• Sonuç bulunamadı

2.2. İç Kontrol

2.2.5. İç Kontrol ile İlgili Türkiye’deki Düzenlemeler

2.2.5.4. Yeni Türk Ticaret Kanunu Tasarısı

6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu, 1 Ocak 1957 tarihinden bugüne kadar yürürlükte olan ve 54 yıldır ticari ve ekonomik yaşama ait hukuki ilişkilerin önemli bir bölümünü düzenlemiştir. Günümüzde uluslararası ekonomik ve ticari ilişkilerin gelişmesi Avrupa Birliği müktesebatına uyum sağlanması süreci eski TTK’nin değiştirilmesini gerekli kılmıştır. Yaşanan gelişmeler doğrultusunda 1999 yılında Adalet Bakanlığı’nca oluşturulan bir komisyonun hazırladığı kapsamlı çalışma

42

sonucu ortaya çıkan taslak, 13 Ocak 2011 tarih ve 6102 sayılı kanunla TBMM tarafından kabul edilmiştir.

6102 sayılı Kanun’un “Yönetimin Devri” başlıklı 367. maddesinde organizasyonların iç kontrol sistemlerinin bir ölçüde biçimsel tarifini veren bir düzenleme yapılmıştır.

1. Yönetim Kurulu esas sözleşmeye konulacak bir hükümle, düzenlenmeyeceği bir iç yönetmeliğe göre, yönetimi, kısmen veya tamamen bir veya birkaç yönetim kurulu üyesine veya üçüncü kişiye devretmeye yetkili kılınabilir. Bu yönetmelik şirketin yönetimini düzenler; bunun için gerekli olan görevleri tanımlar, yerlerini gösterir, özellikle kimin kime bağlı ve bilgi sunmakla yükümlü olduğunu belirler. Yönetim kurulu, istem üzerine pay sahiplerini ve korumaya değer menfaatlerini ikna edici bir biçimde ortaya koyan alacaklıları, bu yönetmelik hakkında yazılı olarak bilgilendirir.

2. Yönetim, devredilmediği taktirde, yönetim kurulunun tüm üyelerine aittir.

Bu düzenlemelerden anlaşılacağı üzere ilgili kanunun anonim şirketlerde organizasyon yönetiminin yetki ve sorumluluk ilişkisinin biçimsel bir şekilde düzenlenmesini ve sorumlu pozisyonlarda bulunan kişilerin görev tanımlarının yapılmasını öngörmüştür.

Kanunun 375. maddesinde yönetim kurulunun devredilemez ve vazgeçilemez görev ve yetkileri arasında;

“Şirket yönetim teşkilatının belirlenmesi, muhasebe, finans denetimi ve şirket yönetiminin gerektirdiği ölçüde, finansal planlama için

43

gerekli düzenin kurulması, müdürlerin ve aynı işleve sahip kişiler ile imza yetkisini haiz bulunanların atanmaları ve görevden alınmaları, yönetimle görevli kişilerin, özellikle kanunlara, esas sözleşmeye, iç yönetmeliklere ve yönetim kurulunun yazılı talimatlarına uygun hareket edip etmediklerinin üst gözetimi”

hükümlerine yer verilmiştir.

Bugün organizasyonlar için iç kontrol, yönetimin temel fonksiyonlarından biridir ve evrensel ifadesiyle iç kontrol, organizasyon faaliyetlerinin verimliliği ve etkililiği, finansal raporlamanın güvenilirliği, yasalara ve diğer düzenlemelere uygunluğunu sağlamak amacıyla kurum içinde oluşturulan ve kurumun tüm çalışanları tarafından etkilenen bir süreçtir (Arıkan, 2010, s. 7-8).

2.2.5.5. 5018 Sayılı Kanun

5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu, TBMM’de 10.12.2003 tarihinde kabul edilerek 24.12.2003 tarihli 25326 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. 22.12.2005 tarih ve 5436 sayılı Kanunla 5018 sayılı Kanunda geçen bazı ifadelerde değişiklikler yapılarak Kanunun uygulanabilirlik kapasitesi artırılmış, iç kontrol sistemi yeniden tanımlanarak daha kapsayıcı hale getirilmiştir.

İç kontrol, 5018 sayılı Kanunda (md.55), idarenin amaçlarına, belirlenmiş politikalara ve mevzuata uygun olarak faaliyetlerin etkili, ekonomik ve verimli bir şekilde yürütülmesini, varlık ve kaynakların korunmasını, muhasebe kayıtlarının doğru ve tam olarak tutulmasını, malî bilgi ve yönetim bilgisinin zamanında ve güvenilir olarak üretilmesini sağlamak üzere idare tarafından oluşturulan organizasyon, yöntem ve süreçle iç denetimi kapsayan malî ve diğer kontroller bütünü olarak tarif edilmiştir. Kanundaki iç kontrol tanımına bakıldığında, iç

44

kontrolün tanımlanmasında uluslararası standart ve uygulamaların göz önünde bulundurulduğu görülmektedir. Şöyle ki; Uluslararası kabul görmüş iç kontrol modellerine/standartlarına göre iç kontrol yönetime dört temel konuda güvence verir. Bunlar;

 Faaliyetlerin yürütülmesinde ve kaynak kullanımında düzenlilik, etkinlik ve verimliliğin sağlanması,

 Varlıkların korunması, yolsuzluk ve suiistimallerin önlenmesi,

 İdari ve mali kayıt, bilgi ve raporların doğruluğu ve güvenilirliğinin tesisi,

 Yürürlükteki hukuk normlarına ve idari düzenlemelere uyumun temin edilmesi.

Kanunda iç kontrol bir sistem olarak tanımlanmış olmakla birlikte, iç kontrol sistem ve faaliyet/süreç olarak birbirinden ayrılır. İç kontrol sistemi bir kurumun amaç ve hedeflerine ulaşmak için oluşturulan organizasyon, yöntem, plan, politika, prosedür ve süreçlerle iç denetimi de kapsayan bir sistemdir. Mali ve mali olmayan faaliyet ve işlemlere yönelik olarak uygulanan kontrol mekanizmaları dışındaki faaliyet ve fonksiyonlar da iç kontrol sistemi kapsamına germektedir. İç kontrol bir süreç olarak ise belirlenen amaç ve hedeflere ulaşmak için yönetim tarafından tasarlanıp uygulanan tüm kontrol faaliyet ve işlemleri kapsar. Bu manada, iç kontrolü değerlendiren iç denetim faaliyeti ve iç kontrol sistemine dâhil olan kontrol faaliyetleri dışındaki diğer fonksiyon ve faaliyetler iç kontrol sürecinin dışında değerlendirmektedir. İç Kontrol ve Ön Mali Kontrole İlişkin Usul ve Esaslarda iç kontrol sistemi yerine iç kontrol faaliyeti/süreci ibareleri kullanılmıştır. Böylece fonksiyonel bir tanımlama yapılmıştır (Candan, 2006, s. 7).

5018 sayılı Kanun’un 5inci maddesinde yer alan kanuni tarif, hem iç kontrolün amacını hem de muhtevasını belirlemektedir. İç kontrolün amacı;

45

 Kamu gelir, gider, varlık ve yükümlülüklerinin etkili, ekonomik ve verimli bir şekilde yönetilmesini,

 Kamu idarelerinin kanunlara ve diğer düzenlemelere uygun olarak faaliyet göstermesini,

 Her türlü mali karar ve işlemlerde usulsüzlük ve yolsuzluğun önlenmesini,

 Karar oluşturmak ve izlemek için düzenli, zamanında ve güvenilir rapor ve bilgi edinilmesini,

 Varlıkların kötüye kullanılması ve israfını önlemek ve kayıplara karşı korunmasını, sağlamak olarak belirlenmiştir.

İç kontrol bu amaçlara ulaşılmasını mutlak olarak garanti etmez. İç kontrol süreçleri sözü edilen amaçlara ulaşılmasını sağlamaya yönelik olarak yönetime güvence verir. Bu güvencenin niteliği oluşturulan ve uygulanan iç kontrol süreçlerinin kapsam ve niteliğiyle bağlantılıdır. Bu itibarla iç kontrol amaçlarına ulaşma bakımından kuruluşular arasında farklı sonuçlara varılması doğaldır. İç kontrolün amaçlarına ulaşılabilmesi için sistem temel bazı birimler/fonksiyonlar üzerine bina edilmiştir. Kanuna göre (Md. 57); kamu idarelerinin malî yönetim ve kontrol sistemleri;  Harcama birimleri  Muhasebe hizmetleri  Malî hizmetler  Ön malî kontrol  İç denetim birimlerinden oluşur.

Ayrıca, Kanun; yeterli ve etkili bir kontrol sisteminin oluşturulabilmesi için; ilgili idarelerin üst yöneticileri ile diğer yöneticilerinin görev, yetki ve sorumluluklar

46

göz önünde bulundurulmak suretiyle gerekli önlemleri alarak mesleki değerlere ve dürüst yönetim anlayışına sahip olunması, mali yetki ve sorumlulukların bilgili ve yeterli yöneticilerle personele verilmesi, belirlenmiş standartlara uyulmasının sağlanması, mevzuata aykırı faaliyetlerin önlenmesi ve kapsamlı bir yönetim anlayışı ile uygun bir çalışma ortamının ve saydamlığın sağlanmasını öngörmüştür. Yeterli ve etkili bir kontrol sisteminin oluşturulmasının gereklerini tesis etme görev ve sorumluluğu ilgili kamu idarelerinin üst yöneticileri ile diğer yöneticilerine verilmiştir.

Buna göre yeterli ve etkili bir iç kontrol sistemi için;

 Mesleki değerlere ve dürüst yönetim anlayışına sahip olunması,

 Mali yetki ve sorumlulukların bilgili ve yeterli yöneticilerle personele verilmesi,

 Belirlenmiş standartlara uyulmasının sağlanması,

 Mevzuata aykırı faaliyetlerin önlenmesi ve

 Kapsamlı bir yönetim anlayışı ile uygun bir çalışma ortamının ve saydamlığın sağlanması, için idarelerce gerekli tedbirlerin alınması gerekmektedir. Diğer yandan, 5018 sayılı Kanunla kamu idarelerinde etkin iç kontrol sistemlerinin/süreçlerinin uygulanmasını ve geliştirilmesini sağlayacak diğer düzenlemeler de yapılmıştır. Üst yöneticiler için hesap verme ve yönetim sorumluluğunun öngörülmesi, mali saydamlık ve şeffaflığı sağlayacak düzenlemelerin yapılmış olması, stratejik planlama ve performans esaslı bütçelemeye geçilmesinin öngörülmesi, mali yönetim ve kontrol sisteminde rol alan aktörlerin görev, yetki ve sorumluluklarının ayrı ayrı ve açıkça düzenlenmesi, kamu hesapları, muhasebe kayıtları, mali raporlama ve istatistikler konusunda uluslararası standart ve uygulamalar çerçevesinde düzenlemeler yapılmış olması bu cümleden sayılabilir.

47

5018 sayılı Kanunla öngörülen harcama süreci, süreç içerisinde oluşturulan kontrol noktaları, yetki ve görev paylaşımına ilişkin düzenlemeler, ön mali kontrol sürecine ilişkin düzenlemelerde iç kontrol sisteminin temel unsurlarını oluşturan kontrol ortamı ve kontrol faaliyetleri içerisinde mütalaa edilmesi mümkündür.

Ayrıca yönetimler tarafından tasarlanıp uygulanan iç kontrol süreçlerinin yeterliliğini, etkinliğini ve verimliliğini inceleyip değerlendirmek ve iç kontrolün geliştirilmesine yardımcı olmak amacıyla yapılacak olan iç denetim faaliyeti de iç kontrol sisteminin bir unsurudur. İç denetim bu yönüyle kamu idarelerinde yeterli ve etkin bir iç kontrolün geliştirilmesine katkı yapacaktır. Keza Sayıştay tarafından yapılacak dış denetimlerde de kurumların iç kontrol yapı ve süreçleri değerlendirilecektir. Mali yönetim ve iç kontrol konusunda standart ve yöntemleri belirleme, uygulamayı izleme, koordinasyonu sağlama ve rehberlik hizmeti verme görev ve fonksiyonları verilen Maliye Bakanlığı da merkezi uyumlaştırma fonksiyon ve görevi kapsamında iç kontrol süreçlerinin geliştirilmesini sağlayacaktır (Candan, 2006, s. 8)

5018 sayılı Kanunla kamu mali yönetim sistemimiz uluslararası standartlar ve Avrupa Birliği uygulamalarına uygun bir şekilde yeniden düzenlenmiş ve bu kapsamda etkin bir iç kontrol sisteminin oluşturulması da amaçlanmıştır.