• Sonuç bulunamadı

1.2. SENDİKA KAVRAMI

1.2.4. Sendikaların Olanakları

1.2.4.1. Grev

İşçilerin topluca çalışmamak suretiyle işlerinde faaliyeti durdurmak veya işin niteliğine göre önemli ölçüde aksatmak amacıyla aralarında anlaşarak ve yahut bir kuruluşun aynı amaçla çalışmamaları için verdiği karara uyarak işi bırakmalarına grev denilir.

Grev her şeyden önce işçilerin haklı gördükleri isteklerini işverenlerden alabilmek ya da onları bu hakları vermeye zorlamak için işçiler tarafından kullanılan bir araçtır. Grev bir güç denemesidir. Grev ve toplu sözleşme yapma hakkının olmadığı dönemlerde faydaları son derece kısır kalan sendikaların işçilerden gördükleri ilgi bu yüzden yetersiz olmuştur. Sendikaların her bakımdan güç kazanmasının ise her şeyden evvel bu ilgiye bağlı olacağı tabiidir (Talas, Dilik ve Işıklı, 1965; 51, Ünsal, 1997; 62-156).

Grevin sosyolojik tanımı ise, mesleki bir grubun, karşı koymak istediği bir durum veya karar karşısında, işi bırakmak suretiyle direnmesi şeklindedir (Sur,1987;7).

Toplu iş uyuşmazlıklarının barışçı yollarla çözümlenmesi her zaman mümkün olmamaktadır. Çalışma ilişkilerinde barışı sağlamak için mücadeleci yolları kapatmak ve tahkim müessesine geniş yer vermek çözüm değildir. İşçi sendikalarının işveren karşısında etkin bir konuma gelmesi grev hakkına sahip olmasıyla mümkündür. Toplu pazarlık hakkı ancak grev hakkıyla birlikte etkili olabilmektedir.

İşçilerin işverene isteklerini kabul ettirmek ve bu yönde baskı yapmak için aralarında verdikleri karara uygun olarak topluca iş bırakmaları şeklinde tanımlanabilen grev hakkı ülkemizde demokratik gelişmelere bağlı olarak farklı şekillerde düzenlenmiştir. Ülkemizde ilk grev 1961 Anayasası’yla güvence altına alınmıştır ve bu Anayasa’ya dayanarak çıkarılan 275 sayılı kanunla bu hakkın nasıl kullanılacağı düzenlenmiştir.

Grev hem ekonomik hem de sosyal yönü olan bir hak niteliği taşımakta ve Anayasa’da da yer aldığı şekilde ekonomik ve sosyal haklar kategorisinde yer almaktadır (Kağnıcıoğlu, 1999; 195-196).

Grev hakkı, kamu hizmetlerinde çalışanlara işçilere göre çok daha kayıtlı şartlarla ve uzun bir süre sonra tanınmıştır. Bunda kamu hizmetinin özelliği etkili olmuştur. Çalışanların işveren üzerinde işi durdurarak veya başka yollarla baskı uygulayarak isteklerini kabul ettirmenin en önemli araçlarından biri olan grev hakkının kamu görevlilerine tanınmaması konusunda iki farklı görüş vardır. Grev hakkının kamu görevlilerine tanınmasına karşı olanlar, grev kavramının kamu hizmeti kavramı ile bağdaşmadığını ve bu nedenle kamu görevlilerine grev hakkının verilmemesi gerektiğini söylerken; grev hakkının kamu görevlilerine tanınmasına yandaş olanlar ise, kamu hizmetlerinde grev kısıtlamasına gidilemeyeceği ve sendikal hakların birbirinden ayrılamayacağını dolayısıyla kamu görevlilerine grev hakkının verilmesi gerektiğini savunmuştur (Özer, 2000; 119-142).

1.2.4.2. Kolektif Temsil Yetkisi

Sendikanın yetkili organları adına hareket edene kişiler kolektif temsil yetkisinden yararlanarak sendikanın amaçlarına ulaşması yolunda bir çok faaliyetlerde bulunurlar. Kolektif temsil yetkisi ile sendikal çalışmalar, hem (zaman, emek, para gibi) tasarrufu sağlar hem de kamu makamlarının fazla başvurularla işgal edilmesini engeller. Ayrıca bazı konularda yeterli teknik bilgi ve beceriye sahip olmayan kişiler yerine, her konuda o konunun uzmanından yararlanılarak idareye

başvuran sendikaların ele alacakları sorunlarda, kişilere göre başarı şansları daha fazla olacaktır.

Sendika amaçlarının gerçekleştirilmesinde, sendikanın yetkili organları adına hareket eden görevliler, kollektif temsil yetkisinden yararlanarak bir çok etkinliklerde bulunurlar. Bunlar, hükümetle yapılan toplu görüşmelere kadar genişletilebilecek bir alanı kapsayacak kadar geniş ve çeşitlidir.

Sendikaların bu yetkiye dayanarak yapacakları yazışmalar, belli konularda ileri sürecekleri istem veya teklifler veya en basit anlamda yine belli konular için yetkili makamlarla yapacakları temaslar, bu tüzel kişiliğin bünyesindeki kişilerin yararına bir sonuç elde etmeğe dönük faaliyetlerdir.

Kollektif temsil yetkisi arasında, ortak mesleki problemlerin çözümlenmesi için idari ve adli yargı mercileri önünde dava açmak, açılan davalara katılmak gibi faaliyetlerde vardır. Üyeleri adına tek yoldan hareket eden bir hukuki varlık olan sendikaların bu işlerde de masrafı, zamanı, emeği azaltıcı, mercileri işgal etmeyici ve başarıyı arttırıcı çalışmalarından hem üyeler hem de kamu kuruluşları yararlanacaktır (Kalkandelen, 1968; 12-20).

1.2.4.3. Yardımlaşama Kuruluşları Kurma

Üyelerin mesleki faaliyetleriyle ilgisi olmayan ama geçim sıkıntılarının hafifletilmesi, ihtiyaçların karşılanması amacıyla kooperatifler, yardımlaşma sandıkları ve benzeri kuruluşları kurma imkanları sendikalara ve meslek birliklerine tanınmıştır.

Kooperatifçilik, ortak ihtiyaçların üretim ve temininde, bu ortak ihtiyaçları paylaşan kimseler tarafından kurulan, demokratik usullerle yönetilen ve kar gözetilmeden işleyen bir kuruluştur. Kooperatifçiliğin, iş hayatındaki en bariz faaliyeti, çalışanların ekonomik durumlarını düzeltmede en önde gelen bir araç olduğudur (Polat, 1972; 106).

Sendikaların kooperatifçilik alanındaki faaliyetleri iki biçimde olabilir.

Üyeleri için kooperatifler kurulmasına yardım etmek,

Sendikaların kooperatifçilik faaliyetleri, öncülük etmek ve yol göstermek şeklinde olacaktır. Sendikalar konuyu ortaya getirecek, üyelerini kooperatifçilik konusunda aydınlatacaktır.

Üyeleri için kurulan kooperatiflere kredi vermek,

Kooperatiflerin mali konulardaki yetersizlikleri ve güçlükleri giderici krediler vermek şeklinde olabilir. Ancak verilecek krediler, bağış veya karşılıksız yardım niteliğinde olamaz (Gerek, 1984; 172).

1.2.4.4. Sosyal Tesisler Kurma

Sendikaların, üyelerine sosyal hizmet sunmak amacıyla lokal, dinlenme kampları, spor alanları, parklar, kreş ve yuvalar ve ihtiyarlık yurtları gibi tesisler kurma olanakları vardır. Sendikaların yaptıkları bu sosyal hizmetle de amaç, çalışanların verimini artırmak ve toplumu daha sağlıklı ve dengeli kılmaktır (Kalkandelen, 1968; 12-20, Ersinadım, 2001; 70).

1.2.4.5. Kültürel ve Eğitsel Faaliyetlerde Bulunma

Üyelerin mesleki bilgi ve becerilerini arttırmak, tavırlarını olumlu yönde değiştirmekle ilgili faaliyetler sendikaların üzerinde önemle duracağı ve ağırlık vereceği faaliyetlerdendir (Kalkandelen, 1968; 12-20).

Sendikal eğitim, üyelerin sendika faaliyetlerine aktif bir şekilde katılma eğilimlerini artırmak, üyeler arasında dayanışma ve bağlılığı sağlamak ve sendika içi demokrasiyi geliştirmek bakımından etkin bir araçtır.

Sendikal eğitimin temel amaçları;

Sendikaların kadrolarında görevlendirilmek üzere rasyonel ve yaratıcı nitelikli yönetici ve uzmanların yetiştirilmesi,

Çalışanla çalışma ilişkileri sisteminin ve bu sistem içerisindeki rollerinin anlatılması,

Sendikaların işlev ve önemi konusunda kamuoyunun bilgilendirilmesi (Demirbilek, 1992; 328).

Benzer Belgeler