• Sonuç bulunamadı

Güvenilir ve kaliteli bir içme suyunun toplum sağlığı açısından önemi herkes tarafından bilinmektedir. Kaliteli bir içme suyunun kullanıma sunulması ise, suyun kaynaktaki kalitesinden, dezenfeksiyon ve arıtım iĢleminin uygun Ģekilde yapılmasına, suyun depolanmasına ve dağıtımına kadar her aĢamada gereken dikkat ve hassasiyetin gösterilmesi ile mümkün olabilmektedir. Ancak bu hususlara gereken titizliğin gösterilmesi durumunda içme suları tüketicinin kullanımına güvenle sunulabilecektir. Bu konuda ilgili kamu kuruluĢlarına önemli görevler düĢmektedir.

Yapılan çalıĢmalarda Hadim ilçesi içme sularının 10 aylık periyot içerisinde belirlenen 5 noktadan numuneler alınmıĢ, yapılan analizler neticesinde elde edilen sonuçlar aĢağıda verilmiĢtir.

5.1. Sonuçlar

Hadim‟deki Ģebeke sularını içme suyu olarak değerlendirirken ülkemizde yürürlükte olan TS-266 içme suyu standartları esas alınmıĢtır. Buna göre kimyasal paremetreler bakımından standartlara uygun olarak tespit edilmiĢtir.

 Hatta Amonyum, Nitrit vb. kirlilik göstergelerine ve ağır metallere rastlanmamıĢtır.

Sonuçlara göre dezenfeksiyon dıĢında herhangi baĢka bir arıtıma tabi tutmadan içme suyuna verileceğinden 1. sınıf su denilebilir.

 pH yönünden baktığımızda ortalama 7,69 ile bazik özellik göstermektedir. pH birçok biyolojik ve kimyasal olayı etkilediğinden ve kirlilik durumunu gösterdiğinden önemli bir parametredir. Özellikle tat ve koku gibi

tüketiciyi direkt olarak etkileyen özelliklerde pH ile ilgilidir. ġebeke suyunun hafif alkali olması istenilen özellikleri vermektedir.

 Sertlik yönünden incelediğimizde ise, sertlik 11 ile 14 FSD arasında değiĢmektedir. Ortalama 12,3 FSD ile 7–14 FSD aralığında olan yumuĢak su sınıfına girmektedir.

 TS–266 ya göre 100 ml‟de 0 koliform bakteri olması gerekirken örneklerin büyük bir kısmında bunun sağlanmadığı görülmektedir. Aynı gün alınan numunelerde bazı noktalarda E. coli ye rastlanması ise Ģebekeye atıksu sızıntısı olduğunu göstermektedir.

 Kirlilik göstergesi olan koliform bakteriler halk sağlığı açısından diğer bir önemli parametredir. Bir suda koliform bakteri bulunmaması o suyun temiz olduğunu, belirli bir sayıdan fazla bulunması ise tehlikeli olduğuna iĢaret eder. Koliformlar, doğrudan doğruya büyük bir tehlike teĢkil etmeseler de, tehlikeyi haber verirler. Buna göre bazı dönemlerde Ģebeke suyu kullanan halkın sağlığı tehlikede olabilir.

Yapılan analiz sonuçlarına göre ve koliform bakterilerin Ģebekede bulunmasına göre dezenfeksiyon iĢlemi uygun yapılmamakta ve yetersiz kalmaktadır.

Aralık, Ocak, ġubat ve Mart aylarında depo ve Ģebekelerde dezenfeksiyon iĢleminin yapılmaması halk açısından büyük risk taĢımaktadır.

Noktalardan alınan örneklerde bazı haftalarda klora rastlanması ise dezenfeksiyonun yapıldığı aylarda da düzensiz ve kontrolsüz yapıldığını göstermektedir.

 Sonuçlara göre Ģu anda kullanılan mevcut dezenfeksiyon sisteminin yetersiz kaldığı ve halkın sağlığını koruma açısında da etkisiz kaldığı anlaĢılmaktadır.

ġebekeden alınan birçok su örneğinde bakteriyojik yönden içme suyu standartlarını yakalayamamıĢ olmasının nedenlerini Ģöyle sıralayabiliriz:

Su kaynakları çıktığı alanda kirlidir ya da kirletilmektedir.

Dezenfeksiyon (Klorlama) bilimsel tekniklere uygun olarak yapılmamaktadır.

1. ġebeke çok eski olduğundan ve uygun tarzda inĢa edilmediğinden, ya kanalizasyondan yada atıksu birikintilerinden içme suyu borularına sızıntı olmaktadır.

5.2. Öneriler

Hadim ilçesi içme ve kullanma suyu kalitesinin daha iyi olabilmesi için dikkate alınması gereken öneriler aĢağıda belirtilmiĢtir.

Su Kirliliği Kontrol Yönetmeliği gereğince; Sınıf YAS Ι ve Sınıf YAS ΙΙ grubu yeraltı sularının alındığı kuyu, pınar ve infiltrasyon galerilerinin içme suyu temini amacıyla kullanılanlarına, 50 metreden daha yakın mesafelerde hiçbir yapıya, katı ve sıvı atık boĢaltımına ve geçiĢe izin verilmez. Bunu sağlayabilmek için Ģuanda tamamı korumasız olan kaynakların etrafı 50 m. çevresi dikenli tel ile çevrilmelidir. Gerektiğinde ikinci bir koruma bandı oluĢturularak, yapılaĢmaya, tarıma ve hayvancılığa izin verilmemelidir.

Son dönemlerde kirazcılığın artması beraberinde bazı kimyasal kirlenmeyi de getirmektedir. Bu nedenle kaynağa yakın yerlerde yapılan tarım faaliyetleri için bilinçlendirme çalıĢmaları yapılmalı ve doğal gübre kullanımı yönünde önerilerde bulunulmalıdır. Aksi takdirde yüksek kalitedeki suyun bozulması önlenemeyecektir.

Dezenfeksiyon iĢlemi bilimsel kurallara uygun yapılmalıdır. Dezenfeksiyonun amacı patojen organizmaların yok edilmesi ve su ile bulaĢan hastalıkların önlenmesidir. Klorla dezenfeksiyon iĢleminde baĢarı; mikroorganizmanın cinsine, yoğunluğuna, temas süresine, suyun pH değerine, suyun

sıcaklığına, sudaki organik madde varlığına bağlıdır. Ġyi bir dezenfeksiyon için bulanıklığın düĢük olması gerekmektedir. Bu nedenle Ģebeke suyunda klorlama yaparken tüm bu etkenler göz önüne alınarak yapılmalıdır.

Normal zamanlarda baĢlangıç olarak verilecek minumum klor dozu 1.0 mg/L‟dir. Eğer suda amonyum iyonları mevcutsa 1 mg/L NH4+ için 6 mg/L klora ihtiyaç vardır. Yapılan çalıĢmalar 0,5–1 mg/L hipoklorik asit kalıntısının 30 dakikalık temas süresi için etkili olduğunu göstermiĢtir (Uslu ve ark. 1998). Yine bu bilgilere göre Ģebekeye katılan klor miktarı her zaman aynı olmayıp değiĢimler gözlemlenerek yapılmalıdır. En azından amonyum iyonu analizlerini sürekli takip ederek klorlama dozları ayarlanmalıdır.

Dezenfeksiyon iĢleminden sorumlu kiĢi ve kiĢilerin kalifiye olması en azından eğitime tabi tutulmaları gerekmektedir. Sürekli personel görevlendirilmelidir.

Kimyasal, fiziksel ve bakteriyolojik analizleri sürekli yapılmalı ve değiĢimler için önceden yapılacak önlemler planlanmalıdır.

KıĢ aylarında donma ve su fazlalığı karĢısında yapılmayan klorlama iĢlemi için acil çözümler aranmalıdır. Klorlama cihazı için gerekli ısı yalıtımı sağlanmalıdır.

Ayrıca klorlama teknikleri araĢtırılarak depoya ve Ģebekeye uygun daha etkin bir teknik ve cihaz kullanılmalıdır.

Benzer Belgeler