• Sonuç bulunamadı

II. BÖLÜM: TÜRKİYE’DE ALTIN FİYATLARI ve TALEBİ BELİRLEYEN

2.2. Türkiye’de Altının Arz ve Talebi

2.2.1. Türkiye’de Altın Arzı

2.2.1.2. Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası Altın Rezervi

1980’li yılların başından beri Türkiye’de izlenen ekonomik politika gereği kalkınma için gerekli kaynak ihtiyacı, halkın elinde bulunan altının da ekonomiye kazandırılması gereğini ortaya çıkartmıştır. Merkez Bankası 17 Aralık 1984 tarihinden sonra yurt dışı altın fiyatları ile dolar kurunu dikkate alarak belirlediği fiyattan altın satışına başlamış-tır. Banka böylece gayri resmi yollardan altın talebini durdurmuştur. Bunda özellikle piyasanın ihtiyaçlarına cevap verebilmesi etkili olmuştur. Ancak altın satışlarında kulla-nılan döviz kurunun yine Merkez Bankası tarafından serbest piyasaya göre belirlenmesi nedeniyle altının satış fiyatı, dünya fiyatlarının altında gerçekleşmiştir (Gençoğlu, 2010: 21).

Merkez Bankası tarafından belirlenen altının satış fiyatı, dünya fiyatlarının altında oldu-ğu için altına olan talep artmıştır ve Merkez Bankası bir gün sonra bu uygulamadan vazgeçmek zorunda kalmıştır. Merkez Bankası 1989’da Döviz Karşılığı Altın Piyasa-sı’nı kurmuştur, altın ithalatını bu şekilde gerçekleştirmeye başlamıştır ve altın ithalatı büyük ölçüde serbestleşmiştir.

76

Merkez Bankasının muntazam altın arzı, altın piyasasını hızla geliştirmiş, kaçakçılık kârlı olmaktan çıkmıştır. Geçici ithalat uygulamasının başlamasıyla mücevherat üretici-lerinin altın fiyatlarının değişmesinden etkilenmeleri önlenmiş ve dış ülkelerdeki alıcıla-rın sağladıkları altın kredileriyle sermaye sıkıntıları kısmen azalmıştır (Yanık, 2007: 38).

Merkez Bankası tarafından Döviz Karşılığı Altın Piyasa’sının kurulması ile Türkiye’de altın piyasası önemli ölçüde serbestleşmiş ve altın tüketiminde artış görülmüştür. Sis-tem, Türkiye’deki kuyumculuk sektörünün gelişmesine önemli katkılarda bulunarak, sektördeki kuruluşların işledikleri altın miktarını arttırmıştır. Böylece sektördeki kuru-luşlar dış pazar araştırmalarını yoğunlaştırarak dış pazarlara açılmaya başlamış ve altın ihracatında önemli bir artış meydana gelmeye başlamıştır (Sarıoğlu, 2009: 64).

Küresel krizle birlikte giderek yükselen altın fiyatları, kayıt dışı olan altının ekonomiye kazandırılması konusunu gündeme getirmiştir. Ayrıca TCMB 2011 yılında aldığı karar-la zorunlu karşılığın %10’una kadarlık kısmının altın cinsinden tutukarar-labilmesine imkân tanınmıştır. Bu oran kademeli olarak artırılmıştır.

Rezerv opsiyon mekanizmasının kullanımına ilişkin TCMB’nin açıkladığı son veriye göre, 26 Mart 2013 itibarıyla, bankalar kendilerine tanınan %30’luk imkanın %78,9’unu (23,7/30) kullanmaktadırlar. Buna paralel olarak, TCMB’de bankaların 13,2 milyar USD değerinde 261 ton altını tutulmaktadır. Söz konusu imkandan yararlanma oranı 26 Nisan 2013 itibarıyla %81,8’e (24,5/30) yükselmiştir. Dünya Altın Konseyi’nin verisi-ne göre Haziran 2013 itibarıyla TCMB’nin altın rezervi, rezerv opsiyon mekanizması yoluyla tutulan altın da dahil edildiğinde 427 ton seviyesindedir (Aşarkaya, 2013: 5-6). 2.2.1.3. Gayri Resmi Altın İthalatı

Özellikle 1980 yılı öncesi olmak üzere uzun yıllar Türkiye de altın talebi gayri resmi yollardan yurda sokulan altın ile karşılandı. Bu özelliği ile altın ithalatı uzun yıllar top-lam altın arzı içindeki önemini korudu bu gayri resmi ithalat Türkiye’de uzun yıllardan beri birikin ve bugün halkın elinde bulunan 5 bin ton altının önemli bir kaynağı oldu. Kaçak yollardan yurda sokulan altını kontrol altına almak ve bunun için yurt içinde olu-şan döviz talebini kırmak için, 1979 yılında zamanın hükümeti tarafından önlemler alınmaya çalışılmıştır. Maliye Bakanlığı kuyumcu esnafının bir bakkal dükkanı gibi

77

defter tutmasını istemiş esnafta buna tepki olarak 45 gün kepenk kapatarak kara tepki göstermiştir (Gençoğlu, 2010: 24).

1980’li yıllarda alınan istikrar tedbirleri alınmaya başlamıştır ve bu doğrultuda altın ithalatının Merkez Bankasının tekelinde de olsa serbestleşmesini getirmiştir. Liberal-leşmeye başlayan Türk ekonomisinde altın kayıt altına alınması için yoğun çalışmalar yapılmıştır.

1989 yılında Merkez Bankası tarafından Döviz Karşılığı Altın Piyasası’nın kurulması ile birlikte Merkez Bankası tarafından ithal edilen altınlar yurtiçindeki kişilere döviz ve efektif karşılığı satılmıştır. Böylece altın ithalatı büyük oranda serbestleşmiş ve gayri resmi yollardan yapılan altın ithalatı önlenmeye başlanmıştır (Sarıoğlu, 2009: 65).

2.2.1.4. Hurda Altın Arzı

Altın hiçbir zaman yok olmamaktadır ve defalarca eritilip işlenip kullanıma sunulmak-tadır.

Türkiye’de altın arzı kaynaklarından biride hurda altın arzıdır. Türkiye’de hurda altın çoğunlukla altın mücevherden oluşmaktadır. Müşterilerin ellerinde var olan altın mü-cevherlerini çeşitli nedenlerden dolayı kuyumculara ve sahaflara satarlar. Kuyumcu ve sahaflar almış oldukları bu altın mücevherleri eritip yeniden piyasada satışa sunarlar. Kuyumcular ve sahaflar hurda altın arzı oluşturmuş olurlar. Altın fiyatlarının yükselme-si durumunda yastık altı altını olan müşteriler altın mücevherlerini bozdurma eğiliminde olurlar, fiyatların düşmesi durumunda ise bekleme ya da altın satın alma eğiliminde olmaktadırlar.

Hurda altın arzı fiyat hareketlerine yüksek oranda duyarlıdır. Altın fiyatlarının arttığı dönemlerde hurda altın arzı artmaktadır. Bu sebeple hurda altın arzı altın piyasasında fiyatları dengeye getiren özelliği vardır.

Dünyadaki önemli olayların altın piyasalarında oluşturduğu hareketleri anlamak için dünya altın arzındaki gelişmelere bakmak yeterli olmaktadır.

1980’li yıllarda Ortadoğu’daki İran-Irak Savaşı, Sovyet’lerin Afganistan’ı işgal etmesi gibi önemli olaylar altın fiyatlarının artmasına sebep olmuştur. Bu dönem Ortadoğu dünyanın hurda altın merkezi olmuştur.

78

Ortadoğu, bu dönemde yıllık dünya hurda altın arzının yaklaşık %35’ini sağlamıştır. Ortadoğu’nun en önemli ülkelerinden olan İran ise, yıllık dünya hurda altın arzının %17’sini tek başına oluşturmuştur. İran’ın hemen ardından ise, Mısır ve Türkiye gel-miştir. Tüm bu gelişmelerden de görüldüğü gibi, dünyanın belirli bölgelerinde meydana gelen jeopolitik krizler, özellikle, krizin yaşandığı bölgede hurda altın arzını arttırıcı bir unsur olarak rol oynamaktadır (Atay, 2013: 72).

Benzer Belgeler