• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 2: ENERJİ ŞOKLARI, TÜRKİYE’NİN ENERJİ SORUNU VE İLGİLİ

2.3. Literatür Taraması

2.3.2. Enerji Şoklarını İnceleyen Genel Denge Modelleriyle İlgili Literatür

2.3.2.1. Türkiye Üzerine Yapılan Çalışmalar

Enerji şoklarının makroekonomik etkilerini inceleyen DSGD modelleri ilgili literatürde fazlaca çalışma mevcut olduğu halde, Türkiye üzerine doğrudan doğruya bu konuyu DSGD modeli çerçevesinde inceleyen bir çalışma öne çıkan literatürde bulunmamaktadır. Öte yandan, hesaplanabilir genel denge modeli çerçevesinde yapılan çeşitli çalışmalar bulunmaktadır.

33

Kumbaroğlu (2003) Türkiye ekonomisi için bir hesaplanabilir genel denge modeli geliştirerek çevre vergilendirmesi ve bunun ekonomik etkilerini incelemiştir. Modelde Türkiye ekonomisi yedi sektöre ayrılıp incelenmiştir. Çeşitli vergi senaryoları altında elde edilen sonuçlar, enerji-çevre-ekonomi arasındaki ilişkilere ışık tutmakta ve ülkenin gerek ekolojik gerekse de ekonomik açıdan sürdürülebilir gelişmesi için çeşitli fırsatlar ortaya koymaktadır. Modelin çıktılarına göre; çevre vergisi uygulaması yapıldığında, ithal yakıtlar çevre kirliliğine sebep olan emisyonların temel kaynağı olması halinde bile hem ekolojik çevrenin iyileşmesi hem de ekonomik açıdan fayda elde edilmesi modelde mümkün gözükmektedir.

Telli vd. (2008), 2006-2020 dönemi için iklim değişikliğine karşı çeşitli muhtemel sektörel karbondioksit salınımlarını azaltma politikalarının etkilerini inceleyen bir hesaplanabilir genel denge modeli geliştirdiler. Geliştirilen model Walrasyan geleneğe dayalı, 10 sektörlü, hükümetin işin içinde olduğu bir açık ekonomi modelidir. Model karbondioksit salınımlarına odaklanmış olup, gazın yol açtığı kirliliğin farklı kaynakları birbirlerinden ayrılarak incelenmiştir. Modelin çıktıları karbondioksit salınımlarını kontrol altında tutmaya yönelik politikaların oldukça maliyetli olduğunu ve kıt yerli kaynaklardan sağlanabilecek salınımları azaltmaya yönelik yatırımların finansmanına ihtiyaç duyulduğunu ortaya koymuştur. Çevre kirliliğini azaltmaya dönük karbon vergisi türü uygulamaların istihdam üzerinde olumsuz bir etki doğurması da modelin ayrı bir sonucudur. Dolayısıyla üreticiler üzerinde var olan vergi yükünün azaltılması ile birlikte başka türlü çevre vergilerinin uygulanması gerekmektedir.

Aydın (2010) nüfusu hızla artan bir ülke olan Türkiye’nin artan enerji ihtiyaçlarını ithal fosil yakıtlardan karşıladığını, ancak Türkiye’nin hidroelektrik enerjisinden faydalanma potansiyelinin yüksek olmasına karşın bunun ancak üçte birinin kullanılabildiğini belirtmiştir. Bu sebepten dolayı, Aydın (2010) hidroelektrik santralleri meydana getirmenin ekonomik ve çevresel etkilerini 2004-2020 dönemi için geliştirmiş olduğu dinamik bir hesaplanabilir genel denge modeliyle incelemiştir. Geliştirmiş olduğu çok sektörlü dinamik genel denge modelini kullanarak hidroelektrik kullanımının artışı anlamına gelen bir şokun GSYH, reel tüketim, reel yatırım, ithalat, ihracat, dış ticaret dengesi ve karbon salınımları değişkenlerinin üzerindeki etkilerini incelemiştir. Modelin sonuçlarına göre hidroelektrik kapasitesini 2 katına çıkarmanın makroekonomik değişkenler ve karbon salınımı üzerindeki olumlu etkileri görülmektedir.

34

Aydın ve Acar (2011) petrol ve doğalgaz ithal eden küçük bir açık ekonomi olan Türkiye’nin birincil enerji talebinin üçte ikisinin ithalat yoluyla karşılandığını belirterek, geliştirdikleri hesaplanabilir genel denge modeli yoluyla petrol fiyatı şoklarının etkilerini incelediler. TurGEM-D adını verdikleri Türkiye ekonomisi için geliştirdikleri çok sektörlü dinamik genel denge modelinde petrol fiyatı şoklarının potansiyel uzun dönem etkilerini GSYH, tüketici fiyat endeksi, dolaylı vergi gelirleri, ticaret dengesi ve karbon salınımları gibi çeşitli makroekonomik değişkenler üzerindeki etkilerini incelemişlerdir. Modeli kullanarak, üç farklı senaryo durumunda petrol fiyatı şoklarının etkilerini analiz etmişlerdir. Bu senaryolar ise petrolün referans fiyatı, yüksek ve düşük petrol fiyatlarıdır. Simülasyon sonuçları petrol fiyatlarının incelenen makroeonomik değişkenler üzerinde çok önemli etkileri olduğunu göstermektedir. Kolsuz ve Yeldan (2017) geliştirdikleri hesaplanabilir genel denge modelinde; çevre kirliliğini azaltma, insan kaynaklı iklim değişikliğiyle mücadele amaçlı teknolojik yenilik, yeşil istihdamı (çevreyi koruma amaçlı istihdam) artırma hedefleri ve kişisel gelirdeki artışlar yoluyla artan refah arasındaki doğal tamamlayıcılık ilişkisini incelediler.Türkiye ekonomisinin verilerini kullanarak çevre kirliliğini azaltmaya yönelik araçlar ve yeşil istihdamı kalıcı kılmaya yönelik politikalar arasındaki sinerjiyi araştırdılar. Araştırmanın sonuçlarına göre; çevre vergileri ve teknolojik ve kurumsal yeniliklerin karışımı olan bir politika karması yoluyla, Türkiye birçok gelişmekte olan ülke için çevre dostu bir dengeli büyüme yolunu yakalaması bakımından bir örnek teşkil edebilir. Araştırmanın diğer bir sonucuna göre ise; karbon salınımlarını azaltmaya yönelik başarılı bir strateji için, mevcut işgücü ile ilgili vergilerin ve faktör piyasası bozukluklarının ortadan kaldırılması önem arzetmektedir. Analiz sonuçları göstermektedir ki, var olan emek piyasasında bozucu etkilere sahip vergilere karşı çevre vergilerinin ikame edilmesi yoluyla çevre kirliliği azaltmanın ulusal gelir ve istihdam üzerindeki katlanılması gereken maliyetleri önemsiz hale gelebilir.

Türkiye ile enerji şoklarının etkilerini inceleyen genel modelleri görüldüğü üzere hesaplanabilir genel denge modelleridir. Hesaplanabilir genel denge modelleri de DSGD modelleri gibi hanehalkları ve firmaların optimizasyon davranışlarına dayanır. Hesaplanabilir genel denge modellerinin en temel avantajı girdi-çıktı modellerini daha da ileriye götürerek sektörler arası etkileşimleri dikkate almaları ve kalıcı politikaların etkinliğini ölçmede faydalı olmalarıdır. Örneğin; vergi sisteminde bir değişiklik veya ticaret engellerinin kaldırılmasının etkileri gibi. Dolayısıyla bu modellerde esas odak

35

noktası uzun dönemli değişimlerdir. Öte yandan DSGD modelleri maliye ve para politikası gibi makroiktisadi politikaların ve şokların ekonomik dalgalanmalar üzerindeki etkilerini incelemektedir. Dolayısıyla ani gelişen şoklar karşısındaki olası etkileri öngörmede DSGD modelleri daha etkilidir.

Bu çalışmada enerji ile ilişkili şoklarının makroekonomik etkileri analiz edilirken, bu şoklar karşısında merkez bankasının politika aracı olan faiz oranları yoluyla verdiği tepki analizde önemli bir yer tutmaktadır. Dolayısıyla çalışmanın DSGD metodolojisi üzerinden yürütülmesi makul görünmektedir.

2.3.2.2. Diğer Ülkeler Üzerine Yapılan Ampirik DSGD Çalışmaları ve Teorik