• Sonuç bulunamadı

Sosyo-Demografik Değişkenlere Göre Hakemlerin Psikolojik Dayanıklılık Bulgularının Tartışılması

4. GEREÇ VE YÖNTEMLER 1 Araştırmanın Yöntem

6.1. Sosyo-Demografik Değişkenlere Göre Hakemlerin Psikolojik Dayanıklılık Bulgularının Tartışılması

Yaş değişkeni açısından psikolojik dayanıklılık puan ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı düzeyde bir ilişki olduğu bulunmuştur. Yaşlara göre verilere bakıldığında;

psikolojik dayanıklılık puanlarının hakemler içinde en küçük yaş grubu olan 18-23 yaş aralığındaki hakemlerden başlayarak yaş arttıkça puan ortalamalarının giderek yükseldiği ve en yüksek puanın da 30-35 yaş aralığında olduğu görülmüştür. Her ne kadar literatürde yaşın psikolojik dayanıklılık açısından bir fark yaratmadığını belirten çalışmalar olsa da (Bektaş ve Özben 2016, Genç 2014, Karataş 2016, Sezgin 2012) bizim ulaştığımız bu bulgu psikolojik dayanıklılığın zaman içinde gelişim gösteren bir süreç olduğu (Masten ve Reed 2002) bilgisini desteklemiştir. Araştırmamızda ilginç değerlendirilen sonuç ise; 35 yaşa kadar dayanıklılık puanları artarken, 35 yaş sonrası olan 36 yaş ve üzerinde tekrar düşüşe geçtiği görülmüştür. Konu ile ilgili literatür incelendiğinde; akademik personelle yapılan çalışmada da 30-35 yaş aralığında yüksek bulunmuş, sonrası hafif düşmüş ancak 51 yaş ve üzeri bireylerde yine arttığı gözlenmiştir (Tümlü ve Recepoğlu 2013) Akademisyenlerle yapılan bu çalışmada 40-50 yaş aralığında düşük olması ve sonrası yükselmesi akademisyenlerin doçentlik kariyer çalışmalarının yoğunlaştığı süreç olmasına yüksek görülmesinin nedeni olarak da deneyimlerin artışına bağlanmıştır. Bizim çalışmamızda incelediğimiz değişkenlerden; ekonomik düzey, eğitim durumu ve anne ve baba eğitim düzeyinin yükselmesiyle psikolojik dayanıklılığın anlamlı derecede yüksek görüldüğü bulgularımızla yaş ile ilgili sonuçlarımızı yorumlayacak olursak. Genç yaştakilerin hakem olma hedefleriyle bu amaca ulaşma ve sonrası hakemlikte yapılan iyileştirmeler ve artık 36 yaştan itibaren mesleki beklentilere ulaşma ve artık rutini yaşamalarından kaynaklı bir sonuç olmuş olabileceği. Ayrıca yaş dönem özellikleriyle duygusal süreçlerin irdelenerek, işle ilgili de yeni hedeflerin hakemlerce seçilip seçilmediğini araştıran çalışmaların tasarlanarak daha detaylı çalışılması gerektiği düşünülmüştür. Yine kaynaklara bakıldığında psikolojik dayanıklılığı etkileyen faktörler olarak çok sevilen birinin kaybı, kaza vb travma durumları, iş yaşamında karşılaşılan riskler, fiziksel güçlülük, sosyalite, zekâ, iletişim becerisi ve öz yeterlilik, sağlık gibi çeşitli kişisel özelliklerin de etkili olduğunu (Tümlü ve Recepoğlu 2013) çalışmalarda özellikle

yaşla birlikte kişilerin fiziksel güç algısı gibi bu özelliklere bakarak değerlendirmenin sonuçların yorumunda katkı sağlayacağı önerisi uygun bulunmuştur.

Yaptığımız çalışmada eğitim düzeyi değişkenine göre psikolojik dayanıklılık ölçeği puan ortalamaları incelendiğinde gruplar arasında anlamlı farklılıklar saptanmıştır. Psikolojik dayanıklılık ölçek puanları lise eğitim düzeyindeki hakemlerin puan ortalamasının en düşük olduğu görülmüş, lisans, yüksek lisans ve doktora eğitimi şeklinde eğitim düzeyi arttıkça psikolojik dayanıklılık puanlarında anlamlı düzeyde arttığı görülmüştür. Literatüre bakıldığında araştırma sonuçlarımıza benzer sonuçlar (Soyer ve diğ. 2013, Genç 2014, Bektaş ve Özben 2016, Soysal 2016) bulunmuştur. Eğitim düzeyi açısından bulgularımızı yorumlayacak olursak; meslek ve ekonomik açıdan iyi durumda olmanın psikolojik dayanıklılık açısından olumlu yönde etki ettiği bilgileri (Ağırkan ve Kağan 2017) göz önüne alındığında eğitim durumu yükseldikçe hedef ve beklentilerine ulaşma gibi daha iyi olanaklara sahip olmayı sağladığı ve nihayetinde de psikolojik iyilik halini desteklediğini düşündürtmüştür.

Ekonomik gelir düzeyine göre psikolojik dayanıklılık ölçeği puan ortalamaları incelendiğinde gruplar arasında anlamlı derecede farklılıklar olduğu saptanmıştır. Bu veriler incelendiğinde ekonomik gelir düzeyi yükseldikçe psikolojik dayanıklılık düzeyinin de arttığı sonucuna varılmıştır. Yapılan çalışmalara bakıldığında çalışmalarımızı destekleyen araştırmaların yanı sıra (Bektaş ve Özben 2016, Sezgin 2012, Güngörmüş ve diğ. 2015, Yöndem ve Bahtiyar 2016) ekonomik açıdan bir katkısı olmadığını bildiren çalışmaların da (Soysal 2016) olduğu görülmüştür. Ekonomik durumun psikolojik olarak iyi olma halini desteklediği (Korkut-Owen ve diğ. 2017, Özer ve Deniz 2014) bu sonucun psikolojik dayanıklılığı arttırdığı sonucuna varılmıştır.

Yaptığımız çalışma incelendiğinde; son 10 yıldır yaşadığı yer değişkenine göre psikolojik dayanıklılık puan ortalamaları arasında anlamlı farklılıklar saptanmıştır. Bu farklılığın nereden kaynaklandığını anlamak için yapılan Tukey testi sonucunda; son 10 yıldır köyde ve ilde yaşayan hakemlerin puan ortalaması ilçede yaşayan hakemlere göre daha düşük olduğu görülmüştür. Bunu destekleyen çalışmalarda üniversite öğrencilerinin büyükşehirde yaşayanların psikolojik dayanıklılık düzeyleri köyde yaşayanlara göre daha yüksek düzeyde olduğu saptanmıştır (Sezgin 2012). Algılanan sosyal desteğin psikolojik dayanıklılığında üzerinde önemli etkiye sahip olduğu bilinmektedir (Sakarya ve Güneş

2013). İlde yaşayan hakemlerin ilçede yaşayanlara göre psikolojik dayanıklılık puan ortalamalarından düşük olmasının nedeni olarak; ilçede sosyal ilişkilerin ve sosyal destek sistemlerinin güçlü olmasından kaynaklı olmuş olabileceği, köyde yaşayanların ise köy yaşantısının sosyo-kültürel açıdan beklentilere cevap verememesinden kaynaklı olabileceğini düşündürtmüştür

Hem anne ve hem de baba eğitim durumu değişkenine göre psikolojik dayanıklılık ölçeği puan ortalamaları incelendiğinde herhangi bir farklılık saptanmamıştır. Yapılan diğer çalışmalarda ise; anne/baba eğitim durumu arttıkça psikolojik dayanıklılık düzeylerinin de arttığı tespit edilmiştir (Dündar 2016, Sezgin 2012, Güngörmüş ve diğ. 2015). Anne baba eğitim düzeyine göre psikolojik dayanıklılık puanlarında farklılık olduğunu bulan çalışmaların bizim çalışmamızdan farkı; yapılan diğer çalışmalarda katılımcıların yaşları ile bizim çalışmamızdaki katılımcı hakemlerin yaşlarının bir birinden farklı olmasından kaynaklı olabileceği düşünülmüştür.

6.2. Hakemlerin Şiddete Maruziyet Durumları ve Sosyo-Demografik Özelliklere Ait