• Sonuç bulunamadı

2.2. Ödemeler Bilançosu Ana Hesapları

2.2.2. Sermaye Hareketleri Hesabı

Sermaye hareketleri hesabı kişi ve kuruluşların yabancı ülkelerde gerçekleştirdikleri fiziki yatırımlar (üretim tesisleri, bina, arazi vb.) ile ülkeler arasındaki mali kaynak (yabancı tahvil, hisse senedi, hazine bonosu vb. alım – satımı, yabancı ülke bankalarında vadeli hesap açtırılması gibi) transferlerini kapsamaktadır.

89

Ödemeler bilançosu açısından yurt dışından ülkeye sermaye girişi bir alacak işlemi, ülkeden sermaye çıkışı da bir borç işlemi kabul edilmektedir. Dolayısıyla sermaye hareketlerinin kayıt sistemi ile mal ve hizmet akımlarının kayıt sistemi birbirinden tamamen ayrılmaktadır. Ayrıca sermaye işlemlerinin dönüşüm hızı çok yüksek olduğu için, her giren veya çıkan sermaye, ödemeler bilançosunda ayrı ayrı değil bunların net bakiyesi, tek bir kalem olarak gösterilmektedir (Seyidoğlu, 2003b: 406).

Ülkeler arasında fonksiyonları ve vadeleri açısından bakıldığında sermaye transferlerinin farklı biçimlerde gerçekleştiği görülmektedir.

2.2.2.1. Doğrudan Yatırımlar

TCMB doğrudan yatırımları yatırımcının kendi ülkesi dışında bir ülkede iştigal eden bir kuruluşa yaptığı yatırımlar olarak tanımlamaktadır. Doğrudan yatırımlar bir sermaye transferi olmakla birlikte, aynı zamanda teşebbüs, teknoloji ve organizasyon aktarımı da sağlamakta ve bu nedenle işletmelerin sadece kuruluş ve teçhizatının finansmanı olarak değerlendirilmemektedir. Ayrıca iyi planlanmış ve etkin bir şekilde yönlendirilebilmiş doğrudan yatırımlar, yatırımın yapıldığı ev sahibi ülke ekonomisi üzerinde üretim, istihdam, gelir, ödemeler dengesi ve ekonomik gelişme açısından da olumlu etkiler meydana getirmektedir (Görgün, 2004: 4).

Fonksiyonlarına

Göre Vadelerine Göre

Sermaye Hareketleri ¾ Doğrudan Yatırımlar ¾ Portföy Yatırımları ¾ Diğer Sermaye ¾ Rezerv Varlıklar

¾ Uzun Vadeli Sermaye Hareketleri

¾ Kısa Vadeli Sermaye Hareketleri

90

2.2.2.2. Portföy Yatırımları

Genellikle hükümet tahvilleri ya da özel kuruluşların bono ve tahvilleri ile hisse senetleri gibi menkul değerlerin satın alınması şeklinde gerçekleşen yatırımlar, portföy yatırımları olarak nitelendirilmektedir. Ayrıca portföy yatırımları, para piyasası araçları ile finansal türevleri de kapsamına almaktadır.

Tahvil ve senetler, yatırımcıya koşulsuz olarak sabit bir getiri sağlayan tahvil, kuponsuz tahvil gibi 1 yıldan uzun vadeli menkul kıymet araçlarıdır. Para piyasası araçları da vadeleri 1 yıl veya daha az olan ve yatırımcıya koşulsuz olarak belirli bir tarihte sabit bir getiriyi sağlayan hazine bonoları gibi menkul kıymetlerini içermektedir. Finansal türevler ise sahibine ileri bir tarihte getiri sağlayan faiz veya para swapları, futures, options gibi ikincil piyasa araçlarını ve hisse senetleri de banka ve diğer kuruluşlarca ihraç edilen yabancı hisse senetlerine yapılan yatırımları kapsamaktadır.

Portföy yatırımlarının yönünü, dış alemdeki ve yurtiçindeki faiz oranları ile yatırım yapılacak ülkede uygulanan politikalar tayin etmektedir. Çünkü yatırımcılar, öncelikle kendi sermayelerinin güvende olması ve sermayenin getirisi gibi konularla ilgilenmektedirler.

Doğrudan yabancı sermaye, yatırım yapılan kuruluş üzerinde yönetim ve denetim olanağını beraberinde getirmektedir. Buna karşın portföy yatırımcılarının transfer ettikleri fonlar karşılığında, yerleşik kuruluşların yönetim ve denetimlerine müdahil olma hakları bulunmamaktadır. Ülke içindeki yerleşik kuruluş bu yolla sadece uluslararası piyasalardan kaynak tedarik etmektedir.

Borç Senetleri Hisse Senetleri

Portföy Yatırımları

¾ Tahvil ve Senetler ¾ Para Piyasası Araçları ¾ Finansal Türevler

91

İkinci önemli ayırım, ülke içindeki yerleşik kuruluşların yabancı sermayeden elde ettikleri getirilerin farklılığından kaynaklanmaktadır. Doğrudan yatırımlarda yatırımcı, sermayesine ilave olarak üretim teknolojisini ve işletmecilik bilgisini de başka ülkelere taşıyabilmektedir. Portföy yatırımcısı ise yerleşik kuruluşlara sermayesinin dışında herhangi bir katkı sunmamaktadır. Doğrudan yatırımlar ile portföy yatırımları arasındaki bir diğer fark da, söz konusu yatırımların akışkanlık hızı ile ilgilidir. Portföy yatırımları gerek yurt içinde gerekse yurt dışında gerçekleşen ekonomik, sosyal ve siyasal dengesizliklere karşı çok ani tepki verebilmekte, ülkeden çıkışı doğrudan yabancı sermaye yatırımlarına kıyasla oldukça hızlı gerçekleşebilmektedir.

2.2.2.3. Diğer Sermaye

Doğrudan yatırım ve portföy yatırımları ile rezervlerde gösterilmeyen tüm sermaye hareketleri, “diğer sermaye” kapsamında değerlendirilmektedir. Çoğunlukla heterojen olan ve ülkeden ülkeye değişenlik gösteren bu tür sermaye hareketleri, diğer uzun vadeli ve kısa vadeli olan varlıklar ve yükümlülükler olmak üzere iki gruba ayrılmaktadır.

Diğer uzun vadeli sermaye hareketlerinde yurt dışından sağlanan krediler ve bu kredilerin anapara geri ödemeleri ile Kredi Mektuplu Döviz Tevdiat Hesaplarını (Dresdner) içermektedir. Yurt dışından alınan krediler, ödemeler dengesine olumlu katkıda bulunmakta; bu kredilerin anapara ödemeleri ise rezervleri azaltıcı etki yapmaktadır. Öte yandan döviz sıkıntısı olduğu durumlarda yurt dışında çalışan Türk işçilerinin Dresdner Bank A.G. gibi bankalarda açtırdıkları Dresdner mevduatları da kullanılmaktadır ve bu kullanımlar ödemeler dengesine olumlu katkıda bulunurken, bunların geri ödemeleri de rezervleri azaltmaktadır. Dresdner hesapları ödemeler dengesinde net olarak kayıt altına alınmaktadır. Diğer kısa vadeli sermaye hareketleri ise ödemeler bilançosunda net değerleri üzerinden işlem gören diğer kısa vadeli sermaye hareketlerinin, varlıklar bölümü, rezervleri azaltıcı etkide bulunduğu için (–) işaretle kaydedilmekte, diğer taraftan yurt dışından sağlanan krediler ile mevduatların oluşturduğu ve ödemeler dengesine olumlu katkıda bulunan yükümlülükler bölümü de, ülke ekonomisine döviz girişi sağlamasından ötürü, rezervleri artırıcı bir nitelik taşımaktadır.

92

2.2.2.4. Rezerv Varlıklar

Rezerv varlıklar, ülkenin parasal yetkilisi tarafından, ülke ödemelerinin kontrolü ve ödemelerde ortaya çıkabilecek sorunların dolaylı olarak döviz kurlarına müdahale yolu ile düzenlemesi amacıyla, kullanıma hazır durumda bulundurulan yabancı varlıkları ifade etmektedir. Ayrıca bu varlıkların yurt dışından borçlanmada teminat ve güven sağlayıcı unsur olmasının yanı sıra, yurt içinde de bazı gereksinmeler için yeterlilik ölçüsü kabul edilmesi, ülkeleri rezerv bulundurmaya sevk etmektedir.

2.2.2.5. Uzun Vadeli Sermaye Hareketleri

Uzun vadeli sermaye hareketleri sözleşme vadesi bir yıldan daha fazla olan ya da üzerinde belirli bir vade bulunmayan sermaye olarak tanımlanmaktadır. Bu kapsamda doğrudan yabancı sermaye yatırımları, uluslararası portföy yatırımları, ülke dışındaki bankalarda açılan uzun vadeli mevduat hesapları, Dünya Bankası, IMF, Avrupa Yatırım Bankası, Asya Kalkınma Bankası gibi uluslararası kalkınma bankaları ve finans kuruluşları ile konsorsiyumların açtıkları krediler, diğer devletlerden alınan uzun vadeli borçlar, hükümetler ile diğer kamu kuruluşlarının (belediyeler, kamu iktisadi teşekkülleri) uluslararası sermaye piyasalarından tahvil ihracı sonucu sağladıkları fonlar, uzun vadeli sermaye hareketleri içerisinde yer almaktadır (Karluk, 2002a: 234).

2.2.2.6. Kısa Vadeli Sermaye Hareketleri

Kısa vadeli sermaye hareketleri, talep edildiğinde ödenecek sermaye ya da sözleşme vadesi bir yıldan daha az olan sermayeyi ifade etmektedir. Yerleşiklerin yabancılara ya da yabancıların yerleşiklere olan kısa vadeli borçlanmalarındaki değişmeleri (banka mevduatları dahil) yansıtan bu gruptaki sermaye akımları, örneğin ihracat kredileri şeklinde dış ticaretin finansmanı amacına yönelik olabileceği gibi, uluslararası faiz ve döviz kuru farklılıklarından ya da değişmelerinden yararlanmak (arbitraj ve spekülasyon) amacıyla da ortaya çıkabilmektedir (Güran, 1996: 290). Sermaye hareketleri sonucunda ortaya çıkan faiz ve kar payı gibi gelir ve ödemeler ise, sermaye hesabında değil, cari işlemler hesabında izlenmektedir.

93

Benzer Belgeler