• Sonuç bulunamadı

Sosyal Sermaye Kavramının Kaynakları

Son yıllarda, özellikle ülkemizde, büyük bir geliĢme gösteren sosyal sermayenin bit toplumun birlik ve beraberlik içerisinde huzurla, güvenle yaĢamasında, ekonomik bağlamda refah içerisinde olabilmesinde ne kadar önemli olduğu anlaĢılmaya baĢlamıĢtır.Bir toplumun gerek ekonomisinde gerekse sosyal yaĢayıĢında bu kadar önemli ve etkili olan bir kavramın kaynaklarının neler olduğunun anlaĢılması ve bunların geliĢtirilmesi de günümüz koĢullarında bir gereklilik haline gelmiĢtir.

“Sosyal sermayenin belli baĢlı kaynaklarını;aile, sivil toplum örgütleri, firmalar,etnik, dini ve diğer sosyal gruplar ile kamu sektörü Ģeklinde sıralamak mümkündür.”(Karagül, 2012, s. 107) Sosyal sermayenin kaynakları toplumun en küçük yapı taĢı olan aileden baĢlayarak bütün bir milleti içerisine alabilen öğelere kadar uzanmaktadır.

44 2.6.1 Aile

Toplumun en küçük yapı birimi olan aile, bireylerin yetiĢtirilmesinde, hayata kazandırılmasında ve topluma yön vermede büyük bir yer teĢkil etmektedir. “Aile, kiĢinin tanıĢtığı ve ait olduğu ilk ve en etkili sosyal birimdir.Bu nedenle ailenin gerek fiziki, gerekse psikolojik alandaki kiĢilik geliĢiminde üstlendiği rolü inkar edebilmek mümkün değildir.”(Karagül, 2012, s. 108)Özellikle de ailenin toplumsal değerleri nesilden nesile aktarması, bireylerin yaĢadığı topluma uyum sağlamalarını sağlaması gibi görevlerinin bulunması, aileyi en önemli toplumsal grup haline getirmektedir. “Ailenin toplumsallaĢtırıcı etkisi bireylerin toplumun yaĢama biçimi ve davranıĢ kalıpları konusunda eğitilmesidir.Bu anlamda aile geleneksel bir eğitim ortamıdır.” (Doğan, 2004, s. 80)

Akdeniz (1982, s. 59)‟a göre çocuğun kendinden baĢka ilk iĢbirliğine baĢladığı yer ailedir.Ġlk sadakat bağlarını aile içerisinde kurar, toplum içinde yaĢama sanatını burada öğrenir, ruhça geliĢmesi ailede baĢlar ve oluĢur,Ģahsiyet yapısının temeli ailenin niteliği özelliği içerisinde atılır.Ġnsan iliĢkilerinin ilk örneklerini çocuk ailede görür ve Ģahsiyetinin mayasını bu örnekler oluĢturur.

Sosyal sermaye bağlamında, ailenin sosyal sermaye için ne kadar önemli olduğu, aile yapısı güçlü olan bireylerin gerek arkadaĢlarıyla gerekse akrabalarıyla çok daha etkili bir iletiĢim kurarak sosyal sermayenin artmasında etkin bir rol oynadıklarına hem Coleman hem de Putnam tarafından değinilmiĢtir.Coleman, ailenin sosyal sermayeye olan katkılarını Ģu göstergeler ile ele almıĢtır :

 YetiĢkin ya ada ebeveynlerin hanedeki fiziksel varlığı (üvey ya da ayrı ebeveyn durumu sosyal sermaye üzerindeki olumsuz etkisini, eğitsel baĢarı da düĢüĢ ve suç oranında yükseliĢ Ģeklinde göstermektedir),

 YetiĢkin ya da ebeveynlerin çocuklarına gösterdikleri ilginin yoğunluk ve kalitesi (ebeveyn ya da yetiĢkin sayısının ve kardeĢ sayısının artması sosyal sermayeyi olumsuz etkilemektedir),  Güçlü aile bağları(OECD‟den aktaran Günkör, 2011, s. 73).

Coleman ve Putnam‟ a göre zamanla toplumda yaĢanan göçler, coğrafi koĢullar, kadının iĢ hayatına atılması, ailelerin daha az sayıda çocuk sahibi olmaya baĢlaması gibi nedenlerde dolayı aile sosyal sermayeyi arttırmaktan uzaklaĢmaktadır.

Karagül (2012, s. 108)‟e göre bebekler her türlü maddi-manevi ihtiyaçlarını karĢılıksız olarak ailelerinden temin edebildiklerinden dolayı kendilerinin de baĢkalarına karĢı sorumlulukları olduğunu yaĢayarak öğrenebilmektedirler.Bireyler hayata ve topluma

45

hazırlık konusunda ilk eğitimleri ailelerinden almaktadırlar ki topluma ve baĢka bireylere karĢı sorumlulukları olduğu bilinci küçüklükten itibaren yer ettiğinden daha kalıcı bir hale gelmektedir.Ayrıca bireylerin ilk iletiĢimleri aile üyeleri ile olduğundan dolayı buradan öğrendikleri iletiĢim ile ileriki yaĢlarında iĢ ve sosyal hayatlarında sağlıklı iliĢkiler kurabilmektedirler.

2.6.2 Sivil Toplum Örgütleri

Sosyal sermayenin kaynaklarından olan ve aynı zamanda da sosyal sermayenin üzerinde etkin rol oynayan unsurlardan biri de sivil toplum örgütleridir.Belirli bir amaç doğrultusunda bir araya gelen bireyler, bu örgütler sayesinde çevreleriyle olan iletiĢimlerini daha çok arttırmakta ve toplum içerisinde daha etkili olan bireylere dönüĢmektedirler.

Karagül (2012, s. 109)‟e göre sivil toplum örgütlerinin sosyal sermaye konusundaki katkısını birkaç yönden ele almak mümkündür.Ġlk katkısı örgütlerin üyelerin hayat boyu eğitim kapsamında sundukları eğitim alanındadır.Çünkü bu tarz örgütler üyelerine sunum, panel, konferans ve toplantı gibi bilgilendirici faaliyetleri sunmaktadırlar.Sivil toplum örgütlerinin sosyal sermayeye katkısının bir baĢka boyutu ise bireylerin çevreleriyle kurdukları iliĢkiye katkı sağlamasıdır.Bireyler örgütlere katılarak aileden sonra güvene dayalı iliĢkilerin geliĢtirilmesinde büyük bir katkı sağlamakta, sosyal ve siyasal düzeyde kendilerini daha güvende ve güçlü hissettirmektedir.

Sivil toplum örgütleri her zaman sosyal sermaye üzerinde olumlu bir etkiye sahip olmamaktadır. “Sivil toplum örgütünün amacının ve faaliyetlerinin ülkenin ve toplumun genel politikalarıyla çatıĢmaması, bu konuda belirleyici bir ölçüt olarak değerlendirilebilir.”(Karagül ve Masca, 2005, s. 45)Yasal olmayan birtakım faaliyetlerde bulunan bazı sivil toplum örgütleri de bulunmaktadır ki bu örgütler topluma yararlı olmaktan ziyade zararlı bir yapıya sahiptirler.Dolayısıyla da bir toplumdaki sosyal sermayeyi arttırmak yerine azaltmaktadırlar.

2.6.3 Kamusal Hayat

Sosyal sermayenin bir diğer kaynağı kamusal hayattır ki burada kamusal hayatın sosyal ve siyasal her iki yapısı da sosyal sermaye üzerinde etkili olmaktadır.Aile ile baĢlaya güvene

46

dayalı etkileĢim, toplum içersinde belirli bir hedef doğrultusunda bir araya gelen sivil toplum örgütleri ile devam etmektedir.Ancak bir toplumda tüm bunların olabilmesi kamunun yapısı ve bireylere çizdiği sınırlar büyük bir önem arz etmektedir.

Kamuda bilgi ve emeğe hak ettiği değerin verilmemesi ya da bu yöndeki tereddütler, birtakım eleĢtiri amaçlın yaklaĢımların Ģüphe ve endiĢeyle karĢılanması veya insanların hak ettiği değeri göremediği türündeki düĢüncelerin, insanların sosyal iliĢkilerini büyük ölçüde gerilettiği söylenebilir.Ayrıca benzeri yaklaĢımların,toplumda çoğu insanları çift karakterli/iki yüzlü yaĢamaya zorladığı da gözlerden uzak tutulmamalıdır.Dolayısıyla böyle bir toplumda, hem sosyal iliĢkiler zayıflamakta hem de ikiyüzlülük nedeniyle mevcut iliĢkiler, tamamen güven ortamından uzaklaĢtırılmaktadır(Karagül, 2012, s. 111).

2.6.4 Diğer Unsurlar

Sosyal sermayeye kaynaklık eden unsurlar incelendiğinde toplumu bir arada tutabilen, bireyleri güven çerçevesi içerisinde hareket ettirebilen, bireyler arasındaki etkileĢimi sağlayan tüm faktörlerin ve değerlerin sosyal sermayenin birer kaynağı olduğunu söylemek mümkündür.

Sosyal sermayenin üzerinde etkili olan unsurlardan birisi, her geçen gün etkisini daha da fazla arttırmakta olan, medya olarak adlandırılan, televizyon, radyo, internet, gazete, dergi gibi kitle iletiĢim araçlarıdır.Karagül (2012, s. 112)‟e göre kitle iletiĢim araçlarının

toplumun değer yargılarını; verdikleri haberler, yorumlar, belgeseller ile

etkilemektedir.Toplumu bir arada tutmada etkili olan değer yargıları dikkate alınmadan ya da tartıĢma konusu haline dönüĢtürülerek verilen program ve haberler neticesinde toplumda çözülmeler ve akabinde de sosyal sermaye de azalma meydana gelmektedir.Bunun yanı sıra televizyon, internet gibi kitle iletiĢim araçları neticesinde yüz yüze iliĢkiler azalmaktadır.

McQuail‟in de iĢaret ettiği (Barrett & Braham,1995:96), medya önemli bir sosyalizasyon aracı olmasının yanı sıra çok güçlü bir „de-sosyalizasyon‟ olma niteliğine de sahiptir(Arslan,2004- a).Daha açık bir anlatımla medya kimi zaman ana-baba, eğitim kurumları ve öteki toplumsal kontrol ve sosyalizasyon ajanları tarafından bireylere kazandırılan toplumun temel değerlerini ve normlarını,tahrip edici ve bozucu iĢlevler de yerine getirebilmektedir(Arslan, 2004, s. 6).

Sosyal sermayeye olumlu ve olumsuz yönde kaynaklık edebilerek etkileyen bir diğer unsur toplumdaki beĢeri kalkınma düzeyidir.Karagül ve Dündar (2006, s. 67)‟a göre ülkelerin ekonomik ve sosyal anlamda baĢarılı olmasında etkili olan sosyal sermayenin geliĢtirilip, sürdürülmesi için bu ülkelerin birtakım faaliyetlerde bulunması gerekmektedir.Sosyal sermayenin arttırılması için beĢeri sermayenin de dikkate alındığı BeĢeri Sermaye Endeksi (BKE) ile olan etkileĢimi ortaya koyulmalıdır. “YaĢam süresi (yıl), yetiĢkinlerdeki

47

okuryazarlık oranı (%), okullaĢma oranı (%),kiĢi baĢına düĢen GSYĠH oluĢan BKE‟nin düzeyi toplumun ekonomik ve sosyal alandaki baĢarısını yansıtan önemli bir ölçüttür.Dolayısıyla BKE‟nin yüksekliği ilgili toplumdaki sosyal sermaye düzeyinin de yüksek olmasını gerektirmektedir.”(Rupasingha vd.‟den aktaran Karagül ve Dündar, 2006, s. 67)

Toplumdaki gelir dağılımı da sosyal sermaye üzerinde etkili olan unsurlardan birisidir. “Bir toplumda gelir dağılımının bozuk olması insanlar arası güvenin ve sosyal barıĢın tesisini zorlaĢtırmaktadır.Toplumdaki gelir farklılığının büyük olması, önemli ölçüde yolsuzlukların ve haksız kazançların varlığı konusunda toplumda ciddi endiĢelere yol açabilmektedir.”(Karagül ve Dündar, 2006, s. 69)Dolayısıyla da toplum içerinde birbirinden uzaklaĢan, birbirine güvenmeyen bireyler ortaya çıkacaktır ki böyle bir toplumda sosyal sermayeden bahsetmek çokta mümkün olmamaktadır.

Bir toplumdaki sosyal sermaye ile o toplumdaki adalet mekanizması arasında da yakın bir iliĢki olduğu açıktır.Bireylerin birbirlerine güvenebilmeleri için öncelikle o toplumda can ve mal güvenliklerini sağlayacağına, haklarını koruyacağına inandıkları bir adli mekanizma bulunması gerekmektedir.

Sosyal barıĢın sağlanması için ülkedeki adalet sisteminin „adaletinden‟ hiç kimsenin en ufak bir kuĢkusunun bulunmaması vazgeçilmez bir zorunluluktur.Çünkü toplumda haksızlığa uğrayan mağdur kiĢilerin en son güvenebilecekleri otorite adli makamlardır.Dolayısıyla ilgili kiĢilerin haklarını alabilmeleri, kendilerini ait oldukları topluma ve siyasi sisteme daha fazla bağlamaktadır.Aksi taktirde, sosyal alanda bir dizi çözülmelerle karĢılaĢmak kaçınılmaz olmaktadır.Bu da toplumda sosyal sermaye için gerekli olan güven ortamının kaybolmasına yol açmaktadır(Karagül ve Masca, 2005, s. 46).

Karagül (2012, s. 116)‟ e göre her varlık kendi varlığına anlam kazandırabilmek için mutlaka bir karĢıt tanımlamak zorundadır.Bunu yaparak her varlık karĢıtıyla olan mücadelesinde kendi varlığının haklı nedenleri olduğunu kanıtlama çabasındadır.Bu Ģekilde her sistem ya da devlette karĢıtını ortaya koymaktadır ki bunu yapan toplumlar iç barıĢlarını daha kolay sağlamakta, toplumsal güvenin geliĢmesine katkıda bulunmaktadırlar.Güvene dayalı sosyal iliĢkilerin yoğun olduğu toplumlarda dıĢarıya karĢı ülke çıkarlarını korumak adına ortak bir çaba sarf edilmektedir.

Toplum içerisindeki komĢuluk ve arkadaĢlık iliĢkileri de sosyal sermayeyi olumlu etkileyen unsurlar arasındadır.Toplumlardaki bu iliĢkiler güven bağlamında sosyal iliĢkilerin var olduğunu dolayısıyla da sosyal sermayenin arttırıcı unsurlarından olduğunu kanıtlar niteliktedir.

48