• Sonuç bulunamadı

2. SİYASET VE İLETİŞİM KAVRAMLARI

2.4. Siyasal İletişim

2.4.1. Siyasal Olguyu Kapsayan İletişim Kuramları

Siyasal iletişim kavramını tam olarak anlamlandırabilmek için ikna kavramı ve temel iletişim modellerinin üzerinde durulması gerekir. Lilleker (2006) retorik kavramını siyasal iletişimin tam merkezinde bir yapı olarak tanımlamaktadır. Siyasal iletişim kavramının kuramsal bağlamda geniş bir yelpazeyi içine aldığını belirten Rogers (2004) siyasal iletişimin iyi kavranabilmesi için Lippmann‟ın kamuoyu, Laswell‟in propaganda modeli, Lazarsfeld‟in Amerikan seçim araştırmaları, İkinci Dünya Savaşı dönemi iletişim çalışmaları, gündem saptama ve yeniliklerin yayılımı gibi iletişim teorilerinin üzerinde durulması gerekli olduğunun altını çizmektedir.

2.4.1.1. İknaya Dayalı İletişim: Retorik

Aristotales‟in Retorik isimli eserinde genel hatlarıyla, iknayı; kişinin karşısındakini veya karşısındakileri, hemen hemen her konu üzerinde inandırma biçimlerini kullanma yetisi şekline açıklanmaktır. Bu bağlamda Retorik kişisinin karşısındakini ikna etmesi için sahip olması gereken öğeler vardır. Bunlar; konuşmacının ve konuşmanın inandırıcı olması, dinleyicilerin dikkatlerini üzerine çekmesi ve gerçeği veya sözde gerçeği inandırıcı öğeler ile kanıtlama, gözler önüne serme gücüdür (Aristotales, 1998, aktaran Tunçay). “Siyasal iletişim, mantıklı, inandırıcı konuşma olarak özetlenebilecek „retorik‟ ile çok yakından ilişkilidir. Antik Yunan‟da bireylerin ya da toplulukların bir konuda inandırılması için yapılan iletişim, akla ve mantığa uygun güzel konuşma, ikna edici konuşma olarak bilinen „retoriksel‟ konuşma şeklinde yapılırdı.

10

Site devletlerinin bulunduğu eski Atina ve Isparta gibi küçük ölçekli yönetimlerin hüküm sürdüğü Eski Yunan‟da siyasal aktörlerin (yönetenlerin, yönetenler adına görev üstlenenlerin), halkı (yönetilenleri) bilgilendirmeleri; tutum ve davranış değişikliği yapmak istediklerinde, zaman zaman halkı, „agora‟ adı verilen meydanlarda toplarlar ve onlarla sözlü, yüz yüze iletişimde bulunurlardı. Bu iletişimde siyasal aktörün savunduğu görüşün, vereceği bilginin yalın ve açık, güçlü, tutarlı ve mantıklı olarak karşı tarafa iletilmesi gerekirdi. Bu durum „retorik‟ kavramının önem kazanmasına neden olmuştur (Aziz 2013:18).” Lucke (2007) iknanın tanımını sanatın ve bilimin sentezi olarak yapmaktadır. Lucke‟göre iknanın sanat olmasındaki neden güven duygusunun inşa edilmesi, bilim olmasındaki neden ise ileri iletişim yetisine dayanarak insan davranışlarının analiz edilerek anlaşılmasına dayalı olmasıdır.

Aristotales‟in retoriğin (iknanın) tam anlamıyla gerçekleşebilmesi için ön gördüğü üç öğe vardır. Bunlar; ethos, pathos ve logos‟dur. Ethos; kaynak konumunda olan retorik kişisinin karizmasal özellikleri olarak tanımlayabileceğimiz beden dili, sesi, göz teması, jestleri, seçilen kelimeler, çekiciliği, inanılırlığı v.b. doğru orantılı olarak gelişen bir öğedir. Bu durum retorik kişisinin ikna edici olmasında son derece önemli bir faktördür (Yüksel, 1994). Patos; retorik kişisinin karşısındaki veya karşısındakiler üzerinde güvenilir bir yapı oluşturma ile doğru orantılıdır. Bunun için retorik kişisinin hedef kitlesini iyi tanıması, nasıl hisler içinde olduğunu iyi bilmesi ve buna göre davranış sergilemesi çok önemlidir. (Yüksel, 1994). Logos; retorik kişisinin karşısındaki veya karşısındakilere yapmış olduğu anlatımı mantıksal bir yapı içerisinde sunması ile doğru orantılıdır. Hedef kitlenin anlatılan gerçekleri, olgular ve rakamlar ile anlamlandırması, ikna olmaları için çok büyük faktördür (Yüksel, 1994).

11

2.4.1.2. Propagandaya Dayalı Çizgisel Lasswell Modeli

Amerikalı Siyaset bilimci Harold D. Laswell‟in 1948 yılında yazmış olduğu makalenin içinde yer alan “Bir iletişim eylemi en kolay şekilde şu sorular ile yanıtlanabilir: Kim? Ne Söyler? Hangi Kanal ile? Kime? Ne Gibi Bir Etki İle?” cümlesi Laswell modeli olarak bilinen ve iletişim modellerinin temelini oluşturan bir özellik taşımaktadır (McQuail, D., & Windahl, S., 1997 aktaran: Konca Kumlu). Diğer iletişim modelleri bu model üzerinden geliştirilerek günümüze gelmiştir.

Şekil 1. İletişim Sürecinin Öğelerini Gösteren Lasswell Modeli

Kaynak: McQuail, D., & Windahl, S. (1997). Kitle iletişim modelleri. Çeviren: Konca Yumlu, Ankara: İmge Kitabevi.

İlk dönem iletişim modellerinin tipik özelliğini yansıtan Laswell modeli, ileticinin alıcıyı doğrudan etkilemek amacında olduğunu gösterir, buradan da iletişimin iknaya yönelik bir süreç olduğu sonucuna varılmaktadır. Bundan dolayı model siyasal propaganda analizine çok uygundur (McQuail, D., & Windahl, S., 1997 aktaran: Konca Kumlu). Buradan yola çıkarak Lasswell modelinin, Aristotales tarafından ortaya konulan retorik anlayışın öğelerini içerdiği ve birlikte çalıştığı söylenebilir. Çeşitli biçimlerde dünya üzerinde yapılan siyasal propaganda uygulamalarında bu durumu gözlemlemek mümkündür. Örneğin, propaganda uygulamalarının en etkin öğelerinden biri liderdir. Model‟de kaynak öğesi eşittir lider olarak tanımlanabilir. Liderin hedef kitleyi etkilemesi yani ikna etmesi için çeşitli özelliklere (beden dili, sesi, göz teması, jestleri, seçilen kelimeler, çekiciliği, inanılırlığı v.b.) sahip olması gerekir. Bu durum bize retoriğin etos boyutunun model üzerinde etkin olduğunu gösterir.

12

2.4.1.3. Sihirli Mermi Kuramı

Propaganda tekniklerinin özellikle Birinci Dünya Savaşı döneminde çok önemli hale gelmesi, Creel Commitee‟nin kurulması, faşizmin Avrupa coğrafyasında yaygınlaşması, teknolojinin etkisiyle kitle iletişim araçlarının hızla gelişmesi, dikkatleri kamuoyu ve ikna kavramlarının üzerine çekmiştir. Sihirli Mermi Kuramı, bu dönemde kitle iletişim literatürü içerisinde yerini almıştır (Peltekoğlu, 2007). Hipodermik iğne olarak da bilinen Sihirli Mermi Kuramı, Harold Lasswell tarafından geliştirilmiştir. Kuram siyasal iletişim, propaganda ve psikolojik savaş anlayışı ile doğru orantılıdır. Kuramın barındırdığı yaklaşıma göre; sihirli mermi topluluğa doğru gönderilir, dostlara ve tarafsızlara zarar vermeden zigzaglar çizerek hedefini bulur (Banas & Miller, 2013).

Şekil 2. Sihirli Mermi Kuramı

Kaynak: Peltekoğlu, F. B. (2007). Halkla ilişkiler nedir? Beta Yayınları.

Kuramın sınırsız bir güce sahip olduğunu belirten Lasswell, propagandanın kitle iletişim araçları vasıtasıyla, kitleleri etkilediğini ve diğer tekniklerden çok daha ekonomik olduğunu savunmakta ve iyi veya kötü amaçlar doğrultusunda kullanılabileceğini belirtmektedir (Mattelard & Mattelard, 1998‟den aktaran Zıllıoğlu, 2003). Kurama eleştirel göz ile günümüzden bakan Peltekoğlu, (2007:211)‟ na göre “Her iletinin olduğu biçimiyle sorgulanmadan alınacağı esasına dayanıyor olması kuramın eleştirilebilir noktası olmakla birlikte, medya okur yazarlığının gelişmediği toplumlarda bireylerin medya iletilerini gerçekmiş gibi algılamaları kaçınılmazdır.” . Kitle İletişim Araçları Kamuoyu

13

2.4.1.4.Gündem Koyma ve Saptama

Gündem Koyma ve Saptama Hipotezi‟nin önde gelen savunucuları 1972 yılında Malcolm Mc Combs ve Donald Shaw olmuştur (McQuail, D., & Windahl, S., 1997 aktaran: Konca Kumlu). Hipotezin temeli kitle iletişim araçlarının, gündem belirleme işlevinin toplumun ne hakkında düşünecekleri, neyi önemli olarak algılayacaklarını etkileme eğilimi üzerine kuruludur (Yüksel, 2001). Hipotez, kitle iletişim araçlarının toplumun yönlendirilmesindeki fonksiyonunu gözler önüne sermektedir. Kitle iletişim araçlarının bir sermaye grubuna bağlı olduğu ve bu sermaye gruplarının da benimsedikleri bir siyasal yapı olduğunu göz önünde tutarsak, toplum üzerinde neden gündem koyulması ve saptanması gerekli olduğu sorusuna cevap bulmuş oluruz. Yüksel (2001)‟e göre kitle iletişim araçları toplumun “ne hakkında” düşüneceklerinin ötesinde “ne düşüneceklerini” belirlemektedir. Böylelikle kitle iletişim araçları toplumun “eşik bekçiliği” rolünü üstlenmektedir.

Malcolm Mc Combs ve Donald Shaw 1976 yılında yayınladıkları makalede Gündem Koyma ve Saptama Hipotezi ile ilgili “İzleyiciler kamusal ve diğer konuları kitle iletişim kanalıyla öğrenmekle kalmaz bir konuya ne kadar önem vereceklerini kitle iletişim araçlarının bunlara verdiği önemden öğrenirler. Örneğin bir seçim kampanyası sırasında adayların ne dediğini yansıtırken kitle iletişim araçları açıkça önemli konuları belirler. Diğer bir değişle kitle iletişim araçları kampanyanın gündemini belirler. Bireyler arasında bilişsel etki yapabilme yeteneği kitle iletişimin gücünün en önemli yönlerinden biridir.” tanımını yapmışlardır (McQuail, D., & Windahl, S., 1997 aktaran: Konca Kumlu).

14

Benzer Belgeler