• Sonuç bulunamadı

TÜRKİYE’DE EL YAPIMI BEBEKÇİLİK HAKKINDA GENEL BİLGİ

ÜRÜN SAHİBİ (KAYNAK KİŞİ) VE ADRESLERİNİN LİSTESİ

A. İnan, 2000 tarihli Tarihte ve Bugün Şamanizm eseri, el yapımı

2. TÜRKİYE’DE EL YAPIMI BEBEKÇİLİK HAKKINDA GENEL BİLGİ

2.1. Anadolu’da El Yapımı Bebekçiliğin Tanımı ve Tarihi Gelişimi

El sanatları, kişilerin bilgi ve becerilerine dayanan, ananevi karakteri olan, ulusların sanatlarını temsil eden, ekonomik değer taşıyan bir üretim şeklidir (Şehirlioğlu, 1994: 435).

İnsanların doğa ile iç içe olduğu dönemlerde örtünme ve korunma amacıyla ürettiği ürünler ilk tasarımlardır. İnsanların ihtiyaçlarından doğan ve el becerilerine dayanan, büyük emek ve sabırla ürettikleri bu ürünler “El Sanatları” olarak adlandırılmaktadır (Barışta, 1982: 3).

Ayrıca, kültürümüzün en önemli unsurlarından biri olan el sanatları, toplumların yeteneklerinin, yaşam biçimlerinin ve yaratıcılığının göstergesi olup, geçmişten geleceğe oluşturulan köprüde, kuşaktan kuşağa aktarılan çok önemli değerlerdir (Atanur, 1994: 19).

Her toplumun kendine özgü kültür birikimi, gelenek görenekleri, dili, karakteri, rengi olduğu gibi halkın kendi içinden doğarak gelişen el sanatları da vardır (Çil, 2005: 16). El sanatları; halıcılık, kilimcilik, sepetçilik, dericilik, taş işlemeciliği, bakırcılık, demircilik, ahşap oymacılığı, kadınların yaptığı dantel, işleme, makreme, mekik oyaları gibi daha birçok alanda çeşit zenginliğine sahiptir. Bunlardan birisi de günümüzde önemli bir yere sahip olan el yapımı bebekçiliktir.

Seramik, plastik, balmumu, bez parçaları, kauçuk, kitre, çeşitli bitkiler gibi maddelerden yapılan, çocukların oyun amaçlı, yetişkinlerin ise daha çok hobi olarak koleksiyonunu yaptığı veya biblo olarak kullandığı, insanların dış görüntüsünü yansıtan ürünlere yapma bebek denir.

İlk çağlarda el yapımı bebekler oyuncak olarak kullanılmalarının yanı sıra koruyucu tılsım veya tapınılacak bir güç olarak görülmüştür. Tapınmak, mezarlara koymak, şifa dağıtmak, güç dağıtmak, büyü yapmak, düşmanlara korku salmak, atalarının sembolü olarak düşünmek gibi dinsel ve büyüsel amaçlar için kullanılmışlardır. Hitit, Frig, Bronz Çağı ve Cilalı Taş Devri tabakalarında bulunan ve dini törenlerde yer aldığı anlaşılan küçük heykelciklerin bir kısmının oyuncak bebek olarak kullanıldığı, diğer bir kısmının ise dinsel ve büyüsel amaçlar için kullanıldığı anlaşılmaktadır.

Arkeolog James Mellart özellikle Burdur yakınlarındaki Hacılar höyüğünde yapılan kazılarda kilden yapılan, yüzleri boyalı figürlere rastlamıştır. En eski bebekler mezarlıklarda bulunmuştur. M.Ö. 3000 yılına ait İndüs Nehri kenarında (Batı Pakistan) bulunan bebekler pişmiş çamurdan yapılmıştır (Özdemir, 2003: 1). Günümüze kadar dayanarak gelen el yapımı bebekler genellikle kil, tahta, kemik, taş, fildişi ve bitki tohumundan yapılmış olanlardır. Muhtemelen bazıları dayanıksız malzemeler kullanılarak yapıldığı için günümüze kadar gelememiştir.

Ülkemizde yapma bebeklerin tarihi çok eski dönemlere dayanmaktadır. Orta Asya’da göçebe halinde yaşayan Türk kabilelerinde yapma bebeğin dinsel ve büyüsel amaçlı kullanıldığı bilinmektedir. Sosyal, kültürel, ekonomik ve en çokta dini anlam taşıyan yapma bebeklerin Türk halk kültürü ile sıkı ilişkileri bulunmaktadır. Türk halk kültüründe yapma bebeklerle ilgili zengin bir birikim vardır ve kökeni eski Türk dini Şamanizm’e dayanmaktadır. Anadolu’nun bazı yörelerinde yapma bebeklere “dodu, gade” gibi isimler verilmektedir. Yapma bebeklere isim olarak verilen bu kelimelerin Şamanizm’den bu güne geldiği söylenmektedir.

Şamanların inanışına göre ölen bir kızın ruhu mutlaka bir bebeğe geçmektedir. Bundan dolayı küçük yaşta ölen bir kızın yüzünün çizgileri onu yaşatacağı düşünülen bebeğin yüz hatlarında tasvir edilmeye çalışılır. Kız bebek onu yapan ailenin maddi durumuna göre giydirilir ve kürklerle sarılır. “Kız Tangara” adını taşıyan bu bebek Yakutlar tarafından çadırlarının içine asılır ve daha sonra dua ile birçok kurban sunulur. Bu bebek onları felaketlerden korur. Şaman din hayatında önemli rol oynayan kudu ruhu ile ölen kızların hayatı dini inancın temsilcisidir (İnan, 2000: 26).

Bu dönemde çocukların yaptıkları oyuncak bebeklere benzer figürler, Altaylılar’da “Töz-Tös”, Yakutlar’da “Tangara”, Urankalar’da “Eren”, Moğol- Buretler’de “Ongon” denilen putlar ve fetişlerdir (Bilgin, 1997: 41). Bu bebekler keçeden, paçavralardan ve kayın ağacı kabuğundan yapılırdı. Bu bebeklerin koruyucu ruhlar olduklarına ve doğadaki bütün olayları idare ettiklerine inanılırdı.

Doğu Türkistan’da hastaları iyileştirmek için “kuğurçak” denilen bebekler kullanılırdı. Sıtma hastalığında paçavralardan yapılmış bu bebeklere hastalıkları geçirip kovarlardı. Yakınlarından birini yitiren kişi ise onun bir bebeğini yapar ve evinde saklardı. Arada bir bebekleri öpüp severler ve yemek yerken ilk lokmalarını bu bebeklerin önüne koyarlardı. Yüzlerini, gözlerini bebeğe sürtüp önünde eğilirlerdi. Ayrıca kadın bebeklerde vardı. Bunlar atalar inancıyla insan, kuş ve başka hayvanların bebekleriydi. Bu gelenek günümüzde Anadolu’da yaşamaktadır. Bebekler daha çok ülkemizde uzun zaman yağmur yağmayan yörelerde yağışı sağlamak için kullanılmaktadır.

Bunun dışında halk kültürümüzde yapma bebekler ile ilgili çeşitli uygulamalar vardır. Bu uygulamalar Anadolu’da günlük yaşamın bir parçası haline gelmiştir. Bunları doğum olayı çevresinde bebek, yağmur duasında bebek, Türk kuklacılığında bebek, bostan korkuluğu olarak bebek, düğünlerde bebek, kardan adam olarak bebek ve oyuncak bebek olmak üzere sıralamak mümkündür.

Doğum olayında yapma bebek çeşitli inançlarla karşımıza çıkmaktadır. Anadolu’nun bazı yörelerinde yapma bebek, çocuğu olmayan kısır kadınlar için kullanılır. Çocuğu olmasını arzu eden kadın bezden yapılmış bir bebeği sargı ile göbeğinin üzerine bağlar. Burada görülen taklidi hareket bez bebeğin vücuda teması ile kısır kadının çocuk yapabilme imkânını bulması inancından kaynaklanmaktadır. Bir başka uygulama da çocuğu olmayan kadınların yatırlara giderek adak adamalarıdır. Hamile kadınların çocuklarının güzel olması için kucaklarına güzel yapma bebek almaları yakın yıllara kadar Ankara Çankaya Üreğil köyünde uygulanan bir inançtı (Çil, 2005: 16).

Çeşitli yörelerimizde yağmur duaları törenleri sırasında çocukların ellerinde taşıdıkları ve gelin, gök, çomça veya çömçe gelin, kepçe gelin, kepçe kadın, çaput adam, kepçecik, kepçe başı, su gelini, kodu gelin adlarını verdikleri yapma bebekler bu konudaki folklorik birikimimizin zenginliğini gösteren tipik örneklerindendir (Karadağ, 2003: 4).

Türklerin en eski seyirlik oyunlarından olan yapma bebeklerin bir türü sayılabilecek örneği de kukladır. Genellikle cansız figürlerin insan eli ile hareket ettirilerek oynatılması sanatı olan kukla çeşitli kültürlerde olduğu gibi ülkemizde de çok yaygındır. Kukla’nın fiziki yapısı yapma bebektir. Baş ve eller çoğunlukla tahtadan veya tutkalla sertleştirilen kâğıt hamurundan yapılmaktadır.

Kuklacılık sanatı çeşitli türleri ile günümüzde de kent ve köylerimizde yaşatılmaya devam edilmektedir. Anadolu’nun bazı yörelerinde gördüğümüz bebek oyunu, koçak, hemeçik, kabak oyunu gibi oyunlar yapma bebek nitelikli figürlerle oynatılmaktadır (Özdemir, 2003: 7).

Türkiye’nin çeşitli yerlerinde yaz aylarında olgunlaşan tarım ürünlerini tarla ve bahçelerde zararlı kuşlardan ve yaramaz çocuklardan korumak için yapma bebek tekniği ile bostan korkuluğu yapılarak dikilmektedir.

Son yıllarda özellikle şehirlerimizde yapılan düğün törenlerinde gelin ve damadı taşıyacak olan gelin arabasının ön kısmına çiçek ve kurdelalarla yapılan süslemeler arasına yapma bebek de yerleştirilmektedir. Bu bebeklerin çoğunluğu gelin kıyafeti giymiş, çarşıdan alınan hazır plastik bebeklerdir. Bu bebeklerin amacı yeni evlilerin sağlıklı çocukları olması dileğini taşımaktadır.

Anadolu’da daha çok kız çocuklar tarafından “gelin” olarak adlandırılan yapma bebekleri, köy ve kasabalarda kız çocukları ya doğrudan kendileri yapar ya da büyükleri tarafından hazırlanan bebeklerle “gelincilik” oynarlar. Şehirlerde ise hazır bebekler oyuncakçı dükkânlarında satılmaktadırlar. Açıklanan bu tür bebekler genellikle çocukların bebekle oynama ihtiyacına cevap veren, çocuk oyuncağı biçiminde yapılmışlardır. Ülkemizde yapma bebek üretimi, folklorik geleneğe dayalı zengin bir birikimimiz olmasına rağmen yeterince gelişmemiştir.

Konuya oyuncak ve turistik eşya yapımı olarak bakan ilk çalışmalar 1937–38 yılları arasında Kız Teknik Öğretim Okulunda başlamıştır (Özdemir, 2003: 9). Akşam Kız Sanat ve Olgunlaşma Enstitülerine el yapımı bebekçilik dersleri konmuştur. Ayrıca 1948 yılında Ankara Kız Teknik Yüksek Öğretmen Okulunda başlayan yapma bebek çalışmaları 1982 yılında ilk kez bir yüksek öğretim kurumunda ders olarak işlenmiştir.

Ülkemizde el yapımı bebek yapımının gelişmesinde gönüllü kuruluşların da büyük katkıları olmuştur. Dünyada ilk folklorik kıyafetli bebek sergisi 20 ülkenin katılımıyla 1936 yılında İstanbul’da Taksim Belediye bahçesinde açılmıştır (Özdemir, 2003: 9).

Kültür ve Turizm Bakanlığı Milli Folklor Araştırma Dairesi Başkanlığı 1986 yılında Folklorik Kıyafetli Bebek yapımlarını teşvik etmek amacıyla Folklorik Kıyafetli Bebekler konusunda yurt çapında bir yarışma düzenlemiştir. Bugün Üniversitelerin konuyla ilgili birimleri tarafından bebek sergileri, çeşitli kamu ve özel kuruluşlar tarafından da sergi ve yarışmalar düzenlenmektedir. Yarışmalarda dereceye giren kişilere para ödülleri ya da hediyeler verilmekte ve böylece katılımcıları teşvik ederek, bu sanat dalının geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması için çalışmalar yapılmaktadır.

2.2. El Yapımı Bebeklerin Sınıflandırılması ve Genel Özellikleri

El yapımı bebekçilik, ilk önceleri annelerin kızlarına gelecekteki sorumluluğunu oyun içinde göstermek amacıyla, eldeki artık malzemelerin değerlendirilmesi ile ortaya çıkmıştır.

Dünyanın en eski el sanatlarından biri olan bu sanat dalı, ülkeler arasında başlayan turizm hareketiyle büyük önem kazanmıştır. Turistik hatıra eşya sanayi olarak yapma bebek konusuna eğilen firmalar, işin kolayına kaçarak dış ülkelerden aynen kopya ettikleri özensiz plastik bebekler üretmektedirler (Bilgin, 1997: 9). Oysaki ülkemize gelen yabancı turistler ülkelerine dönerken gezdiği, gördüğü, tanışıp konuştuğu insanlardan, tarihi ve turistik özelliklerini beğendiği ülkemizden bizleri anlatan küçük bir obje ile dönmek isterler. Bu nedenle folklorik kıyafetli el yapımı bebekler yabancı turistler tarafından tercih edilmektedir.

El yapımı bebekçilik, tamamen el emeği ile yapılması, Anadolu kadınının geleneksel kıyafetlerini yansıtması, ev kadınlarına evde üreticilik fırsatı vermesi, boş geçen iş gücünü değerlendirmesi ve ülke tanıtımı bakımından pek çok yarara sahiptir. El yapımı bebekler kültür alışverişi sağlayan, taşınması kolay fakat verdiği mesaj son derece kuvvetli olan, koleksiyonculara, dekorasyonla uğraşanlara, meslek ayırmaksızın her yaşta insana hitap edebilen özelliklere sahiptir (Özdemir, 2003: 3). El yapımı bebeklerde çok çeşitli malzemeler kullanılabilmektedir. Kullanılan malzemeleri araçlar, gereçler ve süsleme gereçleri olarak üç bölümde inceleyebiliriz.

El yapımı bebekçilikte kullanılan araçlar;

Dikiş makineleri; dikiş dikmede kullanılan makinelerdir. El, ayak veya elektrik ile çalışan çeşitleri vardır. Bebek yapımında, bebeklerin elbiselerinin dikiminde veya vücut iskelet kalıplarının dikiminde ayak veya motorla çalışan basit dikiş makineleri kullanılmaktadır.

Ütü; kumaşları düzeltmek için kullanılan, demirden veya pikten yapılan araçlardır (Özdemir, 2003: 30). Dikilen bebek elbiselerinin daha düzgün bir görüntü kazanması için ütü kullanılır.

Makas; çelikten yapılan, bir eksen çevresinde dönebilecek biçimde çapraz eklenmiş, birbirine bakan yüzleri keskin keskin iki koldan oluşan, arasına yerleştirilen herhangi bir şeyi kesmeye yarayan bir araçtır. Bebek yapımında kumaş kesmek için dikiş makası, ince işler için nakış makası ve kâğıt kesmek için de kâğıt makası kullanılır.

Kerpeten; demirden yapılmış, çivi sökmeye veya tel kesmeye yarayan, hareketli bir eksen çevresinde çapraz iki parçadan oluşmuş, kıskaç biçiminde, ağzı birbirine geçmiş bir alettir. Bebek iskeletinin hazırlanmasında tel kesmek için kullanılır.

Kargaburun; çelikten yapılmış, uzun ve yuvarlak ağızlı küçük bir kerpetendir. Tel bükmek için kullanılır.

Dikiş iğnesi; elde dikiş dikmede kullanılan iğneler çelikten yapılır. Bir ucu sivridir ve diğer ucunda da iplik geçirmeye yarayan deliği bulunur. Bebek elbiselerinin dikiminde kullanılır.

Toplu iğne; genellikle pirinç, çelik vb. tellerden yapılan, kumaşları veya diğer şeyleri birbirine tutturmak için kullanılan bir ucu sivri, diğer ucu yuvarlak başlı bir malzemedir (Özdemir, 2003: 31).

Mezur; ölçü almak için kullanılan, plastikten yapılan, 150cm. uzunluğunda, her iki tarafında metrenin bölümleri işaretli olan, bükülebilen düzgün bir şerittir.

Cetvel; doğru çizgileri çizmeye yarayan, bir tarafına metrenin bölümleri işaretlenen, tahtadan, plastikten ya da madenden yapılmış ölçü ve çizim aracıdır.

Çizgi Sabunu; kurutulmuş ve inceltilmiş sabundur. Kumaş üzerine kalıpları çizmek ve gerekli yerleri işaretlemek için kullanılır.

Tığ; bir ucu çengelli, diğer ucu düz olan, 15–20 cm. uzunluğunda çelik, alüminyum, kaplama, plastik, fildişi ve kemik gibi malzemelerden yapılabilen bir örgü aracıdır. Tığlar yapılacak işe göre çeşitli kalınlıktadır. Tığ kalınlıkları numaralarla gösterilir.

Şiş; bir ucu sivri, iki ucu sivri ve yuvarlak şişler olmak üzere üç çeşittir. Şiş örücülüğünde kullanılan temel araçtır. Genellikle çelik, plastik, alüminyum, tahta ve bambu gibi malzemelerden yapılır. Plastik olanları hafif olduğu için tercih edilir.

Fırça; genel olarak kıllardan yapılan ve boya, zamk gibi çeşitli sıvı maddeleri uygulamaya yarayan, bir kısmı da temizlik işlerinde kullanılan aletlerdir. Fırçalar kullanım alanlarına göre çeşitlilik gösterirler. El yapımı bebek yapımında kullanılanlar genellikle resim fırçalarıdır. Bunların yapımında samur, kokarca, sincap, ayı, domuz ve porsuk kılları kullanılır (Özdemir, 2003: 31). Bu fırçaların uçları sivri veya düz olur. Fırçalarda küçük numaralar ince, büyük numaralar kalındır.

El yapımı bebekçilikte kullanılan gereçler;

Deri; insan ve hayvanların vücudunu kaplayan koruyucu tabakaya deri denir. Hayvanlardan yüzülen deriler işlenerek kullanılabilecek hale getirilir. Bebek yapımında işlenmiş deriler kullanılır. Mamul deriler, tabii deri ve suni deri olarak ikiye ayrılır. Deri türleri; glase, rugan, vidala, şeffaf deri, maroken, süet, vaketa, fantezi deriler, kösele, parşömen ve yapay derilerdir (Özdemir, 2003: 33).

Kumaş; giyim eşyası yapımında veya döşemecilikte kullanılan ipek, yün, pamuk gibi bitkisel, hayvansal ve sentetik liflerle yapılan, makine de ya da elde dokunan dokumaların genel adı olarak tanımlanmaktadır. Bebek yapımında hemen hemen her türlü kumaş kullanılır. Ancak kumaş seçiminde yapılacak olan bebeğin modeli göz önüne alınmalıdır. Model ile kumaşın yapı, desen ve renk özelliğinin uygun olmasına dikkat edilmelidir.

Tel; ince, elastiki bir metaldir. Elle bükülebilecek kalınlıkta olan telden, iplik gibi ince olanına kadar çeşitleri vardır. Bebek çalışmalarında kullanılan kaplanmış tel demir, kalay veya bakırdan olup etrafına pamuklu veya ipek iplik sarılmıştır. Telin çelikten olmamasına dikkat edilmelidir, çelik tel kolay bükülemez. Bazı tellerde iplik yerine kâğıt ile kaplıdır. Bebek yapımında üzeri iplik ile kaplı teller olan tercih edilmelidir.

Formika Tutkalı; yapay olarak reçine elde edildikten sonra çok bol miktarda ve üstün kaliteli tutkal kullanma olanağı sağlanmıştır. Yapay reçine tutkalları yapay olarak elde edilen reçinelerin kömür, su ve havayla karışmasıyla elde edilir. Ara ürünleriyle tutkalın elde edilmiş şekline göre, asetilen ve sirke asidi veya karbonat veya formaldehittir. Yapay reçine tutkalları, bu maddelerin kimyasal değişiklikleri sonunda oluşur. Elde edilmesinde ürün olarak sirke asidi ve asetilen kullanılan, poliasetat tutkalları “Formika zamkı” adı verilir (Bilgin, 1997: 80). Poliasetatlı yapay reçine tutkalları çok kullanışlı, kalın, akıcı, hamurumsu beyazdır. Çok sağlam bir yapıştırıcıdır. % 10- %30 oranlarında su ile inceltilerek kullanılır.

Boya; cisimlere renk vermek ve dış etkilerden korumak için üzerine sürülen veya içine katılan renkli maddedir. Boyalar doğal organik boyalar ve suni organik boyalar (sentetik boyalar) olarak iki gruba ayrılır. Doğal organik boyalar da bitkisel ve hayvansal organik boyalar olarak ayrılırlar. Folklorik yapma bebeklerde çiçek boyası, guaj boya ve kumaş boyası, el, yüz, ayak ve saçların boyanmasında kullanılırlar.

Karton; kalın ve kuvvetli kâğıt cinsine karton denir. Kâğıt yapraklarının bir kâğıdın alt ve üstüne zamkla yapıştırılmasından elde edilir.

Yapıştırıcı; Diasetil selülozun aseton ve eter karışımında eritilmesiyle elde edilen plastik yapıştırıcı maddedir (Bilgin, 1997: 80). Kolay alev alabilen bir maddedir, bu nedenle ateşten uzakta çalışmak gerekir. Günümüzde tutkal ve diğer kimyasal yapıştırıcı türleri tercih edilmektedir.

Vernik; bağlayıcı, eritici ve seyrelticilerden meydana gelen, sürüldüğü yüzeyde genellikle kaygan, parlak, sert, suda erimeyen, koruyucu ve süsleyici nitelikte ince bir tabaka meydana getiren bir maddedir.

Kitre; ülkemizin güney ve güneydoğu bölgelerinde kırlarda yetişen, yabani, Geven (Astragalus) adı verilen bir bitkinin salgıladığı bir özsudur. Geven bitkisinin gövdesine bıçakla çizik atılır ve birkaç gün beklenir. Bitkinin beyaz veya sarı renkli olan özsuyu çizik bölgeden akar ve kurur. Ağaç kabuğuna benzer görünüm alır. Bu kabuklar tek tek toplanır. Yavaş yavaş katılaşan ve yapışma kabiliyeti az olan bu maddeye kitre adı verilir. Suda erimez fakat şişerek pelte haline gelir (Koyuncu, 1995: 21).

Pamuk; pamuk bitkisinin tohumlarından elde edilir. Beyaz renkli, mat, nem çekme özelliği olan bir lif çeşididir. Bebeğin yüzünün ve vücudunun yapımında dolgu maddesi olarak kullanılır. Bebeğin görünen yerlerinde, özellikle yüzünde iyi kalitede pamuk kullanılmalıdır.

İplik; yün, keten, kenevir, ipek, pamuk gibi tekstil maddelerinin bükülmüş ve çekilmiş haline iplik adı verilir. Bebek yapımında, bebeklerin kıyafetlerinin dikiminde, saç yapımında ve iskelet sarmada çeşitli iplikler kullanılır. Hammadde özelliğine, incelik, kalınlık ve bükümüne göre yün, orlon, sicim, floş, merserize gibi isimler alırlar (Özdemir, 2003: 34).

Sünger; döşemecilikte ve konfeksiyon alanında kullanılan suni süngerdir. Bebek yapımında dolgu maddesi olarak kullanılır.

El yapımı bebekçilikte kullanılan süsleme gereçleri ise;

Kurdele; ipek, saten ve kadife gibi kumaşlardan yapılan şerit halinde kumaşlardır. Düz, fitilli, hafif zigzag veya çok çentikli kenarlı gibi çeşitleri vardır.

Boncuk; plastik, tahta, cam ve porselen gibi maddelerden yapılan, ortası delikli, renkli süsleme malzemesidir.

Pul; metal, plastik veya selüloitten, çeşitli şekillerde yapılan, ortası delik süsleme malzemesidir. Bebeklerin kıyafetlerinde kullanılır.

İnci; sert, pürüzsüz, yuvarlak, genellikle gümüş gibi parlak, istiridyenin içinden çıkan bir maddedir (Özdemir, 2003: 35).

El yapımı bebeklerin oluşum aşamaları;

El yapımı bebekler dört aşamada ürüne dönüşür. Bu aşamaları iskeletin hazırlanması, iskeletin sarılması, yüz, saç, el ayak yapımı ve bebeğin giydirilmesi olarak sıralayabiliriz.

İskeletin hazırlanması; yapma bebek iskeleti yapımında ağaç, tel, karton, iplik, boncuk, taş, kumaş gibi çok çeşitli malzemeler kullanmak mümkündür. Yapıldığı yöre özelliklerine göre kullanılan malzemede farklılıklar görülebilir. İskelet için seçilen malzemenin bebek yapımında kullanılacak diğer malzemeler ile uyumlu olması gerekir (Alpaslan, 2003: 254).

İskeletin sarılması; çeşitli malzemeler kullanılarak hazırlanan yapma bebek iskeletinin üstü kâğıt, ince kesilmiş artık kumaşlar, sünger, lif, elyaf, kitreli pamuk gibi malzemeler ile sarılarak gövde, kollar, bacaklar, eller, baş ve yüz oluşturulur.

Yüz, saç, el ayak yapımı; iskelet tamamlandıktan sonra, yöreye veya uygulanan teknik özelliğe göre bebeğin yüzü kumaş, kitre-pamuk, boncuk, ağaç, gazoz kapağı, iplik, hamur gibi farklı malzemeler ve tekniklerle hazırlanır ve renklendirilir. Yüz yapımında kullanılan malzeme ile aynı veya ona uyumlu bir malzeme kullanılarak el ve ayaklar yapılır. Bebeğin saçları da yine kullanılan diğer malzemelerle uyumlu olacak şekilde yün iplik, tiftik, mısır püskülü veya boya kullanılarak yapılır (Fotoğraf No:1).

Fotoğraf No:1. Kitre bebek iskeleti (Lütfiye Batukan’ın İstanbul’daki atölyesine ait).

Bebeğin giydirilmesi; son aşamada elde edilen iskeletin üzeri hazırlanan kıyafetler ile giydirilir. Bu aşamada bebeği yapan kişinin kalıp hazırlama, dikiş teknikleri gibi giysi üretimiyle ilgili bilgileri bilmesi gerekmektedir.

Türk folklorunda yapma bebek;

Ülkemizde yapma bebekler yaygın bir alanda yaşamaktadır. Şehir ve kasabalarımızda genel olarak “Bebek” olarak bilinse de, Anadolu köy ve kasabalarında “gelin”, “güççe”, “korçak” ve ya “kurçak” adlarıyla tanınır. Halk kültürümüzde yapma bebeklerde ilgili çeşitli uygulamalara rastlamaktayız.

Doğum olayı çevresinde yapma bebek; Anadolu’nun bazı yörelerinde çocuğu olmayan kısır kadınlar için iki çeşit uygulamaya başvurulmaktadır. Çocuğu olmasını isteyen kadın bezden yapılmış bebeği sargı ile göbeği üzerine bağlar. Burada görülen

Benzer Belgeler