• Sonuç bulunamadı

Simülasyona Dayalı Faiz Oranı Riski Ölçme Teknikleri

2. Faiz Riski:

2.1. Faiz Oranı Riski Hesaplama Teknikleri

2.1.3. Simülasyona Dayalı Faiz Oranı Riski Ölçme Teknikleri

Türk Bankacılık Sistemi içinde yer alan hemen her banka yukarıda detayları verilen analizlerle faiz oranı riskini ölçümlemeye çalışmaktadırlar. Ancak giderek daha karmaşık risk profiline sahip olmaya başlayan Türk Bankacılık Sisteminde, daha gelişmiş ölçüm yöntemleri de faiz oranı riskinin ölçümünde kullanılmaya başlanmıştır. Bu tür gelişmiş yöntemler esas olarak, faiz oranlarının gelecekteki hareketlerini ve nakit akımlarını simüle etmek, faiz oranlarındaki olası değişikliklerin bankanın faiz gelirleri ve ekonomik değeri üzerinde yaratacağı etkileri ölçümlemek amacıyla kullanılmaktadır.

Simülasyon modellerinin klasik faiz oranı riski analizlerine göre pek çok üstünlüğü bulunmaktadır. Bu analizler, sadece bir sefere mahsus bir faiz şoku

uygulayan klasik faiz oranı riski analizlerinin aksine, verim eğrisindeki olası şekil değişikliklerini de içerecek şekilde, değişik faiz oranı değişimlerini kullanabilir ve sayısallaştırabilirler. Simülasyona dayalı modeller, klasik analizlerin temel varsayımlarına bağlı olmadığından, finans dünyasının gerçekleriyle daha fazla örtüşen bir hesaplama sürecine sahiptirler. Örneğin faiz oranı riskinin bilanço büyüklüklerine dayanan, yani sadece anapara ve reeskontları dikkate alan yapısı yerine, tam bir nakit akım yapısı ile çalışırlar. Ya da yine faiz oranı riskinin önemli varsayımlarından olan,

her bilanço kaleminin vadesinde ve tam olarak ödendiği varsayımını kullanmazlar. Bu

nedenle simülasyona dayalı modellemeler klasik analizlere nazaran görece çok daha kaliteli bir bilgi kaynağıdır. Ancak bu kaliteli bilgi kaynağının bankaya yarattığı hesaplama maliyeti bir yana, kullandığı tahmin modelleri ve varsayımlardan kaynaklanan model sapmasının varlığı nedeniyle dikkatli kullanılması gereken bir bilgi kaynağı olduğu da unutulmamalıdır. Likidite riski analizinde de belirttiğimiz gibi faiz riskinin ölçümünde de farklı karakterde ve birbirinin açıklarını kapatan ve destekleyen birden fazla analiz kullanılmalıdır. Simülasyon modellerinin kullanımı da bu çerçevede değerlendirilmelidir. Simülasyona dayalı faiz oranı riski ölçüm modellerinde dikkate alınması gereken hususlar şöyle sıralanabilir32;

• Faiz riskinin ölçümünde karşılaşılan temel zorluklardan biri, çeşitli değişkenlere bağlı olarak gerçek vadesi kontrat vadesinden farklılık gösterebilen (ya da vadesi hiç belirtilmemiş) pozisyonların hesaba katılmasıdır. Aktif tarafında bu tür pozisyonlara örnek olarak gösterilebilecek ipoteğe dayalı kredilendirme işlemleri ya da buna bağlı menkul kıymetlerde erken ödeme söz konusu olabilir. Bazı ülkelerde borçluların bu tür kredileri sıfır ya da çok az bir maliyetle erken ödeyebiliyor olması, nakit akımlarının zamanlaması hakkında belirsizlik yaratmaktadır. Her ne kadar, erken ödeme istatistikleri demografik (vefat, boşanma, nakil, vb.) nedenlerle ya da makro ekonomik koşullara bağlı olarak bir miktar oynaklık gösterse de; asıl belirsizlik temelde borçluların faiz seviyesindeki değişikliklere karşı verdikleri tepkiden doğar. Prensip olarak, düşen faizler, borçluları kredilerini yeniden yapılandırmaya teşvik ederek erken ödeme eğilimini arttırır. Tersine, faizler ani şekilde yükseldiğinde, erken

ödemeler yavaşlama eğilimi gösterir ki; bu da bankayı öngörüsünün ötesinde, üstelik de piyasa oranlarının altında kullandırılan bir kredi hacmiyle karşı karşıya bırakır.

• Pasif tarafında bu tür pozisyonlar, mudiye herhangi bir maliyete katlanmadan parasını her an çekebilme hakkı tanıyan her türlü vadesiz mevduat ürününü içerir. Bu tür mevduatlara ödenen faizin, piyasadaki genel faiz seviyesindeki değişikliklerden etkilenme eğilimi göstermemesi, söz konusu pozisyonların hesaba katılmasını daha da karmaşıklaştıran bir öğedir. Gerçekte, bankalar, bu tür ürünlere önerdikleri faiz oranlarını, hedefledikleri hacme bağlı olarak değiştirmektedirler.

• Mevcut gelir ve ekonomik sermaye düzeyinin faiz oranlarındaki değişikliklere karşı olan duyarlılığının saptanmasında, içinde gizli opsiyonlar içeren pozisyonların ele alınış şekli kritik öneme sahiptir. Bu durum, en basitinden en karmaşığına kadar bütün faiz riski ölçüm yöntemlerinde dikkate alınmalıdır.

• Vade/yeniden fiyatlama tablolarında, bankalar genelde erken ödeme ya da

çekme karakteristikleri hakkında bazı varsayımlar yaparlar ve bunlara bağlı olarak mevcut bakiyeyi belirlemiş oldukları vade dilimlerine yayarlar. Simülasyona dayalı yaklaşımlarda opsiyon-bazlı fiyatlama modelleri gibi daha gelişmiş davranışsal varsayımlardan faydalanılarak nakit akımlarının farklı faiz seviyelerindeki büyüklük ve zamanlaması tahmin edilebilir. Ek olarak, simülasyonlar, bankanın vadesiz mevduata ileride uygulayacağı faiz oranları hakkındaki varsayımlarını da içerebilir.

• Bankanın maruz kaldığı faiz riski boyutuna ilişkin tahminin kalitesi, büyük ölçüde bu tür vadesi belirsiz pozisyonların gelecekteki nakit akımları hakkında yapılan varsayımlara bağlıdır. Bankalar genelde bu tür pozisyonların geçmişte göstermiş oldukları davranışlara bakarak varsayımlarını oluştururlar. Örneğin, geçmişteki faiz hareketlerine bağlı olarak bankanın bilançosunun nasıl değiştiği, ekonometrik ya da istatistiksel analizler yardımıyla incelenebilir. Böyle bir

analiz, özellikle bankaya has faktörlerden etkilenme eğilimi gösteren vadesiz mevduat tarzı pozisyonlar için faydalı olabilir.

Simülasyona dayalı faiz oranı riski ölçüm teknikleri, bir bakıma, daha önce açıklanan nispeten basit analizlerin daha detaylandırılmış bir uzantısı olarak görülebilir. Aslında gerek durasyon gerekse duyarlılık analizleri faiz oranlarındaki veri değişikliğin ilgili bilanço kalemlerinin ekonomik değeri üzerinde yaratacağı etkiyi bir yakınsamayla, dolayısıyla belirli bir hata payıyla vermektedir. Ancak bu analizlerin sonuçlarının faiz oranlarındaki veri değişikliğin faiz gelirleri üzerinde yaratacağı etkiyi vermediği de unutulmamalıdır. İşte simülasyona dayalı yaklaşımlar hem faiz gelirleri üzerinde oluşan etkiyi vermesi hem de tam değerleme yolunu kullanarak ekonomik değerde yaşanacak etkiyi bir yakınsama olmaktan çıkartması açısından faiz oranı riski yönetimi için önemli bir bilgi kaynağı olarak ortaya çıkmaktadır. Bununla birlikte, simülasyona dayalı yaklaşımlar, tahmin modellerinin ve fiyatlama modellerinin sıklıkla kullanıldığı karmaşık ve hesaplaması zor modellerdir. Bu nedenle bu modellerde kullanılan basitleştirme tekniklerine ve varsayımlarına göre kendi içinde statik ve dinamik olarak ikiye ayrılmaktadır.

Statik simülasyonlarda sadece bankanın hesaplama günü itibarıyla bilanço içi ve dışı pozisyonlarının sahip olduğu nakit akımları değerlendirilir. Faiz oranlarındaki veri artışın faiz gelirlerinde yaratacağı etkiyi incelemek için ise, faiz oranlarındaki veri artışa bağlı olarak ortaya çıkacak yeni nakit akımları ve sonuçta oluşan ek faiz gelirleri ya da giderleri hesaplanır. Faiz oranlarındaki veri artış, verim eğrilerinde her vade için aynı oranda artışı öngören paralel kaymaları içerebileceği gibi, faiz oranlarında öngörülen değişiklik, vadeler arasında çeşitlendirilerek de kullanılabilir. Bu analizde, yukarıda açıklanan gelir etkisi hesaplamasının yanı sıra ekonomik değer etkisi de hesaplamalara ayrıca konu edilir. Bunun için veri faiz oranı değişikliği öncesi banka bilançosunun sahip olduğu nakit akımların bugünkü değerlerinden hareketle hesaplanan ekonomik değer ile veri faiz oranı değişikliği sonrası oluşan nakit akımlarının bugünkü değeri arasındaki fark alınır. Bu fark bankanın öngörülen faiz oranı değişikliğinin ekonomik değerinde yaratacağı etkiyi verecektir.

Bir bankanın faiz riskine maruz değerleri sadece yabancı kaynakları değildir. Özkaynakları da en az onun kadar bu riskten etkilenmektedir. Faizlerdeki dalgalanmalar özkaynağın piyasa değerini düşürebilmektedir. Sadece muhasebe kayıtlarına bakarak özvarlık hakkında yorum yapmak doğru değildir. Örneğin bankanın verdiği kredi ile topladığı mevduatın getiri ve gideri arasındaki fark muhasebede kar olarak gözükmektedir. Fakat bankanın yapması gereken elde edilen bu gelir ve gideri yeni faiz oranlarından geçmişe götürerek özkaynağı hesaplamak olmalıdır. Bu da bankanın özkaynağının piyasa değerini verecektir.33

Dinamik simülasyonlarda ise, hesaplama günü itibarıyla mevcut faiz oranları uygun bir simülasyon metodu seçilerek belirli bir dönem için ileriye dönük simüle edilir. Yanı sıra bankanın mevcut bilanço büyüklükleri de bilanço kalemleri bazında aynı dönem için modellenir. Bilanço büyüklüklerine ilişkin modelleme, piyasa beklentilerine ve/veya banka stratejisine göre belirlenebildiği gibi geçmiş dönem verileri kullanılarak da yapılabilir. Modellenen faiz oranları çoğu zaman piyasa faiz oranlarıdır. Bu nedenle bu faiz oranları ile bankanın ürün bazında uyguladığı faiz oranları arasında mutlaka ilişki kurulmalı ve faiz modellemesi bu ilişki aracılığıyla piyasa genelinden banka özeline indirgenmelidir.

Analize konu edilen dönem için hesaplanan yeni bilanço büyüklükleri ve simüle edilen faiz oranlarına göre hesaplanan net faiz gelir/gideri, belirlenen bir önceki dönemin net faiz gelir/gideri ile kıyaslanarak değişim bulunur ve bu dinamik simülasyon yoluyla hesaplanmış, gelirler yaklaşımına göre faiz oranı riski ölçümü olarak değerlendirilebilir.