• Sonuç bulunamadı

KAVRAMSAL ÇERÇEVE

4. Soyut iĢlemler Dönemi :11 ve yukarı yaĢ.

“Ġlköğretim dönemi 06-14 yaĢ arası dönemdir. Piaget‟e göre bu dönemde öğrenciler somut düĢünme aĢamasından sıyrılarak, soyut düĢünme aĢamasına ulaĢmaktadır. 06-11 yaĢ arasında ilköğretim I. Kademesinde bulunan öğrencilerin somut düĢünme becerilerinin, 12- 14 yaĢ arasında ilköğretim II. Kademesinde bulunan öğrencilerin ise soyut düĢünme becerilerinin geliĢmeye baĢladığı dönemler olarak kabul edilmektedir”. (Hançer, ġensoy ve Yıldırım, 2003, s. 83)

Charles, (2000) somut iĢlemler döneminde çocukların sayı kavramları, iliĢkileri, süreçleri ve benzerlerini geliĢtirirken, zihinsel olarak problemleri düĢünme yeteneklerinin de geliĢtiğini ancak soyut değil her zaman somut objeler üzerinden düĢündüklerini, aynı zamanda kuralları anlama yeteneklerinin de geliĢtiğini ifade etmiĢtir. Soyut iĢlemler döneminde ise öğrencilerin soyutlamaları kullanmaya baĢladıklarını, gerçek olanlardan baĢka olasılıklara geçiĢ yaptıklarını ve yetiĢkinin düĢünme düzeyine ulaĢmaya baĢladıklarını ifade etmiĢtir.

14

“Piaget (1950; 1952)‟ye göre, somut iĢlemler dönemi biliĢsel geliĢimin en temel dönemidir. Çünkü bu dönem bireyin iĢlem yapma becerisini kazandığı dönemdir. Buna bağlı olarak bu dönemin en temel niteliksel değiĢikliği ise bir nesnenin görünümü değiĢse de sayı, miktar, ağırlık, hacim gibi belli özelliklerinin değiĢmemesi durumunun çocuklar tarafından anlaĢılabildiği korunum becerisinin kazanılmasıdır” (Çapri ve Çelikkaleli,2005, s. 50).

Piaget, eğitim çağı çocuğunun zihinsel geliĢimini 11-12 yaĢ ve üzeri çocuklarda formal operasyon (soyut iĢlem) dönemi olarak adlandırmaktadır. Soyut iĢlem dönemindeki çocukların 6 farklı düĢünme becerisine sahip olduğu ileri sürülmektedir (Turgut, 1995). Bu beceriler sırasıyla hipotez kurma, oranlı düĢünme, değiĢkenleri belirleme ve tanımlama, olasılıklı düĢünme, kombinezonlu düĢünme ve korelasyonel düĢünebilme becerileri olarak ifade edilir. Bloom taksonomisine göre ise basitten karmaĢığa doğru zihinsel geliĢim düzeyi altı seviyeden oluĢmaktadır (Tan ve Erdoğan, 2004). Bu seviyeler bilgi, kavrama, uygulama, analiz, sentez ve değerlendirme seviyeleridir. Genellikle sınav sistemlerinde son üç kriter birleĢtirilmiĢ olarak bulunur. Bu nedenle de dört basamaklı ölçme yaklaĢımı Ģeklinde kullanılmaktadır (Kempa, 1986‟dan Akt. Ergün, Özdemir, Çorlu ve Savran, 2004).

Ortaokulda fen ve teknoloji, Türkçe, matematik, sosyal bilgiler, Ġngilizce, derslerinde iĢlenecek konular, öğrencilere uygulanacak eğitim öğretim faaliyetleri, verilecek örnekler, öğrencilerin yukarıda belirtilen geliĢim düzeylerine uygun olarak hazırlanmalıdır. Benzer Ģekilde değerlendirme amaçlı yapılacak sınavlar da geliĢim düzeyleri de göz önünde bulundurularak oluĢturulmalıdır.

Akademik BaĢarı

“Toplumlar kendilerine uygun insanı kendilerine özgü eğitim süreci içinde yetiĢtirirler. Bu nedenle, onu tesadüflere ve kültürlemenin geliĢigüzel etkilerine açık bırakmamıĢlardır. Toplumlar insanlara birlikte yaĢamanın gerektiğini, toplum bilincini vermek için eğitim sürecinin amaçlarını ve içeriğini belirlemiĢ ve onu kontrol altına almıĢlardır. Bu suretle eğitim bir kamu hizmeti olarak kurumlaĢmıĢtır” (Fidan, 2012, s.6).

“Toplumlar geliĢtikçe iĢ bölümü çeĢitlenir. Meslek yaĢamı uzmanlaĢmayı gerektirir. Artık, birçok bilgi ve becerinin uzmanlarca verilmesi zorunluluk hâline gelir. Aile, sokak ve iĢ yeri gittikçe geliĢen ve çeĢitlenen teknolojilerin aktarılmasını baĢaramaz. VatandaĢlık görevinin

15

gerektirdiği bilgi, beceri ve değerlerin herkese aynı Ģekilde verilmesi herkesin ortak bir eğitim sürecinden geçirilmesi ile mümkün olur. Belirttiğimiz bu durumlar eğitimin "okul" olarak kurumlaĢmasını ortaya çıkarmıĢtır” (Fidan, 2012, s.6).

“Okullarda yapılan bilinçli, kontrollü, amaçlı, planlı ve örgütlenmiĢ etkinlikler yoluyla öğrenmeyi sağlamaya çalıĢma süreci öğretim olarak ifade edilmektedir”(Çepni, 2005, s. 24). Öğretimin bahsedildiği Ģekilde planlı ve programlı bir Ģekilde yürütülebilmesi için öğretim programları hazırlanır. Özçelik (1992)‟e göre Öğretim Programı: "özel hedefler ve bunları tanımlayıcı öğe ve kritik davranıĢlar, bu öğe veya kritik davranıĢları, bunların öğrenilmiĢ olup olmadığını ortaya koyacak test durumlarından" oluĢmaktadır.

“Eğitim ve öğretim faaliyetleri; içinde pek çok faktörü barındıran çok kompleks bir süreçtir. Bu nedenle öğrenci baĢarısını ya da baĢarısızlığını basit bir kaç nedene indirgemek mümkün değildir” (Ergün, Özdemir, Çorlu ve Savran, 2004, s. 362). Öğrenci baĢarısızlıklarının pek çok sebebi olabilir. Fiziksel yetersizlikler, öğrenmeye hazır olmama, zihinsel, biliĢsel, duygusal ve sosyal açılardan olgunlaĢmamıĢ olma, yanlıĢ çalıĢma alıĢkanlıkları, geçmiĢte yaĢanan baĢarısızlıklar, kendine güvenmeme, sosyal becerilerin ve iletiĢim becerilerinin geliĢmemiĢ olması… vb. negatif durumların bir veya birkaçının bir araya gelmesi öğrenci baĢarısını olumsuz yönde etkiler. Belli bir dersten öğrencilerin akademik baĢarılarının farklılaĢması, belli bir ölçüde öğrencilerin öğrenme güdüsü (motivasyon), ya da öğretim hizmetinin niteliği (öğretim kurumunda öğrenciye sunulan hizmetler, öğrenme modelleri vb.) ile açıklanabilir. (Ergün, Özdemir, Çorlu ve Savran, 2004, s. 362).

Okul baĢarısını etkileyen önemli faktörlerden biri de önceki öğrenmelerdir. Öğrencinin derse baĢlamadan önce, bu dersin gerektirdiği ön Ģartlara sahip olup olmaması da öğrenci baĢarısının açıklanmasında önemli yer tutmaktadır (Ergün, Özdemir, Çorlu ve Savran, 2004, s. 362). Bloom‟un okulda öğrenme kuramına göre, öğrenci yeni bir üniteye belli bir özgeçmiĢle baĢlar. ÖzgeçmiĢ, öğrencinin öğrenme ünitesiyle etkileĢimini ve öğrenmeyi etkilemektedir. Bu özgeçmiĢte, genel giriĢ nitelikleri ile biliĢsel ve duyuĢsal giriĢ davranıĢları öğrenmeyi ve dolayısıyla baĢarıyı etkileyen unsur olarak ele alınmaktadır (Bloom, 1979. s.29).

Eğitim öğretim sürecinde belirlenen hedeflere ulaĢılmıĢsa baĢarılı olunmuĢ, ulaĢılmamıĢsa baĢarısız olunmuĢ kabul edilir. Öğrencilerin öğrenme düzeyini belirleyen sınavlar aslında baĢarıyı da belirlemektedir. BaĢarı, okul ortamında belirli bir ders ya da akademik

16

programlardan, bireyin ne derece yararlandığının bir ölçüsü ya da göstergesidir. Okuldaki baĢarı ise bir akademik programdaki derslerden öğrencinin aldığı notların ya da puanlarının ortalaması olarak düĢünülebilir (Özgüven, 1998). Dolayısıyla eğitim öğretim süreci içerisinde yapılan sınavlardan alınan notların ortalamaları akademik baĢarının bir ölçüsüdür.

Okullarda bir yıl boyunca kazandırılması hedeflenen kazanımlar, uygulanacak eğitim öğretim faaliyetleri, yapılacak değerlendirme sınavlarının tarihi ve içereceği kazanımlar senenin baĢında her ders için zümre öğretmenleri tarafından hazırlanan yıllık planda belirtilir. Aynı derslerde, aynı sınıf seviyesinde derse giren öğretmenlerin kullandıkları plan ortaktır. Bu doğrultuda planda belirtilen zamana uygun olarak, belirlenen kazanımlar, derslerde öğrencilere çeĢitli eğitim öğretim faaliyetleri yolu ile kazandırılır ve bu kazanımlar çerçevesinde değerlendirme sınavları yapılır.

Fen Öğretiminin Önemi

“Bilim genel olarak, doğru düĢünme doğruyu ve bilgiyi araĢtırma, bilimsel metotlar kullanarak sistematik bilgi edinme ve bilgiyi düzenleme süreci, evreni anlama ve tanımlama gayretleri olarak tanımlanabilir.”(Çepni, 2005, s.2)“Bilim, genel geçerlik ve kesinlik nitelikleri gösteren yöntemli ve dizgisel bilgi olarak ifade edilir” (ġensoy 2009 s.13).

“Fen bilimleri ise hem canlı hem de cansız doğa ile ilgilenir” (Temizyürek, 2003, s.11). Fen bilgisi, fen araĢtırmacılarının doğayı, doğa olaylarını ve doğa gerçeklerini arama gayretleri sonucunda ortaya çıkmıĢtır” (Temizyürek, 2003, s.20). Buna bağlı olarak ortaya çıkan kavramlar, kanunlar, teoriler ve modeller fenin konusudur.

“Fenin toplum iliĢkilerinde, teknolojide ve bireysel yaĢamda neler sağladığı, öğrencinin beceri ve davranıĢlarındaki geliĢmelere ıĢık tuttuğu bilinen bir gerçektir (Temizyürek, 2003, s.20). Chiapetta ve Kobalta (2002) yüzyıllar boyunca bilim insanlarının yaratıcılıklarını kullanarak ortaya koyduğu fikirler, icatlar ve bunun neticesinde ortaya çıkan bilimsel bilgilerin birleĢmesiyle elde edilen bilgi birikiminin, doğal ve fiziksel dünyayı anlamamıza yardım ettiğini ifade etmiĢtir (ġensoy, 2009, s.13).

Banchi, (2009) bilimsel toplumlarda vatandaĢların gerçek dünyayı anlayabilmeleri için fen alanında çok iyi düzeyde bilgi ve becerilerle donanmaya gereksinimleri olduğunu böylece hem

17

ulusal hem de uluslararası bilimsel problemleri çözmelerinin olanaklı olduğunu ifade etmiĢtir (akt. Efendioğlu 2012 ). Bilimsel geliĢmelere ayak uydurma amacı taĢıyan toplumlar geleceğin yetiĢkinleri olacak çocuklara iyi bir fen eğitimi verme çabası içerisinde olmaktadırlar.

“Hem kiĢisel yaĢamı hem de ülkelerin sosyal ve ekonomik yaĢamlarını etkilemesi nedeniyle fen bilimlerine gereken önemi veren toplumlar, uluslararası yarıĢta basamakları hızla çıkacak ve geleceklerini de garanti altına almıĢ olacaklardır” (Akgün, 2000, s. 6-7). “Bilgi çağı olarak adlandırılan günümüzde her Ģeyden daha çok bilgiyi üreten, dinamik insanlara ihtiyaç duyulmaktadır. Bilim ve teknolojideki hızlı geliĢmeler, yetiĢkinlerin kazandıkları bilgi ve deneyimlerin kısa sürede eskimesine ve yetersiz kalmasına neden olmaktadır. Fen bir toplumsal deneyimdir. Yeni nesilleri araĢtırmacı bir ruhla yetiĢtirmek ve ülkenin kalkınmasında ihtiyaç duyulan yetiĢmiĢ teknik eleman ihtiyacını karĢılayarak kalkınmayı hızlandırmada önemli görev yapmaktadır” (Hançer, ġensoy ve Yıldırım, 2003, s.81).

“Özellikle ilköğretim çağında meraklı ve araĢtırıcı olan çocuklar çevrelerinde meydana gelen fen konuları ile iç içe oldukları için bu yaĢtaki öğrencilerin fen konularına olan ilgileri daha fazladır. Bu nedenle çocuklar bu yaĢlarda fen bilimleri sayesinde olay ve durumlar karĢısında objektif düĢünme ve doğru karar verme alıĢkanlığı kazanırlar” (ġensoy, 2009, s.17).

“Toplumu oluĢturacak yetiĢmiĢ bireyler temel bilgi ve becerileri okulöncesi ve ilköğretim düzeylerinde kazanırlar.” (Efendioğlu, 2012, s.8-9). Ġlköğretim süreci bireyin ileriki yaĢantısında sahip olacağı akademik bilginin temellerinin oluĢturulduğu bir dönemdir. Hechter‟in (2008) ifade ettiği gibi ilköğretimin birinci aĢaması, ikinci aĢama ve ileriki aĢamalarda daha kapsamlı bir Ģekilde yer alan fen dersleri için temel oluĢturduğundan dolayı oldukça önemlidir. Bu bağlamda ilköğretim düzeyindeki fen öğretimi ve öğrenmenin kalitesi diğer tüm aĢamalar için oldukça büyük bir önem taĢımaktadır (Efendioğlu, 2012,s. 9).

“Fen eğitimi çocuğun karĢılaĢtığı nesneleri, olayları ve bunların iliĢkilerini gözleyip, inceleyip, araĢtırması, arasındaki benzerlikleri, farklılıkları ve ortak noktaları deneyerek, araĢtırarak ve yaĢayarak bulması ve sonuçlara varmasını sağlamaktadır” (Hughes, Wade, ve Jennings‟den akt. ġensoy, 2009, s.17). Siry‟nin (2009) ifadesine göre ilköğretim düzeyindeki öğrencilerin fen alanıyla ilgili derslerde iyi düzeyde yetiĢmeleri, onların fen derslerini anlamaları ve bu kazanımlar ile problem çözme becerilerinin geliĢmesi ile

18

olanaklıdır. Çünkü bu yaĢlarda kazanılan becerilerin daha büyük yaĢlarda kazanılması oldukça zordur (Efendioğlu, 2012, s.8-9). “Çocukların fen problemlerini çözme yetenekleri geliĢtikçe ve yaratıcılıkları arttıkça çevreleri ile iletiĢim kurmaları, hayat problemlerini çözmeleri daha kolaylaĢacaktır. Böylece kendi öğrenmeleri üzerinde de kontrol kurabileceklerdir” (Gürdal, 1992, s.185). “Fen bilgisi öğrencilerde yaratıcılık ve becerileri kazandırmanın yanında, iyi bir fen okur-yazarı olmayı da sağlar” (Temizyürek, 2003, s.20). “Çocukların yaĢadıkları çevreyi anlayıp yorumlama, bu karmaĢık çevrede bir düzenlilik arama güdüleri vardır” (ġensoy, 2009, s.17). Çocuklar meraklıdır ve merak öğrenmeyi tetiklemektedir. Çocuklar sordukları sorular sayesinde dünyayı, yaĢadıkları çevreyi zihinlerinde anlamlı hale getirirler. “Bugünkü fen eğitiminin amaçlarından biri, çocukların her zaman sordukları doğaya iliĢkin sorularını en etkili biçimde cevaplandırmaktır. Ġkinci amaç, çocukların devamlı olarak değiĢen çevreye uyumlarını sağlamaktır. Bu bakımdan, bilim ve teknoloji, hem bireysel olarak bizim ve hem de toplumumuzun refahı için çok önemlidir” (ġensoy, 2009, s.17).

“Fen bilgisi dersinde öğretmenin amacı; bütün öğrencilerin mükemmel bir fen programına hazırlanması, sadece fen konusunda çalıĢacak bilim adamları yetiĢtirmek değil, aynı zamanda yeni teknolojileri kullanabilen, bilimsel ve teknolojik kararları verebilecek vatandaĢlar yetiĢtirmek olmalıdır” (Gürdal, 1992, s. 186). “Ġlköğretim kurumlarında toplum ve çevre bilinçlerinin temeli ilk olarak fen bilgisi dersleri ile atılır. Fen bilgisi derslerinde çocuklar içinde yaĢadıkları fen ve tabiat dünyasını bilimsel yönden ele alıp, inceleme fırsatını bulurlar” (ġensoy, 2009, s.17). “Aynı zamanda fen ile ilgili dersler, doğa ile ilgili temel bilgileri verirken bireyde; algılama, bilimsel düĢünme ve yorumlama yeteneklerini oluĢturur, yardımlaĢma özelliklerini geliĢtirir, kendi vücudu ve sağlığı açısından gerekli bilgileri de kazandırır. Bu genel görünüĢ içerisinde fen dersleri kültürümüzün kaçınılmaz bir bölümünü oluĢturmaktadır.” (Yılmaz ve Soran, 1999, s. 186). Kısacası, doğal dünyayı anlamak, bilimsel gerçekleri ve geliĢmeleri algılayıp yorumlayabilmek, günlük hayatta karĢılaĢtığımız problemleri çözebilmek, vazgeçilmezimiz olan teknolojik gereçleri kullanabilmek, yetiĢtireceğimiz nesillerle aynı dili konuĢabilmek için, hayatın hangi evresinde olursak olalım fen bilimlerine ihtiyaç duymaktayız. Bu yüzden küçük yaĢlardan itibaren bireylerin, temel fen bilgisi eğitiminden geçirilmesinin gereği açıkça görülmektedir. Bu sayede çocuklar hayata daha kolay uyum sağlayacaklardır. “Fen bilgisi eğitimi, çocuğun çevresindeki çekici ve ĢaĢırtıcı zenginliğin

19

eğitimidir. Çocuğun yediği besinin, içtiği suyun, soluduğu havanın, vücudunun, beslediği hayvanın, bindiği arabanın, kullandığı elektriğin, ıĢığın, güneĢin eğitimidir. Bu anlamda fen bilgisi eğitimi; çocuğun ilgi ve ihtiyaçları, geliĢim düzeyi, istekleri, çevre imkânları göz önüne alınarak, uygun metot ve tekniklerle yapılması gereken, kolay, somut bir eğitimdir.” (Gürdal, 1992, s. 198).

Çocukların feni sevmesi, fen ve teknoloji dersine karĢı olumlu tutum geliĢtirmesi önemlidir. Bu sayede araĢtırma ve öğrenmeye olan ilgisi artacaktır. Öğrenciyi aktif kılan öğretim programları ve öğrenme yaĢantıları sayesinde öğrenci, bilimsel süreç becerilerini uygulama fırsatı bulacak, neden sonuç iliĢkisini kurmayı öğrenen çocuk, günlük yaĢantısında da gereken durumlarda öğrendiklerini yansıtacaktır.

Fen ve Teknoloji Öğretim Programı

“Eğitim-öğretim programlarının dayandığı temeller açısından eğitim programları incelendiğinde, yalnızca okulda düzenli çalıĢmayı değil, aynı zamanda toplumda yaĢama ve öğrenme Ģartlarını temel edinir. Bu nedenle eğitim programları, bir taraftan toplumun problemleri ve ihtiyaçları, diğer taraftan da çocukların ve gençlerin problemleri, ilgileri, geliĢim özellikleri esas alınarak geliĢtirilmek durumundadır.” (Sülün ve Balkı 2009 s.89) Fen Bilimleri Dersi Öğretim Programının vizyonu; “Tüm öğrencileri fen okuryazarı bireyler yetiĢtirmek” olarak tanımlanmıĢtır.

Fen eğitiminin günümüzde öncelikli vizyonu haline gelen fen okuryazarlığı, National Research Council (NRC) (1996:1) tarafından “fen, matematik ve teknolojik konularda bilgi sahibi olmaktan öte, bu bilgileri ve bilimsel süreçleri günlük hayatta kullanabilmek” Ģeklinde tanımlanmaktadır …..Bybee (1995) ise, fen okuryazarlığını, “ anahtar kelime ve kavram bilgisi”, “fen ve teknolojik geliĢmelerden haberdarlık” ve “etkin kullanma” ve “bilimin doğasının anlaĢılması ve keĢfedilmesi” olmak üzere çok boyutlu Ģekilde kavramlaĢtırmıĢtır. Durant (1993)‟a göre ise fen okuryazarlığı, fenle ilgili biliĢsel, duyuĢsal ve psikomotor becerilerin bileĢimi anlamına gelmektedir. Buna göre, fen okuryazarlığı, bilimsel ve teknolojik geliĢmelerin anlaĢılması, izlenmesi, özümsenmesi ve bilinçli Ģekilde kullanılmasına hizmet eden; insanın yaĢam kalitesini ve doğal hayatı koruyabilecek her türlü biliĢsel, duyuĢsal ve psikomotor becerileri içine alan “yetkinlik” durumunu ifade etmektedir. .(Özdemir, 2010, s.43) Fen okuryazarı bireyler, fen bilimlerine iliĢkin temel bilgilere (Biyoloji, Fizik, Kimya, Yer, Gök ve Çevre Bilimleri, Sağlık ve Doğal Afetler) ve doğal çevrenin keĢfedilmesine yönelik bilimsel süreç becerilerine sahiptir. Bu bireyler, kendilerini toplumsal sorunlarla ilgili problemlerin çözümü konusunda sorumlu hisseder, yaratıcı ve analitik düĢünme becerileri yardımıyla bireysel veya iĢbirliğine dayalı alternatif çözüm önerileri üretebilirler. Bunlara ek olarak fen okuryazarı bir birey, bilgiyi araĢtırır, sorgular ve zamanla değiĢebileceğini kendi akıl gücü, yaratıcı düĢünme ve yaptığı araĢtırmalar sonucunda fark eder. Bilginin zihinsel süreçlerde iĢlenmesinde, bireyin içinde bulunduğu kültüre ait değerlerin, toplumsal yapının ve inançların etkili olduğunun farkındadır. Fen okuryazarı bireyler, sosyal ve teknolojik değiĢim ve dönüĢümlerin fen ve doğal çevreyle olan iliĢkisini kavrar. Ayrıca, fen bilimleri alanında

20

kariyer bilincine sahip olan bu bireyler, bu alanda görev almak istemeseler bile fen bilimleri ile iliĢkili mesleklerin, toplumsal sorunların çözümünde önemli bir rolü olduğunun farkındadır. (TTKB, 2013, s.1)

Fen bilimleri öğretim programı incelendiğinde programın araĢtıran-sorgulayan, etkili kararlar verebilen, problem çözebilen, kendine güvenen, iĢbirliğine açık, etkili iletiĢim kurabilen, sürdürülebilir kalkınma bilinciyle yaĢam boyu öğrenen fen okuryazarı bireyler yetiĢtirmeyi amaçladığı görülmektedir. Ayrıca bireylerin fen bilimlerine iliĢkin bilgi, beceri, olumlu tutum, algı ve değere; fen bilimlerinin teknoloji-toplum-çevre ile olan iliĢkisine yönelik anlayıĢa ve psikomotor becerilere sahip olmaları hedeflenmektedir. Fen Bilimleri Dersi “Bilgi” Öğrenme Alanı, beceri öğrenme alanı, duyuĢ öğrenme alanı, fen teknoloji toplum çevre öğrenme alanı olmak üzere dört temel kısma ayrılmıĢtır. Talim terbiye kurulu baĢkanlığı (2013) tarafından hazırlanan fen bilimleri dersi öğretim programı incelendiğinde programda yer alan “bilgi” öğrenme alanının aĢağıdaki alt alanlardan oluĢtuğu görülmektedir.

1. Canlılar ve Hayat: Bu konu alanında çeĢitli canlıların kendilerine özgü özelliklerini, canlılardaki çeĢitliliği; üreme, büyüme, geliĢme ve değiĢimi; canlılarda yapı, organ ve sistemler; canlıların çevreleri ve diğer canlılarla olan etkileĢimlerinin araĢtırılması, incelenmesi ve keĢfedilmesine iliĢkin bilimsel bilgiler yer almaktadır.

2. Madde ve DeğiĢim: Bu konu alanında madde, maddenin özellikleri ve maddede meydana gelen değiĢimlerin araĢtırılması, incelenmesi ve keĢfedilmesine iliĢkin bilimsel bilgiler yer almaktadır.

3. Fiziksel Olaylar: Bu konu alanında ıĢık, ses, elektrik gibi farklı enerji çeĢitleri, hareket ve kuvvet kavramları, bunların nitelikleri ve etkileĢimlerinin araĢtırılması, incelenmesi ve keĢfedilmesine iliĢkin bilimsel bilgiler yer almaktadır.

4. Dünya ve Evren: Bu konu alanında Dünya ve evrenin özellikleri, yapısı ve meydana gelen değiĢimlerin araĢtırılması, incelenmesi ve keĢfedilmesine iliĢkin bilimsel bilgiler yer almaktadır. (TTKB, 2013, s. 5)

Programda yer alan “beceri öğrenme alanında ise” öğrenme alanının aĢağıdaki alt alanlardan oluĢtuğu görülmektedir.

1. Bilimsel Süreç Becerileri: Bu alan; gözlem yapma, ölçme, sınıflama, verileri kaydetme, hipotez kurma, verileri kullanma ve model oluĢturma, değiĢkenleri değiĢtirme ve kontrol etme, deney yapma gibi bilim insanlarının çalıĢmaları sırasında kullandıkları becerileri kapsamaktadır.

2. YaĢam Becerileri: Bu alan; bilimsel bilgiye ulaĢılması ve bilimsel bilginin kullanılmasına iliĢkin analitik düĢünme, karar verme, yaratıcılık, giriĢimcilik, iletiĢim ve takım çalıĢması gibi temel yaĢam becerilerini kapsamaktadır. (TTKB, 2013, s. 5)

Programda yer alan “duyuĢ ” öğrenme alanının aĢağıdaki alt alanlardan oluĢtuğu görülmektedir.

21

1. Tutum: Fen bilimlerine yönelik olumlu tutum geliĢtirme ve fen bilimlerini öğrenmekten hoĢlanma, bu alanın kapsamını oluĢturmaktadır.

2. Motivasyon: Fen bilimleri ile ilgili çalıĢmalarda istekli olma ve bu çalıĢmalara gönüllü katılım sağlama, bu alanın kapsamını oluĢturmaktadır

3. Değer: Fen bilimleri araĢtırmalarına ve bu araĢtırmaların, teknoloji-toplum-çevre ve günlük yaĢam iliĢkisine olan katkısına değer verme, bu alanın kapsamını oluĢturmaktadır.

4. Sorumluluk: Bilimsel bilgiyi geliĢtirmenin hem kendisi hem de toplumun diğer bireyleri için önemli olduğunu fark ederek bu konuda kendisini yükümlü hissetmesi anlamına gelmektedir. (TTKB, 2013, s. 6)

Programda yer alan “fen teknoloji toplum çevre” öğrenme alanının aĢağıdaki alt alanlardan oluĢtuğu görülmektedir.

1. Sosyo-Bilimsel Konular: Bilim ve teknoloji ile ilgili sosyo-bilimsel problemlerin çözümüne yönelik bilimsel ve ahlaki muhakeme becerilerini kapsamaktadır.

2. Bilimin Doğası: Bilimin ne olduğu, bilimsel bilginin nasıl ve ne amaçla oluĢturulduğu, bilginin geçtiği süreçleri, bilginin zamanla değiĢebileceğini ve bilginin yeni araĢtırmalarda nasıl kullanıldığını anlamayı kapsamaktadır.

3. Bilim ve Teknoloji ĠliĢkisi: Bilim ve teknolojinin karĢılıklı etkileĢimi ve birbirlerine olan katkısına yönelik anlayıĢı kapsamaktadır.

4. Bilimin Toplumsal Katkısı: Bilimsel bilginin toplumsal geliĢime ve toplumsal sorunların çözümüne olan katkısını anlamayı kapsamaktadır.

5. Sürdürülebilir Kalkınma: Doğal kaynakların tasarruflu kullanılarak gelecek nesillerin ihtiyaçlarının karĢılanmasına olanak tanınması, tasarruflu kullanımın bireysel, toplumsal ve ekonomik faydalarına iliĢkin bilinç geliĢtirmeyi kapsamaktadır.

6. Fen ve Kariyer Bilinci: Fen bilimleri alanındaki mesleklerin farkında olma ve bu mesleklerin bilimsel bilginin geliĢimine yaptığı katkıya iliĢkin bilinç geliĢtirmeyi kapsamaktadır. (TTKB, 2013, s. 6)

“Fen ve Teknoloji dersinin üniteleri, öğrenme alanından “bilgi” öğrenme alanı çerçevesinde yapılandırılmıĢtır. Diğer öğrenme alanları ise her bir ünitenin içinde kazandırılmaya çalıĢılmıĢ ve ünitelendirme yapılmamıĢtır. Bu alanlarındaki kazanımların,

Benzer Belgeler