• Sonuç bulunamadı

2. HAVAALANLARININ ÇEVREYE OLAN ETKĠLERĠ

2.3.3. Türkiye’de Atık ve Yönetimi

GeliĢmiĢ ülkeler, katı atık yönetimi ile ilgili süreci 80‟li yıllarda tamamlayarak “sürdürülebilir atık yönetimi”, “atık etiği”, “atık yönetimi etiği” gibi olguları ciddi biçimde tartıĢırken Türkiye‟de atık yönetimi konusundaki geliĢmeler yavaĢ bir seyir göstermekle birlikte konu, fiilen“gözden uzak olsun” anlayıĢı ile yürütülmüĢ ve büyük ölçüde uluslar arası geliĢmelerin itici gücüyle ilerleyen yıllarda

“yönetilmesi gereken” bir sorun olarak algılanmaya baĢlamıĢtır.

Ekonomik açıdan geliĢmekte olan bir ülke olması, sanayileĢme ve artan yasam standartları Türkiye‟de katı atık miktarının artısını ve dolayısıyla bu atıkların bertaraf edilmesi sorununu beraberinde getirmiĢtir. Katı atıkların bertarafında, atıkların açık alanlarda depolanması seklindeki geleneksel metodu kullanan Türkiye‟de, 28 Nisan 1993 tarihinde Ümraniye açık depolama sahasında gaz sıkıĢması sonucu yaĢanan ve 39 kiĢinin ölümü ile sonuçlanan patlama, katı atıkların bertarafında yeni bir dönemin baĢlangıcı olmuĢtur [43].

Ulusal politika öncelikleri arasında atık yönetimine yer verilmemesi, atık yönetiminin kurumsal altyapıya kavuĢturulmamıĢ olması, atık yönetimi hizmetlerine yeterli kaynak ayrılmaması ve bu alanda verilen hizmet karĢılığında alınan vergi ve ücretlerin yetersiz oluĢu, altyapı tesislerinin sayıca ve teknolojik olarak yetersiz koĢullarda olması, AB normlarına ve uluslararası standartlara uygun olarak gerçekleĢtirilen yasal düzenlemelerin uygulamaya yeterli düzeyde yansıtılamaması, denetim ve izleme faaliyetlerinin yetersiz olması gibi sebepler dolayısıyla ülkemizde etkin bir atık yönetim sistemi oluĢturulamamıĢtır.

Türkiye‟de üretilen tehlikeli atık miktarları, uzun yıllar sağlıklı ve sistemli çalıĢmaların gerçekleĢtirilememesi nedeniyle hep spekülatif rakamların ifade edildiği bir tablo yaĢanmıĢtır. Her yıl düzenli olarak tehlikeli atıklara iliĢkin durumunu Basel Sekretaryası‟na rapor etmesine rağmen, üretilen tehlikeli atık miktarları, ithalat ve

73

ihracat rakamları bildirilmemekte ya da sağlıklı verilerin bulunmamasından dolayı bildirilememektedir. OECD kaynaklı verilerde de Türkiye adına üretilen tehlikeli atık miktarları hakkında bir kayıta rastlanmamaktadır.

Öyle ki 2000 yılında TÜĠK tarafından gerçekleĢtirilen çalıĢmada tehlikeli atık üretimine iliĢkin olarak elde edilen veriler bulunmasına rağmen, Basel Sekretaryasından elde edilen 2001 raporunda üretim miktarına iliĢkin bir verinin bildirilmediği, sadece ithalat ve ihracata iliĢkin verilerin bulunduğu görülmektedir.

Türkiye 1994 yılından beri taraf olduğu Basel SözleĢmesi uyarınca sunması gereken yıllık raporları hakkında gereken özeni göstermediği gibi raporlamalarına esas teĢkil edecek verilerin sistemli ve periyodik bir Ģekilde elde edilmesi amacıyla etkili politikalar gerçekleĢtirememektedir. Nitekim 2000 yılında elde edilen verilerden ancak 4 yıl sonra yeni bir çalıĢma ile söz konusu veriler güncelleĢtirilmiĢ, bu son çalıĢmadan sonra 2007 yılı itibariyle yeni bir çalıĢma gerçekleĢtirilmemiĢtir[39].

Türkiye‟de katı atık yönetiminin mevcut durumunun belirlenmesi 2005 yılında uluslararası bir konsorsiyum tarafından hazırlanmıĢ olan Türkiye için Yüksek Maliyetli Çevre Yatırımlarının Planlaması (YMÇYP) AB Projesi‟nde ele alınmıĢtır.

Bu proje kapsamında Türkiye‟nin katı atık sektörü alanında mevcut durumu belirlenmiĢ ve AB Düzenli Depolama Direktifi ile Ambalaj ve Ambalaj Atıkları Direktifi‟ne uyum için finansman ihtiyacı analizi yapılmıĢtır. YMÇYP Projesi‟ne göre Türkiye‟de yaygın olarak kullanılan atık toplama metodu, kaldırım kenarına bırakılan plastik torbalar ve çok katlı binalarda yaĢayan nüfusa hizmet veren büyük atık konteynırlarından oluĢmaktadır. Türkiye‟de atık toplama sıklığının Ģehirlerde her gün iken küçük yerleĢimlerde haftada 1-3 sefere kadar değiĢtiği belirtilmiĢtir.

Türkiye genelinde toplama araçlarının hacmi genellikle 7 m3 ile 13 m3 arasında değiĢmektedir. Nüfusu 2000 kiĢinin altındaki yerleĢimlerde yaĢayan kırsal nüfus haricinde, belediyenin hizmet alanında yer alan nüfusun yaklaĢık olarak tümü düzenli atık toplama hizmetlerinden yararlanmaktadır.

Türkiye‟de genellikle atıklar kontrolsüz bir Ģekilde düzensiz depolama alanlarına dökülmektedir. Toplam 2000 küçük ölçekli ve 50 büyük ölçekli düzensiz depolama sahası bulunmaktadır[44].

Türkiye‟de tehlike atıklar konusunda da çok sınırlı bilgiler vardır. Tehlikeli atıklar konusunda en önemli bilgiler, Çevre ve ġehircilik Bakanlığı verileri üzerinden

74

Türkiye Ġstatistik Kurumu (TUĠK) tarafından yayınlanan istatistikler ve Tugal Çevre Teknolojileri-Zinerji konsorsiyumunun Çevre ve ġehircilik Bakanlığı için gerçekleĢtirdiği “Tehlikeli Atık Yönetimi” adı verilen ve tehlikeli atık envanterinin çıkartıldığı projesidir[45].

Türkiye Ġstatistik Kurumu (TUĠK) verilerine göre 1994-2010 yılları arasındaki belediye atık göstergeleriyle ilgili istatistikler ġekil (2.22) de gösterilmiĢtir.

ġekil 2.22. Atık hizmeti verilen belediye sayısı (TUĠK)

1994 yılında belediyelerin % 72 „si atık hizmeti verirken, 2010 yılında bu oran %98 olmuĢtur. Belediyelerde toplanan atık miktarları ise ġekil (2.23) de gösterilmiĢtir.

2 740 2 801 2 827 2 835 2 834 3 227 3 227 3 227 3 225 3 225 3 225 2 950

1 985 2 126 2 172 2 275 2 579 2 921 2 984 3 018 3 028 3 115 3 129 2 879

500 1 000 1 500 2 000 2 500 3 000 3 500

1994 1995 1996 1997 1998 2001 2002 2003 2004 2006 2008 2010

Toplam Belediye Sayısı Atık hizmeti verilen belediye sayısı

75

ġekil 2.23. Belediyelerde toplanan atık miktarları (TUĠK)

Nüfusun artmasıyla birlikte 1994 yılında 17.757.000 ton olan atık miktarı 2010 yılına kadar %142 oranında artarak 25.277.000 ton olmuĢtur.

Belediyelerde toplanan atık miktarlarının, bu belediyelerde yaĢan nüfusa oranıyla da kiĢi baĢına düĢen atık miktarı bulunabilir.

ġekil 2.24. KiĢi baĢı otalama atık miktarı (TUĠK)

17 757 20 910 22 483 24 180 24 945 25 134 25 373 26 118 25 014 25 280 24 361 25 277

5 000 10 000 15 000 20 000 25 000 30 000

1994 1995 1996 1997 1998 2001 2002 2003 2004 2006 2008 2010

Toplanan Atık Miktarı (bin ton)

1,10 1,27 1,37 1,46 1,51 1,35 1,34 1,38 1,31 1,21 1,15 1,14

0,00 0,20 0,40 0,60 0,80 1,00 1,20 1,40 1,60

1994 1995 1996 1997 1998 2001 2002 2003 2004 2006 2008 2010

KiĢi baĢı ortalama atık miktarı (kg/kiĢi-gün)

76

Belediyelerin topladığı atıkları bertaraf yöntemlerinin 1994 yılı ile 2010 yılındaki karĢılaĢtırmalı çizelgesi ise ġekil (2.25) de gösterilmiĢtir.

ġekil 2.25. 1994 ve 2010 yılındaki atık bertaraf yöntemleri (bin ton /yıl)(TUĠK)

ġekil (2.25)‟de görülen diğer üzücü durum, herkesçe bilinen, ama ifade edilemeyen bir durumun istatistiklere yansımasıdır. O da sanayi atıklarının çöplüklere atıldığının beyan edilmesidir. Bu ise ülkemizde çevre bilincin oluĢmadığının en açık göstergesidir. Çizelgelerden de açıkça ortaya çıkan husus Ģudur ki, Türkiye‟de atık yönetimiyle ilgili sağlıklı bir sistem kurulamamıĢ, ne halkımızda ne de idari yönetimlerde çevre bilinci oluĢmamıĢtır. Türkiye‟de evsel nitelikli atıklar bir iĢleme tabi tutulmadan atık depolama alanlarına gönderilmektedir.

Evsel ve endüstriyel atıkların hala Karadeniz bölgesinde denize döküldüğü gözlemlenmektedir. Birçok kırsal bölgede çöpler en yakındaki alana ya da nehir ve gollere atılmaktadır. Ülkemizde sadece 37 adet düzenli depolama alanı bulunduğundan atıkların %45‟lik bir kısmı buralara gönderilirken, % 50 oranındaki kısmı büyükĢehir belediyesi ve belediye çöplüklerine gönderilmektedir. Geri kalan kısmı ise açıkta yakılarak ve kompost tesislerinde, bir kısımda baĢka belediye çöplüklerine gönderilerek bertaraf edilmektedir. Halen çok az bir miktarda olsa bir kısım atığın göl ve nehirlere döküldüğü bir gerçektir. Çöplük alanlarından yeraltına

7.066 7.000 413 809 192 442 558 523 753

kĢehir belediyesi çöplüğü Belediye çöplüğü BaĢka belediye çöpğü Düzenli depolama sahalarına len Kompost tesisine len Açıkta yakarak Dereye ve göle kerek Gömerek Der

1994 2010

77

sızan sular toplum sağlığını tehdit eden bir unsurdur. Örneğin, Isparta ilinde yapılan bir çalıĢmada yeraltı sularının büyük bir kısmının kanalizasyon sistemi ve açık alanlardaki çöp sahaları sebebiyle meydana gelen sızmalarla tehlikeli madde içeriği sınırlarının aĢtığı tespit edilmiĢtir[42].

Türkiye‟de imalat sanayi tarafından yılda 20 milyon ton civarında atık üretilmekte olup, bunun yaklaĢık 1.12 milyon tonu tehlikeli atıktır. Maalesef tehlikeli atık verileri imalat sanayinden gelenlerle sınırlıdır. Ġmalattan gelen tehlikeli atıklarda ilk 5 sırayı, ana metal sanayi, kimya sanayi, yiyecek içecek üretimi, petrol ve kömür faaliyetleri ve motorlu taĢıt üretim ve bakımı almaktadır. Tehlikeli atıkların bertarafı henüz istenen seviyede değildir[42].

TUĠK verilerine göre ülkemizde oluĢan tehlikeli atık miktarları ise ġekil (2.26)‟de gösterilmiĢtir.

ġekil 2.26. Türkiye‟de toplam tehlikeli atık miktarları (TUĠK)

Ġmalat sanayi sektörünün 2010 yılında tehlikeli atık miktarı hususunda vermiĢ olduğu beyan %26 azalmıĢtır. Sadece imalat sanayine ait olan bu miktarlara, tarım, madencilik, enerji gibi diğer sektörlerdeki üretimler ve tüm sektörler bazında sıvı tehlikeli atıklar da eklendiğinde, kabaca bir tahminle 2 milyon tonun üzerindeki tehlikeli atık üretim miktarlarına ulaĢılabilmektedir.

1 308

Toplam tehlikeli atık miktarı (bin ton/yıl)

78