• Sonuç bulunamadı

Değerler Eğitiminde Kullanılan Yaklaşım, Yöntem ve Teknikler

1.1. Değerler ve Değerler Eğitimi

1.1.6. Değerler Eğitiminde Kullanılan Yaklaşım, Yöntem ve Teknikler

Değerler pek çok yolla yeni nesillere aşılanmaktadır; aile, toplum, kurallar, resmi ve dini bayramlar gibi. Ancak bir toplumun değerler sistemini aktardığı temel kurumlar okullardır ve okullarda değerleri aktarmanın ve öğretmenin çeşitli yolları geliştirilmiştir. Ekşi ve Katılmış (2011) ve Yazıcı (2006) değerler eğitiminde beş yaklaşımdan bahseder. Bu yaklaşımlar; telkin, değerlerin açıklanması, değerler analizi, ahlaki muhakeme ve gözlem yoluyla değer öğretimi. Telkin yoluyla değer öğretiminin temel amacı, değerlerin kalıcı şekilde öğretilmesi için devamlı öğrencilere aşılanması yani telkin edilmesidir. Yeterince gösterilirse ya da söylenirse davranışların devamlı olacağı varsayımına dayanır. Pekiştirme, buldurma, canlandırma ve modeller aracılığıyla değerler telkin edilerek, törenlere katılma, yemin ederek kuruma bağlılığını gösterme, destan okuma, gerçek yaşam öyküleri ve özlü sözler kullanma gibi uygulamalar yaparak değer öğretilir. Değerlerin açıklanması yoluyla değer öğretiminde öğrencilerin değer üzerine düşünmesi amaçlanmakta, bunun yanı sıra bağımsız tercih yapabilme, seçenekler arasında seçim yapabilme, seçilen değeri açıklama ve uyumlu bir davranış ortaya koyma ve tekrar

etme aşamalarına vurgu yapılmaktadır. Bu yaklaşımda öğretmen işbirliğine teşvik edici bir rolde olup, açık uçlu sorularla, her fikre saygı göstererek, öğrencilere kendi değerlerinin farkında olması için yardımcı olur. Değerler analizi yaklaşımında ise değer konusunda mantıksal düşünme sürecini etkili hale getirme, öğrencilere yardım etme ve karşılaşılan sorunları düşünerek çözme amaçlanmakta, bu yaklaşım daha çok sosyal değerlerle ilgili konular için kullanılmaktadır. Hırsızlık davranışının örnek olayların analizi ile kötü bir davranış olduğunun anlatılması bu yaklaşıma örnek olarak verilebilir. Ahlaki muhakeme yaklaşımında temel değer adalettir ve yaklaşımın temel amacı, öğrencilerin ahlaki konularda yaşadıkları sıkıntıları çözmelerine yardımcı olmaktır. Bireyin çıkarları ile toplum çıkarları çatıştığı durumda uygun çözüm ve davranış geliştirmek hedeflenir. Örneğin; kopya çekerek kendine çıkar sağlayan öğrenci aslında arkadaşına haksızlık yaptığı bilincine erişmelidir. Son olarak gözlem yoluyla değerler eğitimi yaklaşımında model alarak öğrenme davranışını benimsenmektedir. İnsanlar sosyal davranışların birçoğunu model alma davranışı ile öğrendiğinden, bu yaklaşımda, doğru kişilerin doğru davranışlarını model almalarını sağlayacak etkinlikler düzenlenmektedir.

Değerlerin eğitimine ilişkin bu yaklaşımları da içeren ve yer yer bundan farklılaşan farklı teknik ve yöntemlerden de bahsedilmektedir. Örneğin, ahlak ve değer eğitimini aynı değerlendiren Carter III’e göre, değerleri ve ahlakı öğretmek için altı yaklaşım vardır. Bunlar, öğretilecek değerlerin belirlenerek öğrencilere aktarılmasına dayanan öğretici yaklaşım, öğrencilere felsefe anabilim dalından seçimlik dersler sunan klasik yaklaşım, istenilen değerlerin model olmak üzere bazı öğrenci liderlerinin belirlenmesi esasına dayalı olarak aktarımına dayanan

yaşantısalyaklaşım, öğrenciye gerçek yaşamdaki değerleri sorgulatmayı/öğretmeyi

amaçlayan gelişmeye yönelik yaklaşım, öğrenciyi düzenli olarak derslerde değerlerle tanıştırmaya dayalı meslek öncesi yaklaşımı ve son olarak bilişsel gelişime dayalı gelişimsel yaklaşım(Bacanlı, 1999).

Değerler öğretiminde beş aşamalı öğrenme modeli kullanan Bireysel Gelişim İçin Ahlaki Değerler Rehberi (AEGIS; Weed ve Skanchy, 1996) ise birinci aşamada dikkati toplamayı, ikinci aşamada kavramı örneklendirmeyi (çocuk edebiyatı, rol

oynama ya da güncel yaşantı ile), üçüncü aşamada yeni bilgiler ile kavram arasında ilişki kurmayı, dördüncü aşamada aileyi sürece dâhil ederek modeller oluşturup ev ödevi vermeyi, beşinci aşamada verilmek istenen kavramı gerçek hayata uygulamayı önermektedir. Kişilik Eğitimi Programı (Character Education Institute, 1996) programı da değerler eğitimi öğretiminde tartışma, rol oynama, rol oynama, küçük gruplar oluşturma ve soru sorma tekniği kullanmakta, öğretmeni eğitimin önemli bir parçası olarak düşünmektedir. Dilmaç (1999) da değerler eğitiminde kullanılan yöntemleri sessiz oturuş, ilgi uyandıran ipucu, grup halinde şarkı söylemek, öykü anlatma, grup etkinlikleri, oyun oynama şeklinde altı başlık olarak sıralamıştır. Coombs-Richardson vd. (2009) içinse bu liste, hikaye anlatma, rahatlama, model alma, rehberlik etme, davranışsal deneyimler, rol oynama, sözel arabuluculuk, yaratıcı ifade (sanat, müzik, şiir, kukla), yaratıcı görselleme, iş birlikçi öğrenme, transfer ederek öğrenme ve benzeri çocuğun sosyal ve duygusal yeterliliğinin artması için uygulanacak programlarda kullanılabilecek tekniklerden oluşmaktadır. Yılmaz (2014) ise değerler eğitiminde sıklıkla kullanılan yöntemler sıralamasında öğrencinin derse etkin katılımını öngören aktif öğrenme yöntemi, gerçek örnek olaylardan yola çıkarak, öğrencinin değeri kavraması, yorum yapması ve içselleştirmesini amaçlayan

örnek olay incelemesi, öğrencilerin araştırma ödevleri yoluyla kavratılmak istenen

değerler üzerinde çalışıp anlamalarını sağlamaya dayalı öğrenci araştırmaları yöntemi, sosyalleşmeye ve empati kurmaya yardımcı olan drama yöntemi, öğrencilerin birlikte çalışarak ortak yaşama yönelik davranış geliştirmeyi hedefleyen işbirlikçi öğrenme ve son olarak da belirli kurları olan ve uymayanlara ceza yaptırımlarının uygulandığı eğitici oyunları saymaktadır.

Aydın ve Gürler (2013) bu yöntemler listesinde, yer yer Ekşi ve Katılmış, Yazıcı, Coombs-Richardson vd, Carter ya da Yılmaz’ın gruplandırmalarını da içerecek şekilde, okullarda değerler eğitimine ilişkin on beş madde sıralamaktadır. Bunlar: araştırma inceleme yoluyla öğretme, iş birliğine dayalı öğrenme/öğretme, bireysel çalışma, tartışma, gezi-gözlem, dramatizasyon, örnek olay incelemesi, problem çözme, buldurma, çoklu zekâkuramı, öğrencilerin duygu ve tecrübelerinden yararlanma, fotoğraf yorumlama, eğitsel oyunlar, proje tabanlı ve resim, fotoğraf ve müzik gibi görsel/işitsel yöntemlerdir.

Farklı araştırmacıların, bazen ortak olan bazen de ayrıldıkları noktalar olsa da değerler öğretimi hususunda ortaya koydukları yaklaşım, yöntem ve tekniklerin hepsi, öğrencilere söz konusu değerleri öğretme, yorumlatma ve içselleştirerek hayatlarına uyarlamalarını sağlamada önemli yol göstericilerdir. Araştırmada da görüleceği üzere, bu yaklaşımların neredeyse tümü farklı örnek olaylarla, farklı derslerde ve farklı bağlamlarda hedef değerlerin öğretilmesinde çeşitli ağırlıklarla kullanılmaktadır.

Bu alanda çalışmalar yapmış Giesecke (2004) okullarda değerler eğitiminin öğrencilerde oluşması istenen değerlerin aktarımına ne oranda fayda sağlayabileceğine üç açıdan yaklaşmıştır. Buna göre, ilk olarak, çocuklarda değerler oluşumunun büyük bölümü yaşlarından kaynaklanan seçimlerden ve zamanın modasının getirdiklerinden, bir bölümü kitle iletişim araçlarından yani çocukların hayatını sürdürdüğü sosyal alanlardan, sadece küçük bir bölümü öğretmenlerden oluşmaktadır. Başka bir deyişle, öğretmenler öğrencilerdeki değerler oluşum sürecini yaratamazlar, yalnızca tamamlayıcı ve düzeltici bir konumda müdahalede bulunabilirler. Eğitimcilerin değerleri aktarım yönünde okul dışında bir etkileri olamaması, eğitimcilerin bu alandaki etkisini kısıtlamaktadır.

İkinci olarak, öğretmenler, tarafsızlık ilkesi gereğince, ideolojiler üstü bir düzlemde, daha çok mesleki kaygılarla hareket etmektedir. Okulun konusu, çoğunlukla toplumda algılandığı gibi, “doğru” değerlerin propagandasını yapmak veya bunları öğrencilerin kafalarına ve kalplerine transfer etmek değildir. Okullar kamusal kurumlar olduklarından, anayasanın yönergelerine, genel yasal düzenlemelere ve dolayısıyla da bunların içerisinde ifade edilen değerlere ve normlara bağlıdır ancak bu okulların ikincil bir öneme sahip olduğu gerçeğini değiştirmez.

Son olarak, değerler sosyal tutum ve davranışlar şeklinde ortaya konularak somutlaştığı ölçüde, anlaşılabilir ve tecrübe edilebilir hale gelirler. Okulun, değerler eğitimi sürecine etkisi destekleyici ve yardımcı olmanın ötesine gidememektedir.

Değerler, çocukluktan itibaren soyut değil, hayatın içerisinde sosyal davranışlar şeklinde vücut buldukça algılanabilir. Buradan yola çıkarak aslında farklı görünen iki kavramın sosyal öğrenme ve değerler eğitiminin iç içe olduğu görülmektedir. Değerlerin öğrenilmesi, ağırlıklı olarak kişisel gayretlerin sınırına-yani kurallara ve normlara- çarpması ve etkileşimle dengelenmesi ile gerçekleşir. İç dünyası ile sosyallik arasında bağ kuran çocuğun iç hesaplaşmasına ebeveynler ve öğretmenler yardımcı olur. Bu bağlamda okullardaki değerler eğitimi özel ve yeni bir alan değil, zaten yapılan veya yapılması gerekenin altını çizmektir (Giesecke, 2004: 238).

1.2. Türkiye’de Değerler Eğitimi