 Belediye Meclis Üyesi 34084 541 1,58 İl Genel Meclis Üyesi 3122 44 1,4

Kaynak: TUİK, İstatistiklerle Kadın, 2012, s. 170; MİGM, http://www.migm.gov.tr/istatistiki-bilgiler

, (E.T.: 14.02.2018); Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü,

http://kadininstatusu.gov.tr/uygulamalar/turkiyede-kadin, (E.T.: 13.02.2018).

Tablo 2’ye ek olarak 2009 yılında yapılan yerel seçimlerde 16 Büyükşehir Belediyesinin başkanlarının hepsi erkek iken, 2014 yılında 30 olan Büyükşehir Belediyesi başkanlarından sadece 3’ü kadındır. Bu oransal olarak bir artış göstergesi

olsa da eşitlik adına pek bir şey ifade etmemektedir

(http://kadininstatusu.gov.tr/uygulamalar/turkiyede-kadin (13.05.2018)). Tablo 2’ye bakıldığında kadınların yerel yönetimdeki temsilinin pek iç açıcı olmadığı çok net görünmektedir. 21.yüzyıl gibi demokrasinin bütün dünyada kabul gördüğü bir zaman diliminde bile kadınlar kendileri ile ilgili karar alınan en yakın yönetim birimlerinde yok denecek kadar azdır. Bunun en önemli ve çözümsüz sonucu ise ortaya çıkan hizmetlerin cinsiyete duyarsız olmasıdır. Her ne kadar meclislerin demokrasi kuralları ve anayasa ilkeleri ile oluşturulduğu savunulsa da ne yazık ki cinsiyet tarafsızlığı mümkün olmamakta alınan kararlar toplumun hepsinden ziyade belirli bir kısmı olan erkeklere daha çok hitap etmektedir (Başçı, 2015: 276). Tablo 2’de ümitvari olan tek şey yıllar bazında kadın temsil oranlarının artmış olmasıdır. Türkiye için bir ilerleme

Belediye Başkanı 3225 18 0,55 Belediye Meclis Üyesi 34447 817 2,37 İl Genel Meclis Üyesi 3208 57 1,77

2009 Seçimleri

Belediye Başkanı 2948 26 0,88 Belediye Meclis Üyesi 31790 1340 4,21 İl Genel Meclis Üyesi 3379 110 3,25

2014 Seçimleri

Belediye Başkanı 1396 40 2,86 Belediye Meclis Üyesi 20498 2198 10,72 İl Genel Meclis Üyesi 1251 60 4,79

sayılan bu oranlar, AB ülkelerinin ve hatta dünya genelinin bir hayli gerisinde kalmaya devam etmektedir (Belli, 2017: 82).

Ülkemiz kadınların siyasal katılımı ve temsili konusunda dünyanın geri kalanından farklı bir durum sergilemektedir. Dünya genelinde ulusal meclislerdeki kadın temsili yerel yönetimlerin gerisinde kalırken, Türkiye için bu durum tersi istikameti göstermektedir. Kadın temsilci oranı yerel yönetimlerde ulusal meclisin bir hayli gerisinde kalmaktadır. Bu durumun birçok sebebi olması ile birlikte asıl sebep merkezi yönetimin baskısını yerel yönetimler üzerinden çekmemesi ve yerel yönetimlerin tam bir özerklik içinde olmamasıdır. Bunun yanında yerel yönetim birimleri sınırları içinde yaşayan kadınların toplumsal cinsiyet rolleri altında daha fazla ezilmesi, ataerkil yapının küçük yerlerde kendini daha çok hissettirmesi gibi birçok durum daha söz konusudur (Şahin, 2011: 25). Aslında olması gereken şey kadınların yerel siyasette daha aktif şekilde rol almasıdır. Çünkü yerel yönetim hizmetlerinin odağında kadınlar bulunmaktadır, bu hizmetlerden en çok onlar faydalandığı gibi yerel yönetimlerde ihtiyaç duyulan hizmetin saptanmasında da kadın bakışı daha belirleyici bir konumdadır. Bu durumun farkında olan ülkelerde kadınların yerel siyasete katılımı ve temsili ivme kazanma halindedir özellikle son yıllarda yerel yönetim alanları kadınlarla dolmaktadır. Ne yazık ki bu durumda Türkiye için geçerli değildir. Yapılan araştırmalarda yerel yönetimlerde kadın temsiline bakılan ülkeler arasında (68) Türkiye bir hayli gerilerde kalmaktadır (62). Bu tam anlamıyla yerel yönetimlerde kadın temsilinin öneminin kavranamadığının ve gerekli öncelik alanı yapılmadığının da bir göstergesidir (Çağlar, 2011: 68).

Burada değinilmesi gereken bir diğer husus ise yerel yönetim birimlerinin bir hizmet alanı olmaktan çıkarak, kişisel kazanç alanları olarak görülmesidir. Yani yerel yönetimler bir rant alanı olarak görülmektedir. Sosyo-ekonomik olarak erkeklerle yarışabilecek durumda olmayan kadınlar, rant üretmek ve paylaşmak konusunda da yetersiz kalmakta, yerel temsilcilik adına yarış dışı bırakılmaktadır (Alkan, 2004: 73- 75). İktidar mücadelesinin yanına rantında eklenmesi ile Türkiye’de yerel yönetimlerde kadınların temsili hem sayıca hem de niteliksel olarak eksilme eğilimi göstermektedir. Zaten zar zor kendilerini yerel siyasete dahil edebilmiş kadınlar, erkekler ile siyasi bir yeterlilikten ziyade güç, para ve nüfuz gibi yarışlara

girememekte, girse bile birçoğu bu yarışı kaybetmektedir. Rant yarışı yerel yönetimlere olan ilgiyi arttırmış, insanların amaçlarına hizmet etmesi bakımından yerel yönetimleri çok daha fazla siyasallaştırmıştır (Keleş, 2000: 66).

Türkiye’de kadınların yerel yönetimlerdeki konumuna bakarken atlanmaması gereken etkenlerden birisi de siyasi partiler ve bu partilerin kadınlara karşı tutumudur. Yerel yönetimlerin adaletli bir yönetim sergilemesi için kadınların bu birimlerde temsilci olarak var olması artık bir gerekliliktir. Kendi sorunlarını dile getiren ve bunlar için çözüm önerilerinde bulunan kadınları yerel meclislere taşıyan büyük ölçüde siyasi partilerdir. Türkiye genelinde siyasi partilerin erkek yoğunluğunda olduğu da su götürmez bir gerçektir. Özellikle yönetim kurulları erkeklerden oluşmakta kadınlar genellikle üye olarak yer almaktadır. Bir başka deyişle parti içindeki yönetim organlarındaki kadın eksikliği ulusal siyasete de yerel siyasete de yansımaktadır (Altındal, 2007: 76). En nihayetinde de siyasi parti içinde ikincil konumda olan kadın, yerel yönetim birimlerinde görev alma konusunda da erkek üyelerin gerisinde kalmaktadır. Partiler yerel yönetimlerin de ulusal yönetim kadar önemli olduğunu düşünmekte kadın adaylar ile yarışa girerek kaybetme olasılıklarını arttırmak istememektedirler. Kadın üyelerini daha çok onlar için hemcinslerinden oy toplayan, erkek adayların kazanması için seçim çalışması yürüten partililer olarak görmektedir. Türkiye’de siyasi partilerin büyük çoğunluğunda özellikle yerel yönetimlerde bir kota uygulaması bulunmadığı için kadınlar seçimlerde aday gösterilmemekte, gösteriliyorsa da liste sıralamasında erkeklerin gerisine konulmaktadır. Bütün seçim boyunca koşturan kadınlar temsilde bir başarı sağlayamadıkları gibi partiler tarafından da sadece göstermelik adaylar olarak yarışa sokulmaktadırlar (Çağlar, 2011: 71). Sonuç olarak Türkiye’deki siyasi partiler kadınları temsilci olarak değil daha çok seçmen olarak değerlendirmektedir. Seçim zamanında kadınlara ve kadına dair sorunlara eğilirken, seçimin bitmesiyle birlikte bunların hepsi bir dahaki seçime kadar bir kenara atılmaktadır. Değinilmesi gereken başka bir konu ise siyasi parti içindeki kadınların seçmen kitlesinden çok farklı oldukları, parti içinde kadınların dayanışma içinde bulunmadıkları ve partinin potansiyelini yüksek gördüğü kadınların genellikle yereldeki saygın ailelerin kızı ya da gelini olduğudur. Unutulmamalıdır ki kadınları ulusal olsun yerel olsun siyasette

görmek istiyorsak bu işe öncelikle siyasi partilerdeki sayılarını ve sorumluluklarının arttırılması ile başlanması gerekmektedir (KA-DER, 2002: 36).

Bütün dünyada olduğu gibi Türkiye’de de kadınlar yerel yönetimler için çok önemlidir. Bugün gelinen noktada hala istenilen seviyeye ulaşılamamış olması bu seviyeye ulaşılamayacağı anlamını taşımamaktadır. Kendini geliştiren, özgüveni yüksek, siyasi ilgisi tam ve yetkin kadınlarımızın partilerle yahut bağımsız olarak siyasetin tam ortasında olmayı tercih etmesiyle; bugün olmaz ise yarın, yarın olmaz ise sonraki gün ama elbet bir gün siyaset de cinsiyet noktasında eşitlikçi bir niteliğe sahip olacaktır.

3.BÖLÜM

YEREL YÖNETİMLERDE YER ALAN KADINLARA TOPLUMSAL CİNSİYETİN YANSIMALARI ÜZERİNE BİR ALAN DEĞERLENDİRMESİ:

KONYA İLİ BELEDİYE MECLİSLERİ ÖRNEĞİ