• Sonuç bulunamadı

Sanat Etkinlikleri Dersi İçerisinde Müze Eğitimi

Ülkemizde müze eğitiminin okul müfredatlarına girmesi ile ilgili sevindirici bir gelişme de, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından 2006–2007 yılında “Sanat Etkinlikleri Ders Program”ı içerisinde Müze Eğitimi Uygulamalarının, ilköğretim I. kademede 1. sınıftan 8. sınıflara kadar uygulanmak üzere düzenlenmiş olmasıdır. Sanatsal Etkinlikler Dersi içerisindeki müze eğitimi uygulamaları ülkemiz için çok önemli bir gelişmedir.

Sanat Etkinlikleri Ders Programı; • yaşantılara dayalı,

• uygulama ağırlıklı,

• sanatsal verilerden yararlanarak yaratıcı düşünceyi geliştirme amaçlı, • öğrencinin estetik duyarlılığını geliştirici bir yapıda planlanmıştır.

Yukarıda sıralanan dört, koşul Sanat Etkinlikleri programının temel içeriğini oluşturmaktadır. Bu sıralanan koşullar birbirleri ile bağlantılı olmalarına karşın

zaman zaman ağırlık birine veya diğerlerine verilebilmektedir. Sanat Etkinlikleri programı yoluyla; yaşadığı çevreye duyarlı, yaratıcı, üretken, eleştirel düşünebilen, kendini çok yönlü olarak ifade edebilen, sanatın insanın yaşamındaki yeri ve önemini kavramış, yaşamının her alanında sanatı bir gereksinim olarak hisseden, estetik duyarlılığa sahip bireyler yetiştirilmesi hedeflenmektedir (Sanat Ekinlikleri Dersi Programı, 2006, s.6-7).

Bu programla;

•Sanatın insan yaşamını anlamlı kılan, zenginleştiren, derinlemesine irdeleyen boyutunu kavrayabilen,

• Sanatın farklı ifade biçimlerini anlayan ve/veya kullanabilen, • Kendini ifade edebilen, iletişim kurabilen,

• Farklı olmaktan korkmadan farklı çözüm yolları önerebilen, • Empati kurabilen,

•Kendinin ve başkalarının, geçmişin ve şimdinin sanatsal geleneklerini anlayabilen, •Düşünen, sorgulayan, yaratıcılıklarını kullanabilen, estetik duyarlılığı gelişmiş bireylerden oluşan bir toplum hedeflenmektedir.

Sanat Etkinlikleri Dersi, farklı sanat alanlarını (resim, müzik, tiyatro, edebiyat, mimari, heykel, sinema, dans, fotoğraf vb.) bir araç olarak kullanıp farklı sanatsal yollarla öğrencinin kendisini ifade edebilmesini hedeflemektedir. Bu dersi alan öğrencilerin; farklı sanat alanları ile karşılaşmaları, aynı zamanda sanatın bütün olarak yaşam içindeki yerini ve işlevini kavramaları, bu bilgiyi farklı yaşam durumlarına uygulayabilmeleri, yaratıcı, sorunlara farklı yaklaşımlar getirebilen, farklı sanatsal dillerle kendini ifade edebilen, düşünen, üreten bireyler olmaları beklenmektedir (Sanat Ekinlikleri Ders Programı, 2006, s.25). Bu ders programı kapsamında, öğrencilerin sadece bir disiplinle çalışmalarından çok birçok disiplinin ilişkilendirilerek kullanılmasının gerekliliği savunulmaktadır. Bu alanlar; çağdaş yaklaşıma göre sanatlar başlığı altında programda yer almaktadır. Bunlar;

Yüzey Sanatları Düz bir yüzey üzerinde gerçekleştirilen bütün sanatlar: görsel sanatlar, grafik, baskı, karikatür, fotoğraf …vb.

Hacim Sanatları Bir hacmi olan (eni-boyu-yüksekliği) tüm sanatlar: heykel, kabartmalar, asamblaj (üç boyutlu kolaj) …vb.

Uzam (mekân) Sanatları Yaşam alanı olarak gerçekleştirilen tüm sanatlar: mimari, çevre düzenleme… vb.

Dil Sanatları Bütün edebi türler: masal, roman, öykü, şiir, tiyatro metni, senaryolar… vb.

Ses Sanatları Müziğin bütün türleri: klasik müzik, çok sesli müzik, halk müziği… vb.

Devinim (Hareket)Sanatları İnsanın duygu ve düşüncelerini bedensel hareketle anlattığı tüm sanatlar: bale, modern dans, halk dansları, artistik jimnastik… vb.

Eylem Sanatlar Eylemler bütünlüğü halinde insanın, insanı ve doğayı anlattığı sanatlar: tiyatro, opera, sinema… vb.

Yukarıda sayılan sanatların yanı sıra koku, tat ve dokunma sanatları adı altında yeni sanat dalları da günümüz sanatında yer bulmaktadır. Sanat Etkinlikleri Dersi programında; sanatın, eğitimdeki yerini ve işlevini belirlerken bireyin yukarıda sayılan tüm bu sanat dallarından haberdar olmasını sağlayacak, sanatın yaşamdaki yerini ve önemini kavrayabilecek, yaratıcılığını ve herşeyden önemlisi estetik duyarlılığını geliştirebilecek bir sanat eğitimi anlayışı benimsenmiştir. Sanat etkinlikleri programında tüm bu sanat alanlarından yararlanılmaktadır; çünkü sanatlar eğitimi gözün (görsel sanatlar), kulağın (müzik), vücudun, jestlerin ve dilin (drama, tiyatro) eğitimini kendisine hedef olarak seçmektedir. Sanat eğitimi; mimarlık, görsel-işitsel medya, dans gibi diğer sanatsal alanlara açılmalıdır. Sanat ve estetik eğitimi estetik deneyimlerin bir arada bulunması olarak anlaşılmalıdır. Yaratıcı düşüncenin gelişimi ile ilgili çalışmalarda yaparak, yaşayarak öğrenme söz konusu olduğu için tat, koku ve dokunma sanatlarından da yararlanılır. Örneğin bir nesnenin kokusunu, tadını, dokusunu duyumsamak, çoklu zekâ kuramında da söz edildiği gibi, öğrenmenin kalıcılığını arttıracaktır. Yaratıcı düşüncenin gelişimi ile ilgili çalışmalarda bütün sanatlar araç olarak kullanılırken, katılımcıların sanatla tanışması, sanatı anlaması ve tüketmesi sağlanmış olur. Sanatı anlayan, tüketebilen insanlarda zamanla estetik duyarlılık gelişir. Sanata yakın olan insanlar zamanla kendileri de sanatı üretmeye başlayabilirler. Böylece sanat yaratıcı düşüncenin gelişimine hizmet eder. Sonuçta yaratıcı düşüncenin gelişimi ile ilgili çalışmalarda katılanların sanattan yararlanmaları sanat eğitiminin kendisi olabilir (Sanat Ekinlikleri Ders Programı, 2006, s. 5-6).

Yaratıcı düşünmeyi bilen kişi sadece doğru seçeneği bulmak (yakınsak düşünme) ile yetinmez, işe yarayacak yeni seçenekler üretir (ıraksak düşünme). Herhangi bir konuda düşünmek, tanıma ile başlar. Tanımak yaratıcılığın ilk aşamasıdır. Kişinin herhangi bir konuda düşünce üretebilmesi için kendini ve çevresindekileri tanıması gerekir. Farklı şekilde düşünmek için seçenekler yaratmak gerekir. Ya var olan seçenekler arasından en uygun seçenek bulunur ya da farklı seçenekler yaratılır. Yaratılan bu seçeneklerin estetik olabilmesi için sanat alanlarından yararlanılır. Sanat Etkinlikleri Dersi programında tüm sanatlardan bir bütün olarak yararlanmak hedeflenmiştir. Sanatsal alanları bir bütün olarak algılayan çocuğun estetik duyarlılığı gelişecektir; çünkü estetik,

Çocuğun;

• bütünsel gelişimine,

• çevresindeki güzellikleri fark etmesine, • bilinçli tüketici olmasına,

• sanatı değerlendirme ve anlamasına,

• bilgi, düşünce ve kavram oluşturmasına destek olur.

Sonuç olarak çocuğun, gelecekte estetik duyarlılığa sahip bir birey olarak yetişmesi sağlanmış olur. Programın Kuramsal Temellerine bakıldığında Sanat Etkinlikleri Ders programında duyu, duyum, duygu, algı, farklı düşünme, deneyim vb. kavramların ne olduğu, ne işe yaradığı konusunda öğrencilerle sanatsal çalışmalar yaparken;

• çoklu zekâ kuramından, • yapılandırmacı yaklaşımdan,

• proje tabanlı öğrenme modeli vb. öğretim kuramlarından yararlanılır.

Sanat Etkinlikleri Programı, 1-5. ve 6-8. sınıflar olmak üzere iki bölüm hâlinde planlanmıştır. Öğrenme alanları ise “sanatlar eğitimi, müze kültürü, proje çalışmaları” olarak belirlenmiştir.

Programda öğrenme alanları sanatlar eğitimi ile başlayıp müze kültürü ve proje çalışmaları ile devam etmektedir; ancak öğrenme alanları iç içe ve birbirleri ile ilişkili olarak ele alınmaktadır. Programda öncelikle bir tema “sanatlar eğitimi” öğrenme alanı kapsamında farklı sanat alanları yoluyla incelenmekte, daha sonra “müze kültürü” öğrenme alanı ile farklı bir ortamda (müze, sınıfta oluşturulan

müze, okulun farklı bir mekânı ya da çevredeki farklı bir mekân vb.) temaya farklı açılardan bakılmakta, son olarak “proje çalışmaları” öğrenme alanında tema, farklı boyutları ortaya çıkarılacak biçimde bir araştırma projesi hâline dönüştürülmekte ve yapılan çalışma bir ürün olarak ortaya konmaktadır.

1-5. sınıflarda drama, 6-8. sınıflarda ise tiyatro bir yöntem olarak kullanılmış, tematik bir yaklaşım izlenmiştir. Bu programın Türkçe, Hayat Bilgisi, Halk Kültürü, Sosyal Bilgiler, Fen ve Teknoloji gibi diğer derslerle çakıştığı noktaları olacaktır.

Müze kültürünün gelişmesinde müzelerin bir eğitim ortamı olarak kullanılmasının önemli yeri vardır. Müze eğitimi; müzenin amacını ve niteliklerini, sergileri, sergilenen sanat eserlerini, müze ortamını, müze çevresini, müze ile insanlar arasındaki ilişkiyi ve müzenin disiplinlerarası yönlerini ele alırken müzenin aktif bir öğrenme ve gelişme alanı olarak kullanılmasını içermektedir. Müze kültürüne ilişkin çalışmalar müzelerde yapılabileceği gibi, müze ortamı haline getirilen sınıf ya da okulun başka bir yerinde yapılabilir. Örneğin çevrede bir arkeoloji müzesi yoksa sınıfın duvarlarına arkeoloji müzelerinde yer alan nesnelerin fotoğrafları asılarak ya da öğrencilerin kendileri tarafından yapılan heykellerle (bedenleri ile veya kil, seramik hamuru gibi malzemelerle) aynı çalışma yapılabilir. Kısacası, “müze kültürü öğrenme alanı” için müzeye gitmek tercih edilse de zorunlu durumlarda aynı çalışma “müzeymiş” gibi düzenlenen bir mekânda da gerçekleştirilebilir (Sanat Ekinlikleri Ders Programı, 2006, s. 20).

Sanat Etkinlikler Dersi Programı içerisinde müzede yapılacak eğitimin hedefleri aşağıdaki şekilde belirtilmiştir:

1. İnsanın değişen dünyaya uyum sağlamasına yardımcı olmak, 2. İnsanların yaşadıkları ortama yabancılaşmalarını önlemek, 3. Geçmişle şimdiki yaşam arasında bağ kurmak,

4. Günümüzün sorunlarına ve çatışmalarına yönelik anlayış kazandırmak, 5. Sergilenen nesnelerle insanlar arasında köprü kurarak, nesnelerle onların

yaşantılarının bütünleştirilmesini sağlamak,

6. Nesnelerin maddi veya ideal değerleri ile algılanması yanı sıra insan yaşamının somut ve otantik bir belgesi olarak algılanmasını sağlamak,

7. İnsanların bugünkü yaşantılarıyla, nesnelerin bağlantısını kurarak, siyasi, kültürel, sosyal, ekonomik ve ekolojik ilişkileri anlamalarını sağlamak,

8. İlişkileri anlamanın yanı sıra onların araştırıcı yönlerini geliştirmek, 9. Bilgiyi insanın kendisinin araştırıp geliştirmesine olanak sağlamak, 10. Bireylerin zamanını yaratıcı biçimde değerlendirmek,

11. Müzeyi bir yaşam biçimi haline getirmek, iletişim ve öğrenmeyi yoğunlaştırmak amacıyla olanaklar sağlamak,

12. Müze ekonomisini geliştirmektir.

13. Müzelerde yapılacak kültür eğitiminin amacı müzeleri eğitim alanı olarak kullanırken eğitilen kişilerin yaratıcı düşüncelerini geliştirmektir.

Yukarıdaki hedeflere ulaşılmasında müze kültürünün kazanılmasının faydaları yadsınamaz. Ülkemizde bu tür ders programlarıyla müze bilincinin geliştirilmeye başlanması önemli bir gelişmedir. Bu konuda önemli olan müze bilincinin, müfredattaki yerini almasına karşın, müzelerden de aynı oranda verim alınabilmesi için programlı müze gezilerinin nasıl planlanması ve uygulanması gerektiğini eğitimcilerin bilmesi ve uygulamasının önemi yadsınamaz. Ancak doğru uygulamalarla, yeni ders programları gerçek amacına ulaşabilecektir.

Benzer Belgeler