• Sonuç bulunamadı

Geleneksel tarımın sürdürülebilirliği konusundaki endiĢeler, tarımın devamlılığı adına birtakım zorunlulukları da beraberinde getirmiĢtir. Son yıllarda yaĢanan geliĢmelerle birlikte ortaya çıkan bu zorunluluk sağlık ve çevre duyarlılıklarının bir sonucu olmuĢtur. Geleneksel tarımın, üretiminden tüketime tüm aĢamalarında rastlanılan bazı tehdit edici unsurlar yalnızca sağlık ve çevre ile ilgili kaygılara sebep olmamıĢ, enerji kullanımı ve biyoçeĢitlilik üzerindeki etkilerinin de görülmesini sağlamıĢtır. Artan nüfus ve küreselleĢme de organik tarım sistemine olan yönelimde büyük ölçüde katkı sağlamıĢtır.

Bu çalıĢmada organik tarım ekonomik boyutuyla ele alınmıĢ, tüketiciler arasındaki eğilimler yapılan anketlerle ortaya koyulmuĢtur. Ġstanbul ilindeki tüketicilerin organik ürün talepleri, ürünlerden beklentileri gibi çeĢitli tercih alanları hakkında sorular sorularak analizleri yapılmıĢtır.

Ankete katılan tüketicilerin söz konusu eğilimleri ile ilgili bağımlılık unsuru taĢıyan araĢtırma bulguları ve öneriler aĢağıda özetlenmiĢtir:

 Analiz sonuçlarına göre tüketicilerin cinsiyetlerinin organik ürün alma konusundaki istekleri ile arasında bir bağımlılık iliĢkisi söz konusu değildir. Kadınlar ve erkekler arasında organik ürünlerin tercih edilmesine duyulan isteğin ve önemin birbirlerine yakın oranlarda olması beklenen bir sonuçtur. Benzer Ģekilde ürünlerin alınma sıklığı, organik ürünler hakkındaki bilinç düzeyleri, en çok tercih edilen ürünler, ürünlerin alındığı ve gelecekte alınmak istediği yerler, organik ürün fiyatları konusundaki düĢünceleri, organik ürünler konusundaki bilgi kaynakları, organik ürünleri geleneksel tarım ürünlerinden ayırt etme Ģekilleri, organik tarımın kontrolü ve tanıtımları konularındaki görüĢleri ve organik ürün alma konusundaki engelleri ile ilgili de kadın erkek tüketicilerden birbirlerine yakın oranlarda cevaplar alınmıĢtır.

 Anket verilerinde farklı yaĢ gruplarındaki tüketicilerden elde edilen yanıtlar ile tüketim eğilimlerine dair daha anlamlı sonuçlar alınmıĢtır. Örneğin; evdeki gıda alıĢveriĢinden kimin sorumlu olduğu, organik ürünlerin ilk defa tüketilmeye baĢlandığı zaman, organik tarım ürünlerinin alındığı yerler, bilgi kaynakları ve ayırt etme Ģekilleri, organik tarımın kontrollü bir sistem olup olmadığı konusundaki düĢünceleri yaĢ unsuru ile birbirinden bağımsız olmayan değiĢkenlerdir. Örneğin, 35-49 yaĢ grubu arasındaki tüketicilerin %61‘i

118

alıĢveriĢlerini kendileri yapmaktayken, yine aynı tüketici grubu 5 yıldan fazla süredir organik ürün tercih etmektedirler. 25-34 yaĢ aralığındaki tüketicilerin %31‘i alıĢveriĢlerini süpermarketlerden ve semt/halk pazarlarından yapmaktadırlar. Diğer ayırt edici unsur, 65 yaĢ ve üzeri tüketicilerin %77‘sinin organik ürünler konusundaki bilgi kaynağının eĢ-dost tavsiyesi olması ve 15-24 yaĢ grubu arasındaki tüketicilerin %58‘inin organik ürünleri organik olmayan ürünlerden sertifika ve logoları sayesinde ayırmalarıdır. Tüm yaĢ grupları ile dikkate alındığında ise organik ürünleri organik olmayan ürünlerden ayırma konusunda en önemli etken %35 oran ile üzerindeki sertifika ve logolar olmuĢtur.

 Evli tüketicilerin bekâr tüketicilerin nüfusundan yaklaĢık %47 fazla olmasına rağmen organik ürünler konusundaki tutumlar arasında bağlayıcı çok fazla değiĢken bulunmamaktadır. Veriler, evde gıda alıĢveriĢinden sorumlu olan kiĢiler, ilk defa tüketilmeye baĢlanan zaman ve organik ürünler hakkındaki bilgi kaynakları gibi değiĢkenlerde bağımsızlık bulunmadığını göstermektedir. Evli tüketicilerden %48‘i alıĢveriĢlerini kendileri yaparken yine evli tüketicilerin %63‘ü organik ürünleri 5 yıldan fazla süredir kullanmaktadırlar. Aynı zamanda evli tüketicilerin yarısının bilgi kaynağı eĢ-dost tavsiyesidir. Evli tüketiciler bekâr tüketicilere göre ayırt edici unsurlarda daha belirleyici olmuĢlardır.

 Meslek grupları da yaĢ gruplarında olduğu gibi tüketici eğilimlerindeki bazı unsurlarda iliĢkili rol oynamaktadır. Özel sektör çalıĢanları %39,18 oran ile çoğunluğu oluĢturmaktadır.

Organik ürünlere olan talebin artmasına rağmen organik gıda pazarı dünya pazarı içerisinden sadece %2‘lik, Türkiye‘de ise %1‘lik bir paya sahiptir. Burada organik ürün alma sıklığının, tüketicilerin organik ürünleri almaya yeni baĢlamasının, bilinç düzeylerinin, özellikle de organik ürün satın almada karĢılaĢılan yüksek fiyat engelinin ve tanıtımlarının yetersiz bulunmasının büyük etkisi bulunmaktadır. Tanıtım kanallarının yetersiz bulunması ve eĢ-dost tavsiyesi ile organik ürünlere yönelinmesi de bu iddiayı destekleyici niteliktedir. Anketi yanıtlayan kiĢilerin tümü organik ürün tüketicileri olmalarına rağmen sonuçlar organik ürünlerin pazarlanması konusundaki bazı eksiklikleri ve engelleri ön plana çıkarmaktadır. Diğer ülkelerin pazarlarında olduğu gibi Türkiye‘de de stratejik ürünlere olan eğilim artırtılmalıdır. 2014 yılı ihracat verilerine göre ilk sıralarda yer alan incir ve fındık bu anlamda stratejik ürün olma potansiyeline sahip ürünlerdir. Doğru pazarlama stratejileri ile bu ürünlerin arzındaki artıĢ, primlerin iyileĢtirilmesi gibi unsurlar talepteki yükseliĢi sağlayacak nitelikte olabilecektir. Ürünlerdeki sertifikasyon bilincinin ve güven verici unsurların

119

artırılması gerekmektedir. Ülkemizdeki tarım alanlarının parçalı ve dağınık olmaları aynı zamanda sertifikasyon ile ilgili maliyetlerin de üreticilere yük gelmesine sebep olmaktadır. Sertifikalandırma aĢamalarında üreticilerin karĢısına çıkan maliyetlerin karĢılanması çoğu zaman zorlanmalarına sebep olmaktadır. Sertifikasyon sürecinde Bakanlık tarafından sağlanan kolaylıklar ve iĢ birlikleri bu konudaki engelleri ortadan kaldırmaya yardımcı olacaktır. Coğrafi özelliklerinin ve ekosisteminin tarım için elveriĢli olduğu ülkemizde biyoçeĢitliliğin sağlanması yanında ülke ve dünya pazarında da organik tarımın payının arttırılması ve rekabet avantajı sağlanmalıdır. Ürünlerde uygulanacak politikaların yanı sıra Tarım, Gıda ve Hayvancılık Bakanlığı yetersiz tedarik ve dağıtım engelinin de aĢılması ve tanıtımların basın- yayın organlarıyla daha fazla kiĢiye ulaĢtırılarak bilinç düzeyinin arttırılması için de çalıĢmalar yürütmelidir. Üretici teĢvikleriyle AB ile uyum çerçevesinde Türkiye pazarına yönelik destek programı oluĢturulmalı ve AB pazarlarına yakın olma Ģansı elde edilmelidir. Türkiye‘nin gerek Dünya pazarında gerekse kendi pazarı içinde daha büyük ticaret hacminin sağlaması için gerekli faktörler aĢağıda sıralanmıĢtır:

 Türkiye‘deki yurtdıĢı ticaret potansiyeli göz önüne alınarak yalnızca iç pazara değil dıĢ pazara da ağırlık verilmelidir.

 Organik ürünler konusunda bakanlıklar, özel kuruluĢlar, üniversiteler ve sivil toplum örgütleri organik ürün konusundaki tanıtımları desteklemeli ve insanları bilinçlendirmelidir.

 Gerek stratejik ürünlerle gerek organik tarıma elveriĢli yerlerin tespit edilmesiyle geliĢtirilecek yeni ürün modelleriyle biyoçeĢitlilik artırılmalıdır.

 Yetersiz tedarik ve dağıtım konusunda üretimden tüketim aĢamasına kadar tüm pazarlama kanalları daha etkin bir Ģekilde kullanılmalı, bu konuda her bir aĢamada kontroller sağlanmalı ve gerekli iyileĢtirmeler yapılmalıdır.

 Organik tarımın çevreye ve canlılara zarar vermeyen bir üretim sistemi olduğu konusunda tüketici ve potansiyel tüketicilere güven sağlanmalıdır.

 Parçalı ve dağınık arazilerin birleĢtirilmesi ve daha büyük üretim alanlarında çalıĢılması sağlanmalıdır.

120

 Organik tarım üreticileri sertifikasyon ve danıĢmanlık konularında mali anlamda desteklenmelidir.

 AB uyum çerçevesinde bir bilgi ağı oluĢturulmalı, tüm kontrol ve değerlendirmeler bu sistem üzerinden yapılmalıdır.

 Büyük oranda gerçekleĢen kentsel göçlerin önlenmesi için organik tarımı özendirici istihdam sağlanmalıdır.

 Ġthal edilen ürünleri yurtiçinde karĢılayacak veya ikame edecek ürünler konusunda çalıĢmalar yapılmalı, yerli ürünler özendirilmelidir.

 Tüketicilerin organik ürünleri almalarındaki yüksek fiyat engelinin ortadan kaldırılması için teĢvikler sağlanmalıdır. Ülkemizdeki gelir dağılımında yaĢanan bozukluktan kaynaklı talep yapısı ile ilgili iyileĢtirmeler yapılmalı, fiyat primleri bu faktöre göre belirlenmelidir.

 Özellikle ülkemizde sıkça tüketilen et, süt, yumurta, unlu mamuller gibi ürünlerin organik ürün sertifikalarına sahip olmaları konusunda çalıĢmalar yapılmalıdır.

 Özellikle hem yerli hem de yabancı turistlere hizmet veren turizm iĢletmelerinin ve benzer Ģekilde gıda sektörüne hizmet veren kuruluĢların menülerinde organik ürünlere yer verilmelidir.

 Kendiliğinden organik tarıma elveriĢli yerlerin özellikle küçük çiftçiler için organik tarımı düĢük maliyetlerle yapmalarına sebep olacağından bu alanlar belirlenmeli ve üretime teĢvik edilmelidir.

121

Benzer Belgeler