• Sonuç bulunamadı

Türbeler, Peygamber ve Evliya Kabirleri ve Kutsal Mekânlar

2.3. SOSYAL VE KÜLTÜREL YAŞAM

2.3.1. Âdetler ve Gelenekler

2.4.1.1. Türbeler, Peygamber ve Evliya Kabirleri ve Kutsal Mekânlar

Eserde, ismi geçen pek çok kutsal mekân mevcuttur. İbn Cübeyr, Hz. Hüseyin'in (r.a) başının bulunduğu Kahire'deki ziyaret yerinden söz eder. Halk söylentilerine göre Hz. Hüseyin'in başı yer altında gömülü gümüş bir tabut içindedir ve üzerine görkemli bir türbe inşa edilmiştir (İbn Cübeyr, 2008:23). Seyyah insanların bu kutsal kabri selamlayıp dikkatle izlediklerini, üzerine kapanıp örtüsünü yüzlerine ve gözlerine sürdüklerini, etrafında döndüklerini, dua edip ağladıklarını gözlemlemiştir.

Seyyah, Kahire’deki Karafa denilen kabristanı dünya harikalarından biri olarak nitelemiştir. Bunun nedeni ise kabristanın içinde Hz. Peygamber (a.s), Ehl-i Beyt (r.a), sahabe (r.a), tabiin, ulema, zahitler ve kerametleriyle ünlü ilginç hikâyeleri olan evliya kabirlerinin olmasıdır. İbn Cübeyr, bu kabirler arasında Salih Peygamber'in oğlunun kabri, Firavun'un eşi Asiye'nin (r.a) kabri, Ehl-i Beyt'in türbeleri, her birinin üzerinde süslü yapılar bulunan on erkek ve beş kadının türbeleri olduğunu görmüştür (İbn Cübeyr, 2008:24). Ayrıca bu kabirler arasında bulunan ehlibeyt türbeleri şu şekilde sıralanmıştır: Ali Bin el Hüseyn bin Ali(r.a) türbesi, Cafer bin Muhammed es-Sadık'ın

33

(r.a) iki oğlunun türbeleri, Kasım bin Muhammed bin Cafer es Sadık bin Muhammed bin ali Zeynulabidin (r.a) türbesi ve oğulları Hasan (r.a) ile Hüseyin'e (r.a) ait iki türbe, yine oğulları Abdullah b. el Kasım ile Yahya b. el-Kasım'ın (r.a) türbesi, Ali bin Abdullah b. el-Kasım (r.a) ile kardeşi İsa bin Abdullah''ın (r.a) türbeleri, Yahya B. el- Hasan bin Zeyd bin el-Hasan (r.a) türbesi, Muhammed b. Abdullah bin Muhammed el- Bakır bin Ali Zeynulabidin b. el Hüseyin bin Ali ( r.a) türbesi, Hz. Hüseyin'in oğlu Ali'nin (r.a) soyundan gelen Cafer bin Muhammed (ra.) türbesi. Bunun dışında burada Hz.Ali'nin soyundan gelen kadınların da türbeleri vardır. Seyyah, kabristanda kitabelerini okuduğu kabirlerden de bahsetmiş olup bunların kesinliğinden emin olmadığını belirtmekle birlikte doğruluk ihtimalinin ağır bastığını ifade etmiştir. Bu sahabeler Muaz bin Cebel (r.a), Hz.Peygamber'in hırkasını alan Kab bin Zuheyr (r.a), Hz.Peygamber'in kuyumcusu Ebu'l Hasan (r.a), Sariyetu'l-Cebel (r.a), Ahmet bin Ebubekir es-Sıddik (r.a), Esma Bin Ebu Bekir es-Sıddik (r.a) , Zübeyr bin el -Avvam'ın oğlu (r.a) Abdullah bin Huzafe es-Sehmi (r.a), Hz.Peygamber'in (s.a.v) süt kardeşi Halime'nin (r.a) oğlunun türbeleridir. İsmi geçen bir başka türbe de İmam Şafii'nin (r.a) türbesidir (İbn Cübeyr, 2008:25). Hicr'de oluğun altında Kâbe duvarına yakın bir yerde Hz. İsmail'in (a.s) kabri, bunun yanında Irak köşesi tarafında ise annesi Hacer'in (r.a) kabri olduğu belirtilmiştir (İbn Cübeyr, 2008:58).

Ziyaret edilen kutsal mekânlardan biri de müminlerin annesi Hz. Hatice'nin (r.a) evindeki vahiy kubbesidir. Bu evde bulunan küçük kubbe ise Hz. Fatma'nın (r.a) doğduğu evdir. Hz. Ebubekir(r.a)'in evi de ziyaret edilen yerlerden biridir. İbn Cübeyr, Hz. Ebubekir'in evinin izlerinin silindiğini evin yerinde sadece bir taş kaldığını, insanların bereketini umarak bu taşa dokunduklarını bildirmiştir.

Eserde zikredilen kutsal mekânlardan biri Hz. Hatice'nin (r.a) evinin yakınında ve aynı sokakta bulunan yüksek bir dinlenme yeridir. Hz. Peygamber (s.a.v ), bu yerde oturmuştur. Bu nedenle seyyah, insanların burada namaz kılarak, Hz.Peygamber’in (s.a.v ) oturduğu bu yerin etrafına ellerini ve yüzlerini sürdüklerini aktarmıştır. Hz. Fatma, Hz. Hasan ve Hz.Hüseyin'in doğduğu Hz. Hatice'ye ait ev de ziyaret edilen yerlerden biridir (İbn Cübeyr, 2008:116). İbn Cübeyr, Dimaşk'ta bulunan kutsal yerleri de zikretmiştir. Müellifin ziyaret ettiği yerlerden biri Hazreç kabilesi lideri olan sahabe Sa'd bin Übade'nin kabridir. Yine Dimaşk'ın batısındaki kabristanda Ehli Beyt'ten birçok kişinin kabirleri mevcuttur. Bu kabirlerden ikisi Hz. Hasan (r.a) ile Hz.

34

Hüseyin'in (r.a) çocuklarına ait olduğu söylenen kabirlerdir. Bir başka kabir ise kentin güneyindeki Rabi’ye köyünde bulunan ve Ehl-i Beyt (r.a) kabirlerinden biri olan Ali bin Ebi Talib'in (r.a) kızı Ümmü Gülsüm'ün (r.a) kabridir (İbn Cübeyr, 2008). Daha öncede vurgulandığı üzere seyahatname, hac yolculuğu için adeta bir rehber niteliği taşımaktadır. Seyyahın kutsal mekânlardan ayrıntılı bir şekilde bahsetmesi bu özelliğini teyit etmektedir.

Seyyahın söylediğine göre Dimaşk’ta bulunan en ünlü ziyaret yerlerinden biri Akdam Mescididir. Mescidin küçük odasında bir taş vardır. Taşın üzerinde ise “Salihlerden biri, rüyasında Hz. Peygamber'i (s.a.v) görmüş, O da O'na - İşte kardeşim Musa'nın kabri buradadır- demiş.” cümlesi yazılıdır. Seyyah bu mescidin bereketinin bol olduğunu söylemiştir. Taşın olduğu yerde bir kabir bulunmaktadır. Seyyaha anlatılanlara göre bu kabir üzerinden asla ışık eksik olmaz. Mescide gelen yol üzerindeki taşlarda ise ayak izleri mevcuttur. Halk arasında bu izlerin Hz. Musa'ya ait olduğu söylenir (İbn Cübeyr, 2008:207). Yine seyahatnamede İslamın doğduğu ev olarak bilinen Safa'nın karşısındaki Hayzuran'ın evi de kayıtlara ziyaret edilen önemli bir kutsal mekân olarak geçmiştir. Seyahatnamede müellif tarafından ziyaret edildiği bildirilen diğer başlıca kutsal mekânlar şunlardır: Medine'de Baki Mezarlığı, Uhud Dağı, Ebu Eyyub El -Ensari'nin evi, Hz. Ayşe'nin (r.a) , Hz. Ömer'in (r.a), Hz.Ebubekir'in (r.a) ve Hz.Fatma'nın evleri (r.a), Bağdat'ta tasavvuf büyüklerinden Maruf el Kerhi'nin, Ebu Hanife'nin, İmam Ahmet bin Hanbel'in kabirleri, Musul'da Aziz Circis'in kabridir (İbn Cübeyr,2008).

Sicilya adasında İbn Cüneyt’in dünyanın en güzel ve süslü binası olarak nitelediği başkent Palermo'daki Antakyalı Kilisesi de önemli bir kutsal mekândır. Yapımında kilolarca altın kullanılmış olup iç duvarları tamamen altınla süslenmiştir. Renkli mermer levhaları ve her biri altınla işlenmiş yeşil taşları bulunan bu bina, İbn Cübeyr'in bu seyahatte en çok beğendiği yapılardan biri olmuştur (İbn Cübeyr, 2008:250).

İbn Cübeyr ayrıca Dimaşk'ta Rumların çok önem verdiği bir Kiliseden bahsetmiştir. Seyyah, “Meryem Kilisesi” adıyla bilinen bu kilisenin Kudüs'ten sonra en kutsal yer olduğu bilgisini eklemiştir. Kilise binasının çok şatafatlı, kilisedeki tabloların ise insanı büyüleyecek derecede güzel olduğunu ve seyrine doyum olmadığını söylemiştir (İbn Cübeyr, 2008:208). Anlaşılıyor ki seyyah, sanat ve estetiğe önem veren

35

bir kişiliktir. Müslüman bir ilim adamı olmasına rağmen kilise dahi olsa eserdeki zerafet, İbn Cübeyr'e haz ve heyecan vermiştir.