• Sonuç bulunamadı

2.4.1. Disiplinlerarası Sanat- Seramik Eğitimi

Batı toplumları, sanat eğitimi ile ilgili kuramların gelişimini sağlayarak Rönesans’tan günümüze sanat eğitimine yön vermişlerdir. Modernizme kadar genellikle

44 atölyelerde uygulanan usta-çırak ilişkisine dayalı sanat eğitimi, modernizle birlikte okullarda yer almış ve ders olarak verilmeye başlanmıştır.

Ders olarak okullara giren sanat, 19.yy'da batıda endüstri çağının başlamasıyla gereksinim haline dönüşmüştür. Endüstriyel tasarımda yenilikçi anlayışın hakim olması ile sanat eğitiminde birey, özgün yaklaşımlarından ziyade el-göz koordinasyonunun yeterli hale gelmesiyle sanat eğitimi almış olarak nitelendirilmiştir.

19.yy'ın sonlarına doğru endüstrileşmenin boyunduruğu altında kalan sanat eğitimi bireyin görüş ve yaratıcılığının ön planda tutulduğu bir döneme doğru yönelir. Artık estetik beğeni düzeyinin gelişmesini sağlayacak dersler programlarda önemli bir yer teşkil etmektedir. Bu yeni yaklaşımla doğa inceleme altına alınır ve araştırmayla, deneyle harmanlanmış estetik yargı da gelişmiş olmaktadır.

19.yy'ın sonlarında ortaya çıkan sanat eğitimi alan “öğrenciyi kaliteli kılma” olarak adlandırabileceğimiz yaklaşımla hazırlanan bu program 20.yy'da okullarda uygulanan genel eğitim programının etkisinde kalması nedeniyle tam olarak ereğine ulaşamamıştır. Merak etmeyen, sorgulamayan öğrenci yetiştiren ezbere dayalı bu eğitim sistemi Herbert Read'in ortaya koyduğu kuramla değişime uğramaya başlamıştır.”Bu kurama göre eşyalar ve olaylar arasında ilişkiyi geliştirmek amacıyla soru-cevap tekniği kullanılmaya başlandı” (Bilen ,1999: 48). Sanat eğitiminde de kullanılmaya başlanan bu teknikle artık öğrenciler düşünmenin ve sorgulamanın yaratıcılık üzerindeki olumlu etkilerini yaşamaya başlamışlardır.

Sanatta yaratıcılığın okulda öğretilemeyeceği, her sanatsal öğretimin el sanatlarını, desen çizimini, renk bilgisini, bilimselliği ve kuramsallığı içinde barındırmasının gerektiği düşüncesi ile sanatların temelinde yatan işçiliğin ön planda tutularak bir sanat eğitiminin verilmesini doğru bulan Walter Gropius 1919 yılında Bauhaus’u kurmuştur. Bauhaus'un en temelinde sanatsal ve uygulamalı öğretim yatıyordu. Bu öğretim yöntemine göre mimarlık, ressamlık, heykeltıraşlık ve zanaatkârlık iç içe olmalıydı. Disiplinlerarası eğitimle öğrencilerin estetik yargı yetisinin gelişimi sağlanmaya çalışılmıştır. Eğitimin verimli olabilmesi için atölyelerin başına Kandinsky, Klee, Moholy- Nagy gibi dönemin sanatçıları getirilmiştir. Klee vitray ve dokumacılık, Moholy- Nagy metal işlerle ilgili öğrencileri bilgilendirmiştir.

45 Disiplinlerarası sanat eğitimi anlayışının doğuş noktası olarak nitelendirilen bu dönemde mimarlıktan grafiğe, seramikten tekstil tasarımına mobilyadan resim ve heykele kadar sanatı ve zanaatı çok geniş bir biçimde yapılandıran Bauhaus “sosyal sorumluluk taşıyan, toplumun gereksinimlerine karşılık verebilecek olan sanatçı tipinin yetiştiği bir okul oluyor” ( Đpşiroğlu, 1978: 86).

Post modernizmle birlikte sanat eğitiminde de Bauhaus temelli yaklaşımların yerine yeni denemelere ihtiyaç duyulmuştur. Bu nedenle öğrencilerin yalnızca kendi alanlarında uzmanlaştıkları disiplin temelli yaklaşımlar yerine resim, seramik, heykel, video gibi her biri kendi başına bir uzmanlık alanı olan bu branşların birbirleriyle ilişkilendirilmesi sonucu disiplinlerarası geçişler başlamıştır.

Disiplinlerarası-tematik yaklaşım olarak adlandırılan bu eğitim yöntemi “ birçok farklı konu alanının birbirleriyle ilişkilendirilerek önceden belirlenen kapsamlı ve genel bir tema ile bütünleştirildiği bir programdır. Seçilen temanın ana düşüncesi farklı bilgi alanlarını birbirine bağlayan bir mecaz ya da tamamını kapsayan bir soru biçiminde ifade edilebilmektedir.” (Đşler, A.Ş. ,2004: 163).

Ahmet Đşler’in makalesinde belirttiği gibi ABD’de uygulanan örneklerin neticesinde disiplinlerarası –tematik yaklaşım ile uygulanan eğitimlerin öğrencilere birçok konuda getirisinin olduğu gözlemlenmiştir. Bu yaklaşım ile öğrenciler, program içeriğini elde etmede ve sembolleştirmede, diğerleri ile ilişkilendirmede ve değiştirme (yeni bir şeyler üretmede), uygulamayı kapsayan bağımsız düşünmede ve öğrenme kapasitelerini geliştirmelerinde yararlı olduğu gözlemlenmiştir. Ayrıca öğrenciler daha faal olmuşlardır. “Problem çözme”,“sentez”, “analiz” ve “değerlendirme” gibi eylemler alışılmış düşünme formları halini almıştır.

Bu bulgular neticesinde disiplinlerarası sanatın seramik eğitimini olumlu yönde etkileyeceği düşünülmektedir.

2.4.2. Günümüzde Seramik Eğitimi

Sanattaki değişimler, dönüşümler, kırılmalar doğal olarak sanat eğitimini de etkilemektedir. Çoğunlukla geçte olsa sanat eğitimi, yeni çıkan akımlardan, hareketlerden ve oluşumlarlardan etkilenerek değiştirilip yenilenmektedir. Nasıl ki

46 sanatla ilişkisi yani ne'liği ile, sanat eğitiminin nasıl olması gerektiğine ilişkilin yeni tartışmalar yapılmakta ve yeni kuramlar ileri sürülmektedir.

Günümüzde verilen seramik eğitiminde amaçlanan hususlar neticesinde üniversitelerimiz seramik bölümlerinde Sanat Tarihi, Estetik Ve Sanat Felsefesi, Mitoloji, Seramik Tarihi, Çağdaş Sanat (Hacettepe Üniversitesi), Çağdaş Seramik Sanatı, dersleri verilmektedir.

Ülkemizde yer alan güzel sanatlar fakülteleri seramik bölümleri, lisans düzeyi ders programlarında, genellikle disiplinlerarası yaklaşımlara ait başlı başına bir ders yer almamaktadır. Bu araştırmada anket uygulanan Gazi Üniversitesi, Mesleki Eğitim Fakültesi Seramik Eğitimi Anabilim Dalı ders programı içinde geçerlidir.

Disiplinlerarası sanatın ön planda olduğu günümüz sanat anlayışında üniversitelerimiz seramik bölümlerinde 1940'lardan günümüze kadar olan 20.yy sanat akımlarının incelendiği Çağdaş Sanat derslerinin verilmesi neticesinde, çağın sanat anlayışını algılamak ve farklı disiplinlerle özgünleşen sanat olgusunun öğrenciye aktarılması ile sanat gündemini takip eden, özümseyebilen ve nitelikli sanat projeleri sunabilen öğrenci ve sanatçı adayları yetiştirilebilmek mümkün olacaktır.

Hacettepe Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi yeni bir ders programı hazırlayarak 2008-2009 eğitim öğretim yılında kullanmaya başlamıştır. Bu program çerçevesinde öğrenciler hangi bölümde eğitim alırsa alsınlar fakültede yer alan resim, heykel, iç mimari ve çevre tasarımı, grafik, seramik bölümlerinden istedikleri dersleri kredi dahilinde alabilmektedirler. (Hacettepe Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi, Seramik bölümü 2008-2009 ders programı EK 3’te, 2006-2007 ders programı EK 4’te yer almaktadır.)

47

Grafik 1: Hacettepe Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi, Seramik Bölümü Ders Programı (4 yıllık)

H.Ü. GSF. Seramik Bölümü

2008-2009 Egitim Yılı Ders

Programı

SER 56% GSF 27% SEÇMELİ 17%

Grafik dağılımındaki “SER” kısaltması seramik bölümde yer alan zorunlu dersleri, “GSF” kısaltması Güzel sanatlar fakültesi havuzunda yer alan ve bütün bölümlerin kredi dahilinde seçmeli olarak alabilecekleri dersleri ve “SEÇMELĐ” kısaltması ise fakülte havuzunda yer alan ve bütün bölümlerin zorunlu olarak aldıkları ve istedikleri bölümden alabilecekleri dersleri tanımlamaktadır.

Seramik bölümü öğrencileri 4 yılda toplam 145 kredilik ders almak zorundadır. Grafikteki dağılıma göre seramik bölüm derslerinden (SER) 81 (%56), fakülte derslerinden (GSF) 39 (%27) , bölüm seçmeli zorunlu derslerden 25 (%17) kredilik ders alabilmektedirler.

Seramik bölümü öğrencileri 4 yılın sonunda % 26,89 oranında diğer bölümlerden ders alabilmektedir. Üniversitenin ders programını değiştirme çerçevesinde atmış olduğu bu adım disiplinlerarası sanat yaklaşımı ve sanat eğitimi adına önem teşkil etmektedir.

48

Benzer Belgeler