• Sonuç bulunamadı

B. Bildirim Süreleri Açısından

IV. Sigortalı Sayılmayanlar

5510 sayılı Kanun ile 4. maddeye birçok istisna getirilmiĢtir (md. 6). Bu maddeye göre kural olarak Kanun kapsamında bırakılanlar bazı sigortalılık halleri için tekrar kapsama alınmıĢlardır618

. Buna göre 5510 sayılı Kanun‟un 4/I(b) ve 4/I(c) kapsamında sigortalı sayılması gerekenlerden 18 yaĢını doldurmamıĢ olanlar sigortalı sayılmazlar (md. 6/I h).

Aynı maddenin 6/II hükmü ile bir meslek ve sanat okulunu bitirip de öğrenimleri ile ilgili görevde çalıĢanlar (yani 4/I(b) veya 4/I(c) kapsamında bir faaliyette bulunanlar), eğer 4721 sayılı Medeni Kanun‟a göre ergin kılınmıĢlarsa on sekiz

614 Yıldız, s. 154. 615 İren, s. 144. 616 İren, s. 144 vd. 617

Tuncay/Ekmekçi, Sosyal Güvenlik Hukukunun Esasları, Ġstanbul 2009, s 317; Güzel/Okur/Caniklioğlu, Sosyal Güvenlik Hukuku, Ġstanbul 2009, yazarlar s. 421‟de on yıl sigortalılık bulunması Ģartını baĢlı baĢına hakkın özünü zorlaĢtıran bir Ģart olarak değerlendirmektedir.

yaĢını doldurma Ģartı bu kiĢiler için aranmayacaktır. Burada belirtilmesi gereken md. 6/I h hükmünün sadece yaptıkları faaliyet nedeniyle 4/I(b) ve 4/I(c) kapsamına girmesi gereken kiĢilere iliĢkin olduğudur, eğer on sekiz yaĢını doldurmamıĢ kiĢi iĢ sözleĢmesine dayanarak çalıĢıyorsa 4/I(a) kapsamında çalıĢmasına bir engel olmadığına kuĢku yoktur619.

Bunun dıĢında 6ncı maddenin bentlerine göre, tarımda süreksiz çalıĢan iĢçiler (6/I ı) ile ev hizmetlerinde çalıĢanlar (6/I c) iĢçi niteliği taĢısa da özel hüküm gereği kapsam dıĢında bırakılmıĢtır. Dolayısıyla bu iĢlerde çalıĢan çocuklar da kendileri adına sigortalı olamayacaklardır. Sosyal korumaya fazla gereksinim duyan bu kesimin sosyal sigortaların kapsamı dıĢında tutulması da eleĢtirilmektedir620

.

Ev hizmetlerinde çalıĢanlar ise evde çalıĢan ve aile bireyleri dıĢında kalan kimselerdir. Bununla beraber aynı konutta yapılan iĢlerde, konutta birlikte yaĢayan ve üçüncü dereceye kadar hısım olanlar sigortalı sayılmayacaklardır (md. 6/I b). Bu iĢler de çalıĢan çocuklar da dolayısıyla sigortalı sayılmayacaktır. Bununla beraber evde yapılan iĢlerin niteliğinin önem taĢıdığı, bunlardan 4857 sayılı Kanun md. 4/d hükmündeki „konut içinde yapılan el sanatları‟nın anlaĢılması gerektiği savunulmaktadır621

.

Resmi meslek ve sanat okullarıyla yetkili resmi makamların izniyle kurulmuĢ bu nitelikteki eğitim kurumlarında, o meslek ya da sanatı öğretme amacıyla uygulamalı yürütülen yapım ve üretim iĢlerinde çalıĢan öğrenciler de sigortalı sayılmazlar (md. 6/I f). Burada hizmet sözleĢmesi ya da sigortalılık hali doğuran bir faaliyet söz konusu olmamakla beraber bu öğrencilerin iĢ kazası ve meslek hastalıkları ile karĢılaĢma riski fazla olduğu için hüküm öğretide eleĢtirilmektedir622

. Bu nedenle öğrenimin doğal sonucu kabul edilmesine olanak

619

Tuncay/Ekmekçi, s. 242.

620 Güzel/Okur/Caniklioğlu, s. 122.

621 Tuncay/Ekmekçi, s. 228; Güzel/Okur/Caniklioğlu, s. 121; Uşan, Sosyal Güvenlik Hukuku, s.

109.

bulunmayan ve öğrencinin iĢgücünden faydalanılan üretim ve yapım iĢlerinde çalıĢan öğrencilerin, iĢin okulda yapılmasına bakılmaksızın sigortalı sayılması gerektiği savunulmaktadır623

.

3308 sayılı Kanun kapsamındaki öğrencilerin ise iĢ kazası ve meslek hastalıkları ile (genel sağlık sigortalısı olup olmalarına göre) hastalık sigortası hükümlerinden yararlanacaklarına kuĢku yoktur.

GENEL DEĞERLENDĠRME

Uluslararası düzenlemelerde çocuk iĢçi kavramının sadece ILO tarafından tanımlandığını, kimi zaman ILO tarafından toplanan verilerde dahi bu tanımdan sapıldığı görülmektedir. Kural olarak uluslararası düzenlemelerde asgari yaĢın altında çalıĢanlar çocuk iĢçi sayılmıĢ ve çoğu düzenlemede en kötü çalıĢma biçimlerindeki çocukları da kapsayacak Ģekilde geniĢletilmiĢtir. Buna göre çalıĢması yasaklanan yaĢ aralığında ve yasaklı iĢlerde veya çalıĢması yasaklanan koĢullarda çalıĢan çocuklar çocuk iĢçi olarak nitelendirilmiĢtir. Bu yasaklar tehlikeli sayılan çalıĢmalar ile tehlikeli meslek, endüstri kolunu ya da iĢi kapsayabileceği gibi gece çalıĢmasını ve uzun süreli çalıĢmaları da kapsayabilmektedir.

Türk ĠĢ Hukuku ise çocuk iĢçiyi, 14 yaĢını bitirmiĢ 15‟ini tamamlamamıĢ ve ilköğrenimini bitirmiĢ çocuk olarak tanımlamaktadır. Görüldüğü üzere bu tanım uluslararası alandaki çocuk iĢçi tanımını karĢılamamaktadır. Kaldı ki, ikinci bölümde detaylı olarak incelendiği üzere mevzuatımızda çocuk iĢçi kavramı sadece 14-15 yaĢ aralığını kapsamakta ve bu iĢçilerle 15-18 yaĢ arasındaki iĢçiler arasında hiçbir değiĢik düzenleme bulunmamaktadır. Kısacası, çocuk iĢçi diye farklı bir terminoloji benimsenmek suretiyle bu çocuklar açısından daha kapsamlı veya daha koruyucu düzenlemeler getirildiğini söylemek mümkün değildir. Sadece bu yaĢ grubundaki çocukların hafif iĢlerde çalıĢabilmesine imkan tanınmıĢtır. Ancak hafif iĢler için farklı çalıĢma standartları da oluĢturulmamıĢtır.

Değerlendirmemiz sonucunda vardığımız sonuç, birinci bölümde incelenen uluslararası hukuktaki çocuk iĢçi tanımıyla, ikinci bölümde incelenen ve 14 yaĢını bitirmiĢ 15‟ini tamamlamamıĢ ve ilköğrenimini bitirmiĢ çocuk olmak ve hafif iĢlerde çalıĢmak dıĢında hiçbir farklı düzenleme getirilmemiĢ olan iç hukuktaki çocuk iĢçi tanımının uyumlu olmadığıdır.

Bu halde iç hukuktaki çocuk iĢçi ile hafif iĢ arasındaki bağlantının sebebi gündeme gelmektedir. Değerlendirmemiz sonucunda vardığımız ikinci sonuç, uluslararası düzenlemelerin çocuk iĢçi ile hafif iĢ arasında bir bağlantı kurmadığıdır. Uluslararası sözleĢmeler ve sözleĢmelerin denetim organları asgari çalıĢma yaĢını belirledikten sonra ülkelere hafif iĢleri ve bu iĢlerde çalıĢabilecek çocukları belirleme yetkisi tanımıĢtır, ancak bunun çocuk iĢçi tanımının içeriğinin değiĢmesiyle ilgisi yoktur. Asgari çalıĢma yaĢı aĢağı çekilebilir, belli yaĢ grupları için farklı iĢler ve standartlar belirlenebilir. Ancak herhalükarda çocuk iĢçi ülkelerin belirlendiği bu standartların altında çalıĢmayı ifade etmektedir.

Bu nedenlerle kanımızca Türk Hukuku‟ndaki çocuk iĢçi kavramı „çocuk iĢçiliği ile mücadele‟ politikalarında da karıĢıklıklara sebep olunmaması için uluslararası düzenlemelerle paralel hale getirilmelidir. Zaten çok sınırlı bir dönemi kapsayan çocuk iĢçi terimiyle genç iĢçi arasındaki tek fark bir senelik bir yaĢ döneminden ibarettir. Buna göre bu çocuklar sadece hafif iĢlerde çalıĢtırılabilmektedir. Ancak 15 yaĢını tamamladıktan sonra da çalıĢan her çocuk için yaĢına ve bünyesine uygun iĢte çalıĢtırılma zorunluluğu devam etmektedir. Dolayısıyla çocuğun sağlığı izin vermediği sürece sırf 15 yaĢını tamamlamıĢ olması hafif iĢler dıĢındaki iĢlerde çalıĢabileceği sonucunu doğurmayacaktır. Kanımızca çocukların çalıĢması söz konusu olduğunda asgari çalıĢma yaĢının belirlenmesinden çok, iĢ sağlığı ve güvenliğine uygun iĢler konusu önem kazanmakta, yaĢ tek baĢına belirleyici olmamaktadır.

Üçüncü olarak, iç hukukta 4857 sayılı Kanun dıĢında çalıĢan çocukların korunmasız kaldığı ve diğer iĢ kanunları açısından 4857 sayılı Kanun‟un çocuk iĢçi tanımını kullanmanın mümkün olmadığıdır. Çocuk iĢçi kavramı 4857 sayılı Kanun‟a özgü bir kavramdır. Dolayısıyla diğer çalıĢma biçimlerine tabi olarak çalıĢan çocuklar, iç hukukta yeterli korunmadan yararlanamamaktadır. Oysa uluslararası hukuk açısından 4857 sayılı Kanun dıĢındaki iĢlerde çalıĢan çocuklar bu iĢler tehlikeli olduğu ölçüde çocuk iĢçi sayılmaktadır.

Sonuç olarak Türk Hukuku açısından çocuk iĢçi ve genç iĢçi ayırımı yerinde değildir. Tanımlar ayırt edici olmadığı gibi uluslararası hukukla uyumlu da değildir. Kaldı ki 4857 sayılı Kanun ve ona paralel çıkarılan Çocukların ÇalıĢtırılmasına Dair Yönetmelik dıĢında çocuk iĢçi ve genç iĢçi tanımlarına Türk Hukuk mevzuatında da rastlanmamaktadır.

Kanımızca çalıĢan çocuklara iliĢkin düzenlemeler tek kanun altında toplanmalı, bu kanunun belirlediği yeknesak düzenlemelere aykırı çalıĢan çocuklar da çocuk iĢçi kabul edilmelidir. Halihazırda tasarı aĢamasında olan ĠĢ Sağlığı ve Güvenliği Kanunu içinde çocuk iĢçiliği konusunun düzenlenmesinin uygun olacağı kanaatindeyiz. Zira konu iĢ sağlığı ve güvenliği ile yakın iliĢki içindedir. Belirtildiği gibi çocuğun sağlığı izin vermediği sürece sırf 15 yaĢını tamamlamıĢ olması, hafif iĢlerden baĢka iĢlerde çalıĢabileceği sonucunu doğurmayacaktır. Konu açısından önemli olan sadece genel geçer asgari çalıĢma yaĢının belirlenmesi değil, aynı zamanda iĢ sağlığı ve güvenliğine uygun önlemlerin alınmasıdır. Konunun tek bir kanun tarafından düzenlenmesi hem Ģu anda hukukun koruması dıĢında kalan çocukların da korunma kapsamına alınmasını sağlayacak, hem de belirlenen standartların altındaki tüm çalıĢma biçimlerinin, çalıĢmanın hangi kanuna tabi olduğuna bakılmaksızın çocuk iĢçiliği sayılmasını mümkün kılacaktır.

Benzer Belgeler