• Sonuç bulunamadı

İtalya Birinci Dünya Savaşı’ndan galip ülke olarak çıkmasına rağmen savaşın sonunda imzalanan antlaşmalarla istediğini alamamıştı. 1922 yılında iktidara gelen Mussolini liderliğindeki Faşistler Balkanlar ve Doğu Akdeniz üzerinde agresif ve yayılmacı bir

147 Dilek Barlas, Atatürk Döneminde Türkiye’nin Balkan Politikası, Atatürk Dönemi Türk Dış Politikası Makaleler, Haz. Berna Türkdoğan, (Ankara: Atatürk Araştırma Merkezi. 2000), s.276-

277.

148 Dilek Barlas, Atatürk Döneminde Türkiye’nin Balkan Politikası, Atatürk Dönemi Türk Dış Politikası Makaleler, Haz. Berna Türkdoğan, (Ankara: Atatürk Araştırma Merkezi. 2000), s.278.

75

politika izlemeye başladılar. İtalya’nın bu politikasına ilk örnek Yunanistan ile yaşadığı olaydır. Yunanistan-Arnavutluk sınırının tespit edilmesi için kurulan heyette görev yapan İtalyan temsilciler 27 Ağustos 1923 yılında Yanya’da cinayete kurban gittiler. Bu olaya şiddetli bir tepki gösteren İtalya Yunanistan’dan hemen suçluların bulunup cezalandırılmasını ve yüklü bir tazminat ödenmesini talep etti. Yunanistan’ın yapıcı açıklamalarına rağmen oldukça yüksek miktarda talep edilen tazminatı ödememesi üzerine İtalya olaydan dört gün sonra Korfu Adası’nı işgal etti. İngiltere ve Fransa’nın araya girmesi ve Yunanistan’ın yüksek tazminatı ödemeyi kabul etmesi üzerine İtalya Korfu’nun işgalini sonlandırdı.149İtalya agresif dış politikası sayesinde bu sorunu istediği gibi

çözmüştü.

İtalya’nın Balkanlar’da sorun yaşadığı bir diğer ülke Yugoslavya idi. Daha önce İtalya ve Yugoslavya arasında serbest şehir olarak kabul edilen Fiume (Rijeka) İtalya’nın Yugoslavya üzerine yaptığı baskılardan sonra Yugoslavya’nın razı olmasıyla 27 Ocak 1924 yılında İtalya’ya bağlandı. İtalya sergilediği saldırgan ve tehditkar dış politika ile sorunları kendi lehine çözmeye başlamıştı. Bu durum Türkiye’yi oldukça rahatsız ediyordu. İtalya’nın Balkanlar’da en büyük etkiye sahip olduğu ülke Arnavutluk olmuştu. 1924 yılında Arnavutluk’ta iktidara gelen Ahmet Zogo İtalya’ya dayanarak diktatörlük kurmuştu. Arnavutluk ile İtalya arasında 1927 yılında yapılan Tiran İttifak Antlaşması ile Arnavutluk İtalya himayesine girdi.150

Romanya Sovyetler Birliği ile olan ilişkilerinde Fransa’dan yeterli desteği göremediği düşüncesiyle İtalya ile ilişkilerini geliştirmeye çalışıyordu. Bu amaç doğrultusunda 1926 yılında İtalya ile bir borç ve denizaltı satın alınmasına dair bir antlaşma yapmıştı. Ancak İtalya-Romanya yakınlaşması hem Küçük İtilaf içerisindeki müttefiki Yugoslavya’yı hem de Türkiye’yi rahatsız ettiğinden İtalya- Romanya ilişkileri daha ileri bir noktaya gelemedi. Mussolini Dört Batılı Güç olarak nitelendirdiği İngiltere, Fransa, Almanya ve İtalya’nın Avrupa’daki problemlerin çözümü ve Birinci Dünya Savaşı sonrası yapılan barış antlaşmalarının değiştirilmesi için ortak hareket etmesi gerektiğini ileri sürmüştü. Bu öneriye en büyük tepkiyi Küçük İtilaf Devletleri gösterdi.151 Balkan Devletleri arasında

149Mevlüt Çelebi, Türk-Romen İlişkilerinin Balkan Antantı’na Gidişi Sürecinde Üçüncü Göz: İtalya. Türkiye-Romanya İlişkileri: Geçmiş ve Günümüz Uluslararası Sempozyumu. Haz. Duygu Türker Çelik, (Ankara: Atatürk Araştırma Merkezi,2019), s.720.

150 a.g.e., s.721

76

revizyonist bir politika izleyen tek ülke olan Bulgaristan yabancı ülkelerdeki elçilerine gönderdiği bir talimatla dört büyük devlet arasında kurulacak olan bir organizasyon ve Milletler Cemiyeti vasıtasıyla antlaşmaların yeniden gözden geçirilmesine ilişkin Mussolini planını desteklediğini bildirmiştir.152Revizyonist politikalar izleyen İtalya

kendisi gibi düşünen ülkeler ile yakınlaşmasını devam ettirmiştir. İtalya’nın Bulgaristan üzerinde etkili olmaya başlaması ve revizyonist emelleri Balkan Devletleri’nin bir araya gelmesini ve Balkan Paktı’nın kurulmasını hızlandırmıştır. İtalya’nın Balkanlar üzerinde etkisini arttırmaya çalışması üzerine Balkan Devletleri kendi aralarında bir birlik oluşturmak için çalışmalara başladılar. Türkiye ve Yunanistan arasındaki sorunların halledilmesi birliğin oluşturulması yolunda ortaya çıkabilecek engelleri ortadan kaldırdı. 5 Ekim 1930’da Arnavutluk, Bulgaristan, Romanya, Türkiye, Yugoslavya ve Yunanistan temsilcilerinin katılmasıyla ilk Balkan Konferansı Atina’da toplandı. Bu toplantı sonucunda her yıl düzenli olarak Balkan Konferansları’nın düzenlenmesi ve bir pakt oluşturulması kararlaştırılmıştır. Bu pakt ile Balkan Devletleri anlaşmazlıkları barış yoluyla çözmek ve bir tecavüz halinde karşılıklı yardımlaşmada bulunulmasını teminat altına almaya çalışacaklarını bildirmişlerdir.153Bu konferans İtalya’yı oldukça rahatsız

etmiştir. Mussolini’nin politikalarını destekleyen bir gazete olan “Il Popolo d’Italia” gazetesinde çıkan bir yazı İtalya’nın Balkan Konferansına yönelik düşüncelerini yansıtmaktadır.”Balkan Konferansı Birinci Dünya Harbi sonunda ortaya çıkan haksızlıkları izale gayesiyle toplansaydı müfid olabilirdi. Fakat bu konferansın hedefinin statükoyu muhafaza etmekten başka bir şey olmadığı görülüyor. Konferans bugünkü vaziyeti umumiyeyi ebediyen devam edecekmiş gibi telakki etmekle şimdiki hegemonyaların idamesine çalışıyor gibi görünmektedir.”154İtalya’nın Balkan siyaseti ve bu siyasetine

uygun olarak Bulgaristan’ın İtalya’ya yakınlaşması Romanya ve Türkiye arasında yakınlaşmayı hızlandırmıştır.1920’lerin sonunda İtalya Balkanlar’da Fransa’nın himayesinde kurulan Küçük İtilaf’ı etkisiz kılmak için çalışmalar yapmaktaydı. İtalya ayrıca Balkan Devletleri arasında benzer bir ittifak yapılmasını da engellemeye çalışıyordu. Bu amaçla himaye altında bulundurduğu Arnavutluk ile Yugoslavya üzerinde baskısını arttırarak Balkan Devletlerinin çoğunluğu ile sorunları bulunan Bulgaristan’ı

152 BCA, Fon No:30-10-0 Yer No:241-627-23.

153 Mehmet Gönlübol,, Cem Sar, Atatürk ve Türkiye’nin Dış Politikası (1919-1938), (Ankara: Atatürk Araştırma Merkezi, 2013), s.113.

154T.C. Dışişleri Bakanlığı, Cumhuriyetin İlk On Yılı ve Balkan Paktı, (Ankara, 1974), s.310.

77

kendi tarafına çekmeye çalışıyordu.155İtalya Bulgaristan’ı Balkan ülkelerinden ayırma

konusunda başarılı olsa da Balkan Paktı’nın oluşmasını engelleyememiştir.

İlk Balkan Konferansından kısa bir süre sonra Sovyetler Birliği Dışişleri Bakanı Litvinov İtalya’ya bir gezi yapmıştır. Bu gezi sırasında İtalyan makamlarıyla görüşen Litvinov dönüşünde Türkiye’nin Moskova Büyükelçisi ile yaptığı gezi hakkında görüşme gerçekleştirmiştir. Bu görüşme sırasında Litvinov yaptığı temaslarla ilgili önemli bilgiler vermiştir. Litvinov İtalya ve Fransa arasında yaşanan sıkıntıların uzun zaman daha çözülemeyeceğini söylemiştir. İtalya ve Almanya arasında bir yakınlaşmanın kendileri için iyi olacağını İtalyan temsilcilere iletmiştir. Bu görüşme sırasında Romanya meselesi de gündeme gelmiştir. Fransızların Almanları çevreleme siyaseti içerisinde en zayıf ülkenin Romanya olduğunu söyleyen İtalyan temsilci, Romanya Almanya’ya uzak olduğundan Romanya’yı kendi lehlerine olacak şekilde kazanmaya çalıştıklarını söylemiştir. Ancak Besarabya konusunda Romenlerin emin olmadan dış politikada değişiklik yapamayacaklarını söyleyerek Besarabya meselesinin çözümünde Litvinov’u ikna etmeye çalışmışlardır. Litvinov verdiği cevapta Besarabya meselesi halledilse bile İtalya’nın Fransa’nın yerini dolduramayacağını söylemiştir. Romanya İtalya ile iyi ilişkiler kurduğunda istifade edenin Romanya olacağını söyleyerek, İtalya Besarabya meselesinde Romanya’nın yanında olarak Romenlere fayda sağlarken İtalyanlar Romanya’dan hiçbir fayda sağlayamamıştır şeklinde beyanatta bulunmuştur. Litvinov ayrıca bu görüşmeden sonra İtalya’dan Karadeniz için savaş gemisi alabileceklerini Türk heyetine iletmiştir.156Görüldüğü gibi İtalya Balkan ülkeleri üzerinde etkisini arttırmaya çalışırken

Romanya’yı da kendisine yaklaştırmaya çalışmıştır. Ancak İtalya’nın bu çabası istenilen sonuçları vermemiş Romanya Fransız etkisinde kalmaya devam etmiştir. Litvinov yaptığı görüşmelerin ayrıntılarını Türkiye ile paylaşarak Türkiye’yi müttefik olarak gördüklerini göstermeye çalışmıştır.