• Sonuç bulunamadı

Türkiye’de Öteki ve Farklılık Algısı

3. GEREÇ VE YÖNTEM

4.3 Türkiye’de Öteki ve Farklılık Algısı

Tablo 19. Katılımcıların Hayat Tarzı Farklılık Algısı

Hayat Tarzınızın, Kültürel Değerlerinizin, Aile Yapınızın, Çevrenizde Bulunan Diğer

İnsanlara Göre Farklı Olduğunu Düşünüyor Musunuz? Sayı Yüzde

Evet, oldukça farklıdır 623 19,2

Hayrı, farklı değildir 1663 51,4

Kimi zaman hissediyorum 730 22,6

Fikrim yok 221 6,8

Toplam 3237 100,0

Tablo 19’da görüldüğü üzere katılımcıların kendilerini sosyo-kültürel çevrelerine göre kendilerini nasıl hissettiklerimi ve farklı görüp görmediklerini belirlemek amacıyla “Hayat Tarzınızın, Kültürel Değerlerinizin, Aile Yapınızın, Çevrenizde Bulunan Diğer İnsanlara Göre Farklı Olduğunu Düşünüyor Musunuz?” sorusu sorulmuştur. Katılımcıların yaşam tarzları, kültürel değerleri ve aile yapıları, çevrede bulunan diğer insanlara göre yüzde 19,2 oranında farklı; yüzde 22,6 oranında bazen farklı olduğunu belirttikleri görülmektedir. Katılımcıların yüzde 51,4’ü içinse yaşam tarzları, değerleri ve aile yapıları çevrelerindeki diğer kişilere göre farklı olmadığını belirtirken yüzde 6,8’i fikrinin olmadığını belirttikleri görülmektedir. Katılımcıların “ötekilik” algısını ortaya koyan soruya verilen karşıt değerlendirmelerin birbirlerine oldukça yakın olduğu görülmektedir. Dolayısıyla Türkiye’de bireyler “başkalarını öteki” olarak algılarken, kendisini başkasının gözünde ötekileştirildiğini düşünerek ya da başkalarına göre farklı olduklarını düşünerek “kendisini ötekileştirdikleri” görülmektedir. Çalışma kapsamında elde edilen bu bulgu oldukça dikkat çekicidir. Çünkü Bu bulgu Türkiye’de bireylerin başkalarını “ötekileştirme” ya da kendisini “farklı hissetme” algısının oldukça birbirleriyle iç içe geçen bir düzeyde var olduğunu göstermektedir.

Tablo 20 Katılımcılara Göre Toplumsal Sorun ve Çatışmanın Nedenleri Sayı Yüzde Toplam yüzde

Terör Olayları 1090 25,4% 34,4%

Ekonomik Nedenler 739 17,3% 23,3%

Politik Farklılıklar 623 14,5% 19,7%

İnsan Haklarına Saygılı Olmama 385 9,0% 12,2%

Hoşgörü Eksikliği 301 7,0% 9,5%

Etnik-Kültürel Farklılıklar 291 6,8% 9,2%

Demokratik Bilincin Olmaması 214 5,0% 6,8%

Bölgesel Gelişmişlik Farklılıkları 175 4,1% 5,5%

Dini Anlayış Farklılıkları 167 3,9% 5,3%

Ahlaki Sorunlar 150 3,5% 4,7%

Mezhep Farklılıkları 96 2,2% 3,0%

Eğitimsizlik 52 1,2% 1,6%

Toplam 4283 100,0% 135,2%

Tablo 20’de görüldüğü üzere araştırma kapsamında katılımcılara toplumsal sorunların ve çatışmaların en önemli nedenlerini hakkında ne düşündükleri sorularak görüşlerini belirtmeleri istenmiştir. Elde edilen bulgular kapsamında katılımcıların yüzde 25,4 ‘ü terör olayları, yüzde 17,3’ü ekonomik nedenleri, yüzde 14,5’i politik farklılıkları, yüzde 9’u insan haklarına saygılı olmama ve yüzde 7’si hoşgörü eksikliği olarak düşüncelerini belirttikleri görülmektedir. Bunun yanı sıra katılımcıların yüzde 6,8’i, etnik kültürel farklılıkları, yüzde 5’i demokratik bilincin olmaması, yüzde 4,1’i bölgesel gelişmişlik farklılıkları, yüzde 3,9’u dini anlayış farklılıklarını, yüzde 3,5’i ahlaki sorunları, yüzde 2,2’si mezhep farklılıkları ve yüzde 1,2’si eğitimsizlik olduğunu belirtmişlerdir. Katılımcılardan elde edilen bulgular kapsamında Türkiye’nin en önemli toplumsal sorunları arasında terör olaylarıyla birlikte ekonomik ve politik farklılıklardan, insan haklarına saygılı olmamaktan kaynaklanan sorunların yer aldığını ifade edebiliriz. Türkiye’de toplumsal çatışmaların odak noktasını özellikle Türk-Kürt temelinde gelişen etno-kültürel farklılığın ve Alevi-Sünni farklılığı temelinde gelişen mezhep farklılığının oluşturduğu iddia edilmektedir. Oysaki bu çalışma sonucunda elde edilen bulgular Türkiye’nin temel toplumsal sorunlarının farklı konu başlıklarını içerdiğini göstermesi açısından oldukça dikkat çekicidir.

Sayı Yüzde Toplam yüzde

Ortak Vatan Duygusu 1772 26,0% 55,7%

Müslümanlık (Din) 1217 17,8% 38,2% Bayrak 917 13,4% 28,8% Devlet 730 10,7% 22,9% Türklük 479 7,0% 15,1% Toplumun Ortak Kültürü 473 6,9% 14,9% Sevgi 275 4,0% 8,6% İslam Medeniyeti 256 3,8% 8,0% Atatürkçülük 233 3,4% 7,3% Hoşgörü 217 3,2% 6,8% Saygı 98 1,4% 3,1% Demokratik Değerler 89 1,3% 2,8% Laiklik 64 ,9% 2,0% Toplam 6820 100,0% 214,3%

Tablo 21’de görüldüğü üzere katılımcıların yaşamakta olduğu bölgede/Türkiye’de toplumu bir arada tutan en önemli bağ nedir sorusu yöneltilmiştir. Katılımcıların sırasıyla ortak vatan duygusu (% 26), Müslümanlık (%17,8), bayrak (% 13,4), devlet (10,7), Türklük (%7), Toplumun ortak kültürü (% 6,9), sevgi (% 4), İslam Medeniyeti (% 3,8), Atatürkçülük (% 3,4), Hoşgörü (% 3,2), Saygı (% 1,4), Demokratik değer (% 1,3), Laklik (% 0,9) olarak belirttikleri görülmektedir. Araştırma kapsamında elde edilen bulgular Türkiye’yi bir arada tutan en önemli 5 ögenin sırasıyla ortak vatan anlayışı, Müslümanlık, bayrak, devlet ve Türklük olduğunu göstermektedir. Elde edilen bulgular Türkiye’yi bir arada tutan önemli öğelerin kamusal (kurumsal) kimlik söyleminde karşılığını bulduğunu göstermektedir.

Tablo 22. Katılımcıların Öteki Algısı

Size Göre "Yabancı"/ "Öteki" Kimdir? Sayı Yüzde

Cevap yok 95 2,9

Müslüman Olmayan 675 20,9

Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı Olmayan 516 15,9 Türkiye Cumhuriyeti Topraklarında Yaşamayan 513 15,8 İnsan Haklarına Saygılı Olmayan 484 15,0

Türk Olmayan 486 15,0

Kültürel Kimliği Farklı Olan 98 3,0

Yaşam Tarzı farklı Olan 88 2,7

Türkçe Konuşmayan 86 2,7

Homoseksüeller/Lezbiyenler 79 2,4

Farklı Siyasi Kimliğe Sahip Olan 50 1,5

Kürt Olmayan 6 ,2

Hiçbiri 61 1,9

Toplam 3237 100,0

Tablo 22’de görüldüğü üzere “öteki algısını” açığa çıkartabilmek için katılımcılara “size göre yabancı/öteki kimdir?” sorusu yöneltilmiştir. Elde edilen bulgular kapsamında katılımcılar sırasıyla Müslüman olmayanlar (% 20,9), T.C. vatandaşı olmayanlar (% 15,9), Türkiye’de yaşamayanlar (% 15,8), insan haklarına saygılı olmayanlar (% 15) ve Türk olmayanlar (% 15) “yabancı”dır, “öteki” kidir. Bu ifadelerin yanı sıra katılımcıların % 3’ü kültürel kimliği farklı olanı, % 2,7’si yaşam tarzı farklı olanı ve Türkçe konuşmayanı, %2,4’ü homoseksüelleri, % 1,5’i farklı siyasal kimliğe sahip olanı, % ,2’si Kürt olmayanları öteki olarak algıladıklarını belirttikleri görülmektedir. Elde edilen bu bulgular Türkiye’de “öteki” algısının katılımcıların sosyal kimlik aidiyetlerine göre geliştiğini göstermektedir.

Tablo 23. Katılımcıların Kültürel Farklılıklarla İç içe Yaşama Düzeyi Yaşadığınız Bölgede Farklı Ana Dile/Kültürel Dile Sahip İnsanlar Var

Mı? Sayı Yüzde

Evet Var 2849 88,0

Hayır Yok 275 8,5

Bilmiyorum 113 3,5

Toplam 3237 100,0

Tablo 23’te görüldüğü üzere “Yaşadığınız Bölgede Farklı Ana Dile/Kültürel Dile Sahip İnsanlar Var Mı?” sorusuna yönelik bulgulara yer verilmektedir. Çalışma kapsamında katılımcıların yüzde 88’i yaşadığı bölgede farklı anadilde konuşan bireylerin olduğunu ifade ederken % 8,5’i farklı anadilde konuşan bireylerin olmadığını ve yüzde 3,5’i ise bilmediklerini

belirttikleri görülmektedir. Dolayısıyla katılımcıların çoğunluğunun (%88) yaşadığı bölgede farklı dillere sahip kişiler bulunduğunu ifade etmişlerdir. Bu bulgu Türkiye’nin farklı kültürel gruplarla iç içe yaşamakta olduğunu göstermektedir.

Tablo 24. Katılımcıların Farklı Anadilde Konuşan Bireylere Bakış Açısı

Yaşadığınız Bölgede İnsanların Kendi Ana/Kültürel Dillerinde Konuşmaları Sizi Rahatsız

Ediyor Mu? Sayı Yüzde

Çok Rahatsız Ediyor 217 6,7

Kısmen Rahatsız Ediyor 533 16,5

Hayır, Rahatsız Etmiyor 2099 64,8

Cevapsız 388 12,0

Toplam 3237 100,0

Türkiye’de kültürel dil/ana dil konusu oldukça tartışmalı konular arasında yer alan ve toplumsal ve ulusal birliği ve bütünlüğü tehdit eden bir olgu olarak tasvir edilmektedir. Bireylerin kendi kültürel dillerini konuşmalarının bireyler tarafından nasıl değerlendirdiklerinin tespitini bu çalışma açısından önemli kılan ise “öteki olarak ifade edilen kültürel dillerin” bireyler tarafından nasıl anlamlandırıldığı ve toplumsal ilişkileri nasıl şekillendirebileceği konusunu açıklığa kavuşturabilmektir. Bu amaçla “Yaşadığınız Bölgede İnsanların Kendi Ana/Kültürel Dillerinde Konuşmaları Sizi Rahatsız Ediyor Mu?” sorusu yöneltilmiştir. Tablo 23 de görüldüğü üzere katılımcıların üçte ikisi için yaşadığı bölgedeki farklı dillere sahip kişiler rahatsızlık oluşturmamaktadır. Bu bulgu da Türkiye’de farklı kültürel gruplara dair olan kültürel dilin mutlak manada “kötü”, “haksız”, “olmaması gereken” gibi bakılmadığını göstermektedir.

Benzer Belgeler