• Sonuç bulunamadı

Simülasyonun tasarımı ve geliştirilmesi, simülasyonun bağlı olduğu gerçek sisteme bağlıdır. Bu nedenle sistemin bir modelinin oluşturulması gerekmektedir.

Programcı, gerçek sistemin çalışmasını çok iyi öğrenmeli, bilgisayar modelini oluşturmalı ve onu eğitimsel programa entegre etmelidir. Tekdal (2002)’a göre, simülasyonların tasarımı ve geliştirilmesi için temel adımlar şunlardır:

1. Olayın öğrenilmesi ve analizi.

2. Tasarıma ilişkin faktörlere karar verilmesi. 3. Simülasyonun dayandığı modelin yaratılması. 4. Modelin yazarlık diline aktarılması.

5. Uygun kullanıcı ara yüz programının geliştirilmesi. 6. Öğretimsel desteğin programa eklenmesi.

Simülasyonu geliştirilecek olay veya sistemin öncelikle teorisinin öğrenilmesi ve analizinin iyi yapılması gerekir. Bu bilgiler modelin oluşturulması ve tasarımı için çok önemlidir. Tekdal (2002)’a göre, simülasyonun tasarımı ile ilgili alınması gereken kararlar şöyle sıralanabilir:

1. Öğrencinin motivasyonunu artırıcı ve öğrenmeyi destekleyici tekniklerin belirlenmesi.

2. Öğrenci kontrolü, yayımlama şekli ve öğretimsel stratejinin belirlenmesi. 3. Giriş-Çıkış işlemleri, zamanın statik yada dinamik olması ve görüntülere

karar verilmesi.

4. Her bir ekran görüntüsü için; metin, resim, menu, buton, ses, animasyon, öğrenci tepkisi, geri bildirim ve öğrenme desteğinin belirlenmesi.

Simülasyonun dayandığı bilgisayar modelinin yaratılması, sistemin en zor ve önemli kısmını teşkil etmektedir. Modeli oluşturmak için, konuyu iyi bilmenin yanında, matematik (özellikle sayısal metodlar) bilgisine ve bir miktar programlama bilgisine gereksinim vardır. Model oluşturulduktan sonra, elde edilen formüller uygun bir programlama veya yazarlık dili(Java, C++, Authorware vb.) yardımıyla programlanır.

Simülasyon modelinin yaratılmasını kolaylaştıran bazı paket programlar da kullanılabilir. Bu programlardan bazıları; STELLA, EJS ve PowerSim programlarıdır. Bu programlar değişkenleri ve sonuç-sebep ilişkilerini şekillerle gösterirler ve model denklemlerini üretirler. Program çalıştırıldığında, sonuç tablolarını ve sistemin davranışının zamana bağlı değişimini gösteren grafikleri verir.

Modelleme paket programları simülasyon geliştirmeyi kolaylaştırmalarına karşın, kullanıcı ara yüzü ve öğretimsel destek için yeterli değildirler. Bu nedenle bir yazarlık dili ile birlikte kullanmak gerekir.

Eğitimde birçok bilgisayar ve bilgisayara dayalı yazılım uygulamalarına rastlamak mümkündür. Birçok araştırmada öğretimde bilgisayara dayalı uygulamalar geleneksel anlatım yöntemiyle karşılaştırılmış ve bilgisayara dayalı uygulamaların daha üstün olduğu sonucuna varılmıştır. Aşağıdaki çalışmalar bunlardan bazılarıdır.

LİTERATÜR İNCELEMESİ

Konur ve Ayas (2009) tarafından yapılan çalışma, fiziksel ve kimyasal değişme konusunda eğitim teknolojilerinin kullanımının öğretmen adayları üzerindeki etkisini belirlemek amacıyla yapılmıştır. Araştırmanın örneklemini 2008- 2009 eğitim-öğretim yılında Rize Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nde Sınıf Öğretmenliği Anabilim Dalı’nda öğrenim gören ve Genel Kimya dersini alan 1.sınıf öğrencilerinden 10 kişi oluşturmaktadır. Araştırma sonucunda derste olayların bilgisayar ortamında gösteriminin derse görsellik kazandırdığı ve dersi daha eğlenceli hale getirdiği ayrıca, öğretmen adaylarının anlamlı ve kalıcı öğrenmelerini sağladığı tespit edilmiştir.

Erümit vd., (2009)’ nin yaptıkları çalışma, kesirlerde toplama ve çıkarma işlemlerinde, öğrencilerde tespit edilen kavram yanılgılarının giderilmesi için bir bilgisayar simülasyonu kullanılarak, simülasyonun bu konudaki yanılgıları giderip gidermediğinin tespit edilmesi amacıyla Trabzon ilinde bulunan bir ilköğretim okulundaki 5. sınıf düzeyinde 65 öğrenci üzerinde yapılmış. Yapılan uygulamalardan sonra, kesirlerde toplama ve çıkarma konusunun simülasyon yardımıyla işlenmesinin öğrencilerin kavram yanılgılarını giderdiğini tespit etmişlerdir.

Yalman ve Ertürk (2009) tarafından yapılan çalışmada, meslek lisesi öğrencilerine verilen Ağ Temelleri dersi müfredatının anlatımında, etkin ve kalıcı

öğrenme sağlayabilmek için benzetim modelleri kullanarak gerçekleştirilmesi amaçlanmıştır. İstanbul’da bulunan Ümraniye Anadolu Ticaret Meslek Lisesi Bilişim Teknolojileri Bölümü’nde öğrenim gören öğrenci gruplarına ders içeriğinin sunumunda klasik yöntemden, sunu eşliğinde anlatımdan, benzetim modelleri yardımıyla anlatımdan yaralanılmıştır. Ağ temelleri dersinin içeriğinin benzetim modelleri ile anlatılmasının diğerlerine göre daha kalıcı izli davranış değişikliklerine sebep olduğu sonucuna ulaşılmıştır.

Karal vd., (2009) yaptıkları çalışmayla öğrencileri simülasyon ortamına entegre edip, matematiksel sözel problemleri anlamlandırmalarını kolaylaştırarak problem çözme becerilerini geliştirmek amaçlanmıştır. 2008-2009 öğretim yılı bahar döneminde, Trabzon ili merkezindeki bir ilköğretim okulundaki 2 farklı sekizinci sınıfta toplam 44 öğrenci üzerinde uygulamalardan simülasyon ortamını içeren web tabanlı öğrenme ortamını kullanan deney grubu öğrencilerinin, sözel problemlerin anlamlandırılması ve çözümünde geleneksel yöntemi kullanan kontrol grubu öğrencilerinden daha başarılı olduğu sonucuna ulaşılmıştır.

Fonseca ve ark.(2009)’nın yaptığı çalışmada, simülasyon eğitiminin öğrenme üzerinde çok önemli etkileri olduğu tespit edilmiş ve bu teknolojinin bütün eğitim dallarında uygulanması gerektiğini bildirmişlerdir.

Çağıran (2008)’ın yaptığı çalışmada, ilköğretim 8. sınıflarda mitoz ve mayoz hücre bölünmeleri konusunun öğretiminde bilgisayar destekli öğretim yönteminin öğrenci başarısına etkisini, geleneksel öğretim yöntemiyle karşılaştırılarak araştırmıştır. Çalışmada elde edilen verilerin analizleri sonucunda bilgisayar destekli öğretim yönteminin mitoz ve mayoz hücre bölünmeleri konusunun öğretilmesinde geleneksel öğretim yöntemine göre daha etkili bir yöntem olduğu tespit etmiştir. Karaduman (2008) tarafından yapılan çalışmada, hem bilgisayar destekli hem de bilgisayar temelli öğretim yönteminin, öğrencilerin akademik başarılarını ve kalıcılıklarını olumlu yönde etkilediği görülmüştür. Her iki yöntem birbiri ile karşılaştırıldığında akademik başarı ve kalıcılığı artırmada, bilgisayar temelli öğretim yönteminin, bilgisayar destekli öğretim yönteminden daha etkili olduğu belirlenmiştir.

Şenyüz (2008) yaptığı çalışmada, ilköğretim öğrencilerinin bilimsel süreç becerilerini geliştirmede; yapılandırmacı yaklaşımla hazırlanan, bireysel farklılıkları

gözeten, bilimsel süreç becerilerini sınıflandıran ve tanımlayan, ünite kazanımları ile BSB kazanımlarını ilişkilendiren 2005 yılı fen ve teknoloji dersi (6-8. sınıf) öğretim programının 2000 yılı fen bilgisi dersi öğretim programından daha etkili olduğunu tespit edilmiştir.

Salgut (2007) yaptığı araştırmada, İlköğretim 5. sınıf Fen ve Teknoloji dersi Işık ve Ses ünitesinin öğretilmesinde internetin de kullanıldığı BDÖ’yü kullanan öğrencilerin 2005 programının kullanıldığı öğretimi alan öğrencilerden başarılı olduklarını bulunmuştur. İlköğretim 5. sınıf Fen ve Teknoloji dersi Işık ve Ses ünitesinin öğretilmesinde internetin de kullanıldığı BDÖ’yü kullanan ve 2005 programı öğretimi alan erkek öğrenciler ile kız öğrencilerin erişi puanları ortalamaları arasında anlamlı bir fark bulunmamıştır. İnternetin de kullanıldığı bilgisayar destekli öğretim alan erkek öğrenciler ile 2005 programının kullanıldığı öğretimi alan erkek öğrencilerin erişi puanları ortalamaları arasında deney grubu lehine anlamlı bir fark bulunken kız öğrencilerin erişi puanları ortalamaları arasında anlamlı bir fark bulunmamıştır.

Kartal ve Eker (2007)’in yaptıkları çalışmaya göre, özel ders yazılımları, öğrencinin kendi kendine ve kolay bir şekilde öğrenebileceği ortamlar olarak düzenlenmelidir. Yazılımı kullanırken öğrenci, bir öğreticinin desteğine daha az ihtiyaç duymalıdır. Öğrencilerin Fen Bilgisi ders içeriğindeki bilgileri edinebilecekleri bilimsel web sitelerinin oluşturulmasına da önem verilmelidir. Özellikle deneylerin öğrenci tarafından yapılabileceği ortamlar hazırlanmalıdır. Ayrıca, ilköğretime yönelik sanal fen sınıfları da kurulabilir. Böylece dersi takip etme, sınav olma, öğretici ve diğer öğrencilerle bire bir iletişim kurma olanakları sağlanabilir sonuçlarına ulaşılmıştır.

Atam (2006) tarafından yapılan çalışmada, oluşturmacı yaklaşıma dayalı olarak Fen ve Teknoloji dersi ısı sıcaklık konusunda hazırlanan yazılımın İlköğretim 5. sınıf öğrencilerin akademik başarılarına ve kalıcılığa etkisi araştırılmıştır. Araştırma sonunda deney ve kontrol grupları arasında öğrencilerin akademik başarıları açısından deney grubu lehine anlamlı bir fark bulunmuş olup öğrenilen bilgilerin kalıcılığı açısından da deney grubu lehine anlamlı bir fark bulunmuştur. Tuncalı (2006) tarafından yapılan çalışmada, ilköğretim 6. sınıf Fen Bilgisi dersinde “sindirim, solunum ve dolaşım sistemleri arasında ilişkilendirme”

konusunun, Bilgisayar Destekli Öğretim, Kavram Haritaları ve Drama yöntemleriyle öğretimini incelemiştir. İleri düzey ve başlangıç düzeyindeki öğrencilerin başarıları karşılaştırılmış, farklılık ve benzerlikler tartışılmıştır. Bu araştırmaya göre “İlköğretim Fen bilgisi eğitiminde kullanılan öğretim metotları farklı bilgi düzeyindeki öğrenci gruplarının başarısında etkin şekilde rol oynamaktadır. Öğrenci başarı düzeyine göre, uygun öğrenci grubuna en etkili öğretim tekniği kullanılmalıdır.” sonucuna ulaşılmıştır.

Atmaca (2006) tarafından yapılan çalışmada, fen bilgisi öğretmen adaylarının etkin öğrenme yaklaşımı konusundaki bilgi ve becerileri değerlendirilmiştir. Etkin Öğrenme Bilgi Testinden elde edilen bulgulara göre etkin öğrenme yaklaşımı konusunda fen bilgisi öğretmen adaylarının bilgi düzeylerinin yeterli olmadığı saptanmıştır. Gözlem ve Öz değerlendirme ölçeklerinden elde edilen bulgulara göre fen bilgisi öğretmen adaylarının etkin öğrenme yaklaşımını uygulama konusundaki beceri düzeylerinin öğretim elemanları, uygulama öğretmenleri ve öğretmen adaylarının kendileri tarafından yeterli görülmediği saptanmıştır.

Bodur (2006)’un yaptığı çalışmada, 3 tip simülasyon kullanımının öğrenme sürecine pozitif bir etkisi olduğunu belirtmiştir. Diğer sonuçlar karton modelin simülasyonla birlikte kullanımının başarıya etkisinin simülasyonun tek başına kullanılmasından daha etkili olduğunu ve birbirlerini tamamlayıcı özellikte olabileceğini göstermiştir. Bunun yanında kullanım sıralarının değişiminin de önemli bir faktör olduğunu gözlemiş, simülasyonla başlayıp karton modelle devam eden öğrencilerin bunun tam tersini gerçekleştiren gruptan daha başarılı sonuçlar ortaya koyduklarını belirtmiştir.

Dilek (2006)’in yaptığı çalışmada, deney ve simülasyon destekli öğrenmenin yalnız deneyle yapılan öğrenmeden daha etkili olduğu sonucuna ulaşmıştır.

Saka ve Akdeniz (2006)’in yaptıkları çalışmada, yürütülen etkinliklerden elde edilen bulgulara dayalı olarak, bütünleştirici öğrenme ortamında bilgisayar destekli öğretimin kullanılmasının genetik kavramlarının öğretiminde başarıyı yükselten bir etkiye sahip olduğunu belirtmişlerdir.

Kocakülah ve Kocakülah (2006a)’ın yaptıkları çalışmada, öğrencilerin simülasyonlar ve deney düzeneklerinin kullanımına ilişkin öğretim öncesi ve sonrası tutumları arasında anlamlı bir farklılık bulmuşlardır.

Kocakülah ve Kocakülah (2006b), yaptıkları çalışmada, bilgisayar simülasyonları ve deney düzeneklerinin kullanıldığı bir öğretim sürecinin değerlendirilmesinde, öğrencilerin işlenen derse yönelik ön test-son test puanları arasında anlamlı fark olduğunu ve tutumlarının olumlu yönde etkilendiğini belirlemişlerdir.

Pektaş vd., (2006)’nin yaptıkları çalışmada, bilgisayar destekli öğretim ile öğrenim gören öğrencilerin sindirim ve boşaltım konularını öğrenmede geleneksel öğretim yöntemleri ile öğrenim gören öğrencilere göre daha başarılı oldukları sonucuna ulaşılmıştır.

Akçay vd., (2005) yaptıkları çalışmayla, fen eğitiminde bilgisayar destekli öğretim yönteminin klasik öğretim yöntemine göre, öğrenci başarısını arttırmada daha etkili bir yöntem olduğu belirlenmiştir.

Karamustafaoğlu vd., (2005) yaptıkları çalışmada, ‘Basit Harmonik Hareket’ konusuna ilişkin fen bilgisi öğretmen adaylarının kavramsal öğrenmeleri üzerindeki etkisini belirlemek ve bu konunun öğretiminde, Interactive-Physics Programı yardımıyla araştırmacılar tarafından geliştirilen bir yazılımın simülasyon uygulamaları gerçekleştirilerek yürütülen Bilgisayar Destekli Öğretim ile geleneksel öğretim yöntemlerinin öğretmen adaylarının başarısına olan etkisini karşılaştırmak amaçlanmış; deney grubuna uygulanan dinamik sistemli simülasyon programıyla gerçekleştirilen öğretimin, kontrol grubuna uygulanan geleneksel yöntemlerle yürütülen öğretime oranla daha başarılı olduğu sonucuna varılmıştır.

Özdener (2005)’in çalışmasında, sanal laboratuar kullanımının geleneksel laboratuarlara destekçi olabileceğini belirtmektedir.

Özdener ve Erdoğan (2004)’ın yaptıkları çalışmada, lise eğitimi süresince erime ve çözünürlük konularında öğrencilerde oluşabilen kavram yanılgılarının üniversite eğitimi sonrasında da devam etmekte olduğu ve geliştirilen yazılım yardımı ile kavram yanılgılarının tespit edilebileceği ayrıca yapılan uygulama sonuçlarına göre sanal laboratuar yazılımının her iki çalışma grubunda da başarılı olduğu ve ortaya çıkan kavram yanılgılarını büyük oranda ortadan kaldırdığı görülmüştür.

Uzun (2004)’un yaptığı çalışmada, kuvvet konusunun interaktif fizik programında hazırlanılan simülasyonlar yardımıyla anlatıldığında öğrencilerin karşılaştıkları kuvvet ve hareket sorularında daha başarılı olduklarını belirtmiştir. Yiğit (2004)’in yaptığı çalışmada, bilgisayar (logo) destekli materyalin “yerçekimi potansiyel enerjisi” konusunun öğretiminde etkili olduğu ve öğrencilerin ilgi ve dikkatini çeken bu tür materyallerin, fizikteki diğer konuların öğretiminde de etkili olabileceği sonucuna varılmıştır.

Gülçiçek ve Güneş (2004)’in yaptıkları çalışmada, modellerin ve modellemenin fen eğitindeki rolü tartışılmıştır. Fen bilimleri eğitiminde modellerin ve modellemenin önemli olduğu, model-tabanlı öğrenme ve öğretme teorisine olan ihtiyacın arttığı ayrıca model-tabanlı öğrenme ve öğretmenin fen öğretiminde ayrı öğrenme alanı olarak dikkate alınması gerektiğine değinilmiştir.

Aycan ve vd., (2002)’nin yaptıkları çalışmada, bilgisayarın özellikle Eğitim Fakültelerinin Sınıf öğretmenliği bölümlerinde, Yeryüzünde Hareket konusu anlatılırken kullanılabilecek iyi bir öğretim metodu olduğunu belirlemişlerdir.

Yiğit ve Kurnaz (2002)’ın yaptıkları çalışmayla, bilgisayarın alan eğitiminde kullanılması üzerine odaklanıp, logo ortamındaki öğrenmelerin önemini karşılaştırmalı olarak ortaya koymaktadırlar.

Özdener ve Erdoğan (2001)’ın yaptıkları çalışmada, M.Ü. Atatürk Eğitim Fakültesi Orta Öğretimde Fen ve Matematik Alanları Bölümü ile Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Bölümü öğretim elemanları tarafından test edilen sanal laboratuarın kullanılabilir olduğu, sanal laboratuarların geliştirilmesinde amaç, gerçek laboratuarlardan vazgeçip deneylerin bilgisayar ortamında yapılmasını sağlamak değil, öğrencinin gerçek laboratuarlarda kazanacağı deneyim ve el becerisini, yazılımlar ile kazanması tam olarak mümkün olmadığı, fiziksel olanaksızlar yüzünden laboratuar imkanı bulunmayan okullarda bu tür sanal laboratuarlardan yararlanmanın mümkün olduğuna değinilmiştir.

Türkmen (1998) ‘Fen Bilgisi ve Biyoloji Eğitiminde Bilgisayar Simülasyon Kullanımları’ adlı çalışmada, biyoloji ve fen bilgisi eğitiminde kullanılan simülasyonların; bir kısım deneyleri bilgisayar ortamında kolaylıkla yapılabilir hale getirdiğine, anlaşılması zor olan bazı bilimsel kavramları kolaylıkla anlaşılabilir hale

getirdiğine, öğrencilerin fen bilimlerine yönelik tutumlarını pozitif olarak değiştirdiklerine değinmiştir.

Şengel vd., (1997)’nin yaptıkları çalışmada, bilgisayar benzeşimli deneylerden faydalanan öğrenci grubunun hız ve yer değiştirme kavramlarını anlamada istatistiksel olarak daha iyi olduklarını ortaya koymuştur. Bu da bilgisayarlı benzetişim deneylerinin bazı konularda en az laboratuar deneyleri kadar etkili olduğunu göstermektedir.

Nembhard (1997), simülasyon (benzetim) ile eğitimde işbirlikçi öğrenme yönteminin etkisini araştırmıştır. Araştırmayı Auburun Üniversitesi Endüstri ve Sistem Mühendisliği bölümünde okuyan öğrenciler üzerinde gerçekleştirmiştir. Araştırmacı kendi simülasyon (benzetim) kursunda okuyan öğrencilere işbirlikçi öğrenme yöntemini uygulamıştır. Kurs süresince yapmış olduğu gözlemler ve analizler sonucu, öğrencilerde kavramlar üzerine problem çözme becerileri ve güçlü düşünceler geliştiğini tespit etmiştir ( Aktaran: Doymuş vd., 2005: 74)

‘Fen Ve Teknoloji Derslerinde Kullanılan Simülasyon Yönteminin 7. Sınıf Öğrencilerinin Erişilerine Etkisi ’adlı çalışmamızda ilköğretim 7. sınıftaki öğrencilerin vücudumuzda sistemler adlı ünitenin öğretiminde simülasyon yardımıyla öğretimin geleneksel yöntemle öğretime göre öğrencilerin erişilerinde daha etkili olduğu sonucuna ulaşılmıştır.

BÖLÜM III

VERİ SETİ VE YÖNTEM

Bu bölümde araştırmanın deseni, deney ve kontrol gruplarının oluşturulması ve veri toplama aracının geliştirilme aşamaları, sonra da simülasyon yönteminin uygulanması anlatılacaktır.

Bu çalışma, Fen ve Teknoloji Dersinde simülasyon yönteminin kullanılmasının “Vücudumuzda Sistemler” ünitesinin öğretimine etkisini incelemek amacıyla yapılan “Kontrol Gruplu ön-test ve son-test Modele” dayalı yarı deneysel bir çalışmadır.

Araştırmanın Deseni

Araştırmada simülasyon yönetimi ile ders işlenen deney grubuna katılan öğrencilerle, geleneksel öğretimle ders işlenen kontrol grubundaki öğrencilerin erişi düzeyleri arasındaki farkı ortaya koymak amacıyla kontrol gruplu yarı deneysel model kullanılmıştır. Bu araştırmanın bağımsız değişkeni ilköğretim yedinci sınıf öğrencilerine uygulanacak simülasyon yönteminin uygulandığı “Vücudumuzdaki sitemler” ünitesinin işlenişidir. Bağımlı değişken ise, bu öğrencilerin erişi düzeyleridir. Araştırmanın deseni Tablo 3.1’de gösterilmiştir.

Tablo 3.1. Araştırmada Uygulanan Deneysel Desen

Gruplar Ön-test İşlem Son-test

Deney T1 Simülasyon Yönteminin Kullanılması

ile Vücudumuzdaki Sistemler Ünitesinin Öğretimi

T2

Kontrol T1 Geleneksel Yöntemin Kullanılması ile

Vücudumuzdaki Sistemler Ünitesinin Öğretimi

T2

Deneysel desende de görüldüğü gibi simülasyon yönteminin kullanılması ile vücudumuzdaki sistemler ünitesindeki sindirim sistemi, boşaltım sistemi, denetleyici

ve düzenleyici sistemler ve duyu organları konularının öğretimi sadece deney grubunda uygulanmış, kontrol grubu ise bu süre içerisinde geleneksel yöntemin kullanılması ile vücudumuzdaki sistemler ünitesindeki sindirim sistemi, boşaltım sistemi, denetleyici ve düzenleyici sistemler ve duyu organları konularının öğretimi gerçekleştirilmiştir. Kontrol grubunun, deney grubuna uygulanan programdan etkilenmemesi için özen gösterilmiştir. Her iki gruba da deneysel işlemden önce ön- test uygulanmıştır. Deneklere ön-test (T1) olarak “Fen ve Teknoloji Başarı Testi ( FTBT )” uygulanmıştır. Aynı test deneysel işlemin sonunda gruplara son-test (T2) olarak uygulanmıştır.

Araştırmanın Denekleri

Çalışmanın örneklemini, 2009 - 2010 eğitim ve öğretim yılında Milli Eğitim Bakanlığına bağlı Konya ilinin Seydişehir ilçesindeki Merkez İlköğretim Okulunun 7. sınıflarının iki şubesindeki toplam 70 öğrenci oluşturmaktadır. Bu şubelerden rastgele seçilen birisi; simülasyon yöntemiyle öğretimin kullanıldığı (deney) grubunu, diğeri ise; geleneksel yöntemin uygulandığı (kontrol) grubunu oluşturmaktadır. Deney ve Kontrol Gruplarını oluşturan öğrencilerin cinsiyetlerine göre dağılımı Tablo 3.2’de gösterilmiştir:

Tablo 3.2. Deney ve Kontrol Gruplarını oluşturan öğrencilerin cinsiyetlerine göre

dağılımı

Cinsiyet Deney grubu Kontrol grubu

Kız 17 16

Erkek 18 19

TOPLAM 35 35

Deney - Kontrol Gruplarının Oluşturulması ve öntest - sontest uygulamaları

Merkez İlköğretim Okulunun 7C sınıfına devam eden 35 öğrenci deney grubunu, 7B sınıfına devam eden 35 öğrenci kontrol grubunu oluşturmaktadır. Deney ve kontrol grubunu oluşturan öğrencilere araştırmacı tarafından Fen ve

Teknoloji Başarı Testi (FTBT) ön-test olarak uygulanmıştır. Ön-test uygulamalarına katılan öğrencilerin sınıflarına göre dağılımları Tablo 3.3.’te verilmiştir.

Tablo 3.3. Ön-teste katılan öğrencilerin sınıflarına göre dağılımı

Gruplar Sınıf Öğrenci Sayısı Toplam

D en ey G ru b u 7 C 35 K on tr ol G ru b u 7 B 35 70

Beş haftalık sürede ‘Vücudumuzda sistemler’ adlı ünitedeki; sindirim sistemi, boşaltım sistemi, denetleyici ve düzenleyici sistemler ve duyu organları konuları kontrol grubundaki öğrencilere geleneksel yöntemle deney grubundaki öğrencilere de simülasyon yöntemiyle anlatılmıştır. Araştırmacı tarafından Fen ve Teknoloji Başarı Testi (FTBT) son-test olarak uygulanmıştır. Son-test uygulamalarına katılan öğrencilerin sınıflarına göre dağılımları Tablo 3.4’te verilmiştir.

Tablo 3.4. Son-teste katılan öğrencilerin sınıflarına göre dağılımı

Gruplar Sınıf Öğrenci Sayısı Toplam

D en ey G ru b u 7 C 35 K on tr ol G ru b u 7 B 35 70

Fen ve Teknoloji Başarı Testi ( FTBT )

Bu test, araştırmacı tarafından geliştirilmiştir. Fen ve Teknoloji Başarı Testini

hazırlamak amacıyla; Milli Eğitimin öğretim programında bulunan ilköğretim 7. sınıfların Fen ve Teknoloji Dersinin ‘Vücudumuzda sistemler’ adlı ünitesindeki

sindirim sistemi, boşaltım sistemi, denetleyici ve düzenleyici sistemler ve duyu organları konularıyla ilgili 50 adet çoktan seçmeli soru hazırlanmıştır. Hazırlanan sorular ise daha önce bu konularla ilgili öğrenim görmüş bir üst sınıf olan 8. sınıf öğrencilerine uygulanmıştır. Hazırlanan maddelerin güçlüğünü ve ayırıcılığını belirlemek ayrıca testin güvenilirliğini saptamak amacıyla Konya ilinin Seydişehir ilçesindeki Merkez İlköğretim Okulunun 8. sınıflarındaki 95 kişilik öğrenci grubuna 50 soruluk test uygulanmış ve uygulama sonuçları analiz edilmiştir. Analiz sonucunda güvenirliği kanıtlanmış sorular soru numaralarına göre tablo 3.5’ te verilmiştir:

Tablo 3.5. Fen ve Teknoloji Başarı Testinin Analizi

Soru No Güçlüğü (Pj) Ayırıcılık G(rjx) güvenirlik

1 0.564 0.597 0,838 2 0.488 0.596 0,834 3 0.323 0.615 0,829 4 0.351 0.620 0,829 5 0.389 0.457 0,824 9 0.345 0.687 0,834 11 0.452 0.616 0,841 12 0.366 0.550 0,831 13 0.409 0.688 0,832 17 0.349 0.695 0,835 18 0.407 0.727 0,832 20 0.437 0.609 0,839 22 0.364 0.578 0,827 23 0.448 0.699 0,825 24 0.432 0.649 0,837 26 0.506 0.603 0,834 27 0.506 0.675 0,828 31 0.556 0.608 0,828 33 0.586 0.621 0,832 34 0.583 0.706 0,829 35 0.492 0.664 0,83 38 0.436 0.662 0,833 40 0.447 0.596 0,828 42 0.454 0.701 0,828 43 0.458 0.750 0,841 45 0.643 0.630 0,83 47 0.361 0.636 0,837 48 0.385 0.623 0,836 49 0.386 0.480 0,831 50 0.332 0.549 0,811

Analizler sonunda geçerliliği ve güvenilirliği (cronbach  = 0,831) sağlanmış 30 adet soru Fen ve Teknoloji Başarı Testini oluşturmuştur (Ek- 1).

Elde edilen başarı testi 35’er kişiden oluşan deney ve kontrol grubundaki öğrencilere ön test ve son test olarak uygulanmıştır. Deney ve kontrol gruplarına uygulanan öntest ve sontest verileri SPSS 15.0 paket programı ile analiz edilmiştir.

DENEYSEL UYGULAMA

‘Vücudumuzda sistemler’ adlı ünite Milli Eğitimin öğretim programı ve ilköğretim 7. sınıfların Fen ve Teknoloji Dersi ünitelendirilmiş yıllık ders planı dikkate alınarak hem kontrol grubunda hem deney grubunda haftada 4 ders saati olmak üzere 5 hafta süreyle işlenmiştir. 1. hafta sindirim sistemi, 2. hafta boşaltım

Benzer Belgeler