• Sonuç bulunamadı

SEDAŞ Özelleştirme Uygulaması, Karşılaşılan Sorunlar ve Çözüm

BÖLÜM 3: DÜNYADA VE TÜRKİYE’DEKİ ENERJİ SEKTÖRÜNDE

3.5. SEDAŞ Özelleştirme Uygulaması, Karşılaşılan Sorunlar ve Çözüm

SEDAŞ’ın da içinde bulunduğu ve İHD yöntemiyle yapılan dağıtım bölgelerinin özelleştirilmesinin Anayasaya uygun olmadığı gerekçesiyle Danıştay tarafından iptal edilmesi üzerine uzunca bir süre özelleştirme çalışmaları yapılmamıştır. Ne var ki, 3 Kasım 2002 seçimleriyle iktidar olan yeni hükümet, ülkenin dış borçlarını ödemek için yoğun kaynak arayışı içine girmiş, IMF ve Dünya Bankasının tavsiye ve direktifleri doğrultusunda özelleştirmeyi hızlandırmıştır. Hükümetin özellikle Tüpraş, Tekel, Petkim, Telekom ve TEDAŞ özelleştirmelerine öncelik vereceğini açıklamasından sonra, elektrik piyasasında özelleştirmenin şartları ve ne şekilde olacağı 2003 yılı boyunca ÖİB, EPDK, ETBK, TEDAŞ, bağlı ortaklık ve müesseseleri tarafından geniş bir şekilde değerlendirmeye tabi tutulmuştur.

Bunun sonucunda 02.04.2004 tarihinde 2004/22 sayılı YPK Kararına istinaden, TEDAŞ ve bağlı ortaklıkları 03.04.2004 tarihli resmi gazetede yayımlanmasına müteakip SEDAŞ özelleştirme kapsam ve programına alınarak 233 sayılı KHK kapsamından çıkartılarak 4046 sayılı Kanun kapsamına alınmış ve Özelleştirme İdaresi Başkanlığına devredilmiştir. Yapılan açıklamada, “Özelleştirme Yüksek Kurulunca; Özelleştirme İdaresi Başkanlığının 22.03.2004 tarih ve 2613 sayılı yazısına istinaden,

1-) Türkiye Elektrik Dağıtım A.Ş.’nin (TEDAŞ) özelleştirme kapsam ve programına alınması,

2-) TEDAŞ’ın satış, kiralama, işletme hakkı devri ve işin gereğine uygun sair hukuki tasarruflar yöntemlerinden bir veya bir kaçının birlikte ve/veya ayrı ayrı uygulanması suretiyle özelleştirilmesine,

3-) Özelleştirme işlemlerinin 31.12.2006 tarihine kadar tamamlanmasına, karar verilmiştir” (www.rega.basbakanlikgov.tr, 03.04.2004 tarihli Resmi Gazete).

İlgili kararlar çerçevesinde, “Ülkemize özgü coğrafi yapı, işletme koşulları, enerji bilançosu, teknik/mali özellikler ve “mevcut sözleşme”lerin varlığı ile mevcut hukuki süreç dikkate alınarak, Türkiye genelinde en fazla 21 dağıtım bölgesi oluşturmak üzere gerekli düzenlemeler yapılacaktır” (YPK Kararı, 2004: 3) denilmektedir. Buna göre oluşturulan dağıtım bölgeleri ve bu bölgelere dahil olan iller aşağıda Tablo 21’de gösterilmiştir.

Tablo 21: Özelleştirilecek Dağıtım Bölgeleri ve Kapsadığı İller Dağıtım Bölgesi Dağıtım Bölgesinde Yer Alan İller

1. Bölge Diyarbakır, Mardin, Siirt, Şanlıurfa, Batman, Şırnak 2. Bölge Bitlis, Hakkari, Muş, Van

3. Bölge Ağrı, Erzincan, Erzurum, Kars, Bayburt, Ardahan, Iğdır 4. Bölge Artvin, Giresun, Gümüşhane, Rize, Trabzon

5. Bölge Bingöl, Elazığ, Malatya, Tunceli 6. Bölge Sivas, Tokat, Yozgat

7. Bölge Adana, Mersin, Osmaniye, Hatay, Gaziantep, Kilis 8. Bölge Kırşehir, Nevşehir, Niğde, Aksaray, Konya, Karaman

9. Bölge Ankara,Kırıkkale,Zonguldak,Bartın,Karabük,Çankırı,Kastamonu 10. Bölge Antalya, Burdur, İsparta

11. Bölge İzmir, Manisa

12. Bölge Balıkesir, Bursa, Çanakkale, Yalova 13. Bölge Edirne, Kırklareli, Tekirdağ

14. Bölge İstanbul İli Anadolu Yakası 15. Bölge Sakarya, Bolu, Düzce, Kocaeli

16. Bölge Afyon, Bilecik, Eskişehir, Kütahya, Uşak 17. Bölge İstanbul İli Rumeli Yakası

18. Bölge Kayseri

19. Bölge Aydın, Denizli, Muğla 20. Bölge Adıyaman, Kahramanmaraş

21. Bölge Amasya, Çorum, Ordu, Samsun, Sinop

Kaynak: www.dpt.gov.tr, “17.03.2004 tarih ve 2004/3 sayılı YPK Kararı: Elektrik Enerjisi Sektörü

Reformu ve Özelleştirme Stratejisi Belgesi”

Dağıtım bölgeleri tablosu incelendiğinde görüleceği üzere, SEDAŞ’ın dağıtım bölgesi 15. bölge olarak düzenlenmiş ve bünyesine Kocaeli ilinin de katılması öngörülmüştür.

Bundan sonra SEDAŞ’ın da aralarında bulunduğu dağıtım bölgelerinin özelleştirilmesinin eylem planı şu şekilde açıklanmıştır. Buna göre SEDAŞ’ın özelleştirilmesi şu takvime bağlanmıştır:

• “01 Nisan 2004’e kadar; TEDAŞ ve Bağlı Ortaklıkları özelleştirme programına alınacaktır.

• 30 Nisan 2004’e kadar; dağıtım bölgelerinin oluşturulmasına ilişkin gerekli hukuki düzenlemeler yapılacaktır. ÖİB tarafından özelleştirme işlemleri için danışmanlık hizmeti alımına ilişkin çalışmalar başlatılacaktır.

• 30 Eylül 2004’e kadar; her bir dağıtım bölgesi için performans standartları ve hedef kayıp-kaçak oranları belirlenecektir. Dağıtım bölgelerinin faaliyetlerine ilişkin hesap ayrıştırmaları tamamlanacaktır.

• 31 Ekim 2004’e kadar; dağıtım bölgelerine ilişkin yük profilleri çıkarılacaktır. Dağıtım bölgelerinde uygulanacak tarifelere ilişkin fiyatlandırma yöntemi oluşturulacak ve hizmet maliyet analizleri sonuçlandırılacaktır. Tüketicilere uygulanacak satış fiyatı eşitleme yöntemi oluşturulacaktır.

• 30 Kasım 2004’e kadar; dağıtım bölgelerinin gelir gereksinimi belirlenecektir. Özelleştirme programındaki dağıtım şirketleri, lisans başvurusunda bulunacaktır. TETAŞ ile dağıtım şirketleri arasında geçiş dönemi sözleşmeleri imzalanacaktır.

• 31 Aralık 2004’e kadar; dağıtım şirketleri tarife başvurularını yapacaktır. Her bir dağıtım bölgesi için ayrı ayrı lisansları verilecek ve her bir dağıtım şirketi/bölgesi için belirlenen gelir gereksinimi çerçevesinde tarife teklifleri EPDK tarafından 1 Ocak 2005 tarihinden itibaren uygulanmak üzere onaylanacaktır.

• 31 Mart 2005’e kadar; dağıtım şirketleri/bölgeleri için ihale süreci yukarıda tanımlanan hazırlık çalışmalarının yerine getirilmesine takiben başlatılacak ve 31 Aralık 2006’ya kadar tüm dağıtım şirketlerinin/bölgelerinin özelleştirilmesi hedeflenecektir. Gerçekleşecek uygulama çerçevesinde gerekli görülmesi halinde, geçiş dönemi sözleşmeleri revize edilecek ve EPDK tarafından tarife revizyonu yapılacaktır” (YPK Kararı, 2004: 3-4).

Eylem planında görüldüğü gibi içinde SEDAŞ’ın da bulunduğu TEDAŞ ve bağlı ortaklıklarının özelleştirilme işlemi, 3 yıllık geniş bir süreyi kapsamaktadır. 30 Nisan 2004’e kadar, dağıtım bölgelerinin oluşturulmasına ilişkin gerekli hukuki düzenlemeler yapılacak denilmesine rağmen ancak 01.03.2005 tarihinde Körfez EDAŞ’ın tüzel kişiliği kaldırılarak Kocaeli ili SEDAŞ’a dahil edilmiştir. 2006 Ağustos itibariyle diğer tüm aşamalar tamamlanmış olup; SEDAŞ özelleştirmesi ihale aşamasına gelmiştir. TEDAŞ ve diğer bağlı ortaklıklarıyla birlikte SEDAŞ özelleştirme uygulaması süreci devam etmekte olup, özelleştirme çalışmaları henüz neticelendirilmemiştir. Bugün gelinen noktada Telekom, TÜPRAŞ ve Erdemir gibi tarihinin en önemli özelleştirmelerini yapan ülkemizin önünde bekleyen ve yapılan tüm özelleştirmeler de dahil, Türkiye’nin tartışmasız en büyük özelleştirmesi TEDAŞ dağıtım bölgeleri özelleştirmesidir. Ve SEDAŞ ta onun bir parçasıdır. Yine SEDAŞ özelleştirmesiyle birlikte, devletin kasasına yaklaşık olarak 750 milyon dolarlık bir gelirin girmesi tahmin edilmektedir. Bununla birlikte henüz özelleştirmenin ihale süreci ve İHD bedeliyle diğer veriler tam olarak açıklanmadığından, bölge ekonomisine yapacağı net etkileri görmek çok zordur. Sosyal ve ekonomik yansımalar ile özellikle istihdam düzeyine yapacağı etkileri görmek için daha çok erkendir. Bu etkilerin daha net gözlemlenebilmesi için özelleştirmenin ilerleyen safhalarına geçilmesi beklenmektedir.

3.5.1. Karşılaşılan Sorunlar

Dünyadaki elektrik dağıtım sektörlerinde, serbest piyasa ekonomisi ve rekabetçi yapının gelişmesiyle birlikte, özelleştirme ve serbestleşme uygulamaları görülmeye başlamıştır. Bununla birlikte, ülkemizde elektrik dağıtım sektöründe yapılmak istenen özelleştirmelerin farklı neden ve gerekçeleri bulunmaktadır. Aşağıdaki Tablo 21’de dünyadaki elektrik dağıtım şirketleri ile SEDAŞ’ın özelleştirilmesinde karşılaşılan sorunlar ile özelleştirme gerekçe ve öncelikleri gösterilmektedir.

Tablo 22: Elektrik Dağıtım Bölgelerinin Özelleştirme Gerekçeleri ve Özelleştirmelerde Karşılaşılan Sorunlar

Dünyadaki elektrik dağıtım sektörünün özelleştirme gerekçeleri :

SEDAŞ elektrik dağıtım şirketinin özelleştirme gerekçeleri : 1-) Devlet müdahalesini kaldırmak, rekabet ve

deregülasyonu sağlamak 1-) Kayıp-kaçağı minimum seviyeye düşürmek 2-) Piyasanın yeniden yapılandırılması ve elektrik

dağıtımında optimizasyonu sağlamak

2-) Tahakkuk ve tahsilatı optimum seviyeye çıkarmak

3-) Piyasa prensiplerine dayalı enerji politikaları uygulamak

3-) Yabancı sermaye, bilgi ve teknoloji transferini gerçekleştirmek

4-) Özel/yabancı sermaye yatırımını teşvik etmek 4-) Tasarruf etmek ve gelir elde etmek 5-) Maliyetleri düşürüp ucuz enerji sağlamak 5-) Hazine garantisini kaldırmak

6-) Kaliteli, sürekli ve kesintisiz enerji sağlamak 6-) Sektörü politik etkilerden uzak tutmak 7-) Verimliliği arttırmak 7-) Yeni yatırımların finansmanını sağlamak 8-) Diğer öncelikli devlet harcamalarını finanse

etmek

8-) Gerekli yatırımları zamanında ve özel sektöre yaptırmak

Dünyadaki elektrik dağıtım sektörünün özelleştirilmesinde karşılaşılan sorunlar :

SEDAŞ elektrik dağıtım şirketinin özelleştirilmesinde karşılaşılan sorunlar : 1-) Özelleştirmede seçilecek yöntemin tespiti 1-) Yasal ve hukuki düzenlemelerin yetersizliği 2-) Düzenleyici kurumların oluşturulması 2-) Özel sektörün aşırı istekli olmayışı

3-) Özelleştirmeye karşı tepkiler 3-) Yabancı sermayenin getirilemeyişi 4-) Özelleştirmenin zamanlaması 4-) Piyasanın yapısı ve altyapı eksikliği 5-) Piyasanın doğal tekel oluşu ve büyüklüğünden

kaynaklanan problemler

5-) Bilgi ve tecrübe eksikliği ile daha önceki uygulamalarda başarısız olunması

Kaynak: Bu tablo, çeşitli kaynaklar incelenerek tarafımdan düzenlenmiştir.

Elektrik dağıtım bölgelerinin özelleştirmesi ile ilgili tabloda görüldüğü gibi; dünyadaki özelleştirmelerde rekabeti oluşturmak, piyasayı yeniden düzenlemek ve verimlilik öncelikli nedenler olurken SEDAŞ özelleştirmesinde öncelikler kayıp-kaçağı düşürmek, tahsilatları yükseltmek ve gelir elde etmektir. Dünyadaki özelleştirmelerde özelleştirme yöntemi, zamanlaması ve piyasanın doğal yapısı özelleştirmede sorunlar yaşanmasına yol açarken, SEDAŞ özelleştirmesinde sorunların asıl kaynağı yasal-hukuki düzenlemelerin yetersizliği, bilgi, tecrübe ve altyapı eksikliği ile özel/yabancı sermayenin özelleştirme sürecine dahil edilemeyişidir.

3.5.1.1. Hukuki Sorunlar

Ülkemizdeki özelleştirmelerde yaşanan en büyük sorun, hukuki sorun olup; hükümetler tarafından özelleştirme çalışmalarının altyapısının iyi ayarlanamaması ve uygulamadaki bazı işlemlerin Anayasaya ve bir kısım kanun hükümlerine aykırı olması nedeniyle, Anayasa Mahkemesi ve Danıştay tarafından birçok özelleştirme, uygulama ve devir aşamasındayken iptal edilmiştir. SEDAŞ özelleştirmesi de aynı sorunla karşılaşmış ve Anayasa Mahkemesi ile Danıştay’ın iptal kararları doğrultusunda işletme hakkı devir sözleşmeleri imzalanmış olmasına rağmen fiili devir yapılamadan özelleştirme işlemi durdurulmuştur.

SEDAŞ’ın ilk özelleştirme uygulaması ve süreci şu şekilde gerçekleşmiştir: “Yüksek Planlama Kurulunun 25.11.1993 tarihli 93/T-103 sayılı kararı ile dağıtım şirketlerinin özelleştirmesini mümkün kılarak; bazı bölgelerde elektrik dağıtım hizmetlerinin daha süratli, güvenilir ve kaliteli bir şekilde yapılması için TEDAŞ kurulmuştur. Daha sonraları kurulan yapının sorunları büyük ölçüde çözmediği görülmüş özelleştirmeye yapısal olarak hazırlık yapılmaya başlanmıştır. Bu amaçla, bağlı ortaklık olarak kurulmuş olan yedi şirket şu şekildedir:

• Trakya Elektrik Dağıtım A.Ş. Tekirdağ-Kırklareli-Edirne • Boğaziçi Elektrik Dağıtım A.Ş. İstanbul (Avrupa yakası) • Körfez Elektrik Dağıtım A.Ş. Kocaeli, Gebze

• Meram Elektrik Dağıtım A.Ş. Konya, Karaman • Sakarya Elektrik Dağıtım A.Ş. Sakarya, Bolu, Düzce • Başkent Elektrik Dağıtım A.Ş. Ankara, Kırıkkale

• Karaelmas Elektrik Dağıtım A.Ş. Zonguldak, Çankırı, Bartın” (Yılmaz, 1996: 103).

“SEDAŞ’ın kuruluşu 09.08.2000 tarihli 1017 sayılı “Türkiye Elektrik Kurumu Dışındaki Kuruluşların Görevlendirilmesi Hakkında Kanun Uyarınca Enerji ve Türkiye Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile Sakarya-Bolu Elektrik Dağıtım A.Ş. arasında 12 Nolu Görev Bölgesini İşletme Hakkı Devrine Dair Karar” kanunla gerçekleşmiştir” (YDK Sedaş Raporu, 2003). TEDAŞ uygulamasında olduğu gibi, SEDAŞ’a da Enerji Piyasası

Düzenleme Kurulu Kararıyla Enerji Piyasası Lisans Yönetmeliği hükümleri çerçevesinde 13.03.2003 tarihinden itibaren 10 yıl süre ile Elektrik Dağıtım ve Perakende Satış Lisansları verilmiştir. Bu dönemde “SEDAŞ 3 il, 33 ilçe, 63 belediye, 1314 köyde toplam 1 milyon 440 bin kişiye hizmet vermektedir. Toplam abone sayısı 520.000 ve hizmet verdiği alan 15.000 km2’dir. Personel sayısı 715’tir. Yıllık elektrik tüketimi 1,5 milyar Kwh olup, bu elektriğin %50’si sanayiye verilmektedir” (SEDAŞ Faaliyet Raporu, 2001).

TEDAŞ müessese ve bağlı ortaklıkların özelleştirilmesi amacıyla Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nca 3096 sayılı Kanun çerçevesinde yürütülen özelleştirme çalışmaları kapsamında şirketin görev alanına giren Sakarya, Bolu, Düzce ilerindeki dağıtım tesisleri işletme hakkının ihale sonucu belirlenen firmaya (SBD A.Ş.’ye) 30 yıllığına devri, Bakanlar kurulunun 04.05.1998 gün ve 98/11082 sayılı kararı ile uygun görülmüş ve bu doğrultuda hazırlanan imtiyaz sözleşmesi imzalanmıştır. SBD A.Ş. olarak geçen konsorsiyumda;

• %30 Işık İnce Yapı Elektrik A.Ş. • %15 BMS A.Ş.

• % 25 Adapazarı Ticaret ve Sanayi Odası • %20 STS Mühendislik

• %10 Küre İletişim yer almıştır.

İşletme hakkı devir bedeli olarak 70 milyon dolar öngörülmüş, buna karşılık SBD A.Ş. kayıp taahhüdü olarak ilk 5 yılda kaybı %10’a indirmeyi ve hizmet bedeli olarak (30 yıllık ortalama) 0,75 cent/kwh’ı taahhüt etmiştir. Daha sonra ilgili şirket, yeni yasal düzenlemeler çerçevesinde özel hukuk hükümlerine göre yeniden sözleşme yapmak istemiş, Bakanlar Kurulunun 08.07.2000 tarih ve 2000/1017 sayılı kararı ile şirketin bu isteği doğrultusunda uygulama sözleşmesi yapılması hususu onaylanmış ve taraflarca imzalanarak devir kurulu oluşturulmuştur. Ancak şirketin devri Bakanlar Kurulu Kararının Danıştay tarafından iptal edilmesi üzerine durdurulmuştur.

TEDAŞ’ın diğer dağıtım bölgelerinde olduğu gibi, 12. görev bölgesi olan Sakarya-Bolu-Düzce’deki elektrik dağıtım hizmetleri ile ilgili ihale de aynı prosedür kapsamında sonuçlanmıştır:

• Görev sözleşmesi imzalanmış, • ESA anlaşması imzalanmış,

• İşletme hakkı devir sözleşmesi imzalanmıştır.

Bu kapsamda oluşan devir heyeti çalışmalarını tamamlayarak, fiili devir tarihi olarak 19 Ekim 2001 tarihini Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığına bildirmiştir. Fakat bütün bu olanlara rağmen, 3 Mart 2001 tarihinde yayımlanan 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanununa göre fiili devir yapılmamıştır. Anılan kanunun geçici maddelerinde 2001 yılı sonuna kadar devir gerçekleşmezse sözleşmelerin iptal edileceği belirtilmiş, ancak Şubat/2002 ayının ikinci haftasında Anayasa Mahkemesi söz konusu geçici maddeleri iptal etmiştir.

Diğer taraftan 4628 sayılı Enerji Piyasası Kanunu ile enerji sektöründe yeni bir sistem oluşturulmuştur. 4628 sayılı Kanun ve ilgili mevzuata göre, dağıtımdaki özelleştirmeler 4046 sayılı Kanun kapsamında, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından yapılacaktır. Ancak 3096 sayılı kanun kapsamında yürütülmekte olan işletme hakkı devirleri hakkında, sözleşmelerinde enerji piyasası şartlarına göre gerekli tadilatların yapılması şartı ile mevcut sözleşmeler sonuçlandırılabilecektir denilmiştir. Bununla birlikte, ihalelerin Danıştay tarafından iptal edilmesi üzerine SEDAŞ’ta özelleştirme süreci sona ermiştir.

Yukarıda anlatılan özelleştirme çalışmaları 3096 sayılı Kanun ile daha sonradan buna ilave olarak çıkarılan 3974 sayılı Kanunlar çerçevesinde yapılmaya çalışılmıştır. 3096 sayılı Kanun 04.12.1984 tarihinde kabul edilerek yürürlüğe girmiş olup; elektrik sektöründe özel teşebbüsün üretim, iletim ve dağıtım faaliyetlerinde bulunabileceğine ilişkin düzenlemeleri içermiştir. “3096 sayılı Kanun ile TEK dışındaki özel hukuk hükümlerine tabi sermaye şirketleri statüsüne sahip yerli ve yabancı şirketlerin, elektrik üretimi, iletimi, dağıtımı ve ticareti ile görevlendirilmeleri imkanı getirilmiştir. Kanunda görevlendirmenin usul ve esasları belirlenirken, özelleştirme uygulamalarına ilişkin

hükümlere de yer verilmiştir. Kanunun İşletme Hakkının Devri adlı 5. maddesinde; görev bölgelerinde kamu kurum ve kuruluşlarınca yapılmış ve yapılacak üretim, iletim ve dağıtım tesislerinin işletme haklarının görevli şirketlere verilmesine Bakanlar Kurulu tarafından karar verilebileceği öngörülmüş, daha sonra çıkartılan bir yönetmeliğe istinaden İHD işlemlerinin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığınca yürütülmesi öngörülmüştür.

Elektrik enerjisi sektöründe özelleştirme çalışmalarının başlatılması, bu sektördeki kamu kuruluşu olan TEK’in özelleştirilmesi için ayrı bir kanun çıkarılması yoluna gidilmiş ve bu amaçla 3974 sayılı kanun yürürlüğe konulmuştur. Bu kanun da; TEK’in mevcut ve yeniden yapılanma sonucu oluşacak teşebbüslerin özelleştirilmesine ETKB’nın teklifi ve Bakanlar Kurulu’nca karar verilebilmesi ve bu kuruluşların özelleştirme süreci tamamlanana kadar Başbakanlığa bağlanmaması ve ETKB ile ilgisinin devam etmesi öngörülmüştür. Kanunda imtiyaz konusunda; özel sektörün yeni üretim, iletim ve dağıtım tesisleri kurma ve işletmelerini veya mevcutların işletme haklarını devir almalarını öngören hükümlerine göre üçüncü kişilerle yapacakları sözleşmeler, özel hukuk hükümlerine tabi kılınarak, bunların imtiyaz teşkil etmedikleri belirtilmiştir. Bu hususta sorun yaşanmış, anılan kanunun iptali talebiyle açılan dava sonucunda Yüksek Mahkemece; bu tür sözleşmelerin kamu hizmeti imtiyaz sözleşmeleri olduğu, ancak kanunda bu sözleşmelerin imtiyaz sözleşmesi olmadığı belirtilmek suretiyle, bunların Danıştay denetimi dışına çıkartıldığı gerekçesi ile kanunun Ek 1 maddesinin birinci fıkrası, Ek 4 ve Ek 5. maddelerin tümünün iptaline karar verilmiştir. Bu kararla uygulamaların dayanağını teşkil eden hükümlerin iptal edilmesi sonucu, kanunun diğer hükümleri de uygulanamaz duruma gelmiştir” (Baytan, 1999: 49-50).

Yaşanan tüm bu hukuki sorunlar nedeniyle SEDAŞ özelleştirmesi de 19 Ekim 2001 tarihinde fiili devir yapılacakken, Danıştay’ın iptal kararlarıyla durdurulmuştur. 20.02.2001 tarihinde kabul edilen Elektrik Piyasası Kanunu ve EPDK tarafından açıklanan Elektrik Piyasası Uygulama Esasları çerçevesinde; elektrik dağıtımında 3096 sayılı kanun kapsamında yapılmak istenilen özelleştirmeler imkansız hale gelmiştir. Bu yüzden elektrik dağıtım bölgeleri ve bunun bir parçası olan SEDAŞ özelleştirmesinin

bundan sonra yeniden yapılandırılması, 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanununa ve EPDK esaslarına göre özelleştirme uygulamasının kalan aşamalarının uyarlanması gerekmekte olup; bu durum özelleştirmenin önündeki en önemli hukuki sorunu teşkil etmektedir.

3.5.1.2. Ekonomik Sorunlar

Daha önceden 26.11.1996 yılında başlatılan ve 3096 sayılı kanun kapsamında Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nca TEDAŞ, 21 elektrik dağıtım bölgesine ayrılmıştı ve toplamda özelleştirmelerden 2,5 milyar dolar gelir hedeflenmişti. 12. bölgede yer alan SEDAŞ özelleştirmesinin bu ilk uygulamasında şirket Sakarya, Bolu, Düzce illerinden oluşmakta ve 70 milyon dolar ihale bedeli ve %10 kayıp-kaçak taahhüdüyle ihale edilmiştir. Ne var ki, 14.08.1995 tarihi itibariyle Sakarya, Bolu, Düzce illerinde enerji dağıtım ve pazarlama faaliyetine başlayan şirkete 01.03.2005 tarihinden itibaren Körfez EDAŞ devir olduğundan faaliyet alanına Kocaeli ili de eklenmiştir. İlk özelleştirme uygulamasında Kocaeli (Gebze dahil) 11. bölge olup, 155 milyon dolar ve %6 kayıp-kaçak taahhüdüyle ihale edilmiştir.

SEDAŞ’ın bünyesine Kocaeli ilinin dahil edilmesiyle birlikte daha önceki özelleştirme uygulaması 30 yıllığına işletme hakkı devir bedeli 225 milyon dolar olmaktadır. Bu seferki özelleştirme uygulamasında enerji sektöründe yaşanan önemli gelişmelerle, bu dönemde global enerji piyasalarının canlanması, şirketin faaliyet alanında ülkenin en önemli sanayi bölgelerinin ve yüksek kentleşme oranıyla yoğun nüfusun bulunması, SEDAŞ’ın değerini daha da arttırmaktadır. Bununla birlikte Şirketin İHD değerinin yaklaşık olarak 750 milyon dolar tutması beklenmektedir.

Yüksek İHD bedeli, kayıp-kaçak oranlarının taahhütlere uyacak seviyelere çekilmesi, köy ve şehirlerdeki enerji nakil hatlarının rehabilite edilmesi ve yenilenmesinin maliyetleri ve bu yatırımların maliyeti, verimli, etkin çalışabilmek için kurumun yeniden yapılandırılması, tahakkuk ve tahsilatların arttırılması için çalışmalar yapılması SEDAŞ’ı alacak firmayı bekleyen ekonomik sorunların en önemlileridir.

İşletme hakkı devir bedeli olarak yaklaşık 750 milyon doların tespit edilebileceği ve bunun önemli bir bölümünün peşin verilecek olması, bekleyen yatırımların zamanında yapılabilmesi ve bunların yüksek maliyet gerektirmesi, özellikle SEDAŞ’ı alacak firma veya konsorsiyumun nakit problemini kredi yoluyla aşmayı düşünmesi halinde ülkemizin borçlanma koşulları göz önünde bulundurulacak olursa bunun da hiç kolay olmayacağı ortada olup, bu koşullar SEDAŞ özelleştirmesinin temel ekonomik sorunlarını teşkil etmektedir.

Ayrıca ilk özelleştirme sürecinde fiili devir işlemi yapılacak iken Danıştay kararıyla özelleştirme uygulamasının durdurulması sonucu ihaleyi kazanan fakat tüm taahhüt ve sorumluluklarını yerine getirmesine rağmen SEDAŞ’ı devir alamayan SBD A.Ş. adlı firma kanuni haklarını aramak için mahkemeye başvurmuştur. Uluslararası Tahkim Mahkemesi, SBD firmasına 30 milyon dolar tazminat ödenmesi kararıyla sonuçlanmıştır. SEDAŞ örneğinde olduğu gibi özelleştirme uygulamalarında; hem kurumların yıllardır özelleşecek diye bekletilmesi, gerekli yatırımların yapılmaması, bu kuruluşların iç dinamiklerini yitirmesi, uzun süren özelleştirme çabaları ve masrafları ile daha sonradan özelleştirme işlemlerinde yapılan hesapsızlıklardan doğabilecek yüksek tazminatlar ödenebilmektedir. Görüldüğü gibi özelleştirmelerde yapılacak hataların telafisi hem zor olmakta, hem de bu durum çok büyük ekonomik kayıplar doğurmaktadır.

3.5.1.3. Sosyal Sorunlar

Her özelleştirme uygulamasının hukuki ve ekonomik sorunlarıyla birlikte sosyal sorunları da bulunmaktadır. Sosyal sorunların temelinde en temel sorun; “millete ait olan kuruluşlar özelleştirilirken tekrar millete dönecek mi, özelleştirme gelirleri nerede kullanılacak?” sorusunda gizlidir. Bu soruyu SEDAŞ’a uyarlayacak olursak; bir KİT olan SEDAŞ özelleştirmesi ile mülkiyet geniş kitlelere yaygınlaştırılacak mı, özelleştirme gelirleri ile sosyal içerikli programlar desteklenecek mi? Sorularına cevap bulmak gerekecektir.

SEDAŞ özelleştirmesinde İşletme Hakkı Devir metodunun kullanılacak olması, dolayısıyla şirket hisselerinin borsada halka arz yoluyla satılması yöntemine başvurulmaması sebebiyle, yapılacak özelleştirmede özelleştirmenin en temel ilkesi