• Sonuç bulunamadı

Bu çalışmada obezite prevalansı %10.1, fazla kilolu prevalansı %15.3 olarak bulundu. Düzce’de fazla kiloluluk ve obezitenin önemli bir sorun olduğunu ve yapılan çalışmalar ile karşılaştırıldığında çocukluk çağı obezitesi sıklığında artış eğilimi olduğu görülmektedir. Araştırmada fazla kilolu ve obez oranları kırsal bölgede kentsel bölgeye göre daha yüksek bulundu. En yüksek obezite oranı bir kentsel bölge okulunda olduğu gibi en düşük orandaki obezite oranı da başka bir kentsel bölge okulunda bulundu. Çalışmamızda fazla kilolu öğrenci sıklığı kızlarda fazla iken obez sıklığı erkeklerde daha fazla bulundu. Zayıflık ise erkek öğrencilerde ve kentsel bölgede fazla bulundu. Araştırmada yaşa göre BKİ Z skorunun değerlendirilmesinde öğrencilerin %71.2’si normal kiloludur. Normal kilolu değerlendirilen kırsal ve kentsel öğrencilerde oranlar çok yakın bulundu. Kız öğrencilerde normal değerlendirilenler daha fazlaydı. Öğrencilerin boy uzunluğu tamamına yakın oranda normal bulundu. Bütün örneklem içinde beş öğrenci kısa boylu iken, ciddi bodur öğrenciye rastlanmadı. Boy uzunluğu değerlendirilmesinde cinsiyetler ve yerleşim yerleri arasında farklılık görülmedi.

Düzce’de yapılan bu çalışmada ana öğünlerden en az birini atlayan ve atlamayan öğrenciler arasında farklılık olmamakla birlikte obez öğrencilerin daha az öğün atladıkları bulundu. Öğrencilerde hem obez grupta hem de normal kilolu grupta en çok ihmal edilen öğün öğle yemeği olurken, en az ihmal edilen yemek akşam yemeği olmuştur. Düzenli olarak kahvaltı yapıldığı ve kahvaltının evde yapıldığı bulundu. Ancak obez öğrencilerin daha düzenli kahvaltı yaptığı görüldü. Düzenli öğle yemeği yiyenler obez grupta daha fazla bulundu. Katılımcıların yüzde sekseninin ev dışında yemek yemediği bulundu. Ev dışında yemek yiyenlerden aralarında istatistiksel fark olmasa da obez olanlar daha çok fast-food türü yemek yerken normal kilolu öğrenciler kebap-pide türü yemekleri tercih etmektedir. Ev dışında sulu yemek türü tercihi her iki grupta da düşüktür. Yemek arasında atıştırma alışkanlığı yüksektir ve obez öğrencilerde yemek arasında atıştırma alışkanlığı daha fazladır. Öğrenciler haftada bir veya iki kere fast-food tüketmektedir. Obez ve

88

normal kilolu öğrenciler arasında haftalık fast-food tüketimi bakımından fark bulunmadı. Öğrencilerin %15’i bu tür gıdaları hiç tüketmemektedir.

Çalışmamızda bir günde bilgisayar başında geçirilen süre her iki grupta benzer bulundu. Öğrencilerin beşte biri iki saat ve üzerinde bilgisayar ile zaman geçirmekteydi. Hiç bilgisayar başında zaman geçirmeyenler yaklaşık on öğrenciden dördü kadardı. On öğrenciden yedisi bir günde iki saat ve üzerinde televizyon izlemekteydi. Öğrencinin günlük oyunda geçirilen süresi ile obez ve obez olmayan gruplarda farklı bulunmadı. Çalışmamıza katılan öğrencilerin yaklaşık yüzde sekseni okula servis veya özel aracıyla giderken sadece yüzde yirmisi yürüyerek gitmekteydi. Bisiklet ile okula giden öğrenci yoktu.

Bulgular bazı ailelelerin çocuğun kilo durumunu doğru değerlendiremediğini düşündürmektedir. Bazı ailelerin çocukları obez olduğu halde durumun farkında olmadığı anlaşılmıştır.

Katılan aileler yüzde doksanın üzerinde bir oranda çocuklarının doğum ağırlıklarını hatırlamaktadır. “Obez” olarak değerlendirilen öğrencilerin doğum ağırlıkları 4000-5500 gr aralığında normal kilolu gruba göre daha fazla bulunmuştur. Çalışmamızda anne sütü alma ve sadece anne sütü alma süresi her iki grupta benzer bulunmuştur. Toplam emzirme süresi obez ve obez olmayan gruplarda farklı bulunmamıştır. Ancak normal kilolu öğrencilerin annelerinin yarısı bir yıldan fazla emzirirken, obez çocukların yüzde 44’ü bir yıldan fazla anne sütü almıştır. Mama ile beslenme sıklığı obez ve normal kilolu gruplarda yüksek olarak bulunmuştur. Çocuğunu mama ile beslediğini ifade eden anneler, mama ile beslemeye, obez olanlar daha fazla olmak üzere, yüzde seksene yakın oranda altı ay içinde başlamıştır.

Obeziteyle ilgili faktörler çok değişkenli analiz ile karıştırıcı etkilere göre düzeltildiğinde düzenli kahvaltı yapmamak, düzenli öğle yemeği yemek, hızlı yemek yemek, ebeveynin çocuğunun vücut ağırlığından memnun olmaması, çocuğun doğum ağırlığının 4000 gr ve üstü olması ve akrabalarda obez kişi sayısının fazla olması istatistiksel olarak anlamlı çıkmıştır. Öğle yemeğini nerede yediği, merdiven- asansör kullanıp kullanmadığı, aile yapısı, annenin BKİ’si ve babanın BKİ’si ile obezite arasında bir ilişki bulunamamıştır.

89

6.2. Öneriler

1. Düzce’de obez öğrencilerin sıklığı Türkiye genelinden ve içinde bulunduğu NUTS bölgesinden yüksek bulundu. Düzce’de çocukluk çağı obezitesinin büyüyen bir halk sağlığı sorunu olduğunun farkına varılmalıdır. Sorunun çözümü için Milli Eğitim Müdürlüğü, Halk Sağlığı Müdürlüğü ve D.Ü. Tıp Fakültesi gibi kurumlarla birlikte eylem planı ortaya koyarak uygulamaya geçilmelidir.

2. Beslenme alışkanlıklarının obezite gelişiminde etkili olduğu anlaşılmaktadır. Beslenme konusunda doğumdan itibaren doğru alışkanlıklar edinilmesi için toplum bazında bilinçlendirme çalışmalarına ağırlık verilmelidir.

3. İntrauterin dönemde anne sağlığının korunmasına önem verilmesi hem anne sağlığını hem de bebeğin sağlığını koruyacaktır. Diyabet, Gestasyonel Diyabet gibi iri bebek gelişimine sebep olan sağlık sorunlarının önlenmesi obezite için de koruyucu olacaktır.

4. Anne ve babanın beslenme alışkanlıkları çocuğa örnek olacak beslenme modeli olacağından çocukların ailelerine beslenme eğitimi verilmelidir. 5. Ailelerin çocuğunun vücut ağırlığı hakkında yanlış kanaatleri olduğu, ailenin

çocuğun vücut ağılığını yanlış değerlendirmesinin obezite açısından riskli olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumun obeziteye sebep olmasını önlemek için aileye vücut ağırlığının değerlendirilmesi ile ilgili eğitim verilmelidir.

6. Öğrencilerin devam ettikleri okullarında veya aile hekimleri tarafından boy ve kilo ölçümlerinin her yıl yapılıp, persantil veya z skoru gibi nesnel bir değerlendirme yöntemi ile değerlendirilerek ailelere bilgi verilmelidir.

7. Bu yaş grubundaki çocuklara sahip ebeveynlerin algılarının değiştirilmesi ve sağlıklı beslenme alışkanlıkları konusunda eğitilmesi hususunda hekimlere, öğretmenlere önemli görevler düşmektedir.

8. Anne ve babaların çocuklarının kilosundan memnuniyeti araştırılırken, memnun olmama nedenlerinin daha ayrıntılı araştırılmasına ihtiyaç bulunmaktadır.

9. Obezitenin oluşmadan önce öncelikle risk altındaki toplumun belirlenmesi korunmada daha etkili olabilir. Bu nedenle doğum ağırlığı yüksek olan çocuklar ve akrabalarında obez kişi sayısı fazla olan çocuklar taranarak risk

90

altında olanlar tespit edilmeli ve önlemler aile ile birlikte uygulanmaya geçirilmelidir.