• Sonuç bulunamadı

Spor olayına aktif veya pasif olarak katılmak amacıyla yer değiştirenler, spor turistlerini oluşturmaktadır. Spor turistleri, sporcular (lisanslı, lisanssız), spor kafileleri (takımlar, yöneticiler, görevliler, sağlık mensupları vb.), kamu görevlileri, teknik komiteler, basın mensupları, sponsor marka temsilcileri, gönüllüler ve seyircilerden oluşmaktadır.

Spor turizminin çok değişik çeşitleri olabilir. Yapılış amacına göre incelendiğinde (Gibson, 2003: 207):

• Organize bir spor etkinliğine katılım; bazı spor etkinliklerine çok

sayıda katılım olmaktadır. Örneğin Boston Maratonuna 2005’te 20.405 kişi katılmıştır. Birçok benzer organizasyonlara katılım ödülden çok böyle bir organizasyonda yer almak ve prestij amaçlı olmaktadır. Avrasya Koşusu da ülkemizdeki güzel örneklerden biridir.

• Belirli bir bölgedeki spor etkinliğine katılım; birçok kişi spor ya da

fizik aktivite amacı ile özel yerlere seyahat ederler. Örneğin kayakçılar çoğunlukla bu bölgelerin doğası ve pistleri nedeni ile Avusturya ve İsviçre’de buluşurlar. Golfçuların dünyanın belirli noktalarındaki sahalarda buluşmaları söz konusu olmaktadır.

• Seyirci olarak bir spor etkinliğine katılım; en sık karşılaşılan türdür.

Herhangi bir spor fanatiği olanlar özel noktalara seyahat ederler. Amerika Açık ya da Wimbledon tenis turnuvası, dünya futbol şampiyonası ya da Olimpiyatlar gibi.

• Nostalji spor turizmi; bu grubu spor etkinliklerine ev sahipliği yapmış

özel yerleri görmeye gidenler oluşturur. Örneğin New York’daki Yankee Stadı, Boston Fenway Parkı veya Louisville’deki Louisvil Slugger Müzesi gibi…

29 Tamer Keskin’e göre ister amatör, ister profesyonel olarak bir spor olayını icra edene aktif katılımcı denmektedir. Örneğin ülkemizde müsabaka veya kamp yapan profesyonel futbol kulüpleri, kayak, rafting, rüzgar sörfü gibi amatör sporları yapanlar aktif katılım yapan spor turistleridir. Pasif katılımcılar ise genelde, Olimpiyatlar, futbol şampiyonları, Formula 1 gibi biletli spor etkinliklerini izlemek için gelen sporseverlerdir. Kültür Turizm Bakanlığı’nın ve GSGM’nin amacı, her iki gruba ait turistlerin sayısını ve spor turizminden kazanılan geliri artırmak olmalıdır (Keskin T. Spor turizmi http://www.sponsorluk.gov.tr/tamer_detay.htm Erişim 23.05.2009).

Geçmişten bu güne Olimpiyatlar çok büyük evrim geçirdi. Örneğin 1896 yılında Atina’da yapılan ilk Olimpiyat 9 gün sürmüş ve 13 ülkeden 295 sporcu katılmıştır. Atina’da 2004 yılında yapılan Olimpiyat ise 16 gün sürmüş ve 202 ülkeden 11.000 sporcu katılmıştır. Dünya Futbol Şampiyonası için de aynı örnekler verilebilir. 1930’da Uruguay’da yapılan ilk şampiyona 17 gün sürerken 13 ülke katılmıştır. 2006 yılında Almanya’da yapılan şampiyonada bu süre 1 aya, katılan ülke sayısı da 32’ye çıkmıştır. Bu değişiklikler hem ülkelere gelen, konaklayan spor turistlerinin ve gelirlerin artmasına, hem daha uzun sürelerde yayın ve dolayısı ile tanıtım yapılmasına olanak sağlamaktadır.

Dünyada spor endüstrisini oluşturan önemli kalemlerden biri olan spor turizmi, ülkemizde maalesef yeteri kadar yatırım yapılmamış atıl duran alanlardan biridir. 2006 yılında toplam 20 milyon turist çeken bir ülke için bu durum tezat oluşturmaktadır. Turistler tatilleri sırasında gittikleri ülkenin coğrafi durumuna göre spor amaçlı turizm yapabilir ya da seyircisi olarak gideceği sportif organizasyonlar öncesi ya da sonrası tatillerine devam ederek kalış sürelerini uzatabilmektedirler

Spor turizmi, dünyada toplam turizm aktivitesinin %32’sini oluştururken, ülkemizde bu oran %1,5’lerden ileri gidememektedir. 2004 ve 2005 verilerine göre, Türkiye’ye gelen turistlerin geliş nedenlerinin gezi-eğlence (deniz-kum turisti), kültür-din, alışveriş ve yakınlarını ziyaret amaçlı olduğu görülmektedir. (Keskin T. Spor turizmi http://www.sponsorluk.gov.tr/tamer_detay.htm Erişim 23.05.2009).

Eğer bir spor branşında tesisleşme az ise doğal olarak sporcu sayısı ve ulusal veya uluslararası spor etkinliği sayısı da o oranda az olmaktadır. Bu yetersizlik aktif katılım yapan spor turistlerinin de sayıca az olmasına neden olmaktadır.

30 Spor turizmini geliştirmek için tesisleşme en önem verilmesi gereken konulardan biridir. Son yıllarda ülkemizde yapılan önemli uluslararası şampiyonalara baktığımızda bunu daha net görebiliyoruz. Örnek vermek gerekirse, İstanbul Park gibi A sınıfı bir yarış pisti olmasa ne Formula1 ne de Moto GP gibi dünyanın en çok ilgi ve seyirci çeken yarışlarının ülkemizde yapılması mümkün olmazdı veya Atatürk Olimpiyat Stadı, Şükrü Saraçoğlu Stadı olmasa, Şampiyonlar Ligi finali, UEFA Finali’nin Türkiye’de yapılması hayal olurdu. Tabii buradan önce tesis yap sonra bu organizasyonlara başvurabilirsin anlamı çıkmamalı. Olimpiyatlar, futbol, basketbol dünya şampiyonaları organizasyonlarına talip birçok ülke gibi biz de önce başvuruyu yapıp ardından tesisleşmeyi yapabiliriz. Fakat bunun için dahi asgari bazı gereklilikleri yerine getirebiliyor olmamız gerekiyor.

Spor, geniş ölçüde turizm sanayini de destekleyen bir unsurdur. Örneğin Atlanta, 1996 Olimpiyat Oyunlarından sonra bir “Dünya Şehri” kabul edildi. Barcelona bugün hala Olimpiyat Oyunlarından miras kalan spor tesisleri sayesinde uluslararası spor kuruluşlarının ve spor turistlerinin tercih ettiği bir şehir özelliğini taşımaktadır.

Sidney 2000’de sadece madalya değil, beraberinde pazarlama rekorları da kırıldı. 220 ülkede yayınlanan oyunlar, 29.600 saat boyunca 3,7 milyar kişi tarafından izlendi. Oyunların internet sitesine, dakikada 1,2 milyon giriş yapıldı. Gerek ülke yetkilileri gerek sponsorlar büyük kazanımlar elde ettiler. Avustralya verilerine göre ülkeyi ziyaret eden turist sayısı %11 artarken, oyunlardan bir sene sonra da %15 artış göstermiş. Yani oyunlar sayesinde ülkeyi tanıyan turistler, oyunlar sırasında gelenlerden daha fazla olmuş..

Daha önceki yıllarda yapılan Olimpiyatlardan, Dünya Şampiyonaları’ndan ülkelerin o etkinlik için zarar ettikleri de görülmüştür. Ama hiçbirinin bundan

şikâyeti olmamıştır. Çünkü milyonlarca dolar verip de yapamayacakları tanıtım

imkânına kavuşuldu. Tıpkı bizim Şampiyonlar ligi finali sırasında yaptığımız gibi;

İstanbul ve Türkiye için 5.5 milyar dolara denk tanıtım fırsatı yaratıldı. Yıllık 100 milyon dolarlık tanıtım bütçesine bakılınca, 55 yıllık tanıtım bir gecede gerçekleşti. Keskin’in spor turizminin gelişmesine yönelik önerileri şu şekildedir. (Keskin T. Spor turizmi http://www.sponsorluk.gov.tr/tamer_detay.htm Erişim 23.05.2009):

31

• Öncelikle mevcut spor alanlarını ve tesislerinin envanterinin çıkarılması

gerekmektedir. Nerelerde hangi sporlar yapılabiliyor, bu alanlarda tesisleşme yeterli mi bunlar saptanmalıdır. Ardından bunların yazılı ve görsel arşivi çıkarılmalıdır. Bu tesisler A tipi, B tipi tesisler gibi derecelendirilmelidir. Oluşturulacak arşiv TURSAB ve Kültür Turizm Bakanlığı’nın ortak düzenleyeceği bir bilgilendirme tanıtım toplantılarıyla turizm acentelerine anlatılmalı ve paylaşılmalıdır. Neticede turistlere ve uluslararası acentelere satışı yapacak onlardır.

• Daha çok Uluslararası spor etkinliklerine talip olunmalıdır. Şampiyonlar Ligi,

Karadeniz Oyunları, Universiade vb. Bu etkinliklerin yurtdışı tanıtımları Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından, gerekirse medya ve mecra satın alınarak yapılmalıdır. Bu etkinliklerin Türkiye’de yapılabilmesi için Tanıtım Fonu’ndan kaynak ayrılmalıdır.

• Ülke tanıtımı için kullanılması gereken en önemli unsurlardan biri de spor

kahramanlarıyla yapılması gereken işbirliği ve onların yapacağı iletişimdir. İnsanlar spor kahramanlarını takip ederler ve onlara öykünürler.

Benzer Belgeler