• Sonuç bulunamadı

VERİ SETİ VE YÖNTEM

3.1. Sonuçların genel değerlendirilmes

Bu bölümde deyim, atasözü ve bilmece öğretimi ve ilköğretim 7. Sınıf öğrencileri ile atasözü, deyim ve bilmece dağarcıklarının belirlenmesine yönelik yapılan araştırma sonuçları üzerinde durulmuştur

Araştırmanın temel amacı; ilköğretimde 7. Sınıf düzeyinde öğrenim gören öğrencilerin deyim, atasözü ve bilmece dağarcıklarının belirlenmesi ve bunların öğretilmesidir. Yapılan uygulamada öğrencilerin kendilerine yöneltilen sorularla deyim, atasözü, bilmece deyince ne anladıkları ve dağarcıklarındaki deyim, atasözü, bilmeceler belirlenmeye çalışılmıştır.

İlköğretim 7. Sınıf düzeyinde öğrenim gören ankette bulunan altı soruya verdikleri cevaplara göre deyim, atasözü ve bilmece dağarcıkları belirlenmeye çalışılmıştır.

Uygulama, 2007–2008 eğitim-öğretim yılında Milli Eğitim Bakanlığına bağlı Hakkâri ili Yüksekova ilçe merkezinde bulunan yatılı ilköğretim bölge okulunda 7. Sınıfta öğrenim gören yüz (100) öğrenci ile yürütülmüştür. Öğrencilerin dağarcıklarında bulunan deyim, atasözü ve bilmeceleri belirlemek için sorulan sorulara verdikleri cevaplar incelenmiş, kullandıkları aynı atasözü, deyim ve bilmeceler gruplanmış ve ekler bölümünde sunulmuştur. Öğrencilerin yazdıkları arasında en çok sayıda deyim, en az ise atasözü dağarcığına sahip oldukları görülmüştür. Farklı öğrencilerin verdikleri cevaplarda görülen ve gruplanan atasözü sayısı (166), deyim (173) ve bilmece sayısı (169) tanedir. Anket ile 2006–2007 yılında ön uygulama yapıldığında çalışma grubunu oluşturan öğrencilerin en fazla sayıda atasözü ve hemen ardından ona çok yakın bir oranda deyim biliyor olmaları sonucu elde edilmiştir. Bilmece sorma dağarcığının ise; ön uygulamaya katılan öğrencilerde çok sınırlı olduğu görülmüştür.

2007–2008 yılında Hakkâri/Yüksekova ilçe merkezinde bulunan yatılı ilköğretim bölge okulunda 7. Sınıfta öğrenim gören öğrenciler tarafından deyim, atasözü ve bilmecelerin doğru kullanılıp kullanılmadığına ilişkin yapılan incelemeler sonucunda; deyim ve atasözünü karıştırdıkları belirlenmiştir. Özellikle kelimelerde değişiklik yaparak aslına uygun kullanımdan uzaklaştıkları, atasözlerinde kelimeleri daha doğru kullanıldıkları görülmüştür.

Öğrenciler sayıca az olsa dahi en doğru kullanımı, atasözlerinde göstermişlerdir. Bunun yanında atasözlerinde, aynı anlama gelen kelime kullanımını tercih etmişlerdir. Örneğin, ‘‘Bana dostunu söyle sana kim olduğunu söyleyeyim’’ atasözünü, ‘‘Bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim’’ şeklinde kullanmışlardır. ‘‘İşleyen demir pas tutmaz’’ yerine, ‘‘İşleyen demir ışıldar” şeklinde kullanılmışlardır.

Öğrencilerin deyim yerine atasözlerini kullandıkları görülmüştür. Deyimlerin kullanımında özellikle kelimelerin yanlış kullanımı görülmektedir. Anlam olarak karşılamasa da birbiri yerine kullanılan kelimelere rastlanmıştır. Ayrıca çok önemli bir noktada öğrencilerin deyimlerin kalıplaşmış söz öbekleri olduğunun bilincinde olmadan, kelimelerde zaman değişikliği yaparak kullanmalarıdır. Örneğin, ödüm patladı, açlıktan ölüyorum, sevinçten uçuyorum kullanımlarında görüldüğü gibi öğrencilerin birinci tekil şahıs kullanarak; deyimlerin ‘‘Ödü patlamak, Açlıktan ölmek, Sevinçten uçmak’’ olan asıl hallerini değiştirdikleri görülmüştür. Bu da gösteriyor ki; öğrenciler deyimleri nasıl duyuyorsa o şekilde akıllarında kalıyor.

Öğrencilerin büyük çoğunluğu ‘‘Deyim deyince ne anlıyorsunuz?’’sorusuna düzeylerine uygun cevap verememiştir. Cevapsız bırakmışlar ya da yanlış cevaplar vermişlerdir. Özellikle deyimleri kalıp halinde ezberledikleri görülmüştür. Deyimin ne olduğuna dair ifade becerilerinde sıkıntıları olduğu sonucu elde edilmiştir. Karıştırdıkları kullanımlara bakıldığında, anlatımda kullanılan atasözlerinin deyimle karıştırılmasıdır. Örneğin ‘‘Damlaya damlaya göl olur. Gülme komşuna gelir başına, Kızını dövmeyen dizini döver. Acı patlıcanı kırağı çalmaz.’’ Atasözlerini deyim yerine kullandıkları belirlenmiştir.

Öğrencilerin ‘‘Bildiğiniz deyimleri yazınız.’’ yönergesine ‘‘İstiklâl Marşı’’ ve ‘‘Ey Türk Gençliği’’cevabını vermesi, bu düzeyde olan öğrencilerin halk edebiyatı ürünleri hakkında yeteri kadar bilgilendirilme ile karşılaşmadığının kanıtıdır. Ayrıca bulundukları aile ve çevre ortamı içinde okulda aldıkları eğitimi pekiştirici desteklerle karşılaşma düzeyleri az ya da hiç olmadığından; bilmecelere göre deyim ve atasözlerinin okulda öğretildiği kadarıyla kaldıkları sonucu elde edilmiştir. Bilmecelerin yaygın olarak kullanımında daha fazla çeşitlilik görülmüştür.

Uygulamaya katılan öğrencilerde Türk kültürüne ait deyim, atasözü, bilmece dağarcığının gelişmesi için gereken önem verilmediği takdirde; sözlü anlatım becerisi gelişmemiş, özgüveni eksik, kendini ifade etmekte sıkıntı yaşayan bireyler yetişecektir. Çünkü sözlü anlatım becerisini geliştirmede, halk edebiyatı ürünlerini tanıma ve kullanmanın etkisi büyüktür. Öğrencilerin okuma hızlarının düşük olması ve kendini ifade etmekte sıkıntı yaşamaları kullandıkları kelime yanlışları ile açığa çıkmaktadır. Televizyon, gazete ve dergilerde kullanılan ya da satın alınan yiyecek, içecek ürünlerinin üzerinde yer alan yazıların bilmece olarak kullanılması da uygulama sonucunda elde edilen diğer bir sonuçtur. Öğrencilerin bilmece sormanın kıvrak zekâ, düşünme, düşündürme ve belli sonuca ulaşma kazanımının farkında olmadıkları görülmüştür. Alakasız ve argo kullanıma yönelik ifadeleri bilmece olarak algıladıkları sonucuna varılmıştır.

Bilmece dağarcığı, soru sorma ve soruya ilişkin düşünme becerilerini kazanmada önemlidir. Öğrencilerin bu becerilerin farkında olduğu görülmüş ve kültürümüze ait ürünleri düzeylerine uygun etkinliklerle verilirse öğrendikleri belirlenmiştir. Bu konuda eksiklik duyulan alanlarda önlemler alınarak, halk edebiyatı ürünlerine ders kitaplarında daha geniş yer verilmesinin etkili olacağı düşünülmektedir. Özelikle Türkçe ders kitaplarına alınan okuma parçalarının kültürel değerlere yeterince yer vermesine dikkat edilmelidir. Çünkü deyim ve atasözü dağarcığının gelişimi, kültürel içerikteki metinlerle daha rahat ilişkilendirilebilir. Bunun yanında ders kitaplarında her metin sonrası içinde yer alan atasözü ve deyimin metindeki kullanımına uygun açıklamasına yer verilmektedir. Bu durum öğrenciyi hazıra alıştırmakta ve tek taraflı öğrenme sağlamaktadır. Aksine bu konuda

anlamın atasözü ve deyimler sözlüğünden öğrenci tarafından bulunup öğrenilmesi araştırma, öğrenme becerisini de geliştirecektir. Öğrenilen deyim, atasözü ve bilmecelerin seviyeye uygun olarak kullanma fırsatı diğer derslerde de sağlanmalıdır.

Öğrencilerin kelime hazinelerinin az oluşu, sözlü halk edebiyatı ürünlerinin kullanımına yönelik becerilerinin olumsuz etkilenmesine bir etken olarak ilköğretim birinci kademede genellikle birleştirilmiş sınıflı okullarda öğrenim görmeleri düşünülebilir.

3. 1. 1. Atasözü Dağarcığı ve Bunların Kullanımına Yönelik Sonuçlar

Bir toplumun yaşam tarzı, kültürü ve gelenekleri atasözlerinde yansır. Toplumun bireyleri atasözlerinde ortak kültürü ve bağlılığı yaşarlar. Özellikle yaşadığı toplumun çıkarlarını gözetme ve kültürel değerlerine sahip çıkmayı hedefleyen öğrenciler yetiştirmek istendiğinde atasözü öğretimine de gereken önem verilmelidir. Bu araştırmada öğrencilerin, ders kitaplarında kullanılan atasözlerini hatırlarında tutma becerilerinin daha fazla olduğu görülmüştür. Deyimlerden daha başarılı olup, atasözünde değişiklik yapmadan kalıplaşmış şekilde bilmektedirler.

Öğrencilerin atasözleri dağarcığının en az sayıda olduğu görülmüştür. Araştırma sonucunda 166 tane atasözü belirlenmiştir. Öğrencilerinden çoğunun bilinen ve çok kullanılan atasözlerini daha fazla hatırda tuttukları görülmüştür. Buna örnek olarak; “Ağaç yaş iken eğilir” atasözü yirmi dokuz, “Damlaya damlaya göl olur” atasözü yirmi beş, “Üzüm üzüme baka baka kararır” atasözü on altı, “Sakla samanı gelir zamanı” atasözü on sekiz, “Ayağını yorganına göre uzat” atasözü on üç öğrenci tarafından en sık kullanılan atasözleridir. Bazı atasözlerini ise yanlış bildikleri ve kullandıkları belirlenmiştir. Örneğin, ‘‘Cahile laf anlatmak deveye hendek atlatmaktan daha zordur’’ atasözü yerine , ‘‘Deliye laf anlatmak deveye hendek atlatmak gibidir’’ şeklinde kullanmışlardır. Farklı kelimeler kullanarak aynı anlamı sağlamaya çalışmışlardır.

Yapılan araştırma sonucunda öğrencilerin dağarcığında sayıca fazla görülen atasözleri şunlardır:

Ak akçe kara gün içindir. Ağaç yaş iken eğilir.

Üzüm üzüme baka baka kararır. Damlaya damlaya göl olur. Akıl yaşta değil baştadır. Ayağını yorganına göre uzat. Acele işe şeytan karışır. Sakla samanı gelir zamanı.

Dil, bir milletin kültürünün taşıyıcısıdır. Bu nedenle ana diline ait kuralları ve özellikleri nesillere kazandırmada o dile ait edebi ürünlerin kullanımı gerekmektedir. Öğrencilerin gelişim özelliklerine göre uygun edebi eserlerle tanışmaları, onları öğrenmeleri, kültürel bilinç kazanmalarını sağlayacaktır. Atasözlerinin geçmişten geleceğe ışık tutacak olan ders verici, öğütleyici, maddî ve manevî kültürü yansıtıcı etkisi düşünüldüğünde; öğrencilerin atasözlerini seviyeye uygun kullanımlarında zengin bir atasözü dağarcığına sahip olmadıkları görülmüştür. Atasözlerinin az olması eğitim ortamlarında atasözü öğretimine yönelik gereken hassasiyetin verilmesini gerektirmektedir. Özellikle dinleme yoluyla atasözlerinin hatırda kalıcılığı artmaktadır. Araştırma sonuçlarına bakıldığında; günlük yaşamda olaylarla ilişkilendirilerek en çok kullanılan atasözlerinin öğrenciler tarafından hatırda kalıcı olduğu görülmüştür. Bir diğer önemli hususta; atasözlerinin anlamına uygun kullanımıdır. Öğrencilerin atasözü kullanımında kelime değişiklikleri yaparak özüne bağlı kalmadıkları belirlenmiştir.

3. 1. 2. Deyim Dağarcığı ve Bunların Kullanımına Yönelik Sonuçlar

Deyimler, bir dilde hayal gücü gelişimini ve kuvvetli anlatım gücünü sağlayan sözlerdir. Özellikle gelişim dönemleri açısından ilköğretimde, etkili anlatım becerisinde deyimlerin öğretimi göz ardı edilemez. Deyimlerin soyut anlamlı ve mecaz anlamlı içerikleri düşünülürse, öğretimi açısından da nasıl bir yöntem izleneceği belirlenir. Bu araştırma soncunda; öğrencilerin deyim dağarcığı konusunda özellikle eğitim ortamında ilişkilendirme yapılan ve ders kitapları metinlerinde yer alan deyimleri daha fazla kullandıkları belirlenmiştir. Öğrencilerin

deyim dağarcığı, atasözleri dağarcıklarına göre daha fazladır. Deyimlerde kelimeleri yanlış kullandıkları, anlam olarak karşılamasa da birbiri yerine kullanılan kelimelere rastlanmıştır. Ayrıca çok önemli bir noktada öğrencilerin deyimlerin kalıplaşmış söz öbekleri olduğunun bilincinde olmadan, kelimelerde zaman değişikliği yaparak kullanmalarıdır. Öğrencilerin deyim dağarcığında 173 tane deyim yer aldığı belirlenmiştir. Bu araştırmada öğrencilerin dağarcığında yer alan en çok kullanılan deyimler şu şekildedir:

Etekleri zil çalmak. Göze girmek. Kalp kırmak. Kulak asmak. Etekleri tutuşmak. Ateş pahası.

Eli ayağına dolaşmak. Karnı zil çalmak. Dil uzatmak. Eli sıkı.

Öğrenciler deyim kullanımında; deyimde yer alan kelime yerine aynı anlama geldiğini düşündükleri başka kelimeler kullanmışlarıdır. Bu durum, Türkçe sözcüklerin anlamını tam olarak öğrenme ve nerede hangi anlamı karşılayacaklarına uygun kullanamama yetersizliklerinden kaynaklanmaktadır. Özellikle yukarıda yer alan deyimlerde, ‘‘Etekleri zil çalmak’’ deyimini ‘‘ Eteklerim zil çalıyor’’; ‘‘ Göze girmek’’ deyimini ‘‘Gözüme girdin’’, ‘‘Karnı zil çalmak’’ deyimi yerine ‘‘Karnım zil çalıyor’’ şeklinde kullanmışlardır.

Ayrıca deyimin kalıplaşmış söz öbeği halinden farklı olarak, öğrencilerin dağarcığında, değişik sözcüklerle yer ettiği belirlenmiştir. Öğrencilerin atasözü,

deyim ve bilmece dağarcığı açısından deyimlerin ilk sırada yer almasına; deyimlerin kullanım ve söyleyiş zenginliği sebep olmuş olabilir. Günlük yaşamda olaylarla ilişkilendirerek anlatım zenginliği sağlamada, etkileyici konuşmada kullanım yaygınlığı deyimlerde daha fazla olduğundan öğrencilerin de hatırda tutma düzeyi deyimler açısından olumlu etki sağlamış olabilir.

3. 1. 3. Bilmece Dağarcığı ve Bunların Kullanımına Yönelik Sonuçlar

Araştırma sonucunda öğrencilerin atasözlerinden daha fazla sayıda bilmece dağarcığına sahip oldukları görülmüştür. Bilmecenin çocuklar için dünyaya açılan bir pencere olduğu düşünülürse bu durum sevindiricidir. Bilmecelerdeki anlatım kıvraklığı ve benzetimlerle anlatma gücü düşünülmeli ve öğrencilerin bu konuda dağarcıklarının gelişmesi için sınıf içi etkinliklerde düzenleme yapılmalıdır. Özellikle bilmece sorma geleneği, etkinlikler şeklinde yarışmalar düzenlenerek öğrenciye sevdirilmelidir. Bilmece dağarcığının atasözlerinden daha fazla olması gözleme dayalı ve öğretmen merkezli bir eğitimden öğrenci merkezli bir eğitim anlayışına geçirilerek sağlanabilir.

Öğrencilerin bilmecelerde özellikle kelime değişikliği yaparak, aynı nesne isimleri için farklı bilmeceyi sordukları görülmüştür. Örneğin; ‘‘Ağacı oymuşlar içine dünyayı koymuşlar (televizyon). Küçük bir kutu, içinde insan dolu (televizyon). Yol üstünde kırmızı bohça (domates). Yol üstünde aynalı bohça (domates). Resim yapar gündüz gece (ayna). Gece gündüz resim yapar (ayna). Gece çıkan beyaz sakallı dede (ay). Gökyüzünde yarım ekmek (ay). Gökte durur paslanmaz suya düşer ıslanmaz (güneş). Ateşe düşer yanmaz, suya düşer ıslanmaz (güneş). Ben yazarım o siler (silgi). Ben yazarım o bozar, hep zararlı o çıkar (silgi).” Öğrencilerin dağarcığında yer alan 169 bilmece belirlenmiştir.

Öğrencilerin bilmece dağarcıklarının zengin olması, derslerde etkili ve güzel konuşma düzeylerini olumlu etkilemektedir. Öğrenciler ile sınıf içi grup çalışmaları yapılmakta ve eğlenirken öğrenme sağlanmaktadır. Bilmecelerde bulunan nükteli anlatım ve anlama becerisi gelişmiş olan öğrencilerin özellikle tiyatro, drama ve diğer etkinliklerde de gönüllü olarak yer alabilmektedirler. Bilmece kullanımı

öğrencilerde sorgulama ve yorumlama becerilerini de geliştirmektedir. Derslerde öğretmen tarafından düzenlenen bilmece sorma etkinlikleri, oyunlaştırma ile hatırda tutma düzeyini arttırma açısından önem taşımaktadır. Araştırma sonucunda öğrencilerin bilmeceleri soru kısmı ve doğru cevap ile eşleştirmede sorun yaşamadıkları görülmüştür. Bu duruma, ezbere değil yaparak yaşayarak, öğrencinin katılımı ile bir süreç sağlanması imkân tanımış olabilir. Bilmece sorma geleneğinde soru ve cevap bir arada olduğundan öğrencilerin merak duygusu geliştirdikleri ve iletişim becerilerinde olumlu gelişme gösterdikleri belirlenmiştir. Özellikle diğer dersler açısından da soyut kavramların öğretilmesinde, anlam ilişkisi kurabilme ve düşünme gücü kazanma becerisinde öğrencilerde olumlu etki gösterdiği düşünülebilir. Öğrencilerin yatılı okulda okuyor olmalarının ve zamanlarının büyük çoğunluğunu öğretmenlerinin sorumluluğunda ve birlikte eğitim aldıkları akran grubu ile geçiriyor olmaları; öğretim sırasında öğrendiklerini yaşamlarına aktarma fırsatı sağlamış ve hatırda kalmasına olumlu katkı sağlamıştır.

Bu araştırmada öğrencilerin atasözlerine göre daha fazla sayıda bilmece dağarcığına sahip olduğu ve daha fazla oranda bilmecelerin ortak kullanımına sahip oldukları görülmüştür. Öğrenciler arasında en sık kullanımı belirlenen bilmeceler şu şekildedir:

Ağaç üstünde kilitli sandık (ceviz)

Ağacı oymuşlar içine dünyayı koymuşlar. (televizyon) Ben giderim o gider şuramda tık tık eder. (kalp) Ben giderim o gider ben dururum o durur. (gölge)

Biz biz idik otuz iki kız idik, ezildik büzüldük duvara yapıştık. (diş) Bilmece bildirmece el üstünde kaydırmaca. (sabun)

Benim adım iki hece çalışırım gündüz gece. (saat) Bir gelinim var giden gelenin elini öper. (kapı kolu) Bilmece bildirmece resim yapar gündüz gece. (ayna) Bilmece bildirmece dil üstünde kaydırmaca. (dondurma)

Çarşıdan aldım bir tane eve geldim bin tane. (nar) Güneş girmeyen eve o girer. (doktor)

Gökte durur paslanmaz suya düşer ıslanmaz. (güneş) Hanım içerde saçı dışarıda. (mısır)

Hangi top zıplamaz? (kartopu) Yol üstünde kırmızı bohça. (domates) Yeraltında sakallı dede. (pırasa)

Fazla sayıda bilmecenin ortak olarak sık kullanımı öğrencilerin yaş seviyesi göz önüne alındığında, bilmecelerin aynı yaşta soru-cevap niteliğinde eğlence amaçlı ve merak duygusunu içeren kullanımı ile ilişkilendirilebilir.

Benzer Belgeler