• Sonuç bulunamadı

SOSYAL GÜVENLİK, SİGORTA SİSTEMLERİ VE TAZMİNAT HİZMETLERİ

T.C. Anayasası uyarınca (Madde 60) “herkesin sosyal güvenlik hakkı vardır”. Devlet, sosyal güvenliğin temini için gerekli tedbirleri alır ve teşkilatı kurar. Ülkedeki sosyal güvenlik sistemi iki kanunla düzenlenmiştir: Devletin, işverenlerin ve çalışanların görev ve sorumlulukları (2006, 5502 sayılı)

“Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunu” ve (2006, 5510 sayılı) “Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu” ile düzenlenmiştir.

9.1. Sosyal güvenlik sisteminin tarihçesi

Türkiye’de sosyal güvenliğin anlaşılıp uygulamaya geçmesinin uzun bir geçmişi vardır. Osmanlı dönemi öncesinde dahi, Orta Asya’da yerleşik oldukları dönemde ve Anadolu Selçuklu döneminde Türk topluluklarında sosyal güvenlik tedbirlerine rastlanmıştır. Türkiye Cumhuriyetinin ilk yıllarında, 1924 Anayasasında genel anlamda insanların sosyal haklarından söz edilmiştir. O dönemde, emeklilik sandıkları kanunu yürürlüğe konmuştu. 1936’da çıkarılan ilk İş Kanunu ile Sosyal Sigortalar Kurumu kurulmuş ve sosyal güvenliğin ilkeleri ortaya konmuştur. 1945 yılında, İş Kazaları, Meslek Hastalıkları ve Analık Sigortaları Kanunu yürürlüğe girmiştir. Aynı yıl İşçi Sigortaları Kurumu Kanunu da çıkarılmıştır. Konuyla ilgili üç kanun yürürlüğe girmiştir: 1950 (İhtiyarlık Sigortası Kanunu), 1951 (Hastalık ve Analık Sigortası Kanunu) ve 1957 (Maluliyet, İhtiyarlık ve Ölüm Sigortası Kanunu).

(http://www.sgk.gov.tr/wps/portal/ 16 Mayıs 2015’te girilmiştir).

1961 Anayasası, ilk kez “sosyal güvenlik” kavramını getirerek çalışma yaşamına ve sosyal politikalara yaklaşımda önemli bir değişiklik yapmıştır. 1963 yılından itibaren Devlet Planlama Teşkilatı tarafından

“10 Yıllık Kalkınma Planları” hazırlanmaya başlanmış ve bireyleri (işçileri) olası risklere karşı korumak amacıyla sosyal güvenlik sistemi getirilmiştir. 1964 Sosyal Sigortalar Kanunu çağdaş anlamda, işverenlerden ve çalışanlardan prim toplama ilkesine dayalı, bütüncül bir sosyal güvenlik yapısı oluşturmuştur. Sonraki yıllarda, başka bir dizi kanun da yürürlüğe girmiştir: Esnaf ve Sanatkârlar ile Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumunu (BAĞ-KUR) kuran kanun 1971’de; Tarım İşçileri Sosyal Sigortalar Kanunu 1983’te; Tarımda Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanunu.

İzleyen yıllarda, standartları aynı kılmak ve sürdürülebilir bir sosyal güvenlik sistemi yaratmak için sosyal güvenlik reformu yapmak bir gereklilik olmuştur. Buna göre, 2006 yılında 5502 sayılı kanunla Sosyal Güvenlik Kurumu kurulmuş ve üç sosyal güvenlik sistemi aynı çatı altında toplanmıştır. Bu sosyal güvenlik sistemlerinin birleştirilmesiyle birlikte, yeni sistemde nüfusun %81’i kapsam altına alınmıştır. Aynı yıl, bireylere sosyal sigorta ve genel sağlık sigortası sağlaması ve nüfusun tamamı için eşit, erişilebilir ve kaliteli sağlık hizmetleri yaratması istenen sosyal güvenlik sistemini çağdaş standartlara kavuşturmak üzere ikinci bir kanun (5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu) yürürlüğe konmuştur.

9.2. Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) ve sigorta sistemleri

1990 yılından bu yana, sosyal güvenlik sistemi temel olarak erken emeklilik politikaları, kayıtdışı ekonominin oranı ve düşük sigorta toplama oranı nedeniyle bir dizi mali sorundan muzdarip olmuştur. Ayrıca, sistem nüfusun tamamını kapsam altına almıyor ve yoksulluğa karşı yeterli güvenceler bulunmuyordu. Bu yüzden, sistemin yeniden yapılandırılması gerekliliği karşısında 2006 yılında Sosyal Güvenlik Kurumu kurulmuş ve (5510 sayılı) Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu yürürlüğe konmuştur. Reformdan geçirilen sosyal güvenlik sistemi birbirini tamamlayan dört bileşenden oluşmaktadır:

48

● Genel sağlık sigortasıyla ülke nüfusunun tamamına sunulan eşitlikçi, koruyucu ve kaliteli sağlık hizmetleri

● İhtiyaç sahiplerinin hizmetlere erişimini sağlayan bir yardım sistemi

● Sağlık sigortasından ayrılmış, kısa ve uzun vadeli sigorta kollarını içeren tek bir emeklilik rejimi

● Vatandaşların gündelik yaşamlarını çağdaş ve etkin hizmetlerle kolaylaştıran yeni kurumsal altyapı

Sosyal güvenlik sistemine dayalı olarak, 2006’da (5510 sayılı) çıkan Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu iki alanda sigorta sağlar: sosyal sigorta ve genel sağlık sigortası. Sosyal sigorta boyutunda, hem kısa vadeli hem de uzun vadeli sigorta programları sağlanır (Tablo 9.1). Tüm çalışanlar hem uzun vadeli sigorta programlarından hem de genel sağlık sigortası hizmetlerinden yararlanır. Hizmet sözleşmesiyle çalışan bireyler de iş kazası, meslek hastalığı, analık sigortası programları ve hastalık sigortası programlarından yararlanır. Devlet memurları ve isteğe bağlı sigortalananlar sadece genel sağlık sigortasından ve maluliyet, ihtiyarlık ve dulluk sigortası programlarından yararlanır (Tablo 9.2) (www.sgk.gov.tr/).

Tablo 9.1. Türkiye’de Sosyal Güvenlik Sistemi

5510 sayılı SOSYAL SİGORTALAR VE GENEL SAĞLIK SİGORTASI KANUNU, 2006

SOSYAL SİGORTA GENEL SAĞLIK SİGORTASI

49

9.3. Sosyal güvenlik hizmetlerinin finansmanı

Sosyal sigorta sistemi işçilerden, işverenlerden toplanan prim ve katkılarla ve devlet tarafından finanse edilir. Türkiye’nin sosyal güvenlik sistemi uzun ve kısa vadeli sigortalar, işsizlik sigortası ve genel sağlık sigortası için toplanan primlerle finanse edilmektedir. Ücretlerin üçte birden fazlası prim ödemelerine ayrılmaktadır: işçi katkı payı %14, işveren katkı payı ise %20,5’tir. Toplanan primlerin dörtte biri maluliyet, ihtiyarlık ve dulluk programlarına devlet katkısı olarak sağlanır (Tablo 9.3).

Tablo 9.3. İşçi ve işveren payı olarak prim oranları

Sigorta kolu İşçi payı İşveren payı TOPLAM Devlet katkısı

Bir bireyin sigorta menfaatleri kısa vadeli menfaat, uzun vadeli menfaat veya genel sağlık sigortası biçiminde olabilir.

 Kısa vadeli menfaat: Bu sigorta menfaati bir iş kazası veya meslek hastalığı (geçici iş göremezlik ödeneği, sürekli iş göremezlik geliri, dulluk geliri, evlenme ödeneği ve cenaze ödeneği) veyahut hastalık sigortası menfaati şeklinde (iş göremezlik ödeneği) ya da analık sigortası menfaati (analık hallerinde geçici iş göremezlik ödeneği, emzirme ödeneği) olarak uygulanır.

 Uzun vadeli menfaat: Bu sigorta kolu yaşlılık sigortası (yaşlılık aylığı, yaşlılık tek (toptan) ödeme ve ihya), maluliyet sigortası (maluliyet maaşı) ve dulluk sigortasını (dul aylığı, cenaze yardımı ve ihya, evlenme ve cenaze ödeneği) içerir.

 Genel sağlık sigortası menfaati: Bu sigorta sistemi, ülkedeki tüm sigortalılara ve sigortası olmayan bireylere, ekonomik durumlarına bakılmaksızın isteseler de istemeseler de sağlık hizmetlerine kapsamlı, adil ve eşitlikçi erişim sunmaktadır. Dar gelirli bireylere; haneye giren aylık geliri brüt asgari ücretin üçte birinden az olan ihtiyaç sahipleri ve sigortası olmayan vatandaşların ücretsiz sağlık hizmeti almalarını sağlayan bir sağlık kartı olan “yeşil kart” verilirdi. Bu sistem 2012 öncesinde uygulamada olup; 2012’de kaldırılmıştır ve bütün vatandaşlar genel sağlık sigortası sistemine dâhil edilmişlerdir. Aylık hane geliri brüt asgari ücretin üçte birinden fazla olan bireyler, gelirlerine orantılı olarak genel sağlık sigortası primi ödeyeceklerdir.

50