• Sonuç bulunamadı

Sonuç

Bu araştırmada okul öncesi eğitime devam eden 4-5 yaşındaki çocukların yılmazlık özellikleri ve yılmazlığı destekleyici faktörleri incelemek amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda okul öncesi öğretmenleri ve ebeveynlerden görüşmeler yoluyla nitel veriler toplanmıştır. Daha sonra okul öncesi öğretmenleri ve ebeveynlerden nicel veriler elde edilmiştir.

Öğretmen ve ebeveynlerle yapılan görüşmelerde yılmaz çocuk özellikleri, risk faktörleri, koruyucu faktörler, çağrıştırdığı, yılmazlık mümkün, yılmazlık mümkün değil, bilgi eksikliği temalarına ulaşılmıştır. Yapılan görüşmelerde en fazla azim, kendini ifade edebilme, olumlu bakış açısı, özgüven, inatçılık, girişkenlik, güç, yapabileceğine inanması, zeki olmak, başarılı olmak yılmaz çocuk özellikleri olarak dile getirilmiştir. Bu özelliklere ek olarak, cesur olmak, terbiyeli davranmak, zor ikna olmak gibi, çözüm üretebilmek, söz dinlemek, hareketli olmak, uyum sağlayabilmek, başarma isteği, öğrenme isteği, takdir edilme isteği, liderlik, sorumluluk bilinci, tutarlılık özellikleri dile getirilmiştir. Hayata sarılmak, kişilik yapısı, bağımsız davranabilme, güven duyabilmek, iletişim kurabilme özellikleri az sayıda da olsa dile getirilmiştir. Bulgularla benzer şekilde Cefai (2007), problem çözme becerileri, olumlu ve sosyal beceriler, güven, öz yeterlilik, sebat özelliklerinin risk altında bulunan çocuklar için önemli özellikler olduğunu dile getirmiştir. Rönnau-Böse ve Fröhlich-Gildhoff (2009) ise, problem çözme becerileri, öz yeterlilik becerilerine ek olarak, hayata olumlu bakma, en az ortalama zekâ, olumlu becerileri dile getirmişlerdir. Görüşler içerisinde yer alan zekâyı Condly (2006), ortalama ve yüksek zekâda olan çocukların akranları ile karşılaştırıldığında duygusal sıkıntıya ve depresyona karşı daha dayanıklı olduklarını ve travmatik olaylara karşı tatmin edici çözüm bulmasına yardım edebileceği şeklinde dile getirmiştir.

Yapılan görüşmelerde elde edilen diğer tema “risk faktörleridir”. Risk faktörleri, aile, okul, toplum olarak gruplanmıştır. Aile teması altında en fazla ilgisiz anne baba, ekonomik sorunlar, aile içi şiddet, baskıcı anne baba, cinsiyet ayrımı, annenin söz hakkının olmaması, boşanma dile getirilmiştir. Condly (2006), aşırı yoksulluğu risk faktörü olarak açıklamıştır. Görüşmelerde elde edilen faktörler, literatürle uyumludur. Bunlardan başka tutarsız anne baba, kontrollü anne baba, fiziksel yetersizlikler, çocukların çalıştırılması, çok eşlilik, ebeveynlerden birinin ölmesi, teknoloji kullanım problemi, kaza geçirmesi, hastalık, ailenin olumsuz tutumu, fizyolojik ihtiyaçların karşılanamaması, kız çocukların küçük yaşta evlendirilmesi gibi risk faktörleri de dile getirilmiştir. Yoksulluğa ek olarak bulguları destekler nitelikte Nolan, Taket ve Stagnitti’e (2014) göre, işsizlik, güvensiz istihdam, güvensiz konut, boşanma, ayrılık, ölüm ve aile içi şiddet risk faktörleri arasındadır. Gutman (2008), ailenin kalabalıklığı ya da evde çok çocuğun olmasını, ailede kişi başına düşen kaynak miktarını azaltacağından bir risk faktörü olduğunu dile getirmiştir. Bununla birlikte, elde edilen verileri destekler nitelikte Gutman (2008), çocuklar için en travmatik olaylardan birinin ebeveyn ya da birincil bakıcının ölümü olduğunu ortaya koymuştur. Okul risk faktörünün altında; çocukta dil sorunu, öğretmen baskısı, ilgisiz okul yönetimi, yetersiz okul aile işbirliği, ilkokula başlama yaşı, velide dil sorunu yer alırken; toplum risk faktöründe, toplumda şiddet, kötü arkadaşları olması, sosyal etkinlik yetersizliği, salgın hastalık, ve mülteci olmak özellikleri yer almaktadır. Bu araştırmada belirtilen risk faktörlerini destekler şekilde Dent ve Cameron (2003), aile, akran grubu, okul gibi çocuğun yaşamına etki eden sistemlerin çocukların gelişimlerini sağlıklı yönlendirmede önemli ve belirleyici olduğunu dile getirmiştir.

Koruyucu faktörlerden küçük aile desteği, aile ilgisi, büyük aile desteği en fazla dile getirilen özelliklerdir. Bulgularla aynı yönde, Cabaj, McDonald ve Tough (2014), ebeveynlerle iyi ve kaliteli zaman geçirilmesinin koruyucu faktör olduğunu dile getirmişlerdir. Ogelman (2015), anne ve babaların sevgi ve sıcaklık düzeyi ile çocukların yılmazlıkları arasındaki ilişkiyi ortaya koymaktadır. Anne ve babaların sevgi ve sıcaklık düzeyi arttıkça çocukların yılmazlığı artmaktadır (Ogelman, 2015). Daha sonra ailede şiddetin olmaması, ailede olumlu davranış, aile ortamı, ailenin olaylara olumlu bakış açısı, aile içindeki uyum, ailenin bilinçlendirilmesi ve eğitimli anne baba özellikleri görüşler içerisindedir. Condly (2006), strese karşı (yoksulluk, mahallede şiddet gibi) çocukların yılmazlığını açıklamak için aileye bakılması gerektiğini dile getirmiştir. Stres

durumunda yılmaz olan çocukların ailelerinin daha olumlu ebeveyn tutumlarının olduğu ve onların yaşamına daha iyi rehberlik ettiği ortaya konmuştur (Condly, 2006). Ayrıca, Gutman (2008), ebeveyn eğitiminin, ailenin eğitim kaynaklarına ve fırsatlarına ulaşmasını etkileyeceğini ortaya koymuştur.

Koruyucu faktörler temalarından biri olan “yöntem” teması içerisinde en fazla, hayatında destekleyen kişi olması ve yapabileceğine inanmak yer almaktadır. Hall vd. (2009), sevecen, olumlu, sosyal bir yetişkin ile güçlü bir ilişkinin koruyucu bir faktör olduğunu dile getirmiştir. Görüşmeler sonucunda yöntem teması altında, teşvik edilmek, baş etme becerisinin teşviki, çözüm üretmesine fırsat vermek, teknolojinin uygun kullanımı, eğitici televizyon programları, araştırmacılığını desteklemek, kural koymak, yoksunluk olarak görmemek, görmezden gelmek, içine atmak, durumu kabul etmek, üstesinden gelme deneyimi özellikleri de elde edilmiştir. Bahsedilen bulgularla paralel olarak Howard, Dryden ve Johnson (1999), ailenin çocuğuna kaliteli bakım vermesi, bebeklik, çocukluk ve ergenlikte çocuğun deneyimlerinin desteklenmesinin koruyucu bir faktör olduğunu dile getirmiştir.

Koruyucu faktörler temasının alt teması olan “okul” teması içerisinde en fazla, okul desteği, iyi yetişmiş öğretmen, okul-aile işbirliğinin olması, eğitim seviyesinin yükseltilmesi yer almaktadır. Görüşme bulgularıyla benzer bir şekilde, Gutman (2008), öğretmenler ve okul ortamlarının riskli durumlarda yaşayan çocuklar için koruyucu bir faktör olduğunu ortaya koymuştur. Sun ve Stewart (2007), okul desteğinin önemli olduğunu dile getirmiştir. Destekleyici öğretmenler ve okul ortamı çocukların gelişimi için önemlidir. Destekleyici bir öğretmen ve değer veren bir okul olumsuz deneyimlerin etkilerine karşı koruyucu bir tampondur (Dent, Cameron, 2003; Masten, Monn, 2015). İyi arkadaşları olması, eğitimde eşitlik, erken yaşta iyi eğitim az sayıda da olsa ‘okul’ teması içerisinde yer almaktadır. Gutman (2008), bir arkadaşı ile destekleyici bir ilişkisinin olması olumsuz koşullara karşı koruyucu olduğunu ortaya koymuştur. Ayrıca Cefai vd. (2014), çocukların zorlukları ve engelleri aşabilmesi için onları erken yaşta donatmak gerekliliğini dile getirmiştir.

Koruyucu faktörler temasının altında yer alan “çevre” temasında en fazla hoşlanılan etkinlikleri yapmak ve destekleyici fiziksel çevre görüşleri elde edilmiştir. Çevre teması içerisinde ayrıca, yaşadığı çevre, kurum desteği, kültürler arası etkileşim, maddi yardım ve sosyal etkinliklerin olması da yer almaktadır. Verilere paralel olarak, Afifi ve

MacMillan (2011), aile dışı üyelerden sosyal desteğin olmasını koruyucu faktör olarak dile getirmişlerdir.

Yılmazlığın “mümkün olduğunu dile getiren” görüşler içerisinde en fazla, geliştirilebilir olması, doğuştan gelmesi, destekle gelişebilir olması, yaşın büyümesi ile artacağı dile getirilmiştir. Daha sonra, yılmazlık için bir zorluk yaşamanın şart olması, desteğin gerekliliği, çocukların ilgi alanı, çocukların gelişim düzeyi, yılmazlığın genetik olarak mı yoksa çevrenin etkisi ile mi olduğunun bilinememesi dile getirilmiştir. Elde edilen verileri destekler şekilde Masten ve Coatsworth (1998), bireyin yılmaz olabilmesi için hayatında bir zorluğun olması ve bu zorluğun sonucunda da olumlu bir gelişim göstermesi gerektiğini dile getirmişlerdir.

Yılmazlığın çocuklarda “mümkün olmadığını” dile getiren görüşlerde en fazla travmanın

atlatılamayacağı görüşü dile gelmiştir. Daha sonra, çocukların yılmaz olamayacağı, zorlukta mutlu olunamayacağı, sorunların sorun getireceği, çocukların yaş özellikleri, yılmazlık için ciddi bir eğitimin gerekliliği görüşleri dile getirilmiştir. Görüşler içerisinde, çocukların yılmazlığının mümkün olmadığını dile getirmelerine rağmen, yapılan araştırmalarda, çocukların olumsuz koşullarda yaşamasına rağmen çocuklar için koruyucu faktörlerin varlığı ile risklerin telafi edilebileceği dile getirilmiştir (Gutman, 2008).

“Çağrıştırdığı” temasının altında anne, baba yer almaktadır. Yılmazlığın anne ve babaları çağrıştırdığı görüşleri dile getirilmiştir. Yılmazlık kelimesinin bazı görüşlerde annesi ve babası aklına geldiğini dile getirmişlerdir. “Bilgi eksikliği” teması içerisinde tanımda karmaşa ve karmaşa yer almaktadır. Ayrıca yılmazlığın tam olarak nasıl olduğunu ve yılmazlık kelimesinin ne anlama geldiğini bilmediklerini de dile getirmişlerdir.

‘Erken Çocuklukta Yılmazlık Ölçeği değerlendirmeleri 375 çocuk ile yapılmıştır ve çocukların cinsiyet dağılımı yaklaşık olarak eşittir (183 kız, 189 erkek). Çocukların yaş ortalaması 63,8 aydır. Çocukların çoğunun ilk veya ikinci çocuk oldukları görülmektedir. Ne yazık ki çocukların annelerinin % 32,8 ‘i ilkokul mezunudur. Çocukların babaları % 27,2 ile en fazla ilkokul mezunudur. Çocukların annelerinin % 78,9’ u herhangi bir işte çalışmamaktadır ve babalarının çalışma oranı ise % 85,6’dır. Sahip olunan çocuk sayısı ortalama 3 olarak bildirilmiştir. Çalışmaya katılan ailelerin aylık gelirleri 0 tl ile 10000 tl arasında değişmektedir.

Bu araştırmada ilk defa kullanılan ve yeni geliştirilen “Erken Çocuklukta Yılmazlık” Ölçeğinde ( EÇYÖ) yer alan maddelerin açıklayıcılığının yüksek olduğu ortaya çıkmıştır. Tabachnick ve Fidell (2005), maddelerin faktör yük değerinin 0,30 olmasının kabul edilebilir; 0,45 ve üzerinde olmasının ise iyi düzeyde açıklayıcılığa sahip olduğunu ifade etmektedir. Ölçekte yer alan maddelerin faktör yük değerlerinin 0,673 ile 0,823 arasında değişiklik gösterdiği görülmektedir. Erken Çocuklukta Yılmazlık Ölçeği bu bağlamda iyi düzeyde açıklayıcılığa sahiptir. Bu araştırmada tek faktörlü ölçek yapısının açıkladığı varyans oranının iyi olduğu, yani yapı geçerliğinin yüksek olduğu tespit edilmiştir. Erken Çocuklukta Yılmazlık Ölçeği’nin son şeklinde yer alan 39 maddenin toplam varyansın %52,528’ine açıklık getirdiği belirlenmiştir. Tek faktörlü desenlerde %30’un üzerinde olması; çok faktörlü desenlerde de açıklanan varyansın %40 ile %60 arasında olması yeterli kabul edilebilmektedir (Çokluk ve diğerleri, 2012). Ölçeğin nihai formunda yer alan 39 maddeye verilen cevapların cronbach alfa katsayısı 0,976 olarak hesaplanmıştır. Kalaycı (2009), alfa (α ) katsayısına bağlı olarak alfa 0.80 ile 1.00 arasında yüksek düzeyde güvenilir olduğunu ortaya koymaktadır.

Yeni geliştirilen diğer bir ölçekte Erken Çocuklukta Yılmazlığı Koruyucu Faktörler Ölçeğidir (EÇYKFÖ). 25 maddenin yer aldığı ilk boyut “aile desteği” olarak; 15 maddenin bulunduğu ikinci boyut “okul desteği” ve 5 maddenin olduğu üçüncü boyut da “çevre desteği” olarak adlandırılmıştır. Birinci boyuttaki maddelerin faktör yük değerinin 0,505 ile 0,781 arasında; ikinci boyuttaki maddelerin 0,608 ile 0,779 arasında; üçüncü boyuttaki maddelerin de faktör yük değerlerinin 0,510 ile 0,781 arasında farklılık gösterdiği saptanmıştır. Açımlayıcı faktör analizi sonucunda ölçekte üç boyut olduğu belirlenmiştir. Birinci faktör, ölçeğe ilişkin toplam varyansın %28,062’sini, ikinci faktör %17,693’ünü ve üçüncü faktör de %6,351’ine açıklık getirmektedir. Ölçeğin faktörlerinin toplamının toplam varyansın %52,106’sını açıklamaktadır. Bahsedilen ölçeğin açımlayıcı faktör analizi sonuçlarına göre ölçeğin yapı geçerliğinin iyi düzeyde olduğu ortaya konmuştur. Aile desteği boyutunda bulunan maddelerin düzeltilmemiş madde toplam korelasyonlarının 0,497 ile 0,769 arasında; okul desteği boyutundaki maddelerin 0,594 ile 0,745; çevre boyutundaki maddelerin de korelasyon değerlerinin 0,394 ile 0,642 arasında farklılık gösterdiği tespit edilmiştir. Başka bir anlatımla ölçekte yer alan maddelerin ölçülen özellik bakımından çocukları iyi derecede ayırt ettiği saptanmıştır. Ölçekte yer alan 45 maddenin cronbach alfa güvenirlik katsayısının 0,936 olarak hesaplandığı

saptanmıştır. Ölçek maddelerine verilen cevapların güvenirliğinin yüksek düzeyde olduğu tespit edilmiştir.

Erken Çocuklukta Yılmazlığı Koruyucu Faktörler Ölçeği değerlendirmeleri 358 çocuk ile yapılmıştır ve bu çocukların 175 ‘i kız, 181’i erkektir. Çocukların yaş ortalaması, 63,7 aydır. Çocukların büyük çoğunun ilk ve ikinci çocuk olduğu görülmektedir. Annelerin büyük çoğunluğu (% 33,5) ilkokul mezunudur. Çocukların babalarının % 27’si ilkokul mezunu ve daha sonra %20’si ise üniversite mezunudur. Çocukların annelerinin % 80,4’ünün herhangi bir işte çalışmadığı görülmektedir ve babalarının çalışma oranı ise % 86,9’dur. Annelerin yaş ortalaması 31,7 ve babaların yaş ortalaması 36’dır. Çalışmaya katılan ailelerin aylık gelirleri 0 tl ile 10000 tl arasında değişmektedir.

Araştırmada öğretmenlerin risk faktörü listesini doldurmaları istenmiş ve bu doğrultuda sınıflarında bulunan öğrencilerin risk durumları öğrenilmek istenmiştir. Bu risk faktörlerinden en fazla “anne –babanın eğitim seviyesinin düşük olması” 91 kez ve “yoksulluk “ 88 kez seçilmiştir. Bunlar dışında “cinsel istismar” ve “sokakta yaşamak (çadır gibi)” hiç işaretlenmemiştir. “Aile üyelerinden birinin intihara teşebbüs etmesi veya intihar etmesi” risk faktörü ise 2 kez işaretlenmiştir.

Bu araştırmada çocukların toplam yılmazlık puanlarının cinsiyete göre farklılık gösterdiği ve kız çocukların yılmazlık toplam puanlarının erkek çocukların toplam yılmazlık puanlarından yüksek olduğu bulunmuştur. Gutman (2008), koruyucu faktörler olarak işlev gören özelliklerin içerisinde cinsiyetin yer aldığını ortaya koymaktadır. Cinsiyet, çocuk olumsuz durumlarla karşılaştığında tepki verme şeklini etkiler ve benzer durumlarda çocukların verdiği tepkiler farklılık göstermektedir (Gutman, 2008). Aile stresine maruz kaldıklarında kadınların duygusal olarak daha az etkilenirler. Gutman (2008), erkeklerin aile stresine maruz kaldıklarında daha fazla risk altında olduklarını dile getirmiştir. Bununla birlikte, Werner (2000) yılmazlık araştırmalarında cinsiyet farklılıklarına odaklanılması gerektiğini dile getirmiş ve kadınların çocuklukta ve yetişkinlikte erkeklerden daha fazla olarak sorunların üstesinden geldiğini ortaya koymuştur. Werner ve Smith (2001), erkeklerin ilk on yaşlarında daha kırılgan olduklarını tespit etmişlerdir. Bununla birlikte, ilkokul çağındaki kız çocuklarının, erkek çocuklarına göre sosyal duygusal gelişme (iletişim, empati, yardım arama ve özerklik deneyimi) bakımından daha olumlu bir seviyeye sahiptir (Sun ve Stewart, 2007). Mayr ve Ulich (2009), cinsiyet etkilerini incelemek için 4 yaş, 5 yaş ve 6 yaş çocukları incelemiştir. Mayr ve Ulich (2009) PERIK ölçeğinde çocuğun cinsiyetinin önemli etkiler

içerdiğini ve kız çocuklarının erkek çocuklara göre daha yüksek puanlar aldığını ortaya koymaktadır.

Çocukların yılmazlık puanları annelerinin çalışma durumlarına göre anlamlı farklılık göstermemiştir. Bundan başka çocukların toplam yılmazlık puanları ile ailedeki çocuk sayısı, ailenin gelir durumu, annelerin yaşı ve babaların yaşı arasında anlamlı ilişki bulunamamıştır.

Bu araştırmada çocukların toplam yılmazlık puanları, onların doğum sırasına ve annelerin eğitim seviyelerine göre değişiklik göstermemiştir. Ancak babaların eğitim seviyelerine göre çocukların toplam yılmazlık puanları anlamlı farklılık gösterdiği bulunmuştur, F (4, 338)= 4.32, p< .05. Babası lise mezunu olan çocukların yılmazlık seviyelerinin, babası ilkokulu mezunu olan çocukların yılmazlık seviyelerine göre daha yüksek olduğu görülmektedir. Smith ve Werner (1992), uzunlamasına yaptığı çalışmasında düşük ebeveyn eğitiminin risk faktörü olduğunu dile getirmiştir. Ayrıca Gutman (2008), ebeveyn eğitiminin ailenin eğitim avantajlarına ve temel eğitim fırsatlarına erişimi etkileyeceğini ortaya koymuştur.

Koruyucu Faktörler Ölçeği ile Çocuk Yılmazlığı Ölçeği arasındaki ilişkiye bakıldığında, ailede koruyucu faktörlerin artmasıyla çocuk yılmazlığının artması ilişkilidir. Çocuk yılmazlığı ile okul koruyucu faktörü arasında da pozitif bir ilişki vardır. Okul koruyucu faktörünün artması ile çocuk yılmazlığı artması ilişkilidir. Bu araştırmada Çocuk yılmazlığı ile “çevre” koruyucu faktörü arasında bir ilişki bulunamamıştır. Toplam çocuk yılmazlığı puanları ile koruyucu faktörler toplam puanları arasında pozitif yönde ilişki vardır. Bu araştırmanın bulguları çocuğun yaşamında koruyucu faktörlerin artması ile çocuğun yılmazlığının artacağını göstermiştir. Alan yazında farklı koruyucu faktörlerin artması ile çocuğun yılmazlığı arasındaki pozitif ilişkiyi ortaya koymuştur. Buna örnek olarak, Condly (2006), ebeveyn çocuk ilişkisinin strese karşı koruma sağladığını dile getirmiştir. Buna ek olarak, okulun çocukların gelişim ve destek hizmetlerinden yararlanması açısından önemli ve risk altındaki öğrencilerin direncini artırmaya yönelik girişimler için esas olduğu vurgulanmıştır. Ayrıca iyi bir aile ve destekleyici koşullar ile çocuğa yardımcı olunacağı ortaya konmuştur.

Öneriler

Bu araştırma yalnızca Şanlıurfa ilinde bulunan Milli Eğitim Bakanlığına bağlı anaokuluna ve anasınıfına devam eden 4-5 yaş çocuklarla gerçekleştirilmiştir. Aynı

araştırma, farklı şehirlerdeki okullarda yapılarak daha geniş bir örneklem grubu üzerinde çalışılması tavsiye edilir.

Araştırma yapılan sınıflarda gözlem yapılarak öğretmenlerin verdiği cevaplarla gözlemlerin tutarlı olup olmadığına bakılabilir. Öğretmen ve ebeveynlerin çocukların davranışları hakkında verdikleri cevapların çocuklarda gözlenip gözlenmediği kaydedilebilir.

Türkçe alan yazın incelendiği üzere okul öncesi dönemde yılmazlık ile ilgili araştırmaların bulunmadığı görülmektedir. Okul öncesi dönemde, 3-6 yaşı kapsayacak ve çocukları güçlü kılan faktörleri öğrenmeye yönelik araştırmaların arttırılması tavsiye edilmektedir.

Yılmazlık ile ilgili uzunlamasına çalışma yapılabilir. Belirlenen bir bölgede bebeklikten yetişkinliğe kadar çocukların incelenip, hayatlarındaki risk faktörleri, koruyucu faktörler belirlenerek daha kapsamlı bilgiler sunulabilir. Bu yapılacak olan uzunlamasına çalışma Türkiye de birçok alana ışık tutabilir.

Bu araştırmada yılmazlık ile çevre koruma faktörü arasında bir ilişki bulunamamıştır. Risk durumu bulunan ve risk durumu bulunmayan çevrelerde yapılarak çevrenin etkisi daha kapsamlı incelenebilir. Bu şekilde çevrenin etkili olup olmadığı daha net bir şekilde ortaya konabilir.

Bu araştırma, il ve ilçelere bağlı bulunan köylerde yapılarak köyde yaşayan çocukların yılmazlık düzeyleri ve onları koruyucu faktörler öğrenilmeye çalışılabilir.

Bu araştırma okul öncesi eğitime devam eden Çocuk Esirgeme ve Yetiştirme Kurumlarındaki 4-5 yaş çocuklarda yapılarak çocukların yılmazlık özellikleri belirlenebilir. Ayrıca bu çocukların durumuna uygun koruyucu faktörler ölçeği geliştirilebilir. Çocuk Esirgeme ve Yetiştirme Kurumunda bulunan çocukların bebeklikten itibaren özellikleri gözlenebilir ve okul öncesi eğitimin bu çocukların yılmazlık gelişimlerini etkileme durumu incelenebilir.

Öğretmen ve ebeveynlere yönelik farkındalık sağlamak amacıyla yılmazlık ile ilgili eğitim verilebilir. Hizmet içi eğitimler ile öğretmenlere bu konuda bilgilendirmeler yapılabilir ve farkındalık sağlanabilir. Daha sonra öğretmenlerin de aldıkları eğitimleri ebeveynlere aktararak daha geniş kitlelere ulaşılması sağlanabilir. Bu eğitimler neticesinde yılmaz nesiller oluşturulmasına katkıda bulunulabilir.

Ne yazıkki mevcut öğretmen eğitimi programları yılmazlık tanımı ve gelişimiyle ilgili herhangi bir bilgi içermemektedir. Bundan dolayı öğretmen yetiştirme programlarının öğretmen adaylarının yılmazlık ve destekleyici faktörler farkındalığını arttıracak şekilde düzenlenmesi önerilmektedir.

Okul öncesi eğitimden itibaren bütün eğitim kademelerinde yılmazlık düzeylerini arttırmaya yönelik olarak öğrencilerin yılmazlıklarını destekleyici çalışmalar yapılabilir. Bu kapsamda mevcut programlar içerisinde düzenlemeler yapılabilir.

Yılmazlık ile ilgili çalışmaların az olması nedeniyle yapılan bütün çalışmalar alana katkı sağlayabilir. Bireysel, ailesel, çevresel risk faktörleri ve koruyucu faktörleri anlamaya yönelik büyük örneklemli ve farklı illeri içeren araştırmaların yapılması önerilmektedir.

KAYNAKLAR

Afifi T. O. & MacMillan, H. L. (2011). Resilience following child maltreatment:a review of protective factors. La Revue Canadienne De Psychiatrie, 56 (5) , 266-272.

Altundağ, Y. (2013). Anne-babası boşanmış ergenlerin psikolojik dayanıklılık

Düzeylerinde yordayıcı değişkenler olarak yasam doyumu ve yalnızlık. Yüksek

Lisans Tezi, Abant İzzet Baysal Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Bolu.

Arastaman, G. & Balcı, A. (2013). Lise öğrencilerinin yılmazlık algılarının çeşitli değişkenler açısından incelenmesi. Kuram ve Uygulamada Eğitim Bilimleri, 13(2), 915-928.

Aydın, B. (2010). Üniversite öğrencilerinin duygusal zekâ ve umut düzeyleri ile psikolojik

sağlamlıkları arasındaki ilişkinin incelenmesi.Yüksek Lisans Tezi, Karadeniz Teknik

Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Trabzon.

Benard,B. (1991). Fostering resiliency in kids: protective factors in the family, school, and

community. Washington: Department of Education.

Berson, I. R. & Baggerly J.(2012). Building resilience to trauma: creating a safe and supportive early childhood classroom. Childhood Education, 85 (6) , 375-379.

Bolat, Z. (2013). Üniversite öğrencelerinin psikolojik sağlamlık ve öz-anlayışları

arasındaki ilişkinin incelenmesi. Yüksek Lisans Tezi, Necmettin Erbakan

Benzer Belgeler