• Sonuç bulunamadı

3. TOPLUMSAL TABAKALAR, SINIF VE STATÜ KAVRAMLAR

3.4 Sosyal Tabakalar-Konut İlişkisi

Her toplulukta basit fiziksel ve sosyal ihtiyaçların karşılanma şekli o topluluğun ekonomisine, kültürel altyapısına ve geleneklerine bağlı olarak değişiklik gösterir. Bu ihtiyaçları karşılarken yapılan tüketim şekli ve alanı kişilerin kimlikleri hakkında bilgiler sunar. Birincil ihtiyaçlardan “barınma ihtiyacı” nı karşılamak için seçilen konut mekanı da sadece ekonomik değil aynı zamanda sosyal ve kültürel değerlere bağlı olarak değişen statünün, birey kimliğinin bir sembolüdür.

Dolayısıyla konutun şekli, biçimi bulunduğu alan bize konut sahibinin hangi sınıfa ya da hangi toplumsal tabakaya ait olduğu ve nasıl bir sosyal hareketlilik içinde bulunduğu, hangi gelir grubuna ait olduğu konusunda önemli veriler sunmaktadır. Günümüzde gelir grupları konut biçimleri ve yer seçimlerinde önemli bir ayraç haline gelmiştir. Örn: 1950’li yıllarda, Amerika’da Hill Street (Şekil 3.4) de oturanlar, artık hiyerarşilerinin doruklarında, yüksek bir statüye sahip olduklarını gösterirler. Bunun yanısıra Hiver Brook’ta oturmak ise toplumsal hiyerarşinin en alt katmanında olmak demektir (Kıray, 2005).

Bunun gibi İstanbul’da Levent, Etiler, Bebek, Kemerburgaz gibi yerleşmeler, üst gelir grubunun seçtiği konut alanları iken Dolapdere, Tarlabaşı da alt gelir grubunun konumlandığı yerler olmuştur (Şekil 3.5).

Şekil 3.5 : Dolapdere, Etiler (http://istanbulresimleri.net, 2009)

Aynı gelir grubuna ait fakat çeşitli kültürel ve etnik altyapılara sahip kişiler daha kompleks bir sınıflaşma, tabakalaşma durumu yaratmışlardır. Bu Türkiye Cumhuriyeti’nin uyguladığı ekonomi politikaları sayesinde yaşanan toplumsal hareketliliğin bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Doğuştan üst tabakaya ait olan kesim, sonradan üst tabakaya ait olan kesim ile kültürel altyapı ve kullanıcı tutumları gözönüne alındığında asla aynı özelliklere sahip olmayacaktır.

Tüm bu sınıfsal ayrımları, toplumsal hareketlilikleri, tabakalaşmayı ve bir gruba ait olma durumlarını kişilerin konut mekanlarının yanısıra konut donatılarında da görmek mümkündür. Kişiler ait oldukları grubu göstermek için evlerinde o gruba ait eşyalar, donatılar kullanmaktadırlar.

Konutun sosyal tabakalarla ilşkisini inceleyen Kıray (2005) çalışmasında toplumsal tabakaların tüketim anlayışlarının konut mekanına nasıl yansıdığını incelemiştir. Araştırmada toplumların konutlarından yola çıkılarak yaptıkları tüketim çeşitleri ile beraber bulundukları toplumsal sınıflar ve tabakalar sorgulanmış ve yorumlar getirilmiştir. Araştırma toplumsal yapıları farklı 4 yerleşimde yapılmıştır.

Bunlar: Çin Çun Çan, Ngoni, Ponape, Ankara’dır.

Çin Çun Çan yerleşiminde fakirlerin konutlarında pencere olmadığı, zenginlerin ise pencereli hatta 2 odalı konutlara ve ev eşyasına sahip oldukları görülmüştür. Bu yerleşimde tabakalaşma hareketi düşeyde değildir, statü değişimi söz konusu değildir, lüks tüketim yoktur, çünkü sadece daha iyi bir yaşama sahip olma isteği vardır.

Afrika’da bir krallık olan Ngoni kentinde ise iki temel sınıf vardır aristokratlar ve işgale uğramış halk, dolayısıyla sınıf atlama kaygısı ile lüks tüketim sözkonusu değildir, Ngoni’de statü göstergesi olarak sahip olunan sığır sürüsü kullanılmaktadır, hatta sığır sahibi olmak üst tabakaya ait olmaya yetmemekte özellikle atadan, aileden gelme bir sürüye sahip olmak daha değerlidir.

Araştırmanın diğer bir kenti olan Pnope‘ de ise kişinin hangi kesime ait olduğu önemli derecede evlerin fiziksel özellikleri ile belirlenmektedir. Şeflerin evleri A1, A4, B1, B4 şeklinde isimlendirilmiştir ve sadece şeflerin evlerinin dört bölümlü, büyük olmasına izin verilmektedir. Ancak halktan birisi ekonomik olarak bu geliri elde etse bile toplumsal statüsünü evi göstermek zorundadır ve halk evleri ancak 2-3 bölmeli yapılabilmektedir. Kıray’a göre şeflerin lüks evlerde oturmaya hak kazanması tamamıyla gösterişçi tüketimi göstermektedir (Kıray, 2005).

Araştırma Ankara’da da 500 aile arasında yapılmış ve görüşmeler sonucu kişilerin toplumsal statüleri, tüketim anlayışları ve konutları hakkında bilgiler elde edilmiştir. Araştırma sonuçlarına göre; Üst orta sınıf ailelerin evlerinin hiç değilse iki asıl odası temizdir ve iyi cins eşya ile döşenmiştir. Çoğunun hem misafir, hem yemek, hem yatak odasında takım mobilyası vardır. Bu eşyalar, biblolar, gümüş kristal tabaklar süslerdir. Bunlar üst tabakadakiler gibi değerli ve eski şeyler olmaktansa çok daha modern ve her zaman rastlanabilen şeylerdir. Dönem itibari ile günümüzde gereksinim olan buzdolabı bile bir gösterişçi tüketim sayılırken onun henüz bir konfor eşyası haline gelmediği görülmektedir, kimileri içinse lüks olarak nitelendirilmiştir.

En üst tabaka evlerin ayrımsız tüm odaları stil mobilya takımları ile döşenmiştir. Ayrıca bu grubun bir de kendi eski geleneklerini sergiledikleri odaları bulunmaktadır (Kıray, 2005).

“..Bunlardan başka orta tabakada ortalama bir evin bütün duvarlarında tablolar, acem halıları, eski, yeni, bin türlü vitrinler dolusu biblolar, bu evlerin gündelik yaşamlarına girmiştir. Çünkü her biri kendine özgü eşyalardır. Onun için yalnız niteliklerini söylemek, yani bunlar için fazla zaman ve para harcanmış olduğunu, ihtiyaç tatmini ve rahatlık sağlamaktan çok statü sağlamak için kullanıldığını söylemek yeterlidir. Piramidin bu en üst noktasında eşyaların biçim ve türlerinin değişikliği dahi güç ve saygınlık rekabetinde baskın çıkmayı sağlayacak bir şey olabilir” (Kıray, 2005, s.106).

Kurtuluş (2005) a göre günümüz toplumunda özellikle üst gelir grupları kendilerini toplumun diğer kesimlerinden ayıran ve statü farklarının kolayca hissedebileceği yerleşimleri tercih ederken aynı zamanda konut iç mekanları ile de bunu sağlama amacı güderler.

Eğer statü aileden geliyorsa ve toplumda düşey hareketlilik yok ise kişiler konutlarında kullandıkları donatılarda sadece bulundukları konumu belirtmek için bir gösterge olarak tüketme eylemi içinde olurlar, lüks tüketim görülmez. Fakat statü sonradan da kazanılıyorsa ve toplumda dikey hareketlilik söz konusu ise gösterişçi tüketim hem bu hareketi kullanmak hem de rekabet amaçlı bir hal alır.

Tez kapsamında yapılan sınıflamalarda, üst gelir grubunun konut tecrübeleri araştırılırken onların konutlarında gösterişçi tüketim içinde olup olmadıkları, ya da hangi toplumsal tabakaya ait oldukları da bir kez daha sorgulanmıştır.