• Sonuç bulunamadı

Spektrofotometrik Tayinlerde Çözücü Ekstraksiyonu

2.8. Ekstraksiyon

2.8.7. Spektrofotometrik Tayinlerde Çözücü Ekstraksiyonu

Spektofotometrik tayinlerde çözücü ekstraksiyonunun en eski uygulama yöntemi sulu çözeltiden bir organik faza ekstraksiyon ve ikinci bir sulu çözeltiye geri ekstraksiyon adımlarını içerir. Burada ekstraktant yalnızca ayırma ve deriĢtirme iĢlemi yapar. Bu yöntem uzun olmasına rağmen hala analitiksel tayinlerde kullanılmaktadır.

Spektrofotometrik analizlerle çözücü ekstraksiyonunun en karakteristik kombinasyonu ekstrakte edici organik faz üzerine kurulan yöntemdir. Birçok metal iyonu ditizon ile kloroform ya da karbon tetraklorür içine ekstrakte edilebilen kompleksler oluĢturur. Bu metaller arasında ayırma ya sulu çözeltinin pH'ını değiĢtirerek ya da siyanür gibi maskeleyici bir ayıraç ilave ederek yapılabilir. Bu Ģekilde oluĢan metal ditizonat kompleksleri farklı dalga boylarında spektrofotometrik olarak tayin edilebilmektedir.

Son zamanlarda belirli metal katyonlarına karĢı oldukça seçici olan makrosiklik ligandlarla (nötral crown eterler, kriptantlar ya da diğer bileĢikler) çalıĢmalar yapılmıĢtır. Buradaki ekstrakte edilen türler metal-makrosiklik katyon bileĢiği ve bir renkli anyon arasında oluĢan komplekslerdir. Bu Ģekilde oluĢan kompleks metal iyonunun spektrofotometrik olarak tayinine izin verir29,30.

42

3. ÖNCEKĠ ÇALIġMALAR

Yapılan bir çalıĢmada, toryum ön konsantresi üzerinde HCl ile yapılan çözünürleĢtirme deneylerinde 200 kg/ton HCl kullanılarak 3 saatlik çözünürleĢtirme süresi sonunda toryumun %99’u çözeltiye alındığı, orijinal cevherde (EskiĢehir- Beylikahır) ise bu verim aynı süre sonunda 300 kg/ton HCl kullanılarak gerçekleĢtiği belirtilmiĢtir31

.

Diğer bir çalıĢmada, EskiĢehir Beylikahır yöresinden alınan ve fluor içeriği %5.28 olan cevher numunesi ile argon atmosferinde 30 dk süre ve 1000 0C’de klor gazı atmosferinde yapılan klorlama deneylerinde toryumun %86’lık verimle cevherden uzaklaĢtırıldığı belirtilmiĢtir. Klor atmosferindeki sürenin 60 ve 120 dk’ya çıkarılmasıyla sırasıyla %2.0 ve %3.5’lik bir verim artıĢı tespit edilmiĢtir. Toryum veriminin %86’nın üzerinde olduğu ayrıĢtırma deneylerinde cevher içerisinde bulunan diğer nadir toprak elementlerinin de bir miktar klorlandığı tespit edilmiĢtir32

. EskiĢehir-Beylikahır nadir toprak element içerikli barit ve fluorit cevherinden fluorit ve baritin kazanılması amacıyla yapılan bir çalıĢmada, tane serbestleĢmesi etüdleri sonuçlarına göre 0.3 mm altındaki cevherde yapılan sarsıntılı masa deneyleri sonucunda %85.5 BaSO4 içerikli bir konsantrenin %56 barit kazanma verimiyle elde

edildiği ve elde edilen barit konsantresinin yüksek alan Ģiddetli manyetik ayırıcıdan geçirilmesi sonucu %91.3 BaSO4 içerikli (%11.3 tenör ve %0.5 kayıpla) nihai barit

konsantresi elde edildiği belirtilmiĢtir. Giren cevherin %45.2’sini oluĢturan ve %60.9 CaF2 içeren sarsıntılı masa artık ve ara ürünlerinin flotasyonu sonucunda cevherin

%8.2’si oranında fluorit konsantresinin %94.2 CaF2 içeriği ve %21.9 fluorit kazanım

verimiyle elde edildiği belirtilmiĢtir33.

EskiĢehir-Beylikahır nadir toprak element içerikli barit ve fluorit cevherinden fluoritin kazanılması amacıyla yapılan bir diğer çalıĢmada, cevher numunesi üzerinde yapılan sallantılı masa deneyleri sonucunda giriĢe göre %45.11 ağırlık ve %54.39 fluorit verimi ile %79.0 fluorit içeren bir konsantrenin elde edildiği belirtilmiĢtir. Yarı sistematik ön teknolojik nitelikteki flotasyon deneyleri sonucunda orijinal cevher giriĢine göre %33.81 fluorit verimi ile %94.0 fluorit içerikli 1. kalite konsantre, %19.18 fluorit verimi ile %78.0 fluorit içerikli 2. kalite konsantrenin elde

43

edildiği belirtilmiĢtir. Yapılan bu çalıĢma sonucunda flotasyon iĢlemi ile metalurjik nitelikteki konsantrelerin ayrıca cam seramik ve kimya sanayiinde kullanılabilecek özelliklerde konsantrelerin üretilmesinin mümkün olduğu belirtilmiĢtir34

.

Yapılan bir çalıĢmada, nadir toprak element içerikli barit ve fluorit numunesi flotasyon iĢlemine tabi tutulmuĢ ve bunun sonucunda elde edilen barit konsantresinin %90-93 BaSO4 tenörü ve %75.85 verimle, fluorit konsantresinin ise %90-93 CaF2

tenörü ve %60-70 verimle kazanıldığı belirtilmiĢtir35

.

Diğer bir çalıĢmada, ayrı ayrı fluorit ve barit ön konsantrelerinin elde edilmesi amacıyla yapılan sallantılı masa deneyleri sonucunda % 64.92 CaF2 tenörlü

fluorit ön konsantresinin %72.16 CaF2 verimiyle, %85.98 BaSO4 tenörlü barit ön

konsantresininde %43.75 BaSO4 verimiyle elde edildiği belirtilmiĢtir. ġlamlardaki

nadir toprak oksitlerinin kazanılması amacıyla öğütme ve dekantasyon iĢlemi uygulanmıĢ sonuçta Ģlam fraksiyonuna göre %7.61 ağırlıklı bir ön konsantrenin %32.20 Nadir toprak oksit tenörlü ve %15.86 nadir toprak oksit verimiyle kazanıldığı belirtilmiĢtir36

.

Yapılan bir çalıĢmada, orijinal toryum cevher numunesine aktararak dağıtma ve boyuta göre sınıflandırma ile zenginleĢtirme deneyleri uygulanmıĢ 0.105 mm altındaki tanecik boyutunda tüvenan cevher giriĢine göre %41.6 oranında %1.2 toryum tenörlü ve %73.1 toryum geri kazanma verimi ile bir ön konsantre elde edildiği belirtilmiĢtir. Orijinal toryum numunesi ve elde edilen toryum konsantresi H2SO4, HNO3 ve HCl ile çözünürleĢtirme iĢlemine tabi tutulmuĢ her üç asitte de

toryumun %99’luk verimle çözeltiye alındığı ve toryum ön konsantresi için kullanılan asit miktarlarının orijinal cevhere göre %30-35 oranında daha az olduğu belirtilmiĢtir37

.

Diğer bir çalıĢmada, Ce(III), La(III) ve Pr(III) gibi +3 değelikli nadir toprak elementlerinin 1-10-fenantrolin ve alizarin gibi ligandlarla kompleksleri oluĢturulduktan sonra sinerjik flotasyon davranıĢları incelenmiĢ ve flotasyon iĢlemi ile pH’ya bağlı bir ayırmanın mümkün olabileceği belirtilmiĢtir38

44

Yapılan bir diğer çalıĢmada, monazit ve ksenotim içerisinde bulunan nadir toprak elementlerinin sıfır yük noktalarının (ZPC) farklılık gösterdiği tespit edilmiĢ, bu farklılığın cevher içerisinde bulunan nadir toprak elementlerinin flotasyon davranıĢlarında bir değiĢkenlik yaratabileceği belirtilmiĢtir39

.

Yapılan bir çalıĢmada, Çin’de bulunan Baiyunebo madeninden elde edilen ve %60.7 nadir toprak oksit tenörlü (%75 Bastnasit- %25 Monazit) cevherinden bastnasiti seçici olarak uzaklaĢtırmak amacıyla yapılan deneylerde belirtilen cevherin flotasyon iĢlemine tabi tutulduğu ve flotasyon iĢlemi esnasında az miktarda potasyum Ģapının monaziti etkili bir biçimde çöktürdüğü belirtilmiĢtir. Cevher numunesi belirtilen koĢullarda flotasyon iĢlemine tabii tutulduktan sonra %69.5 nadir toprak oksit tenörlü %97 bastnasit içeren bir konsantrenin elde edildiği belirtilmiĢtir. Burada potasyum Ģapının çöktürücü etkisi monazit üzerinde hidrolizlenmiĢ alüminyum bileĢiklerinin seçimli adsorbsiyonundan dolayı kaynaklandığı belirtilmiĢtir40

.

Yapılan bir çalıĢmada, bastnasit minerali ve nadir toprak elementlerinin flotasyonu için yeni bir toplayıcı olan Modifiye-Hidroksamik Asit (MOHA) kullanılmıĢ ve yapılan deneyler sonucunda MOHA’in bastnasit flotasyonunda oldukça etkin olduğu tespit edilmiĢtir. Bastnasit flotasyonunda kullanılan diğer toplayıcılarla karĢılaĢtırıldığında MOHA’in diğer toplayıcılara göre çok daha etkin bir toplayıcı olduğu sonucuna varılmıĢ ve bu toplayıcı ile yapılan flotasyon iĢlemi ile %75 nadir toprak oksit tenörlü %93-95 bastnasit içeren bir konsantrenin elde edildiği belirtilmiĢtir41

.

Yapılan bir çalıĢmada, bastnasit cevheri içersinde bulunan nadir toprak elementlerini konsantre etmek ve geri kazanmak amacıyla bastnasit cevherine önce H2SO4-H2O liçi uygulanmıĢ daha sonra ise Na2SO4 ile çift sülfat tuzları Ģeklinde

çöktürme yoluna gidilmiĢ ve bu iĢlemler sonucunda cevher içerisinde bulunan nadir toprak elementlerinin %90’ına yakınının geri kazanıldığı belirtilmiĢtir42.

Yapılan diğer bir çalıĢmada ise, ksenotim cevheri içerisinde bulunan hafif ve ağır nadir toprak elementlerinin önce H2SO4 ile çözünürleĢtirme iĢlemine tabi

45

toryumun sulu NH3 ve Na2P2O7 ile seçimli olarak uzaklaĢtırıldığı belirtilmiĢtir.

Kullanılan her iki çöktürücü ile toryumun etkin bir Ģekilde uzaklaĢtırıldığı, ancak sulu NH3 ile çöktürme yapılırken toryum ile birlikte hafif nadir toprak elementlerinin

de seçimli olarak çöktüğü belirtilmiĢtir. Bu iĢlemden sonra süzüntüde kalan ağır nadir toprak elementlerinin konsantre edildiği ve ortamdaki safsızlıklardan arındırmak için de H2C2O4 ile çöktürüldüğü belirilmiĢtir. Bu uygulamayla cevherden

%99’luk bir geri kazanımın mümkün olabileceği belirtilmiĢtir43.

Bastnasit cevherinden nadir toprak elementlerini ekstrakte etmek amacıyla kullanılan klasik metotların (örneğin H2SO4 kavurması) düĢük verimli ve de çok

enerji harcamalarının yanı sıra HF ve SO2 açığa çıkmasından dolayı ciddi boyutta

çevre sorunlarına neden olduğu, klorür kavurması ve devamında sıcak su liçi uygulamalarınında nadir toprak elementlerinin yaklaĢık %30’unun kaybolduğu (Bunun nedeni bastnasit bozunması esnasında oluĢan nadir toprak florürlerinin suda çözünmemesi) olumsuzluklarından yola çıkarak yapılan bir çalıĢmada, klorür kavurmasından önce ortama MgO ilave edilmiĢ, bu sayede florürün MgF2 Ģeklinde

çöktürülüp ortamdan uzaklaĢtırıldığı, bu iĢlem sayesinde nadir toprak elementlerinin geri kazanımının %90 oranında arttığı ve %95 saflıkta nadir toprak oksitleri elde edildiği belirtilmiĢtir44

.

Yüksek saflıktaki toryum nitrat hazırlanması amacıyla yapılan bir çalıĢmada, monazit cevherinden H2SO4 liçi ve alkalinasyon iĢlemi ile Th(SO4)2.9H2O bileĢiği

elde edilmiĢ, bu Ģekilde elde edilen Th(SO4)2.9H2O tuzu suda çözülmüĢ ve elde

edilen çözeliye H2O2 ilave edilerek asidik ortamda toryum peroksit çökeleği elde

edildiği belirtilmiĢtir. Elde edilen toryum peroksit çökeleği süzünüp yıkanmıĢ, HNO3’te çözünürleĢtirilmiĢ ve bu sayede yüksek saflıkta Th(NO3)4 çözeltisi elde

edilmiĢtir. Elde edilen bu çözelti kuruluğa kadar buharlaĢtırılıp %99.5 saflıkta ThO2

elde edildiği ve yapılan analizlerde bu çökelekte diğer nadir toprak elementlerine rastlanmadığı tespit edilmiĢtir45.

Fluorit içeren bir cevherden fluoriti flotasyon iĢlemiyle ayırmak ve endüstriyel fluorit konsantresi elde etmek amacıyla yapılan bir diğer çalıĢmada ise, yeni bir toplayıcı sodyum naftenat kullanılmıĢ olup yapılan deneyler sonucunda

46

sodyum naftenatın düĢük sıcaklıklarda fluorit flotasyonu için etkin bir toplayıcı olduğu sonucuna varılmıĢtır. Sodyum naftenat’ın ucuz ve doğada bol miktarda bulunan bir yağ asidi olmasından dolayı maliyeti düĢürdüğü ve bu sayede fluorit flotasyon tesislerine önemli bir katkı sağladığı ayrıca belirtilmiĢtir46

.

Yapılan bir çalıĢmada, fluor fiksasyonu yapılmıĢ bastnasit ve monazitte bulunan nadir toprak metallerinin klorlama yoluyla ekstraksiyonu çalıĢılmıĢtır. NH4Cl ile klorlama kinetiğinin bölgesel reaksiyon modelini izlediği ve klorlama

iĢlemi hız belirleyici basamağının iç difüzyon olduğu ve aktivasyon enerjisinin 36.8 kJmol-1 olduğu belirtilmiĢtir48.

Di(2-etil hekzil) fosfonat ligandının ekstraktant olararak kullanıldığı bir çalıĢmada, belirtilen ligand ile Ce(IV), Th(IV), La(III), Ce(III), Nd(III) ve Yb(III) gibi nadir toprak elementlerinin ekstraksiyon davranıĢları incelenmiĢtir. Yapılan deneylerde ekstrakte olma sırasının Ce(IV) > Th(IV) > NTE(III) olduğu tespit edilmiĢtir. Bu nedenle belirtilen ligandla Ce(IV) ve Th(IV)’un diğer +3 yüklü nadir toprak elementlerinden ayrılmalarının mümkün olduğu belirtilmiĢtir49.

Th(IV)’u Ce(IV) ve Fe(III) ihtiva eden çözeltiden belirtilen iyonları ayırmak için yapılan bir çalıĢmada, tri-oktil fosfin oksit (TOPO) ile kombine edilmiĢ silikajel dolgu maddesi hazırlanmıĢ, hazırlanan bu kolondan Th(IV), Ce(IV) ve Fe(III) iyonlarını içeren çözelti geçirilidiğinde Th(IV) ve Ce(IV)’un kolon tarafından tutulduğu, Fe(III)’in ise kolondan geçtiği tespit edilmiĢtir. Kolonda tutulmuĢ olan Th(IV)’un eluasyon iĢlemi için H2SO4, Ce(IV)’un eluasyon iĢlemi için ise HCl

kullanılmıĢ ve bu yöntemle etkin bir ayırma sağlandığı belirtilmiĢtir50

.

Yapılan bir çalıĢmada, N,N-dihekzil süksinamik asit ile modifiye edilmiĢ reçine ile asidik ortamda U(VI) ve Th(IV)’un diğer lantanidler yanında seçimli sorbsiyonları denenmiĢ ve yapılan deneyler hazırlanan modifiye reçinenin U(VI) ve Th(IV)’a yüksek oranda seçicilik gösterdiğini göstermiĢtir. Modifiye reçineye tutulmuĢ U(VI) ve Th(IV)’un desorbsiyon iĢlemi için 0.5 M (NH4)2CO3 kullanıldığı

ve oldukça etkin sonuçlar alındığı belirtilmiĢtir51

47

Diğer bir çalıĢmada, o-fenil dioksidiasetik asit ile modifiye edilmiĢ Amberlit XAD reçinesi kullanılarak çözeltiden U(VI) ve Th(IV)’un ayrılması ve önderiĢtirilmesi incelenmiĢtir. Yapılan deneylerde sulu çözeltideki U(VI) ve Th(IV) için etkin bir ayırma ve önderiĢtirme sağlandığı belirlenmiĢ olup modifiye reçinenin iyon bağlama kapasitesi U(VI) ve Th(IV) için sırasıyla 0.121 ve 0.113 mmol g-1

olduğu belirtilmiĢtir52

.

Yapılan bir çalıĢmada ise, N,Nl-dimetil-N,Nl-dibütil Malonamit (DMDBMA) ile modifiye edilmiĢ reçine kullanılarak Am(III), Pu(III), Pu(IV), Th(VI) ve U(VI) gibi nadir toprak elementlerinin çözeltiden ayrılmaları ve önderiĢtirilme iĢlemleri yapılmıĢtır. Yapılan deneyler sonucunda, hazırlanan modifiye reçinenin Am(III) ve Pu(III) gibi üç değerlikli aktinitlere göre Pu(IV), Th(VI) ve U(VI) gibi altı ve dört değerlikli aktinitlere daha güçlü bağlanma gösterdiği belirtilmiĢtir. Ayrıca yapılan sıyırma iĢleminde 0.01-6.00 mol/L aralığında HNO3 çözeltileri kullanılarak belirtilen aktinitlerin birbirinden ayrıldığı belirtilmiĢtir.

Yapılan deneylerin devamında hazırlanan modifiye reçinenin kullanımı U(VI) tutma ölçümleriyle 30 gün bile etkinliğini yitirmediği ayrıca belirtilmiĢtir53

.

Yapılan bir çalıĢmada, 11,23-diformil-26,28-n-dipropoksi-25,27-dihidroksi kaliks(4)aren semikarbazit hidroklorür ile kondense edilerek 11,23-disemi karbazano-26,28-n-propoksi-25,27-dihidroksi kaliks(4)aren sentezlendiği ve bu sentezlenen bu ligand polimerik Ģelatlı reçine elde etmek üzere reçineye kovalent olarak bağlandığı belirtilmiĢtir. Hazırlanan polimerik Ģelatlı reçine ile çözeltide bulunan La(III), Ce(III), Th(IV) ve U(VI)’u birbirinden ayırma ve önderiĢtirme amaçlı kullanıldığı belirtilmiĢtir. Yapılan deneyler sonucunda, reçinenin Th(IV) için pH 2.5-4.5 aralığında, U(VI) için pH 5.5-7.0 aralığında, La(III) ve Ce(III) için ise pH 6.5-8.5 aralığında maksimum seçicilik gösterdiği belirtilmiĢtir. Sıyırma ve önderiĢtirilme çalıĢmalarında ise, La(III) ve Ce(III) için 0.01 mol/L HCl, Th(IV) için 2.0 mol/L HCl, U(VI) için ise 0.25 mol/L HCl kullanılırken yapılan deneyler sonucunda La(III), Ce(III), Th(IV) ve U(VI) için önderiĢtirme faktörleri sırasıyla 125, 130, 102 ve 108 olarak bulunduğu belirtilmiĢtir. Hazırlanan metodun monazit ve bazı standart jeolojik maddelerdeki metal iyonlarının tayin edilmesinde de kullanıldığı ayrıca belirtilmiĢtir54

48

Diğer bir çalıĢmada, toryumu spektrofotometrik olarak tayin etmek amacıyla 5,7-diklorokinolin-8-ol sentezlendiği, toryumun pH 6.0-6.5 aralığında bu liganda baĢarıyla tutulduğu, hazırlanan bu kompleks benzofenon ile birlikte 5 mL asetonda çözündükten sonra Arsenazo(III) prosedürü kullanılarak toryum içeriğinin spektrofotometrik olarak tayin edildiği ve hazırlanan bu metodun 0.001-0.2 mg/L toryum deriĢim aralığında doğrusal olduğu belirtilmiĢtir55

.

Yapılan bir çalıĢmada, hekzan içerisinde çözülmüĢ di(2-etilhekzil) fosfonat ligandı kullanılarak Ce(IV), Th(IV) ve La(III), Ce(III) ve Nd(III) nadir toprak elementlerinin ekstraksiyon davranıĢları incelenmiĢ ve yapılan deneyler sonucu ekstraksiyon sırası Ce(IV) > Th(IV) > NTE(III) Ģeklinde bulunduğu ve Ce(IV)’un Th(IV)’dan ve diğer nadir topraklardan ayrılabileceği belirtilmiĢtir. Ce(IV)’un sıyırma iĢleminim ise sey-H2SO4 ve H2O2 ile yapılabileceği ayrıca belirtilmiĢtir56.

Yapılan bir çalıĢmada, Çin-Baotou bölgesinden temin edilen bastnasit cevheri der-H2SO4 ile 250-300 0C’de kavurma iĢlemine tabi tutulup, kalsine ürünler

suyla liç edildiği belirtilmiĢtir. Bu iĢlem sonucu Th(IV) ve NTE(III)’ları çözeltiye geçtiği, çözeltiye geçen metal iyonları 2-etilhekzil fosfinikasit-2-etilhekzil ester ile ekstraksiyon iĢlemine tabi tutularak deriĢtirme iĢlemine tabi tutulduğu ve bu sayede konsantrasyonu %99’dan yüksek 200 g/L NTE elde edildiği belirtilmiĢtir57.

Yapılan bir çalıĢmada, imidazolyum temelli iyonik sıvı yani 1-oktil-3-metil imidazolyum hegzaflorofosfat ([C8mim]PF6) yapısında bulunan primer amin N1923

ile Th(IV)’un ekstraksiyon davranıĢı incelenmiĢ, transmisyon elektron mikroskobu (TEM) ile yapılan gözlemlerde Th(IV)’un ekstraksiyonu için ters misel çözünme ekstraksiyon mekanizması önerilmiĢ, ayrıca bu metod ile Th(IV)’un ekstraksiyon katsayısının diğer NTE(III) iyonlarından oldukça yüksek olduğu ve bu sayede de Th(IV)’un bu metod ile diğer nadir topraklardan ayrılabileceği belirtilmiĢtir58

.

Yapılan bir çalıĢmada, yeni bir monomer olan N-(o-karboksifenil) maleamik asit (CPMA) sentezlenmiĢ, yüzeyden aĢılanmıĢ iyon yerleĢtirilmiĢ polimerlerin hazırlanmasında kullanılmıĢ ve Th(IV)’a karĢı dolgu kolonları hazır hale getirilip Th(IV)’un diğer NTE’den etkili bir Ģekilde ayrıldığı belirtilmiĢtir59

49

Yapılan bir çalıĢmada, Th(IV)’u seçici olarak önderiĢtirmek için Th(IV) yerleĢtirilmiĢ poli[etilen glikol dimetakrilat-N-metakriloil-(L)-glutamik asit sentezlendiği, eluasyon iĢlemi içinde 8.0 mol/L HNO3 kullanıldığı ve bu sayede

Th(IV) bağlama kapasitesi 40.44 mg olan bir yöntem elde edildiği belirtilmiĢtir60

. Yapılan bir çalıĢmada, kaliks(4)aren-o-vanilin semikarbazon ile modifiye edilmiĢ reçine kullanılarak U(VI) ve Th(IV)’un çözeltiden ayrılma koĢulları incelenmiĢ olup elde edilen optimum koĢullarda U(VI) için bağlama kapasitesi 48.734 mg/g, Th(IV) için ise 41.175 mg/g olduğu belirtilmiĢtir. Ayrıca hazırlanan modifiye reçine doğal su numunelerine, monazit kumuna ve standart jeolojik maddelere de uygulandığı ve benzer sonuçlar alındığı belirtilmiĢtir61

.

Yapılan bir çalıĢmada, o-vanilin semikarbazon ile modifiye edilen Amberlit XAD-4 reçinesi kullanılarak La(III), Ce(III), Th(IV) ve U(VI) iyonlarının birbirlerinden ayrılmalarında ve önderiĢtirmelerinde kullanıldığı ve oldukça etkili sonuçlar alındığı belirtilmiĢtir62

.

Yapılan bir çalıĢmada, N,N-dibütil malonamit ile modifiye edilmiĢ Amberlit XAD reçinesi kullanılarak çözeltiden U(VI) ve Th(IV) iyonlarının çözeltiden ayrılması ve önderiĢtirilmesi amaclanmıĢ ve U(VI) ve Th(IV)’un sentezlenen modifiye reçineye oldukça etkili olarak bir Ģekilde bağlandığı belirtilmiĢtir. Yapılan deneyler sonucu modifiye reçinenin iyon bağlama kapasitesinin U(VI) için 18.78 mg/g, Th(IV) için ise 15.74 mg/g olduğu belirtilmiĢtir63

.

Yapılan bir çalıĢmada, Th(IV) iyonlarının bağlanma kapasitesini ve selektivitesini önemli oranda arttıran Th(IV) yerleĢtirilmiĢ sitozan-ftalat parçacıklarının hazırlanması için yeni bir metot geliĢtirilmiĢtir. GeliĢtirilen bu metod ile Th(IV) iyonlarının çözeltiden ve Fe(III), La(III) gibi yabancı iyonların yanında selektif olarak ayrıldığı belirtilmiĢtir64

.

Yapılan bir çalıĢmada, N,N-dihekzil karbamoil metil fosfonik asit ile modifiye edilmiĢ Amberlit XAD-16 kullanılarak nükleer yakıt atıklarında, jeolojik ve doğal su kaynaklarında U(VI), Th(IV) ve La(III)’ın ekstraksiyon davranıĢları incelenmiĢ olup elde edilen optimum koĢullarda (pH, akıĢ hızı vs) belirtilen metal

50

iyonlarına karĢı oldukça yüksek bir ilgi olduğu ve %99.8’den yüksek verimle metal iyonu geri kazanımı sağlandığı belirtilmiĢtir65

.

Yapılan bir çalıĢmada, kerosen içerisindeki aliquat-336 kullanılarak Mısır monazit cevherinden Th(IV)’un %80 verimle seçici olarak ekstrakte edildiği ve %82.0 verimle eluasyon iĢlemi yapıldığı belirtilmiĢtir66.

51

Benzer Belgeler