• Sonuç bulunamadı

Sayılar, İsimlendirme ve Gruplandırma

1.3. DEVLETLERİN ENTEGRASYON YAKLAŞIMLARI AÇISINDAN

2.1.2. Sayılar, İsimlendirme ve Gruplandırma

Fransa’ya gelen göçmenlere ilişkin istatistiki veriler incelenmek istendiğinde karmaşık ve diğer Avrupa ülkelerinden farklı bir yaklaşımla karşılaşılmaktadır. Örneğin, İngiltere’de yapılan nüfus sayımlarında kişilerin etnik kökenlerine dair

59

bilgiler toplanmaktadır (Schnapper, 2008: 134). ABD nüfus verileri incelendiğinde, ırkların beyaz, siyahi, Hispanik gibi ayrımların yanı sıra, ırklararası evlilikler dikkate alınarak iki ırk, üç ırk şeklinde karışık ırklara göre dahi sınıflandırma yapıldığı görülmektedir (ABD nüfus verileri için bkz. WEB58). Buna karşın, Fransa’da, nüfus sayımlarında etnik köken verileri toplanmamaktadır (Schnapper, 2008: 133). Dolayısıyla, Fransız vatandaşı olmasına rağmen göçmen kökenli olan kişilerin tam sayılarına ilişkin sağlıklı bilgi bulunmamaktadır. Ayrıca ülkeden ayrılan ya da vefat eden göçmenlerin bilgileri de yeterli ve kesin değildir zira nüfus kaydı da tutulmamaktadır (INSEE, 2017).

Fransa’da istatistiklerin toplanmasından sorumlu kurum olan Institut National de la Statistique et des Études Économiques (INSEE) tarafından yabancı ve göçmen nüfusun ölçümüne yönelik hazırlanan bilgi kitapçığında (2017: 6), yapılan nüfus sayımlarında göçmen ve yabancı nüfusunu tespit etmek amacıyla, kişilere “doğum yeri (ülke)” ve “mevcut vatandaşlık” bilgisinin sorulduğu belirtilmiştir. Yabancı uyruğa sahip kişilerden uyruk bilgisi alınırken, Fransız vatandaşlığı olan kişilere, doğuştan Fransız vatandaşlıkları olup olmadığı sorulmakta ve doğuştan Fransız vatandaşı olmayanlardan, doğuştan kazandıkları vatandaşlıkları öğrenilmektedir (INSEE, 2017: 6).

Nüfus sayımlarında kişilerin aslında etnik köken bilgisinin anlaşılmasına yönelik sorularda doğrudan “etnik köken” ya da “ırk” ifadelerinin kullanılmaması, Fransa’da bu konudaki hassasiyeti gösterir niteliktedir. Anglosakson geleneğin aksine, Fransa’da bu bilgilerin sorulması ayrımcılık olarak nitelendirilmekte ve olumsuz karşılanmaktadır. Bu konudaki tartışmalar devam etmektedir. Etnik kökene ilişkin bilgi toplanmasına kamuoyunun yaklaşımını araştırmak üzere 2005 yılında bir çalışma başlatılmıştır. Fırsat Eşitliği Bakanı Azouz Begag’ın önderliğinde başlatılan çalışma, sonuçları itibariyle şaşırtıcı olmuştur zira kamuoyunun böyle bir uygulamaya olumsuz bakmadığı ortaya çıkmıştır (Simon ve Clément 2006’dan akt. Hargreaves, 2007: 12).

Etnik temelli istatistik toplanmasına ilişkin yasal düzenlemeler hem bu konudaki yaklaşımı ortaya koymakta hem de bunun uygulanmasını temin etmektedir. INSEE (2017: 11) bu açıdan değinilmesi gereken iki hukuki metni ortaya koymaktadır: 1978

60

tarihli Bilgi Teknolojisi ve Özgürlükler Kanunu ve 2007 tarihli Anayasa Konseyi Kararı. 1978 Kanununa göre “Bir bireyin doğrudan ya da dolaylı olarak ırkını ya da etnik kökenini, siyasi, felsefi veya dini görüşlerini yahut sendika üyeliğini ortaya çıkaran ya da bir bireyin sağlığı ya da cinsel hayatıyla alakalı olan kişisel verilerin toplanması veya işlenmesi yasaktır” (INSEE, 2017: 11). Anayasa Konseyi’nin 2007 tarihli kararına göre ise, (i) “kişilerin kökenlerinin çeşitliliğini, ayrımcılığı ve entegrasyonu ölçmek amacıyla yapılan çalışmalar için gereken [veri] işleme, nesnel veriler kullanılarak yapılabilir ancak bu işleme, Anayasanın 1. Maddesini ihlâl etmeksizin, etnik köken veya ırk temelli olamaz”; (ii) “etnik-ırksal sınıflandırma yapmak Anayasaya aykırıdır”; (iii) Fransız vatandaşlığı alınmadan önceki isim, coğrafi menşe, uyruk verileri nesnel veri olarak değerlendirilir” (INSEE, 2017: 11). Fransa’da “yabancı” ve “göçmen” kategorileri de diğer ülkelerden farklılık göstermektedir. 1999 yılında gerçekleştirilen nüfus sayımından bu yana, Fransa dışında doğmuş, Fransız vatandaşı olmayan ve Fransa’da yaşamaya başlamış kişiler göçmen olarak değerlendirilmektedir. Buna karşılık, bazı göçmenler gerekli şartları sağlamaları durumunda Fransız vatandaşlığı alabilirler (Bu şartlar “Fransa’da Göçmenler ve Vatandaşlık” başlığı altında detaylı olarak ele alınmıştır.). Bazıları ise yabancı kategorisinde kalırlar. Dolayısıyla, yabancı ve göçmen farklı kategorilerdir. Bir göçmen Fransız olabilirken, özellikle 18 yaşın altındaki çocuklar, Fransa’da doğmuş ve yabancı kategorisinde ele alınıyor olabilir. Bu da, bir kişinin Fransız vatandaşlığı alsa dahi göçmen kategorisinde değerlendirilmeye devam edeceği anlamına gelmektedir (WEB26). Yabancı ise, Fransa’da yaşayan ve Fransız vatandaşlığı olmayan kişilerdir. Yabancılar da, göçmenler gibi, yasaların izin verdiği şartlarda Fransız vatandaşlığı alabilirler. Ancak, yabancılık durumu, göçmenliğin aksine, geçici bir durumdur. (Bu durum, mültecilik statüsünün alınması sürecinde, kişilerin belirli bir dönem sığınmacı statüsünde değerlendirilmesine benzetilebilir. Fransa’daki yabancılar, dilerlerse Fransız vatandaşlığı başvurusu yapabilirler. Belirli şartları sağlayana ve başvuruları sonuçlanana kadar yabancı kategorisinde kalmaları gerekirken, başvurularının olumlu sonuçlanmasıyla birlikte Fransız vatandaşı olur ve göçmen kategorisinde değerlendirilirler.) Dolayısıyla, her yabancı başka bir ülkeden göçmüştür denemeyeceği gibi, her göçmen bir yabancıdır da denemez (WEB27).

61

Tablo 4. 1982 – 2016 Fransa’daki Yabancı ve Göçmen Sayısı

1982 1990 1999 2016

Göçmenler 4.037.036 4.165.952 4.306.094 6.095.510 Yabancılar 3.520.668 3.595.026 3.258.539 4.310.934 Kaynak: INSEE

Hargreaves (2007: 11) verilerin toplanışı ve yabancı-göçmen ayrımındaki bu karmaşıklığın sebebini, Fransa’nın, ülkedeki farklı göçmen gruplarının varlığını tanıma konusundaki isteksizliği olarak yorumlamaktadır. Barou (2014: 4) ise bu çekincenin, anayasanın Fransa’yı “tek ve bölünmez” bir devlet olarak nitelemesi ve “köken, ırk veya din ayrımı olmaksızın kanun önünde tüm vatandaşları eşit” (WEB28) saymasından kaynaklanıyor olabileceğini belirtmektedir. Etnik köken verilerinin toplanmaması sebebiyle, 1990’lara kadar ülkede yapılan nüfus sayımlarında örneğin bir dönem henüz vatandaşlığı almadığı için göçmen/yabancı kategorisine dâhil edilmiş kişiler, daha sonraki yıllarda Fransız vatandaşı olduklarında aslında bir nevi kayıtlardan silinmiş olmaktaydı. Bir başka deyişle, bu kişiler vatandaşlık aldıktan sonra sanki yeni doğmuş bir Fransız bebekmiş gibi Fransız nüfusu içine dâhil oluyorlardı. 1990 yılı itibariyle nüfus sayımlarında, oturum ya da çalışma izni olmakla birlikte yabancı vatandaşlıkları bulunanlar ve Fransa’ya yabancı olarak gelip sonradan Fransız vatandaşlığı alanlar olarak iki ayrı kategori kullanılmaya başlanmıştır (Barou, 2014: 4). 2000’li yıllara gelindiğinde, nüfus alanındaki tahminlerde göçmenlere ilişkin veri toplamak için bir yıldan fazla süreli oturum izni verilen kişi sayısı dikkate alınmaya başlanmıştır (WEB29). Bu yaklaşım da eksik veri sunmaktadır zira Avrupa Birliği vatandaşlarının Fransa’da yaşamak için oturum izni almalarına gerek olmadığından, bunlar istatistiklerde tespit edilememiş olmaktadır.

Son olarak 2007 yılında Hortefeux kanununa etnik kökene dayalı bilgilerin nüfus sayımlarında toplanmasına olanak veren bir madde eklenmiş ancak bu anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle daha sonra Conseil d'État (Danıştay)7 tarafından iptal

7 Conseil d'État Fransa’da en üst idari yargı merciidir. Hükümete kanun, kanun hükmünde kararname ve benzeri mevzuatın hazırlanması sürecinde danışmanlık eder. Ayrıca kendi tasarrufu ile yahut hükümetin talebi üzerine, politikaların uygulanışına ilişkin konularda karar beyan eder. Bu sebeple

62

edilmiştir (Schain, 2008: 42). Netice itibariyle, hâlâ etnik köken bilgisi toplanmamakta, bu açık farklı bir yöntemle giderilmeye çalışılmaktadır.