• Sonuç bulunamadı

SENEDİN TESLİMİ KARŞILIĞINDA ÖDEME

Belgede Bonoda ödeme (sayfa 108-112)

Ödeme için ibraz başlığı altında etraflıca değerlendirdiğimiz üzere, kambiyo senedi hamili ancak senedi teslim karşılığında ödeme talep edebilir ve kambiyo borçlusu ancak senedin teslimi karşılığında ödemeye mecburdur. Ödenecek olan

kendisine ciro ettirmesi tartışmalıdır ve hukuka aykırıdır. Bu halde “poliçeyi ödemedim, sadece borcu ciro edilmesini k abul ettim, bu sebeple TK m. 710, f. 2 bono uygulanamaz” itirazı geçersiz olur. Hatta aykırılık olduğu için muhatap zarardan sorumlu kabul edilir. Söz konusu varsayımda muhatabın poliçeyi TK m. 686, f. 2’ye göre geri vermekle yükümlü sayılmasına da sebep olabilir. Katıldığımız genel kabul gören görüş uyarınca, poliçenin kendisine ciro edildiği muhatap poliçenin maliki olur, ancak bu halde muhataba TK m. 710, f. 2 uygulanır; yani muhatabın davranışı anılan hüküm kapsamına giren bir hukuka aykırılık olduğu için muhatap zarardan sorumlu k abul edilir” Poroy / Tekinalp, s. 217, N. 305.

97

senedin iadesini isteme yetkisi senedi ödeyen borçluya ve onun yetkili temsilcisine aittir251. Örneğin; senedi keşideci lehine aval veren ödemişse bononun iadesini talep

etme yetkisi yalnızca keşideci lehine aval verende veya onun yetkili temsilcisinded ir. Keşideci bu durumda senedin kendisine iade edilmesini talep edemez252.

Kambiyo senedi borçlusunun senedi teslim almadan da ödeme yapabilme s i mümkündür. Ancak bu durumda senet iyiniyetli üçüncü bir kişinin eline geçerse borçlu mükerrer ödeme yapma riskiyle karşı karşıya kalacaktır. Çünkü hukukumuzda kambiyo senetleri açısından görünüşe itimat prensibi geçerlidir253.

Türk Ticaret Kanunu’nun 709’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında “Muhatap, poliçeyi öderken hamil tarafından bir ibra şerhi yazılarak poliçenin kendisine verilmesini isteyebilir” denilmektedir. Aynı maddenin 3’üncü fıkrası ise kısmi ödeme durumunu düzenleme altına almıştır. Madde metninde; “Kısmi ödeme halinde muhatap bu ödemenin poliçe üzerine yazılmasını ve kendisine bir makbuz verilmesini isteyebilir” şeklinde bir düzenlemeye yer verilmektedir. Türk Ticaret Kanunu’nun 778’inin 1’inci fıkrasının c bendi uyarınca 709’uncu madde hükmü bono hakkında da tatbik edilmektedir. Bonoda ödeme kısmi olduğunda borç sona ermediği için senedin keşideciye verilmemesi doğaldır. Bu durumda yapılan ödemeyi, senedi iktisap etmiş olan yeni hamile karşı ileri sürebilmek adına senet borçlusu kısmi ödeme durumunu senet üzerinde göstertmek zorundadır. Bu durumda görünüşe itimat prensibi zedelenmemiş olacak ve senedi eline alan yeni hamil ödeme yapıldığını ve bu

251 Ülgen / Helvacı / Kendigelen / Kaya, s. 191, N. 710.

252 “…Mahkemece, iddia ve savunmaya, toplanan taraf delilleri, banka kayıtları üzerinde yapılan

bilirkişi incelemesine göre, davacıya ait 19 adet teminat bonolarının 24.1.1986 tarihli iade formu ile davacıya iade edildiği, kefil tarafından ödenen bono bedelleri nedeniyle davacının teminat senetlerini isteme yetkisi bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir”

Bkz. 11. HD, T. 15.05.1989, E. 1988 / 5711, K. 1989 / 2876 (http://www.sinerjimevzuat.com.tr/inde x.jsf#, Erişim Tarihi: 12.02.2015); Ülgen / Helvacı / Kendigelen / Kaya, s. 191, N. 710.

253 Karahan (Arı / Bozgeyik / Saraç / Ünal), s. 44, 45; Öztan, Kıymetli Evrak Hukuku (2012), s.

98

ödemenin miktarının ne olduğunu rahatlıkla görebilecektir. Bununla birlikte ödeyen kişi senet alacaklısına yaptığı ödemeyi ispat edebilmek için yapılan ödemeye ilişk in bir makbuz da almalıdır. Şayet bonoya ilişkin olarak yapılan ödeme tam bir ödeme ise keşideci bu durumda, hamile bono üzerine bir ibra şerhi yazdırabilir ve bononun kendisine verilmesini talep edebilir. İbra şerhi; senedin keşidecinin elinden rızası dışında çıkması ya da kaybolması gibi durumlarda görünüşe itimat prensibi kapsamında üçüncü kişilerin hak talep edebilmelerini bertaraf etmek için getirilmiş bir düzenlemedir. Bu durumda senet üzerinde ibra şerhi olduğu için üçüncü kişiler hak talebinde bulunamayacaklar bono bedelinin ödendiğini senetten rahatlık la anlayabileceklerdir. İbra şerhi yazdırmamış olsa bile senedin keşidecinin elinde olması senedin ödendiğine karine teşkil eder254. Türk Borçlar Kanunu’nun 104’üncü

maddesinin 3’üncü fıkrası uyarınca; borç senedi borçluya geri verilmişse, borç sona ermiş sayılmaktadır. Ancak bu aksi ispatlanabilir bir karinedir. İspat yükü alacaklı konumunda bulunan hamildedir255.

254 “Davacı taraf, kendisinde bulunan 25.000 TL'lik çek yerine davalının hile ve el çabukluğu ile

kendisine 2.500 TL'lik çek verdiğini belirterek aradaki farkın tahsili için işbu davayı açmış, davalı ise hile iddiasının yerinde olmadığını, 25.000 TL bedelli çekin davaya konu kısmının ödenerek söz konusu çekin davacıdan alındığını savunmuştur. Yenilendi ği iddia olunan çekin davalı elinde olması çek bedelinin ödendiğine karine teşkil ettiğinden aksinin hile iddiasını İleri süren davacı tarafından kanıtlanması gerekmektedir. Bu itibarla, mahkemece, dosyada mevcut çelişkili tanık beyanları dışında davacının hile iddiasını somut olarak kanıtlayan bir delilin bulunmadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde ispat külfetinin tersine çevrilmesi suretiyle hüküm tesisi doğru olmamış, hükmün bu nedenle davalı yararına bozulması gerekmiştir” Bkz. 11. HD, T. 09.07.2012, E. 2012 / 7960, K. 2012 / 12156

(http://www.sinerjimevzuat.com.tr/inde x.jsf#, Erişim Tarihi: 12.02.2015); Bozgeyik (Karahan / Arı / Saraç / Ünal), s. 271.

255 “…Mal bedeli olarak verilen 19.2.2002 keşide tarihli 5.000.000.000.-TL. bedelli çekin davalı

elinde olduğu hususunda ihtilaf bulunmadığı gibi bu yön mahkemenin de kabulündedir. Çekin borçlu davalı elinde olması, bedelinin ödendiğine karine teşkil eder. Bu karinenin aksini davacı alacaklı kanıtlamalıdır. Mahkemece açıklanan bu yönler gözetilmeden yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir…” Bkz. 19. HD, T. 03.11.2004, E. 2004 /

4553, K. 2004 / 10886 (http://www.sinerjimevzuat.com.tr/inde x.jsf#, Erişim Tarihi: 12.02.2015); “… Mahk eme, 600.000 TL.'lık bono yönünden davalının bedelini ödediğini

ispatlayamadığı gerekçesiyle davayı kabul etmiştir. Oysa senet davalı tarafından ibraz edilmiştir. Senedin, davalının elinde olması, bedelinin ödenerek geri alındığına karinedir. Bunun aksini, yani bedeli ödenmeden elinden çıktığını davacı ispatlamalıdır. Davacının dayandığı Hatay Ağır Ceza Mahkemesi'nin 1986/45 esas sayılı dosyasındaki dava sonucunda,

99

Uygulamada bazen, borçlu ödemek için bonoyu teslim almak istediği halde alacaklının bononun kaybolduğuna ilişkin veya ödeme yapıldıktan sonra kendisi tarafından yırtılacağına ilişkin beyanda bulunması sonucu bonoyu teslim almadan borcu ödediğine rastlanmaktadır. Şunu belirtmek gerekir ki böyle bir ödemenin kötü ödeme addedileceği muhakkaktır. Bono; hamil tarafından, ödeme yapıldığını bilmeyen ve bilebilecek durumda olmayan bir kişiye devredilirse bu durumda iktisabında hilesi veya ağır kusuru bulunmayan üçüncü kişi senedi iktisap edecektir. Bu sebeple mükerrer ödeme riski borçlu açısından her zaman vardır. Bu konuda en kesin çözüm; senet teslim alınmadan ödemenin kesinlikle yapılmaması olacaktır. Ancak borçlu illa ödeme yapmak istiyorsa en azından senet hamilinden ödediği bononun tarih ve numarasını da içeren bir makbuz almalıdır256. Bu makbuz borçluyu

senet yırtmak suçundan sanık Veysel (davamızın Davalısı) beraat etmiştir. Söz konusu ceza mahkemesi kararında senet karşılıklarının ödendiği, bu nedenle müşteki (davamızın davacısı) tarafından verilen senetlerin sanık tarafından iptal edildiği ve kasten senet yırtmak suçunun unsurları oluşmadığı, şeklinde maddi vakıa tespit edilmiştir. Yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarına göre, ceza hakiminin maddi vakıayı tespit eden beraat kararı hukuk hakimini bağlar (BK. 53.)…” Bkz. 11. HD, T. 29.09.1988, E. 1988 / 936, K. 1988 / 5355 (http://www.sinerjimevzuat.com.tr/inde x.jsf#, Erişim Tarihi: 12.02.2015); Bozgeyik (Karahan / Arı / Saraç / Ünal), s. 271.

256 “… Özel Dairenin bozma kararında belirtildiği üzere, davaya konu bono davalının elinde

bulunduğuna göre, onun bedelinin ödenmiş olduğunu kanıtlama yükümlülüğü, davacılara aittir. Görülmekte olan davada ileri sürüldüğü şekilde, alacaklı senedi borçluya geri vermez, ( yine somut olayda ileri sürüldüğü gibi, yırttığını ya da sonradan geri vereceğini veya benzer nitelikte başka bir hususu bildirir ) ise, borçluya düşen, TTK 558 ve bonolar hakkında da uygulama olanağı bulunan aynı Yasanın 621. maddesi uyarınca Kıymetli Evrak borçlusu ancak senedin teslimi muk abilinde ödeme ile mük ellef olduğu gibi bir bono, hamilin elinde bulunduğu sürece borcun ödenmemiş olması asıldır. Borçlu ödemede bulunurken, hamil tarafından senedin metnine bir ibra şerhi yazılmasını veya ödediği bononun tarih ve numarası yazılı bir makbuz verilmesini istemek zorundadır. Bunları yapmayan borçlu HUMK.nun 288 ve 290. madde uyarınca ödeme def'ini ancak yazılı delil ile k anıtlamak zorundadır. Somut olayda HUMK.nun 292 ve 293. madde şartları bulunmadığından tanık dinlenemez. Somut olayda ileri sürüldüğü gibi, alacağın varlığını gösteren bir belgenin bizzat alacaklı tarafından bu tür bir yolla maddeten ortadan kaldırılması veya kaldırıldığının ileri sürülmesi ( dolayısıyla belgenin borçluya iadesinin olanaksız olduğunun kendisine beyan edilmesi ) halinde, yukarıda değinildiği üzere, borçlunun yükümlülüğü, yapacağı ödemeyi ortaya koyan bir belge ( makbuz ) kendisine verilmediği sürece, o ödemeyi yapmaktan kaçınmaktır. Aksi takdirde, sonradan, belgenin yırtıldığı şeklindeki bir maddi vakıaya dayanıp, bunu yazılı delil dışındaki delillerle kanıtlama olanağına sahip değildir…” Bkz. HGK, T.

02.04.2003, E. 2003 / 19-261, K. 2003 / 266 (http://www.kazanci.com.tr, Erişim Tarihi: 12.02.2015).

100

hile ve ağır kusuru bulunmayan üçüncü kişilere karşı mükerrer ödeme yapmaktan korumaz. Ancak önceden ödeme yapılmış olan hamilin mükerrer alacak tahsili için kendisine başvurmasını engeller257. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 201’inci

maddesi258 uyarınca senede karşı senetle ispat zorunluluğu bulunmaktadır. Borçlu,

alacağı bu makbuzu, ödeme yaptığı senet hamili tarafından kendisine mükerrer ödeme talebi ile başvurulması durumunda ödemezlik def’i ispat aracı olarak ileri sürebilecektir.

Belgede Bonoda ödeme (sayfa 108-112)