• Sonuç bulunamadı

D. Serebral Palsinin Holistik Bakış Açısıyla Sınıflandırılması

2.1.4. Serebral Palsiye Eşlik Eden Problemler

SP’li çocuklarda MSS’deki hasara bağlı olarak çeşitli problemler eşlik etmektedir. Bu problemler zaman içinde çocuğun işlevlerinde, aktivitelerinde, sosyal hayata katılımında ve yaşam kalitesinde çeşitli etkiler yapmaktadır. Aynı zamanda bakım veren, aile ve eğiticilerin yaşamında da ciddi etkilere neden olabilir (47).

Epilepsi: SP'li hastaların % 25-45'inde görülür. Nöbetler, spastik kuadripleji ve travma sonrası hemiplejik çocuklarda en sık görülürken, hafif spastik diplejik ve atetoid SP'de daha az görülür. Nöbetlerin başlangıcı tipik olarak yaşamın ilk iki yılında gerçekleşir. Fokal beyin hasarı nedeniyle parsiyel nöbetler SP’li çocuklarda en sık görülen nöbet tipidir. Epilepsi kontrolü zor olduğunda veya antikonvülsan tedavi sedasyona yol açarsa öğrenmeyi ve sosyalleşmeyi daha da bozan ek bir engel olabilir (48).

Kognitif problemler: SP'li hastaların yaklaşık % 50'sinde görülür. Kognitif bozukluğun şiddeti, özellikle spastik SP'li çocuklarda, motor özür şiddeti ile ilişkilidir. Bununla birlikte, etkilenen bireyler arasında bilişsel yeteneklerde önemli farklılıklar vardır. Genellikle spastik kuadriplejik çocuklar en ciddi şekilde etkilenir (48, 49).

Konuşma problemleri: Afazi ve dizartri de dahil olmak üzere konuşma ve dil bozuklukları SP'li çocukların yaklaşık % 40-60'ında görülür. Orofaringeal kasların

anormal fonksiyonu ve solunum paternlerinin koordinasyon eksikliği bazı hastalarda konuşma bozukluklarına katkıda bulunur. İşitme bozukluğu ve kognitif problemler de konuşma probleminde bir rol oynayabilir (48, 50-52).

Görme problemleri: SP'de oküler ve görsel bozukluklar sık görülür. Prematüre bebeklerde oküler bozuklukların insidansı SP oranından daha yüksektir. Ciddi motor bozukluğu olan çocuklarda kırılma hataları olma olasılığı daha yüksektir. Düşük görme keskinliği kortikal bozukluğa bağlı olabilir. Şiddetli diskinetik göz hareketleri aynı zamanda yavaş, değişken ve oldukça yetersiz görsel fonksiyona neden olabilir (48, 50, 53).

İşitme problemleri: İşitme bozukluğu, SP'li çocukların % 10-20'sinde görülür ve SP’li çocukların yaklaşık % 5'inin işitme engeli vardır. İşitme bozukluğu en çok çok DDA veya ağır HİE olan çocuklarda görülür (48, 50).

Beslenme problemleri: SP'li çocuklarda çiğneme ve yutma güçlüğü sık görülen ve büyümeyi, beslenmeyi, sosyal etkileşimi ve davranışı etkileyen bir sorundur. Bebekler sıklıkla emme ve yutma güçlüğü çekerler. Okul çağındaki çocuklarda yaygın sorunlar beslenme için yardıma ihtiyaç duyma, uzun beslenme süresi (>3 saat / gün), aspirasyon ve sık kusma gibi durumları içerir. Bu zorluklar, bakım verenlerin ağızdan beslenmeye önemli zaman ayırmalarını gerektirir. Beslenme için uygun zaman sınırlı ise, bazı çocuklar yeterli besin alım sağlayamayabilir (54-56).

Salivasyon kontrol problemi: SP'li çocuklarda salivasyon kontrol problemi genellikle tükürüğün aşırı üretilmesinden ziyade sekresyonları yönetmede zorluk çekmekten kaynaklanır. Etiyoloji, zayıf baş kontrolü veya zayıf dudak kapanmasıyla birlikte yutma mekanizmasının ve hipotoninin diskoordinasyonuna dayanır (57). Ağızdan dökülen tükürük veya arkada görünmeyen ve arka orofarinkste salgıların birikmesiyle sonuçlanabilir. Posterior drooling'li hastalar aspirasyon riski altındadır (55).

Gastrointestinal problemler: SP’li çocukların % 90’a yakını klinik olarak anlamlı gastrointestinal semptomlara sahiptir. SP’li çocuklarda % 60-70 kronik kabızlık, yaklaşık % 50 gastroözofageal reflü ve/veya kusma, % 20 yutma bozuklukları, % 10-30 karın ağrısı görülmektedir (55, 58).

Üriner problemler: SP'li çocukların % 30-60'ında enürezis, sıkışma ve stres inkontinansı gibi disfonksiyonel boşalma semptomları vardır. Semptomatik nörojenik

mesane ve inkontinans, daha şiddetli bilateral SP'li bireylerde daha sık görülür. İnkontinansı olan çocuklar mesane dolgunluğunu algılamada güçlük çekerler ve mesane kapasitesi düşüktür. İnkontinansa neden olan diğer faktörler arasında mobilite ve iletişimin azalması, zayıf kognisyon, bakıcıların düşük beklentileri ve nörojenik fonksiyon bozukluğu sayılabilir (59, 60).

Solunum problemleri: Kronik akciğer hastalığı, şiddetli SP'li hastalarda morbidite ve mortalitenin önde gelen bir nedenidir. SP'li hastalarda akciğer hastalığı sıklıkla birlikte oluşan farklı mekanizmalardan kaynaklanır: (1) gastroözofageal reflü ve orofaringeal disfajiden kaynaklanan tekrarlı aspirasyon. (2) Gastrostomi tüpü beslemesi, doğrudan enteral erişim sağlar ve yutma sırasında aspirasyonu azaltır, ancak gastroözofageal reflüden oral salgıların veya mide içeriklerinin aspirasyonunu ele almaz ve aslında gastroözofageal reflüleri alevlendirebilir (3) Skolyozun neden olduğu göğüs duvarı deformitesi SP'li çocuklarda sık görülür ve restriktif akciğer hastalığına neden olabilir (4) Solunum kaslarının zayıflığı ve/veya zayıf koordinasyonu, hipoventilasyon, etkisiz öksürük ve pulmoner sekresyonların temizlenmesinde zorluk ile sonuçlanabilir (61).

Kas iskelet sistemi problemleri: SP kas iskelet sişstemini birçok şekilde etkileyebilir. İstemli motor kontrolün azalmasıyla kasların tek tek inervasyonu ile ince koordinasyon yerine farklı kas gruplarının aktivasyonuyla birlikte birçok eklemi içeren ilkel hareket kalıpları meydana gelir. Santral efferent uyarıların ve afferent geri bildirim döngüsünün bozulmasıyla birlikte ilk etkilenen organ kaslardır. Bir kasta, afferent ve efferent aktivasyonu anormal olur ve kasın agonist antagonist dengesinde bozukluk meydana gelirse kas normalden farklı bir şekilde gelişir ve davranır. Spastik kas, normal gelişen kaslara göre daha kısa, sert ve güçsüzdür. Kas güçsüzlüğü, kas dengesizliği, eklem hareket açıklığında azalma, eklem pozisyonlarının hep aynı olması gibi tipik patolojik özellikler kasların kasılmasına ve eklemlerin yanlış gelişmesine neden olmaktadır. Etkilenme derecesi ne kadar ağır ve kas tonusundaki artış ne kadar fazlaysa kas iskelet kontraktür ve deformite riski o kadar artmaktadır (62). SP'li çocuklarda görülen yaygın ortopedik problemler arasında subluksasyon, dislokasyon ve kalçanın ilerleyici displazisi; ayak ve el deformiteleri; ve skolyoz gelmeketir (63) .

Düşük kemik yoğunluğu: SP’li çocuk ve yetişkinlerde spastisite, parestezi ve kontraktürlerin yanı sıra kemik sağlığında bozulma ve kemik kitlesinde azalma travma

olmaksızın kırık riskinin artmasına neden olabilir. SP'li hastalarda mobilite eksikliği, beslenme fonksiyon bozukluğu, beslenme yetersizliği ve antiepileptik ilaç kullanımı gibi çeşitli faktörler osteopeni gelişimine katkıda bulunur (64). Orta-ağır SP’li çocuklarda kırık insidansı % 4 olarak belirtilmekte, yetişkin SP’li bireylerde kırık insidansının daha yüksek olduğu tahmin edilmektedir. Orta-ağır SP’li çocuklarda düşük kemik yoğunluğu prevelansı tanı yöntemi ve ölçüm yerine bağlı olarak % 27- 77 arasında değişmektedir (65).

Kronik ağrı: SP'li çocukların % 50-75'i tarafından bildirilmektedir ve yaklaşık yüzde 25'i aktiviteyi sınırlandıran ağrı yaşamaktadır. Ağrı, kötü yaşam kalitesi ile güçlü bir şekilde ilişkilidir. SP'li çocuklarda ağrı iletişim zorlukları nedeniyle fark edilmeyebilir. Kalça çıkığı / subluksasyon, distoni, gastroözofageal reflü ve kabızlık en sık bildirilen ağrı nedenleridir (66, 67).

Uyku problemleri: SP'li çocuklarda yüksek oranda uyku bozukluğu görülmektedir. Az görmenin neden olduğu anormal sirkadiyen ritimler, kas spazmı veya gastroözofageal reflü gibi çeşitli kaynaklardan gelen ağrı, laringomalazi gibi anormal hava yolu tonusu veya anatomik anormalliklere ikincil tıkanma, merkezi bir etiyoloji veya kas zayıflığından kaynaklı hipoventilasyon gibi nedenler uyku bozukluğuna ve uyku kalitesinin düşmesine neden olabilir (68, 69).

Öğrenme ve Davranış problemleri: Özel öğrenme güçlüğü SP’li çocuk ve ergenlerde akla gelmesi gereken bir durumdur. Gelişimsel dil bozuklukları okuma zorluğuna, uzaysal yapıyı algılama bozuklukları diskalküliye neden olabilir (47). SP’li çocuklarda davranışsal, emosyonel ve dikkat eksikliği, anksiyete, obsesif-kompulsif davranışlar gibi psikiyatrik bozuklar yaygın olarak görülmektedir (70).

2.2. Sağlığın Uluslararası Sınıflandırılması, İşlevsellik ve Yetiyitimi-