• Sonuç bulunamadı

AVM 1'DE

4.1. Sonuç

Bu çalışmada esas itibariyle, üzerindeki sınırların giderek kalktığı ve bu durumun küreselleşme olarak tanımlandığı dünyada yaygınlaşan tüketim kültürününün, günlük hayatın her alanında hissedilen dönüştürücü gücünün, eğitim üzerindeki etkileri incelenmektedir. Bu inceleme için de yine tüketim kültürünün yaygınlaşmasıyla beraber hayatlarımıza giren ve sayıları sürekli artan tüketim mekânları, AVM‟ler seçilmiştir.

Nitekim AVM‟ler tüketime dair tüm olguların bir arada bulunduğu en yaygın mekânlardır.

Günümüzde tüketmek kavramı, ihtiyaç duyulan ürün ya da hizmete kavuşulması anlamının ötesine geçmiştir. Artık bir ürün ya da hizmet ihtiyaç hali için değil sembolik değeri için alınmaktadır ki bu değeri moda denilen kavram sağlamaktadır. Moda sayesinde dünyanın bir noktasında popülerleşen her hangi bir ürün çok kısa zamanda başka ülkelerde de satılmaya başladıından, moda olan her şey kısa süreli ve değişkendir.

Bu kısa süreli ve değişken olma durumu modayla sınırlı kalmayıp günlük hayatın her alanında hissedilmekte ve her türlü ürün ve ilişki hızla tüketilmektedir.

Ritzer günlük hayatta yaşanan hızla tüketme durumunu ünlü fast food markası Mcdonalds üzerinden anlatır. Mcdonalds, Amerikanın sembolü haline gelmiş dünyanın her yerinde yaygınlaşmış bir markadır. Bu restorantlara gittiğinizde çok kısa bir sürede açlığınızı giderebilirsiniz ve dünyanın neresinde olursanız olun aynı ürünü yiyebilirsiniz. Mcdonadslarda çalışanların kurduğu diolaglara kadar her şey makine

mantığında çalışmaktadır. Yapılması gereken her şey kurallarla belirlenmiş durumdadır.

Ritzer günlük hayatta da durumun buna benzediğini, insanlar arasındaki ilişkilerin belirli kurallara sınırlandırıldığını, dünyanın her yerinde benzer deneyimlerin yaşanır olduğunu, ürünlerin ve hizmetlerin yani hayatın kısa sürede tüketilebilir bir hale dönüştüğünü belirtir. Böyle bir düzende tüketmek çok normal ve çok hızlı gerçekleştirilebilen bir eylem haline dönüşmüştür. Bu durumda da tüketilen her nesne çok kısa bir zaman için değer taşımaktadır. Ancak günümüz toplumunda bu hızlı tüketimden ya da modadan kaçış adeta imkânsız hale gelmiştir. Aksine insanlar tükettikleri kadar var olduklarına inandırılmış durumdadır. Öyle ki bir nesneyi para karşılığında satın almak, o nesneye sahip olmanın ötesinde, nesnenin sembol ve gösterge değerine sahip olmak anlamı taşır hale gelmiştir. Dolayısıyla nesnelerin değerinin sembollerle ve göstergelerle ifade edildiği günümüz toplumunda gösteri büyük önem taşımaktadır.

Tüketimin tüm dünyada yaşadığı dönüşümler, tüketimin küreselleşmesi olarak adlandırılır ve üç farklı kuramla ilişkilendirilir. Bu kuramlardan ilki olan Marsist kuram tüketim toplumunun kullandığı tüketim araçlarına yönelmekte ve araçlardan en başarılı olanının AVM‟ler olduğunu belirtmektedir. İkinci kuram olan Weberci kuram ise AVM‟lerin insanlar üzerinde sağladığı çekim gücünden bahsetmekte ve üçüncü kuram olan Postmodern toplumsal kuram bu çekim gücünün bozulması halinde neler yapılması gerektiğine yoğunlaşmaktadır. Yani her üç kuram da tüketimin küreselleşmesini AVM‟ler üzerinden değerlendirmektedir. Nitekim AVM‟ler tüketim kültürünün en somut göstergeleri hatta gösteri yerleridir. AVM‟lerdeki gösterinin oluşmasında, AVM‟lerin sahip olduğu korunaklı ortamları, vitrinler, çocuk oyun alanları, düzenlenen etkinlikler etkilidir. Bu tip gösterilere sahip olsa da AVM‟ler özünde piyasa isteği doğrultusunda şekillenen, kar elde etme amaçlı çalışan şirketlerdir.

Günümüz tüketim alışkanlıklarının, AVM‟lerin hızla yaygınlaşması yönündeki etkileri sonucunda AVM‟ler şehirler için birer merkez haline dönüşmüşlerdir.

Dolayısıyla da şehirde yaşayan herkesin ortak kullanım ve paylaşımına açık mekânların sahip olduğu kamusal mekân tanımı AVM‟ler için kullanılmaya başlamıştır. Tüketimin en büyük araçlarından olan bir mekânın kamusal mekân olarak tanımlanması ile kamusal ilişkilerde yaşanan ticari dönüşümler birbirlerini besler niteliktedir.

Kamusal ilişki, kapitalizm öncesi zamanlarda, insanların günlük hayatı esnasında yaşadığı, eğlence, dinlence ve iş aktivitelerinin bir bütün olarak kendiliğinden gelişmesi haliyken, günümüzde farklı bir boyuttadır. Artık gündelik hayat önceden planlanır olmuş ve eğlence kavramıyla iç içe geçmiştir. İşte tam bu noktada, yani kamusal ilişkinin eğlenceyle özdeşleşmesi ve kamusal olanın AVM‟lerde yaşanıyor oluşu gibi gelişmelerin birleşimi sonucu, AVM‟ler kendi gösteri dünyalarına her türlü kamusal ilişkiyi ekleyebilir olmuşlardır. Nitekim eğitim de bu gösterinin bir parçası olarak, çoğunlukla eğlenceli bir halde, AVM ziyaretçilerine sunulur olmuştur. Eğitimin bir gösteri aracı olarak sunulabiliyor oluşuna, neoliberal politikaların etkisiyle yaşadığı dönüşüm sebep olmaktadır.

Neoliberal politikalar sonucu eğitim, piyasanın ihtiyaç duyduğu insan gücünü yetiştirmeye yarayan bir kavram halini almış ve bu amaca ulaşmak için de anlamsal ve içeriksel olarak dönüşüme uğramıştır. Eğitim müfredatları daha önceki zamanlarda değer verdiği standart bilgi yerine, standart performansa yoğunlamıştır. Toplumsal olmaktan uzaklaşan eğitim, her birey için bir yatırım, sermaye haline dönüşmüştür. Bu sebeple de herkes kendi sermayesini, bilgisini, geliştirmek adına kendi uğraşını vermeye başlamış, piyasanın değer verdiği ve artan rekabet ortamıyla baş etmek için ihtiyaç duyduğu girişimcilik, verimlilik gibi özelliklerde kendini geliştirmeye başlamıştır.

Ancak bu alanlarda ya da başka alanlarda eğitim almak ve kendini geliştirmek isteyen birey bu ihtiyacını yine imkânları ölçüsünde karşılayabilmektedir. Çünkü eğitim imkânı olanın ulaşabildiği ticari bir metaya dönüşmüştür.

Bu tez kapsamında eğitimin ticari meta haline dönüşümü AVM‟lerde düzenlenen eğitim etkinlikleri aracılığıyla anlatılmıştır. Bunun yapılabilmesi için AVM‟lerin ne tür ve düzeyde eğitim etkinlikleri düzenledikleri incelenip sınıflandırılmış, etkinliklerin içeriği analiz edilmiş ve tanıtımlarında kullanılan söylemler eleştirel anlamda çözümlenmiştir. Bu çözümleme yapılırken, eğitimin ticarileşmesi ve tüketim kültüründen etkilenmesi durumunu göz önüne seren söylemlere Düzenlenen etkinlikler atölye çalışması türündeki etkinlikler, kültürel etkinlikler ve sertifikalı etkinlikler olarak sınıflandırılmıştır. Özellikle atölye çalışması türündeki etkinliklerin, isimlerinin aksine kısa süreli ve tek seferli eğitimler olması sebebiyle, vaad edilen bilgi ya da becerinin derinlemesine verilmesinin olanaksız olduğu, bu etkinliklerin düzenlenme amacının, çocuklar aracılığıyla, aileleri AVM‟ye çekmek

olduğu sonucuna varılmıştır. Nitekim bu amaç AVM‟lerin düzenledikleri eğitimlerin tanıtım ve duyurusu esnasında kullandıkları söylemlerde gözlenebilmektedir.

AVM‟lerde düzenlenen eğitim etkinliklerinin tanıtım ve duyurusu için kullanılan afişlerde yapılacak eğitimden bir reklam gibi bahsetmekte, böylelikle ticari olmayanı ticarileştirmektedir. Yani eğitim etkinlikleri AVM‟lerde pazarlanabilir bir meta halinde sunulmaktadır. Bu sunumda etkinliklerin eğlenceyle beraber veriliyor oluşu, katılımcıların buralarda eğlenerek öğrenecek oluşu söylemi yoğunlukla kullanılmaktadır. Nitekim geleceğin tüketicileri olan çocuklara ve onlar sayesinde ailelerine ulaşmayı hedefleyen AVM‟ler için eğlence önemli bir öğedir.

Eğlence, eğitim ve tüketimin iç içe geçtiği AVM‟ler yeni çağın gerekleri için en uygun yaşam alanı gibi gösterilmektedir. Bu duruma parelel olarak, düzenlenen etkinliklerde tüketim toplumunun değer verdiği moda, stil, popüler kültür kavramlarının sıkça kullanıldığı görülmüştür. Ancak eğitimlerde, AVM‟lerin yeni yaşam yerleri ya da yeni kamusal mekân olma özelliklerine yapılan vurgular bununla sınırlı kalmamıştır.

AVM‟ler sadece ailelerin bir arada zaman geçirebileceği yerler değil, düzenlenen etkinlik aracılığıyla iletişimsel sorunlarını çözebilecekleri yerler olarak da gösterilmektedir. Buna örnek olarak çocukların ebeveynleriyle beraber katılabileceği etkinlikler ve aile içi iletişimsel sorunların çözümünü konu edinen seminerler gösterilebilir. Dahası AVM‟ler tamamen yapay bir ortam olmasına rağmen, düzenlendikleri doğal yaşam temalı eğitim etkinliklerinde çocuklara doğayı öğretmeyi amaçlamaktadırlar. AVM‟ler böyle bir amaç edinirken, yeni kamusal mekânlar haline dönüşmeleri ve modern insanın yaşadığı zaman darlığı sebebiyle buraları tercih etmek durumunda kalıyor oluşundan beslenmektedirler. Oysa doğal yaşamın yapay alanlara sıkıştırıldığı bu eğitimler çocukların gerçek ve sahte ayrımını bulanıklaştırabilecek etkinliklerdir.

AVM‟lerde düzenlenen eğitimlerin tanıtımında kullanılan söylemler göstermiştir ki AVM‟ler de her şirket gibi günümüz piyasa koşullarının gerek duyduğu insan sermayesinin gelişimine önem göstermektedir. AVM‟lerde, iş dünyasının rekabet ortamında var olabilmek için gerek duyulan liderlik, girişimçilik, verimlilik ve etkili iletişime dair düzenlenen eğitim etkinlikleri bu duruma örnektir.

Sonuç olarak içinde bulunduğumuz zamanda, günlük hayatımızın birçok alanı, neoliberal politikaların etkisi altında tekrar şekillenmekte ve piyasaya hizmet eder

duruma dönüştürülmektedir. Kamusal mekân kavramının değişimi ve AVM‟lerin yeni kamusal mekânlar olarak adlandırılması bu durumum örneklerinden biridir. Bu

dönüşümü günlük hayatta, insanlar arası iletişimlerde, toplumsal başarının değil bireysel başarıların ön plana çıkıp rekabetin önem kazanmasında, insanların sürekli daha çok tüketme yönündeki eğiliminde, her şeyin alınır satılır bir hal almasında ve sonunda eğitimin de bir meta olarak sunulur hale gelip, reklam amacıyla kullanılabiliyor oluşunda gözlemlemek mümkündür. Nitekim tüketimin tapınağı olma özelliği taşıyan bir mekânda, AVM‟de, eğitime dair etkinliklerin düzenleniyor oluşu, günlük hayatın her alanı gibi eğitimin de ticarileşmiş oluşunun somut bir örneğidir.

Benzer Belgeler