• Sonuç bulunamadı

2.3. Türkiye’deki ve Dünyadaki Türkçe Öğretim Merkezleri ve Türkoloji Bölümler

2.4.1. Sovyetler Birliği’nin Türkistan’daki Dil Politikaları

“Türkistan’da Rus istilâsıyla başlatılan nüfusu ve dili Ruslaştırma siyaseti neredeyse iki asır boyunca sistemli biçimde ilerlemiş ve büyük ölçüde başarıya ulaşmıştır. Başlangıçta, eritme ve yok etme siyasetlerini gizliden yürüten ve Türkistan’ın iç işlerine fazla karışıyor gibi görünmeden ülkeyi idare eden Ruslar, sadece asayişi temin ettiklerini ve ticari ilişkiler için var olduklarını iddia etmişlerdir. Ancak asıl ilgi alanları olan Türkistan’daki eğitim ve din üzerinde durmuşlardır. İslâm dışı yaşantıyı teşvik ederek ve yozlaşmış din adamları sınıfını destekleyerek, onları yenilikçi Türk aydınlarına ve gelişmeye karşı kullanmışlardır. Çarlık döneminde Ortodoksluk adına yürütülen Ruslaştırma hareketini, Sovyetler komünizm adına daha katı bir taassup ve şiddetle yürütmüştür. Ruslaşmaya engel olarak gördükleri din ve kültür temeline dayanan birlik duygusunu yıkmaya gayret etmişlerdir” (Açık, 2006: 2).

“Türkistan’da uygulanan Ruslaştırma siyasetinin çerçevesini çizenler de Rus misyonerleri, N. İ. İlminskiy, N. P. Ostroumov ve A. E. Alektorov’dur. İlminskiy’nin eğitim ve dil konusundaki düşünceleri, çalışmaları dikkat çekmiştir. O, “…Yabancı milletlerin eğitilmesi ve bunların Rusya’nın ruhlarına yakınlaştırılması, istikbal için büyük siyasî önemi olan bir vazifedir… İnanç ve dil bakımından Ruslarla kesin olarak kaynaştırılmaları, yabancı milletlerin eğitim sisteminin erişmek istediği son amaç olmalıdır.” diyerek Türkistan’ı Ruslaştırma siyasetini başlatmıştır” (Açık, 2006: 3).

1870 yılında Rusya Eğitim Bakanlığı tarafından “Rusya’da yaşayan Müslüman Halkın Eğitimi” hakkında bir kanun hazırlandı. Bu kanunun temelini N. İ. İlminskiy’nin Türkistan’ı Ruslaştırma ve Hıristiyanlaştırma hedefleri doğrultusunda hazırladığı program oluşturdu. Programın ana hatları şunlardan ibarettir:

1. Dersler işlenirken yerli dil ve Kiril alfabesine göre hazırlanmış yeni yazı kullanılacaktır. Kullanılması öngörülen bu yeni Kiril esaslı alfabenin her Türk lehçesine göre değişik versiyonları hazırlanacaktır. Mesela Kazak Türkleri için hazırlanan alfabeye 33 harften

oluşan Kiril harfleri dışında (ə “ae”), (ү “ü”), (ұ “ou”) sesli harfleri ile (ғ “ğ”) , (ң “ng”) sessiz harfleri eklendi. Özbek Türkçesine uzun (ө “o”), sert (h “x”), sert (қ “k”), sesleri eklendi. Böylelikle Türkçe konuşan halkların yazı dili farklılaştırıldı.

2. Birbiriyle konuştuklarında gayet rahat anlaşan Türk halkları, alfabe değişikliğine gidildikten sonra yazı dilindeki farklılaşmanın zamanla konuşma diline de yansımasıyla dil birliğini kaybettiler. Yüzyıllardır aynı coğrafyada bir bütün olarak yaşayan Türk halkları, ayrı ayrı milletler durumuna geldi.

3. Yazı dilini, okuma yazmayı bilmeyen halk, tarihinden, inançlarından ve geleneklerinden uzaklaştırılarak her şeyi itaatle kabul eden kullar hâline getirildi. 1860-1917 yılları arasında Kiril alfabesiyle basılmış Kazakça 72 kitabın tamamı Hıristiyanlıkla ilgiliydi (Egamberdiev, 2005: 104). Bu nedenle Türk soyluların arasında din değiştirme teşebbüsünde bulunanlar da yok değildi. Okutulan bu kitaplar, halkı hem kültür hem dil ve din bakımından da tesir altında bırakmıştır. Rus misyonerleri davalarına gönülden o kadar bağlıydılar ki bilhassa dili benimsetme konusunda çok ısrarlı ve azimliydiler. Yerli halkı kandırarak Rusçanın kardeşlik dili, Sovyet dili konumunda olduğunu onlara kabul ettirdiler. Bu şekilde halk arasında muhtelif düşüncelere rastlanabilirdi örneğin, Rusçayı iyi bilen ve konuşan bir Türk soylu, medenî ve kendini geliştirmiş vasfına sahip biri olarak izlenim vermekteydi. Bu ve buna benzer yöntemler halkı, dili öğrenmeye teşvik etmekte etkili idi.

2.4.1.1. Rus-Yerli Okulları ve Çarlık Yönetiminde Eğitim Politikası

Çarlık ordularının, Türkistan’ı işgal etmesinin hemen ardından hükûmet tarafından Ruslaştırma politikalarını gerçekleştirmek maksadıyla, kültür programlarının da Türkistan’da uygulamaya konulduğu tarihî bir gerçektir. Rus okullarının açılması, mahallî okulların kontrol altına alınması, gazete ve dergi yayınları, Rusçanın ön plana çıkarılarak, Türkistan Türkçesinin geri plana itilmesi gibi faaliyetler, Çarlık yönetiminin Ruslaştırma programının unsurlarını oluşturmaktadır. Ancak, bütün bunların yanında bir husus daha dikkatleri çekmektedir: Çar hükûmeti, siyasî emellerini gerçekleştirmek düşüncesiyle, Rus ordusuyla birlikte Rus kültürünün de Türkistan’ı işgal etmesini programına dâhil etmiştir. Rus kültürü, Türkistan’a Rus askerleri ve Rus ilim adamlarıyla beraber sokulmaya çalışılmıştır. İşgalciler Türkistan’da, kendi mevkilerini daha kuvvetli bir şekilde devam ettirebilmek için mahallî kültürü her fırsatta küçümseyerek, kendi kültürlerini her konuda üstün göstermeye çalışmışlardır. Rus

Çarlığının Türkistan’ı işgal ettikten sonra izlediği eğitim siyasetinin amacı, Türkistan ve halkını Rusya’nın düşünce ve hayat biçimine geçirmekti. Bunun için, dilin Ruslaştırılmasını ve dinin Ortodokslaştırılmasını kabul ettirmek düşüncesi ile Rus kültürünü yerleştirmeye çalışıyordu. Bu siyaset, öncelikle okul ve medreseleri hedef almıştı. Türkistan’ın, Rus Çarlığının işgali altına girmesiyle birlikte, Rusya’da serfler kanunu kabul edildikten sonra büyük Rus vilayetlerinden göçmen çiftçiler, başta Kazak bozkırları olmak üzere tüm Türkistan’a yerleştirilmişlerdi. Rus Çarlık yönetimi tarafından getirilen bu göçmenler belirli bölgelere yerleştirilmişler, göçmen Rus nüfusunun artmasıyla da yeni Rus köyleri çoğalmış, ayrıca Türkistan şehirlerinde de önemli bir Rus nüfusu oluşmuştu. Türkistan’da göçmen Rus nüfusunun artması ve Rus yerleşim bölgelerinin kurulmasıyla göçmenlerin eğitimi sorunu ortaya çıktı. İlk önce, Rus göçmen çocukları için küçük tek sınıflı eğitim merkezleri kuruldu. Genel vali fon Kaufman’ın girişimleriyle açılan Rus okulları, hazırlanan plan çerçevesinde genişletilerek, Rus sömürge sistemine hizmet eder hâle getirildi. Carlık tarafından Türkistan’da açılan bu okullar, direkt olarak yerli eğitim kurumları olan mektep ve medreseleri hedef almaktaydı. Çünkü Türkistanlılar, İslâmî kurumların bölgede yok edilmesinden sonra Hıristiyanlaştırılabilir ve Ruslaştırılabilirdi (Güngör, 2008: 46).

2.4.1.2. Rus-Yerli Okullarında Eğitim ve Öğretim

Sovyet döneminde Kazakistan’daki eğitim sisteminin gelişmesini üç devreye ayırabiliriz:

İlk dönemde Arapça okuma ve yazma öğretmek amacıyla köy okulları açılmıştır. Bu okulların ne zaman ortaya çıktığı ve ne zamana kadar hayatını sürdürdüğüne dair bir bilgi vermek mümkün değildir; çünkü bu okullar geçici olarak açılmış, sadece okuma yazma öğretebilmiş ve bundan ilerisine gidememiştir.

İkinci dönemde, Çarlık Rusya hükûmetinin yerel idareci personel ihtiyacını karşılamak üzere Kazak Rus okulları açılmıştır.

Üçüncü dönemde ise, 1905 tarihinden sonraki millî aydınlar Kazak halkının ilerlemesinin ilk basamağı olarak eğitim sistemini geliştirmek düşüncesiyle bağımsız eğitim sistemini kurmaya çalışmışlar.

Kazakistan’da halka okuma, yazma öğretmek ve bunu devlet statüsü hâline getirebilmek işi, 18. asrın sonunda başlamıştır. Eğitimle ilgili çalışmalar Çarlık hükûmeti tarafından iki yönle yürütüldü.

Birincisi, hükûmetin sömürgecilik, Kazakistan topraklarına dışarıdan gelen göçmenleri yerleştirme siyasetine uygun olarak bu göçmenlere okullar açmak, onların eğitim alabilmesini sağlamaktır.

İkincisi ise, yerel halkı iş yerlerinde çalıştırabilmek, tercümanlık yaptırmak, halk arasında çarın siyasetini yaymak gibi işleri yaptırabilmek amacıyla belirli bir derecede okuma yazma öğrettiler (Auelbekova, 2003: 109).

Sovyetler Birliği, Türkistan bölgesinde Rusça eğitiminin gerçekleştirildiği Rus yerli okulların kurulmasıyla, Ruslaştırma politikasını daha kolay ve hızlı tatbik etmeye başlamıştı. Şimdi ise Türkistan’da Rus yerli okullarında eğitim sisteminin yürütülmesine bakalım.

Rozenbah’ın direktiflerine göre Rus Yerli Okullarında (RYO) Rus kısmının müfredatı basit tutulmuştu. Okullarda Rusça okuma yazma ve basit hesap öğretiliyordu. Rusça öğretiminde ağırlık Rusça  konuşmasına veriliyordu. 1886 yılındaki Rozenbah’ın talimatnamesine ek olarak 1887 yılında Türkistan Genel Askerî Valiliği (TGAV) Rus Yerli Okulları müdürlerine gönderilen gizli talimatnamede Rusça okuma dersinde öğretmenlerin çocuklara Rusya tarihi ve coğrafyası hakkında da bilgi vermeleri istenmiştir. Çocuklar arzu ettikleri takdirde anne ve babalarından izin almak üzere resim ve teknik resim dersi alabilirlerdi. Müslüman halkın tepkisini çekmemek için resim derslerinde sadece cansız cisimlerin resimleri çizilecekti. Normal ilkokullarda olan jimnastik, müzik ve şarkı söyleme dersleri ise hiç olmayacaktı. Yerli halk karşısında okulların prestijini artırmak için özellikle başarılı çocukların Rusça konuşma bilgisinin ve aritmetik bilgisini artırılması istenmiştir. Medrese öğrencilerinin bile öğrenmediği bazı matematik bilgilerinin RYO öğrencilerine öğretilerek, yerli ahali gözünde RYO’nun üstünlük sağlanması amaçlanmıştır. RYO’da Rus gurubunun öğretmeni olan okul müdürü, Rusça, matematik, tarih ve coğrafya derslerini öğretiyordu. Yerli grubunda ise mektep müfredatı bir değişikliğe uğratılmadan öğrencilere veriliyordu. Fakat 1900’lü yılların başından itibaren Rus gurubunun da etkisi ile yerli gruplarında da matematik ve coğrafya dersleri verilmeye ve ses sistemine göre düzenlenmiş yeni kitaplardan eğitim verilmeye başlandı. Bu yeni uygulamada özellikle yavaş yavaş TGAV’de artan ve önüne geçilemeyen Yeni Usul Mekteplerle (YUM) rekabet edebilme isteği de azımsanamayacak paya sahiptir. Rus sınıfında eğitim materyalleri Rus okullarındaki gibi sıra, masa, tahta, resimler, haritalar, küre vb. yardımcı aletlerden oluşuyordu. Başlangıçta Eski Usul Mekteplerin (EUM) sınıf düzeni ile hemen hemen aynı olan RYO’daki yerli sınıfın sınıf düzeni, yine 1900’lü yılların başından itibaren değişmeye başladı. Yerli ahalinin Rus adet ve geleneklerine eskisi kadar yabancı ve tepkili olmaması söz konusu değişikliğe imkân sağlamıştır. Böylece sıra ve tahta gibi

uygulamalara çok fazla tepki gelmeyeceğini düşünen idare, bu donanımı yavaş yavaş yerli sınıflarına sokmaya başladı. Ne var ki bu uygulamanın ne kadar yaygın olduğu konusunda elimizde bir bilgi bulunmamaktadır (Somuncuoğlu, 2006: 134, 135).

2.4.1.3. Rus-Yerli Okullarının Ders Programı

RYO’nun Rus gurubunda eğitimin amacı Rusça, matematik, tarih, coğrafya ve tabiat bilimleri konusunda genel eğitim bilgilerini vermekti. Yerli sınıfının amacı ise Müslüman okuma yazmasını ve İslâm’ın temel kurallarını öğretmekti. Toplam öğrenim süresinin dört yıl olduğu bu okullarda yıllık öğrenim süresi yüz otuz gün idi. Ancak, uygulamada köy okullarında okul daha geç açılıp daha erken kapanıyordu.

Tablo 1: 1890 Semerkand RYO’nun ders programı.

09.00-09.55 10.00-10.30 10.30-11.25 12.30-14-30

Pazar Büyüklerin bölümünde

Rusçadan yazı çalışmaları

Aritmetik Yazma Yerli Öğretmenle Ders Pazartesi Rusça kelimelerin ezberlenmesi İşlenen konuların tekrarı Aritmetik Yerli Öğretmenle Ders Salı Küçüklerin bölümünde yazı Büyüklerin bölümünde okuma Aritmetik Yerli Öğretmenle Ders Çarşamba Küçüklerin bölümünde okuma Büyüklerin bölümünde yazı Aritmetik Yerli Öğretmenle Ders Perşembe Aritmetik Rusça

kelimelerin ezberlenmesi Büyüklerin sınıfında okuma Yerli Öğretmenle Ders Cuma --- --- --- ---

Cumartesi Büyüklerin bölümünde Rusça kelimelerin ezberlenmesi Küçüklerin bölümünde Rusça kelimelerin ezberlenmesi Aritmetik Yerli Öğretmenle Ders Kaynak:(Somuncuoğlu, 2006: 136).

2.5. Orta Asya Ülkelerinde Bağımsızlık Sonrası Eğitim Alanında Meydana

Benzer Belgeler