• Sonuç bulunamadı

1.2. SPOR VE SAĞLIK

1.2.4. Sporcu Sağlığı

1.2.4.1. Doping Kontrol Çalışmaları

Doping, sporcunun karşılaşma sırasında zihinsel ve/veya fiziksel

performansını artırmak amacı ile yasaklanmış bazı maddeleri ve yöntemleri kullanmasıdır. Sporcu iyi antrenman, düzenli bir beslenme programı ve psikolojik motivasyonla en uygun performans düzeyine ulaşmaya çalışır. Bu düzey sporcunun fiziksel yapısı ile fizyolojik kapasitesinin ulaşabildiği en üst düzeydir. Doping madde

ve yöntemlerinin kullanımıyla kazanılan bu düzeyin üzerine çıkılması

hedeflenmektedir.

Uluslararası Olimpiyat Komitesi (IOC) sporcunun sağlığı için tehlikeli olabilecek ve/veya performansını iyileştirebilecek bir madde veya metodun kullanılması ve sporcunun organizmasında, bu yasaklı listesindeki bir maddenin bulunması veya bir metodun uygulandığının saptanmasını doping olarak nitelendirmektedir (Güner, 2000: 1).

Sporcuların sportif performansı artırmak amacıyla kullandıkları protein, aminoasit, vitamin gibi maddeler yasaklı madde içermiyorlarsa doping olarak kabul edilmez.

Doping kontrol analizleri halen genellikle idrar örneklerinde yapılmaktadır. Yakın bir gelecekte doping kontrol analizlerinin daha geçerli ve kesin sonuç vermesi için, idrar örnekleri yerine kan örneklerinin alınması ve bu işlemin yaygınlaşması planlanmaktadır.

40 Doping hem haksız rekabete zemin hazırlaması, “Fair play” anlayışına uymaması nedeniyle spor etiğine aykırıdır, hem de sporcu sağlığını kısa ve uzun süreli olarak bozar ve hatta olası ölüm risklerinin oluşmasına neden olur. Bu nedenlerle doping, IOC ve birçok uluslararası spor organizasyonları tarafından yasaklanmaktadır.

1968 yılından bu yana doping maddelerini vücut sıvılarında saptamaya çalışan laboratuarlar yoğun şekilde çalışmalarını sürdürmektedirler. Doping kontrol laboratuarlarının sonuçlarının geçerli olabilmesi için her yıl IOC tarafından

kontrollerinin yapılarak onaylanmaları (akredite edilmeleri) gereklidir.

Onaylanmamış laboratuarlardan alınan doping kontrol analiz sonuçlarıyla sporculara ceza vermek yasal sorunlara neden olmaktadır. Ankara’da Hacettepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesi bünyesinde 1989 yılında kurulmuş bir doping kontrol laboratuarı bulunmaktadır. Laboratuar IOC ve Dünya Anti-Doping Ajansı (WADA) tarafından akredite edilmiştir.

Uluslararası spor federasyonlarının yönetmeliklerine göre büyük

organizasyonlarda bile her sporcuya doping kontrolü yapmak olası değildir. Genellikle karşılaşmaya katılan tüm sporcular içinden kura yoluyla birkaç sporcu seçilerek doping kontrolüne çağrılırlar. Ayrıca dereceye giren ve rekor kıran sporculara doping kontrolü yapmak son yıllarda kabul gören uygulamalardandır (Güner, 2000: 73).

Doping yaptığı saptanan sporcuya ve ilgili kişi ve kuruluşlarca kullanılan madde ve yöntemin cinsine göre farklı ağırlıkta ceza uygulanır. Genellikle ilk kez dopingli olduğu saptandığında sporcu 2 yıl spordan men, ikinci kez dopingli olduğu saptandığında ise ömür boyu spordan men cezası ile cezalandırılmaktadır.

Yasaklı maddeler, yasaklı yöntemler ve kullanımı kısıtlı maddelerin listeleri IOC’nin her yılın ilk aylarında yayınladığı doping listeleri temel alınarak hazırlanmaktadır.

Toplum sağlığı için spor, spora sağlıklı katılım, sporcuların uzun spor kariyerleri boyunca risklerini en aza indirme gibi hem spor bilimcilerin hem de sağlık uzmanlarının ortak ilgi alanlarıdır. Özellikle toplum sağlığı açısından sporun ülke politikaları ve gelecek yılların eylem planları arasında bu konuların büyük önem taşıyacağı açıktır.

41

İKİNCİ BÖLÜM

ULUSLARARASI SPOR ORGANİZASYONLARI

Bilim adamları “tarih yazı ile başlar” derler. Bir bakıma da dünya tarihi Sümerler ile başlamış denilebilir. Yunan tarihi ise, bu tarife göre, M.Ö. 776’da başlamıştır. Zira eldeki en eski yazılı belgeler, kayıtları tutulmuş ve o yıl yapıldığı saptanmış olan Olimpiyatlara aittir (Koryürek, 1976: 4). Bu açıdan spor insanoğluna ait en eski bilgilerin var olduğu dönemlerde bile karşımıza çıkmakta, toplumsal hayatın bir parçası olmaktadır. Spor organizasyonlarına ait elde edilen ilk bilgiler Yunan kaynaklarına dayanmakta ve Olimpiyatlar adını düzenlendiği şehir olan Olimpia’dan almaktadır. Bu bölümde spor organizasyonları, Olimpiyatlar ve Universiade hakkında bilgi verilmekte, bazı Olimpiyat örnekleri ile ilgili veriler yer almaktadır.

2.1. OLİMPİYATLAR

Olimpiyatlar dünyanın en büyük ve popüler spor organizasyonudur. İletişim, ulaşım ve teknolojide gelinen noktalar insanları bir araya getirme ve kültürleri paylaşma amacı ile yola çıkan Olimpiyat oyunlarının misyonunu düşünülenin de çok ötesine taşımış durumdadır. Bu spor şöleni her yapıldığında daha görkemli olmakta bütün dünya tarafından ilgi ile izlenmektedir.

2.1.1. Antik Olimpiyatlar

Eldeki veriler ışığında tarihte ilk kez düzenlendiği düşünülen MÖ 776 tarihinden MS 393 yılına kadar olan dönemde Yunanistan’da yapılmış spor etkinlikleri eski Olimpiyatlar olarak adlandırılmaktadır.

Günümüzde, dünyanın en büyük spor şöleni olarak kabul edilen Olimpiyat oyunları, aynı zamanda üzerinde en çok konuşulan ve yazılan konulardan biridir. Bir kısmı efsane olan, tam olarak tamamlanamayan, gerçek bulgulara dayanan bir

42 geçmişi vardır. Antik Olimpiyatların tarihinin MÖ XIV. yüzyıla kadar uzandığı ve oyunların Yunanistan'ın Olympia yöresinde başladığı tahmin edilmektedir. MÖ 776 yılından itibaren ise oyunların tarihi kesin olarak tutulmaya başlanmıştır. Oyunlar 12 yüzyıl boyunca hiç ara verilmeden, her dört yılda bir yapılmıştır. Bir süre Yunan yarımadasının, daha sonraları da Yunanistan'ı ele geçiren Romalılar yoluyla tüm Roma İmparatorluğu'nun katılması ile devam etmiştir. (http://www.olympic.org/uk /games/ancient/history_uk.asp Erişim 21.04.2009)

Tanrılar veya yöresel bir kahraman adına yapıldığı tahmin edilen bu büyük

şölenin, ilkel de olsa, mutlaka dine dayalı bir başlangıcı bulunmaktadır. MÖ 776

yılında yapılan ve I. Olimpiyatlar olarak adlandırılan bu oyunların programında yer alan ve 192 metrelik sahanın boyuna eşit "Stadion" olarak tanımlanan yarışmanın galibi Coroebus ilk Olimpiyat şampiyonudur. Geleneklere göre, her Olimpiyat oyunu bu yarışı kazanan atletin adı ile anılmaktadır.

(http://www.olympic.org/uk/games/ancient/history_uk.asp Erişim 21.04.2009)

Zamanla, yarışma sayısı artırılmış, program bir günden beş güne uzatılmıştır. XIV. Olimpiyatları'ndan sonra, sahanın geliş - gidişini kapsayan bir yarış eklenmiş, sonraları mesafe koşuları, boks, güreş, boks ve güreş karışımı Pankration, Pentatlon denen 5'li yarışma, zırhları ile yarışan askerlerin koşuları ve atlı araba yarışları ile program genişletilmiştir (http://www.olympic.org/uk/games/ancient/index_uk.asp Erişim 21.04.2009).

Olimpiyat Oyunları'nın ilk 600 yılı içinde, Yunan günlük hayatının vazgeçilmez unsuru olan kölelerin yarışmalara katılmasına izin verilmemiştir. Katılacak yarışmacıların tamamının Yunan kanından gelmesine özen gösterilmiştir. Yunan yarımadasının Romalılar’ın eline geçmesi ile durum değişmiş ve imparatorluk sınırları içinde yaşayan herkese Olimpiyatlara katılma hakkı tanınmıştır. MÖ 146 yılından itibaren, o zamana kadar genellikle Peloponez yörelerinden gelen Olimpiyat

şampiyonları, zamanla, "Küçük Asya" denen Anadolu’dan gelenlere boyun

eğmişlerdir.

Antik Olimpiyatlarda kadın sporculara yer verilmemiş, hatta kadınların seyirci olarak dahi sahaya girmeleri yasaklanmıştır. Zaman içinde Olimpiyatlar sırasında, ancak Olimpiyat alanı dışında olmak üzere Tanrıça Hera adına bayanlar için yarışmalar düzenlenmiştir.

43 Oyunlar, Romalılar Yunanistan’daki gücünü arttırdıkça kademeli olarak etkisini kaybetmeye başlamıştır. Hıristiyanlık Roma İmparatorluğu'nun resmi dini olunca oyunların din dışı ve Hıristiyan etkisine karşı bir durum olduğu düşünülmeye başlanmıştır. 393 yılında İmparator Theodosius bin yılı aşkın tarihi olan oyunları kaldırmıştır. (http://www.Olimpiyatkomitesi.org.tr/tr/Olimpiyat/klasik.htm Erişim 21.04.2009)

2.1.2. Modern Olimpiyatlar

Modern Olimpiyatların başlangıç tarihi olarak 1896 yılı kabul edilmektedir. Günümüze kadar bu organizasyon değişimler geçirerek sürmüş ve günümüzdeki büyük spor şöleni halini almıştır.

Oyunları tekrar organize etme çabası 19. yüzyılın ortalarında Alman arkeologların Olimpia antik kentinin kalıntılarını bulmasından itibaren artmıştır.

Bu dönemde, Baron de Coubertin 1870-1871 yıllarında Almanya ve Fransa arasındaki savaşı Fransa'nın kaybetme nedenlerini araştırmaktaydı. Baron de Coubertin'in düşüncesine göre yenilginin sebebi Fransa'da gerçek anlamda fiziksel eğitimin verilmemesiydi. Ona göre gençlik sadece kapalı sınıflarda değil aynı zamanda, açık havada spor yaparak yetişmeliydi. Baron, Fransa’da çağın gerisinde kalan eğitim ve spor kuruluşlarına yeni bir sistem getirmek istedi. Aynı zamanda ülkeleri spor ile daha yakınlaştırarak ve sporla yapılan rekabet ile savaşları önlemenin daha doğru yol olduğunu düşündü. (http://www.olympic.org/uk /organisation/ioc/presidents/coubertin_uk.asp Erişim 21.04.2009).

Modern Olimpiyatların kurucusu Baron Pierre de Coubertin 1894 yılında dünyaya şöyle seslenmiştir: "İnsanların birbirlerini sevmelerini istemek ütopik bir düşünce olabilir. Ancak dört yılda bir Olimpik Oyunları düzenlemeğe başlarsak, bu vesile ile tanışanlar asgari birbirlerini saymayı öğrenebilirler" (Erdem 2002: Olimpik

Hareket ve Fairplay http://sporbilim.com/dosyalar/Paneller-A.pdf#page=69

Erişim:21.04.2009).

16 Haziran - 23 Haziran 1894 arasında Paris, Sorbonne Üniversitesi'nde düzenlenen bir kongrede bu düşüncelerini farklı ülkelerden dinleyicilere aktardı. Kongrenin son gününde ilk modern Olimpiyat oyunlarının da antik oyunların doğum

44 yeri olan Atina'da, 1896 yılında yapılmasına karar verildi. Oyunları organize etmek için Uluslararası Olimpiyat Komitesi (IOC) kuruldu. Komitenin ilk başkanı olarak Yunan Demetrius Vikelas seçildi. (http:// www.olympic.org/uk/organisation/ioc/ presidents/vikelas_uk.asp Erişim:21.04.2009)

Kongrede kabul edilen ilkeler şöyle sıralandı:

1. Olimpiyatlar, eskiden olduğu gibi, her dört yılda bir yapılacak.

2. Olimpiyatlar, Klasik Yunan'da olduğunun aksine, tüm dünya sporcularına

açık olacak ve yarışma programı, günün sporlarını içerecek.

3. Yarışmalarda sadece büyükler yer alacak.

4. Amatörlük kuralları, kesinlikle uygulanacak.

5. Olimpiyat organizasyonu "gezici" olacak ve her Olimpiyat başka bir ülkede yapılacak.

İlk oyunlar Atina'da 1896'da başarı ile tamamlanmıştır. Toplam katılan sporcu

sayısı 250'den az olmasına rağmen, oyunlar o tarihe kadar yapılan en çok katılımlı spor organizasyonu olmuştur.

1896 yılında 15 ülkeden 245 sporcu ile başlayan 9 gün süren oyunlar, 2002 yılına gelindiğinde Sidney'de 200'ü aşkın ülkeden 10.500 katılımcıya kadar çıkmıştır. Yine Sidney'de 16.000 gazeteci ve televizyon muhabiri bu organizasyonu takip etmiştir. Böylece oyunlar dünyanın en büyük medya olaylarından biri durumuna gelmiştir. Bugün oyunları 4 milyara aşkın kişinin televizyonlardan izleyebildiği bilinmektedir.

2.1.3. Paralimpiyat Oyunları

Çeşitli engelli gruplarından elit sporcuların katıldığı oyunlardır. 1988 Seul Yaz Oyunları ve 1992 Albertville Kış Oyunlarından bu yana Paralimpik Oyunlar Olimpiyat Oyunları ile aynı tesislerde yapılmaktadır.

Paralimpik oyunlarda yer alan spor dalları ise şöyledir; ağırlık kaldırma, atletizm, atıcılık, tekerlekli sandalye basketbol, binicilik, bisiklet, boccia, çim bowlingi, dalış, eskrim, futbol, goalball, halter, judo, masa tenisi, tenis, okçuluk,

45 tekerlekli sandalye rugby, voleybol, yelken, yüzme. (http:// www.Olimpiyatkomitesi. org.tr/tr/Tmok/Tarihce/tarihce.htm Erişim:21.04.2009)

2.2. ÜNİVERSİTE OYUNLARI

Üniversite sporcularına yönelik uluslararası bir spor müsabakaları organizasyonudur. Dünya üniversite öğrencilerini bir araya getirmeyi ve kültürlerin paylaşılmasını amaçlayan bir festival niteliğindedir. Her ülke kendi ulusal Üniversite Sporları Federasyonu tarafından temsil edilmektedir.

2.2.1. FISU

Uluslararası Üniversite Sporları Federasyonu, FISU (Fédération

Internationale du Sport Universitaire) kuruluş yılı 1949 olan uluslararası bir spor organizasyonudur.

FISU’nun esas sorumluluğu, Yaz ve Kış Dünya Üniversite Oyunlarının (Universiade) ve Dünya Üniversite Şampiyonalarının denetimidir. FISU, Ulusal Üniversite Sporları Federasyonları’nın 134 üyesinin temsil edildiği bir genel meclisten oluşur. Genel meclis FISU’nun ana idari organı olup, FISU etkinliklerinin düzgün yürütülmesi için gerekli tüm kararları alan İcra kurulunu dört yıllık bir süre için seçer. On daimi komisyon, uzman oldukları alanlarda, görevini kolaylaştırmak amacı ile İcra kuruluna danışmanlık yaparlar.

Otuz sekiz yıldır geniş bir etkinlik yelpazesi çerçevesinde (Universiade sporları dışında) 135 ülkeden 25.500 sporcunun katıldığı 148 şampiyona düzenlenmiştir. Çift yıllarda yapılan bu şampiyonaların yıllar içinde artan başarısı yarışma programlarının devamlılığını garantilemiştir. Böylelikle Universiade'ın dışında da çok sayıda öğrenci ve üniversite sporları liderinin bir araya gelmesi sağlanmıştır. 2000 yılında her biri değişik yer ve spor dalında yapılan yirmi Dünya

Üniversiteler Şampiyonası'na toplam 3623 kişi katılmıştır.

46 2.2.2. FISU Tarihçesi

Fransız Jean Petit Jean'ın Dünya Öğrenci Oyunları'nı 1923 yılının Mayıs ayında ilk defa düzenlemesi FISU'nun kuruluşunun ilk aşaması sayılmaktadır. 1924 yılında kurulan ICS'nın (International Confederation of Students- Uluslararası Öğrenci Konfederasyonu) Varşova'da düzenlediği kongreye katılan çok sayıda delege ile Dünya Üniversite Oyunları hareketi başlamıştır. ICS ve öğrenciler Prag (1925), Roma (1927), Paris, Darmstadt (1930), Turin (1933), Budapeşte (1935), Paris (1937) ve Monako'da (1939) olmak üzere birçok spor etkinliği düzenlemiştir.

FISU, resmi olarak 1949 yılında Lüksemburg'da kurulmuştur.

(http://www.fisu.net/en/FISU-History-518.html Erişim 21.04.2009)

1957 yılında Fransız Federasyonu doğu ve batı bloklarındaki öğrencileri bir araya getiren Dünya Üniversiteler Spor Şampiyonası'nı düzenlemiştir. Federasyon için en önemli yıl ise FISU ve ICS'nın İtalyan Birliği olan CUSI'nin Turin'de düzenlemiş olduğu oyunlara katılma kararı aldığı 1959'dur. Aynı yılda düzenlenen oyunları İtalyan organizatörler 'UNIVERSIADE' olarak adlanmışlardır. Dünya seyahatine başlayacak olan bayrak bir 'U'nun etrafına yerleştirilen yıldızlarla süslenmiş, madalya törenlerinde çalınan milli marşların yerini ise Gaudeamus Igitur almıştır. Turin'de yapılan Universiade kırk üç ülkeden 1400 katılımcıyı bir araya getirmiş ve oyunların ardından birçok federasyon üye olmak için FISU'ya başvuruda bulunmuştur.

FISU program ve ulusal sembollere (Bayrak ve Marşlar) ilişkin yapılan anlaşmaya ek olarak tüzüğe "FISU hedeflerine, hiçbir politik yapıya veya ırka herhangi bir ayırım gözetmeksizin ulaşır" ibaresini ekleyerek felsefesini belirlemiştir. Bu tarihten itibaren FISU, dünya çapında oyunlar organize etmeye başlamıştır. Bu önemli süreçten itibaren Universiade, daha fazla katılımcının ilgisini çekmektedir. 1959 yılında 1407 katılımcıyla yapılan Turin Oyunları'ndan, 131 ülkeden 7884 kişinin katıldığı 2005 İzmir Oyunları'na gelinmiştir.

Kış Oyunları'nda da aynı başarıya ulaşılmıştır. 1958 yılında Zeel-Am- See'de yapılan oyunlara 98 atlet katılırken, 2001 yılında Zakopane'de yapılan oyunlara 41 ülkeden 1007 sporcu katılmıştır. Üniversite Sporlarının tüm dünyaya yayılması, Universiade programını tamamlayıcı olmak üzere yeni buluşma ve yarışmaların

47 düzenlenmesi ihtiyacını doğurmuştur. Bu nedenle FISU altmışlı yılların başından

itibaren Dünya Üniversiteler Şampiyonası'nı düzenlemeye başlamıştır.

(http://www.universiadeizmir.org.tr/tr/simplePage.asp ?item ID=129 Erişim

21.04.2009)

2.2.3. FISU Felsefesi

FISU, sportif değerlerin duyurulması ve spor çalışmalarının üniversite ruhu ile uyumlu bir şekilde özendirilmesi amacıyla üniversite kurumları içerisinde oluşturulmuştur. Sportif değerlerin duyurulmasıyla; gelecekte politika, ekonomi, kültür ve endüstri alanlarında anahtar konumda olacak öğrenciler arasında dostluğun, kardeşliğin, centilmenliğin, azmin ve işbirliğinin teşvik edilmesi amaçlanmaktadır. Etik kurallara saygı duyularak işbirliğinin geliştirilmesi; hümanist düşüncelerin yaygınlaştırılması FISU felsefesi içindedir. (http://www.universiadeizmir.org.tr/tr /simplePage.asp?itemID=131 Erişim: 21.04.2009)

Uluslararası boyutu ile FISU, ülkeleri ve insanları bölen anlaşmazlıkların üstesinden gelerek, üniversite topluluklarını bir araya getirmekte; spor aracılığı ile toplumlararası uyumu güçlendirmektedir. Dünya Üniversiteler Spor hareketi aynı zamanda değişik ulusları birleştiren güçlü bir iletişim kanalı sunmayı hedeflemektedir.

2.2.4. FISU Konferansları

FISU konferansları; spor faaliyetlerinin sosyolojik ve bilimsel araştırmalarla tamamlayıcı olması amacıyla üniversite oyunları ile aynı zamanda yapılmaktadır. Spor ve üniversite ruhunu bir araya getirmek amacıyla gerçekleştirilen konferanslar, "Üniversite Sporlarını Araştırma Konferansı" olarak da adlandırılmaktadır. Konferanslarda spor ve beden eğitimine ilişkin konular tartışılmaktadır. 2005 yılında Universiade İzmir Yaz oyunları ile beraber FISU konferansı da gerçekleştirilmiştir. (http://www.fisu.net/en/Educational-Services-475.html Erişim: 21.04.2009)

48

Benzer Belgeler