• Sonuç bulunamadı

1.2. Türkiye’de Değerler Eğitimi

1.2.2. Türkiye’de Değerler Eğitiminin Tarihi

Türkiye gibi kültürel çeşitliliğe sahipbir ülke için toplumsal uyumun sürekliliğini sağlayabilmek amacıyla kişilere ortak değerlerin kazandırılması çok önemli görülmüştür (Şen, 2007). Okullar bu anlamda genç yaşlardan itibaren vatandaşlara ortak değerlerin kazandırılabilmesi için gerekli olan temel kurumsal altyapıyı temsil etmektedirler. Okullarda ortak değerleri bireylere edindirmek ise öğretim programında ve dolayısıyla bu programa göre hazırlanmış ders kitaplarında ortak değerlerin bulunmasıyla mümkün olmuştur.

Değerler eğitiminin ülkemizde okul programlarına girmesi değişik aşamalardan geçmiştir. Değerler eğitimi bazen ayrı bir ders olarak karşımıza çıkmış, bazen de derslerin içerisinde öğrencilere verilmeye çalışılmıştır. Değer eğitimi ayrıca öğretim programları ve dersler yanı sıra örtük program kapsamına giren uygulamalar ile (örneğin okulun düzeni, kuralları, fiziksel ve psikolojik çevresi, okuldaki yönetici ve öğretmenlerin mesajları gibi) de yapılmaktadır (Yüksel, 2005;Akbaş, 2008).

1900’lerden itibaren ülkemizde ahlak eğitimi, karakter eğitimi ve vatandaşlık eğitimi üzerine birçok çalışma yapılmıştır. Bireyin kendi duygu, inanç, öncelik ve değerlerini fark etmesi ve ahlakî gelişimlerini desteklemeyi amaç edinen yaklaşımlar ise yeni ilköğretim programlarında yer almaya başlamıştır (Akbaş, 2008). Cumhuriyetin ilk yıllarında da benzer şekilde okullarda öğrencilere kazandırılması gereken özellikler noktasında temel kaygı ve bu çerçevede okulların temel hedefi “okullardan çıkacak kuşağın onur sahibi olması, adil, cesur, görev bilinci yüksek ve

namuslu olması kısaca ahlakî karakterli olması” olmuştur (Kanad, 1951). Bu kapsamda değerler eğitimi okullarda musahibat-ı ahlâkîye adı altında ayrı bir ders olarak okutulmuştur. Dersin içeriği; pek çeşitli ahlâk problemlerini ele alarak, bu sorunlarla ilgili gerçek hayattan alınmış fıkra ve hikâyeler anlatılması, birçok değerlere dair eğitsel, aynı zamanda değişik fikirler ortaya konularak tartışma şeklindedir. Bunların öğrencilerin aklında yer etmesi, alışkanlık doğurması hedeflenmiştir (Özgür, 1973: 37).

Değerler eğitimine 1973 yılında yayınlanan 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’nda da yer verilmiş, bunun “milli, ahlaki, insani, manevi ve kültürel

değerlerini benimseyen, koruyan ve geliştiren” bir millet yaratmadaki önemi

vurgulanmıştır (Madde 2, 1. Fıkra). Bu kapsamda ilgili insani ve ahlaki değerler Hayat Bilgisi, Sosyal Bilgiler ve Vatandaşlık Bilgisi gibi bazı dersler bünyesinde verilmeye çalışılmıştır (Hökelekli, 2010).

Ülkemizdeki en son yapılan köklü eğitim programı değişikliği 2005 yılındadır. 2005-2006 eğitim öğretim yılından itibaren yeni ilköğretim programının 1-5. Sınıf programları, yapılandırmacı, tematik öğrenci merkezli ve aktiflik ilkesine dayalı olarak hazırlanarak Türkiye genelinde uygulamaya konulmuştur. 6., 7. ve 8. sınıfların öğretim programları da 2005-2006 öğretim yılında pilot bölgelerde uygulanmış, 2006-2007 eğitim-öğretim yılı itibariyle 6. sınıf programları tüm ilköğretim okullarında uygulamaya konulmuştur. Eski ilköğretim programlarında sadece genel hedefler içinde ifade edilmiş olan değerler, yeni ilköğretim programlarının bazılarında programın değerleri başlığı altında ifade edilirken, bazılarında ise eski programlarda olduğu gibi programın genel hedefleri kısmında bulunmaktadır. Yeni ilköğretim programlarında yapılandırmacılık temel yaklaşımı ile öğrencinin öğrenme süreci öncesinde edindiği kişisel bilgi, görüş, inanç ve değerlerin öğrenmeyi etkilediği kabul edilmiştir (MEB, 2005). Yeni programın temelini oluşturan öğrenci merkezlilik ilkesi öğrenmenin öğrencinin bilgi, davranış ve değerlerinden başlayarak gerçekleşmekte olduğunu öngörmekte, bu çerçevede değer eğitiminde de telkin yanı sıra değer açıklama, değer analizi ve ahlaki muhakeme yaklaşımları da benimsenir olmuştur (Aydın ve Gürler, 2014).

Talim ve Terbiye Kurulu’nca 1-5 Kasım 2010 tarihleri arasında gerçekleştirilen 18. Milli Eğitim Şûrası’nda alınan tavsiye kararları günümüzdeki uygulamalara ilişkin doğrudan ışık tutacak niteliktedir. Şûrada alınan kararlar Spor, Sanat, Beceri ve Değerler Eğitimi başlığı altında29-39. Maddelerde sıralanmaktadır:

29. Millî Eğitim Bakanlığı tarafından, çocuklarımızın ve gençlerimizin sahip olduğu değerleri belirlemeye yönelik ülke çapında alan araştırması yapılmalı ve bu araştırma her 4 yılda bir güncellenmelidir.

30. Öğretim programlarında, değerler eğitiminde değer aktarımı yerine ulusal ve evrensel değerler birlikte düşünülerek farkındalık kazandıracak yaklaşımlara öncelik verilmelidir.

31. Değerin bir tercih olduğu ve toplumların benzer tercihlere sahip kişilerden oluştuğu vurgulanarak öğretmenlere değer eğitimi bilinci kazandırılmalıdır. 32. Öğretmen yetiştiren tüm programlara değerler eğitimine yönelik bir ders konulmalı ve sistemdeki öğretmenlerin hizmet içi eğitim programlarında değerler eğitimine yer verilmelidir.

33. Ortak değerlerin vurgulanması ve değer farklılıklarının zenginlik olduğu bilincinin kazandırılması için gerekli düzenlemeler yapılmalıdır.

34. Tüm eğitim-öğretim kademelerinde değerler eğitimine yönelik, sivil toplum kuruluşlarıyla iş birliği yapılarak alan öğretmenlerinin ortak kullanabileceği program ve materyal geliştirilmelidir.

35. Değerler eğitimine, okul öncesinden başlayarak yaygın eğitim dâhil olmak üzere eğitim-öğretimin her kademesinde, tüm dersler ve okul kültürü içerisinde yer verilmeli ve bu konuda öğretmen, yönetici, öğrenci, aile ve çevre ile iş birliğine gidilmeli, farkındalık oluşturulması için kitle iletişim araçlarından faydalanılması amacıyla gerekli düzenlemeler yapılmalıdır. 36. Ödüllendirme kriterlerinde, değerler eğitimi açısından örnek davranışlar sergileyen öğrencilere yönelik düzenlemeler yapılmalıdır.

37. Medya ve değerler eğitimi ilişkisi konusunda farkındalık kazandırmaya yönelik araştırma ve eğitim çalışmalarına önem verilmeli; bu konuda gerekli yasal düzenlemeler yapılmalıdır.

38. Öğrencilerin akademik başarıları yanında değerlerin oluşumunda önemli yeri olan duygusal, sosyal ve ruhsal zekâ gelişimlerine yönelik de yatırım yapılmalıdır.

39. Değerler eğitimi konusunda önemli işlev gören “din kültürü ve ahlak bilgisi” dersi çoğulcu bir anlayışla tüm öğretim kurumlarında daha etkin olarak okutulmalıdır(TTKB, 2017).

Görüleceği üzere; maddelerde özetle değerleri belirlemeye yönelik araştırmalar, değer aktarımının nitelikli hale getirilmesi, bu minvalde değer eğitimi bilincinin öğretmenlere kazandırılması, değerler eğitiminin bir ders olarak öğretmen yetiştiren tüm programlara konulması ve sistemdeki öğretmenlere de hizmet içi programlarda yer verilmesi, değer farklılıklarının zenginlik olduğu bilincinin yerleştirilmeye çalışılması, sivil toplum kuruluşlarıyla iş birliği geliştirilmesi, değerler eğitimine her öğrenim kademesinde yer verilmesi, medyanın değerler eğitimi sürecine etkisinin değerlendirilmesi gibi hayati pek çok konuya değinmektedir.

1.2.3. Türkiye’de Değerler Eğitimin Yasal Altyapısı ve Görev Alan Kurumlar