• Sonuç bulunamadı

Sanat en basit tanım ve deyimle; bir form meydana getirebilme yetenek ve becerisidir. Sonsuz sayıda değişik formlar üreten doğa karşısında insan, yetenek becerisi ile değer kazanabilmekte ve bir ölçüde yaratıcı olabilmektedir. Doğa, sanatçı denilen kişiye tümüyle ya da olabildiği ölçüde kaynak olmakta, ışıkları, renkleri, sesleri, formları ve şaşmayan ritim-ahengi ile onu etkileyebilmektedir. Sanat; insan yeteneklerini yalnızca pratik, yani fayda sağlamaya yönelik amaçlar için değil, evrenin ve dünyanın sırlarına erişebilmek, kişisel bunalımlarını yatıştırmak, heyecanlarını doyurmak ve başkalarına duyurmak, bunun sonucunda da ruhsal özlemlerine uygun düzeyde yaşayabilmek isteğiyle kullanılabilmesi ve değerlendirilmesi amacını hedefler.

Sanat, insanlığın tarihi kadar eski bir kavramdır. Tarihsel süreç içinde her toplumun kendine özgü bir sanatı oluşmuştur. Nerede bir insan topluluğu varsa, orada yaşamı gerekli kılan maddi hayatın yanı sıra sezginin, bilinçaltının, içgüdüselliğin bir etkisi olarak, sanat etkinliği daima kendisini göstermiştir.

Sanata ilişkin en önemli özellik anlatımdır. Kişinin öznel iç görüsü, imgeleri, düşünceleri ve duyguları sanat ile görselleşir. Bu çok öznel olan durumun dışa dönüşmesi, somutlaşması ve başkalarına anlatması insan için önemli bir gereksinimdir. Daha kapsamlı bir anlayış ve deyimle sanat; insanın insan olma yazgısı ve koşulunu yenme, kendini aşabilme çabasıdır (Kınay, 1993).

İlk insanların ataları için söyledikleri ilk şarkılardan, yaptıkları ilk danslardan ve avcıların avlarını ilk kez mağara duvarlarında resmetmelerinden; anne ve babaların çocukları için ilk kahramanlık hikâyelerini anlatmaya başlamalarından bu yana sanat, insan yaşantısının betimlenmesini, anlatılmasını ve kökleşmesini sağlamıştır. İnsanlar her zaman bazı şeyleri anlamaya ihtiyaç duymuşlar; bu yolla ruh ile bedeni, zekayla duyguyu, zamanla mekanı ve yaşantılardaki olayları birbiriyle ilişkilendirebilmişlerdir. Bu bağlantıları ve açıklayamadıkları başkaca şeyleri ifade edebilmek için de sanatı keşfetmişler, yaratmışlardır (Özsoy, 2003).

Sanat, insanın kendini ifade etmesine, bir anlamda kendini gerçekleştirmesine hizmet eden sembolik bir dil, manevi dünyasını ifade etmeye yarayan teknik bir icat;

insanın kendi yaşam sürecini, tarihsel konumunu, bir tarih nesnesi olarak kendini gerçekleştirme olanaklarını, yaşamın hedef ve amaçlarını, geleceğe yönelik istek ve umutlarını, beklentilerini canlandırıp yansıtmasını olanaklı kılan tarz ve biçimler olarak, kültürün anlamlı sembolizminin bir kısmını teşkil etmektedir (Ulusoy, 2005).

Günümüzde ise, sanat kavramı, genellikle plastik veya görsel dediğimiz sanatlar anlamında kullanılmaktadır. Gerek plastik gerek görsel, tüm sanatların ortak özelliklerinde özgünlüğün (doğallığın) yakalanması, hoşa giden bağlantıları oluşturma çabası yatmaktadır. Sanat, insan ile doğadaki nesnel gerçekler arasındaki estetik ilişkiyi oluşturmaktadır. Hegel, sanatsal etkinliğin bilinç dışı bir etkinlik olup, “Bir ucu insana öteki ucu doğaya bağlıdır” demiştir. Sanatı ise; “Ruhun madde içindeki görünümü” şeklinde tanımlamıştır (Artut,2001).

Sanatın insan yaşamına dair bütün gerekliliği ve zorunluluğu, insanoğlunun sahip olduğu tüm kapasiteleri sanatsal yetiye dönüştürme noktasında eğitimle ilişkilendirilmiştir. Genel anlamda eğitim dendiğinde yaşam boyu süren, insanın bilgi, beceri, yargı güçlerini geliştirmeyi de içine alan insan yetiştirme akla gelir.

Eğer, eğitimden beklenen bilgili, somut düşünen, yaratıcı, değer yargısı gelişmiş insanlar yetiştirmekse, sanat eğitimi bireyde bu davranışları en etkin biçimde geliştiren bir alandır. Yaratıcı düşünme kendi içinde bile çok boyutlu bir düşünmedir. Tartışmalı düşünme, üzerinde düşünme, somut düşünme, derin düşünme ve içten düşünme görsel sanat eğitiminin öğrenme süreçleri içinde yer alır (Kırışoğlu, 2002).

Sanat eğitimi insanı özgürleştiren, kendini ve dış dünyayı tanıtıp, yaratıcılığı geliştiren bir eğitim biçimidir. Sanat eğitimi bir disiplin eğitimidir. Öğrenciyi çalışma tarzında özgür bırakmak ama çalışmasından disiplin istemektir. (www.cibilliyet.com)

San (2004) “Sanat eğitiminin baş amaçlarından biri, görmeyi, işitmeyi,

dokunmayı, tat almayı öğretmektir. Yalnızca bakmak değil ‘görmek’, yalnızca duymak değil ‘işitmek’, yalnızca ellerle yoklamak değil ‘dokunulanı duyumsamak’ yaratıcılık için gerekli ilk aşamalardır” demektedir.

Sanat eğitimiyle, öğrencide görsel ve dokunsal algının geliştirilmesi, görsel araç ve gereçlerin (teknolojinin) iyi kullanabilmesi, sanata bakışları, tasarım yapma ve teknolojiyi kullanabilme becerilerinin birlikte geliştirilmesi, yaratıcı ifadenin geliştirilmesi, estetik karar verebilme yeteneklerinin gelişmesi hedeflenmektedir. Yaratıcılığın geliştirilmesini

hedefleyen sanat eğitimi yöntemi ile öğrenci ifade etme yetisi kazanarak sezgileri ve duygulan kavramlaştırmak için sözlü ve sözsüz ifadeler sayesinde iletişim becerileri kazanır. Yeni fikirlere açık olmayı, alışılmışın dışında birleşimler yapabilmeyi, bilinen nesnelere farklı işlevler katabilmeyi öğrenirler. Düşüncelerini görselleştirebilmeyi başarırlar. Düşünsel anlamda çağdaş yorum yapabilme yetisi kazanırlar.

Sanat eğitimi almış kişi sadece olmamış olayları zihninde tasarlayabilme ve nesneleri, çevreyi görmeden resmedebilme yeteneğine sahip değildir. Aynı zamanda bu kişi, olan olayları ve gördüğü nesneleri, çevreyi de diğer insanlardan farklı bir şekilde yorumlayabilme, kavrayabilme yeteneğine sahiptir. Olayları nitelik yönünden de fark edebilmek artık o kişinin önünde sonuna kadar açılmış bir kapıdır. Bakma ve görmenin en çok kullanıldığı alanlardan olan sanat eğitimi ulusal ve evrensel sorunları çözümlemede kullanılabilecek yetileri sağlayacaktır (Gökay, 1998).

3.2. Grafik Tasarım Eğitiminin Önemi

İnsanın çevreye uyum sağlayabilmesi için sürdürülen planlı ve plansız etkinliklerin tümü eğitim olgusunu meydana getirir. İnsanın çevresi ile olan bu etkilenme süreci sonunda oluşan eğitimin temelinde de iletişim yatmaktadır.

Bilindiği gibi günümüzde eğitim artık sadece örgün eğitim kurumlarında değil, bu kurumların dışında da gerçekleşmektedir Grafik sanatı, içinde yaşadığı toplum ile iç içe olan bir sanattır. Nitelikli Grafik Tasarım ürünlerinin geniş halk kitlelerini estetik açıdan eğitmekte etkin rolü olacağı bir gerçektir. Halkın günlük yaşamında afişi, illüstrasyonu, animasyonu, çizgi filmleri, endüstri grafiği ve çevre düzenlemeleriyle geniş bir biçimde yer almaya başlayan grafik sanatı halkın eğitiminde etkili olmaya başlamıştır. (www.egitim.aku.edu.tr).

Bilindiği gibi, biçimle, renkle, kompozisyon ve yazıyla ilgili her grafik tasarımında grafik sanatçısının çabası vardır. Şişenin biçiminden etiketine, gazetenin genel düzeninden ilânına, afiş, ilâç kutusu, broşür, plâk kılıfı, kitap kabından içindeki düzene kadar pek çok grafik ürününün biçimlendirilmesinde grafik tasarımcısının payı büyüktür.

Günümüzde iletişim aracı olarak grafik sanatının önemi bilinmeye başlamıştır. Grafik ürünlerinin anlatım gücü, söze dayalı anlatım gücünü aşmıştır. Aynı dili konuşmayan, yazmayan, hatta okuma-yazma bilmeyen insanlara grafik simgelerle aynı şeyleri anlatma olanağı vardır. İşte bu olanak, grafik sanatını çeşitli uzmanlık dallarını

kapsayan bir meslek durumuna getirmiştir. Bu grafik ürünlerini oluşturan ve bütün aşamalarda farklı görevler alan sanatçıların da bu konuda eğitilip bilinçlendirilmesi gerekliliği de kendiliğinden ortaya çıkmaktadır (Yılmaz,1999).

Bu bağlamda sanat eğitiminde önemli bir yeri olan grafik sanatlar eğitiminin toplumsal bilincin oluşmasında önemli bir rolü olacaktır. Özellikle de sanat eğitimcisi yetiştiren Eğitim Fakültelerinde geleceğin sanat eğitimcisi olacak öğrenciler, tüketim toplumunun bireyleri olmaları ve tüketim toplumunun bireylerini eğitecek olmaları nedeniyle önemlidir.

Bölükoğlu (2004)’nun da belirttiği üzere “Grafik Ana Sanat Atölye eğitimi veren eğitimciler, tasarımın çağdaş, dinamik, toplumsal özelliklerini ortaya çıkarabilecek sorgulayıcı, eleştirel, araştırıcı bir eğitim gerçekleştirmeyi amaçlamalıdır.”

3.3. Türkiye’de Grafik Eğitiminin Tarihçesi

Cumhuriyet döneminde çağdaş grafik tasarımın ulaştığı düzeyden söz edebilmek için tarihî geçmişe bakmak, bağlantıları görebilmek, yaşanılan süreçleri kendi gerçeklikleri içinde değerlendirmek gerekir. Türk Grafik Eğitimi modern anlamda ele alındığında grafik eğitiminin Cumhuriyetle başladığı görülür. Grafik sanatların ilk örnekleri denilebilecek çalışmalar ise çok eski tarihlere dayanmaktadır.

Türk Grafik Sanatlar Tarihi başlangıcını Türklerin kabul ettikleri yazı sistemleriyle ele almak daha doğru olacaktır. Orta Asya’dan Anadolu’ya uzun bir kültür coğrafyası içinde yer alan Türk tarihinde, Uygur alfabesi ve Göktürk alfabesi kalıcı belgeleri günümüze kadar ulaşmıştır. Uygurluların Çinlilerle yakın ilişkiler içinde bulundukları için yazım ve baskı teknikleri konusunda bilgi sahibi oldukları bilinmektedir. O dönemlerden günümüze, çok sayıda duvar resimleri ve tahta baskı ile yapılmış çalışma kalmıştır. 9.yüzyılda Türkler Müslümanlığı kabul ederek Arap yazı sistemini kullanmaya başlamıştır. Bin yıllık Anadolu Türk tarihinde bu yazı ile yazılan çok sayıda eser günümüze kadar ulaşmıştır (Tepecik,2002).

Türk toplumu sonraları batıya kaydığında köklü sanat gelenekleriyle, Anadolu uygarlıklarının kendine özgü sanat anlayışına Çin gölge oyunlarının izlerini katarak Karagöz figürlerini hazırlayan isimsiz sanatçılarla, yüzyıllardan beri güzelliğini kaybetmeyen en iyi deformasyonları yapmıştır. Üstelik taşıdığı fonksiyon ve her

seviyedeki insanı etkileme gücü bakımından Karagöz, bugünkü grafik sanatının amacını o devirlerde gerçekleştirmiştir (Yılmaz,1999).

Türklerde grafik sanatların asıl gelişimi Osmanlı Devleti döneminde başlamıştır. İlk örnekleri resimleme çalışmaları sayılabilecek minyatürlerdir. Osmanlı sarayındaki nakışhanelerde nakkaş ve müsavvir olarak adlandırılan sanatçı topluluğu tarafından minyatürler yazılıp resimlendiriliyordu. Bu sanatçılar arasında en önemlileri Sinan Bey, Nigari, Nakkaş Osman, Nakkaş Hasan Paşa, Nakkaş Kalender, Nakşî Ahmet Efendi ve Levni’dir. Modern anlamdaki ilk adım ise matbaanın gelişi ile başlamıştır. Lale Devrinin yenilikçi ortamı içerisinde ilk Türk basımevi 1727 yılında Sait Çelebi ve İbrahim Müteferrika tarafından kurulmuştur. Basımevi kurulduktan sonra ilk kâğıt fabrikasının kurulması için girişimlerde bulunulmuş ve 1746 yılında Yalova’nın Elmalık köyü yakınında Yalakabat Kağıt Fabrikası faaliyete geçmiştir. Bu fabrika kağıt üretimini 19.yüzyıl ortalarına kadar sürdürmüştür. Aynı dönemlere ilk kez metal harf kalıpları dökülmüş ve basılan kitaplarda resim ve haritalar kullanılmıştır. İbrahim Müteferrikanın ölümünden sonra Türk basım sanatı uzunca bir krize girmiştir. 1850’li yıllara kadar birkaç basımevi yabancı sanatçılar tarafından kurulmuş ve çalışmıştır. 1850’lerden sonra dergi yayıncılığı ve posta pulu basımına başlanmış, tasarımları ressamlar, hattat ve kaligrafi sanatçıları tarafından yapılmıştır (Becer,2005).

Bugünkü anlamda Türkiye’de grafik tasarım alanında uzmanlaşma Cumhuriyetin ilanından sonra başlamıştır. Lâtin alfabesini günün koşullarında başarıyla kullananlar İhap Hulusi Görey, Münif Fehim, Mithat Özer ve Kenan Temizan’dır. Bu sanatçılar eğitimlerini yurtdışında almışlardır (Yılmaz,1999).

Grafik tasarım eğitimi tarihi açısından önemli bir olay Mithat Özer’in, 1932 yılında Güzel Sanatlar Akademisi Afiş Atölyesinin başına getirilmiş olmasıdır. 1937’de Güzel Sanatlar Akademisinin düzenlemiş olduğu sergide Mithat Özer’ın, Güzel Sanatlar Akademisi sergi afişi, Florya afişi, akademik ortamda yaratılan ilk sanatsal ve profesyonel afiştir (www.grafiturk.com).

1956 yılından sonra Güzel Sanatlar Akademisindeki Afiş Atölyesi Grafik Bölümü olarak tanımlanmıştır. Bu dönemde Akademiyi bitirenlerden Mengü Ertel, Yurdaer Altıntaş gibi tasarımcılar artık “grafik sanatı” kavramından söz ederek, bu alanda çalışmaları anlatırken “grafik sanatçısı” kavramını kullanmışlardır. Geleneksel boyama tekniklerinin ve özgün baskı tekniklerinin çokça kullanılmasından, ayrıca Orta ve Kuzey

Avrupa etkisinden dolayı, uzun yıllar “grafik sanatlar” kavramı, basın, yayın ve sergi ortamlarında geçerli olmuştur (www.kultur.gov.tr).

Daha sonra Güzel Sanatlar Akademi’sine alternatif olarak 1957 yılında İstanbul’da Devlet Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksekokulu açılmıştır. Bu okulun amacı endüstriyel sanatlar ve tasarım alanında öğrenim görmüş elemanlar yetiştirmek olmuştur. Okulun kuruluş aşamasında birçok Alman öğretim görevlisi yer almıştır. Bu okulun tasarıma ağırlık veren eğitim anlayışı kısa sürede olumlu sonuçlar vermiş basın, reklam, dekorasyon seramik ve tekstil sektöründe çalışan firma ve kuruluşlar işe alacakları elemanlarda uzun bir süre Tatbiki mezunu olma şartı aramışlardır (Becer,2005).

Grafik tasarım olgusu asıl sıçramasını 1980’lerden sonra gerçekleştirmiştir. Daha önce kurulan, ancak sürdürülemeyen “Grafik Sanatçıları Derneği”nin boşluğunu 1978 yılında kurulan “Grafikerler Meslek Kuruluşu” doldurmaya çalışmıştır. Ancak kuruluşun adından da anlaşılacağı gibi grafiker kavramı piyasa olgusundan kaynaklanmıştır ve alanın tanımlanmasını tam karşılayamayan bir kavramdır. 1978’lerde henüz ülkemizde grafik tasarımcısı kavramı alanın literatürüne girememiştir. Piyasanın gerektirdiği koşullar nedeniyle tekniğin belirleyici olması, hızlı üretim ve müşteri ilişkileri gerçeğiyle “grafik sanatçısı” ya da “grafik tasarımcısı” kavramı da gündeme gelmemiştir (www.kultur.gov.tr).

1982 yılında uygulamaya konulan Yüksek Öğretim Kanunu ile güzel sanatlar ve tasarım dallarında eğitim veren Güzel Sanatlar Akademisi ve Devlet Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksekokulu üniversite statüsü içine alınmıştır. Güzel Sanatlar Akademisi fen, edebiyat, müzik ve sahne sanatları gibi değişik alanlarda eğitim veren bazı kurumları da bünyesinde toplayarak “Mimar Sinan Üniversitesi” adını almış; Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksekokulu ise Marmara Üniversitesine bağlı bir Güzel Sanatlar Fakültesi haline dönüşmüştür. Böylelikle lisans düzeyinde eğitim veren bu kurumlarda, lisansüstü düzeyde eğitim görme ve akademik kariyer yapma olanakları doğmuştur (Becer,2005).

İlerleyen dönemlerde bu okulların dışında Hacettepe Üniversitesi ve Bilkent Üniversitesi’nde, Eskişehir’de Anadolu Üniversitesi’nde, İzmir’de Dokuz Eylül Üniversitesi’ne bağlı Güzel Sanatlar Fakültelerinde grafik bölümleri açılmıştır. (Becer,2005).

Ayrıca, Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Resim Bölümü Grafik Ana Sanat Dalı ve aynı üniversitenin Meslekî Eğitim Fakültesi Uygulamalı Sanatlar Eğitimi Bölümü Resim

Ana Sanat Dalı da grafik alanında hizmet vermeye başlamıştır (Yılmaz,1999). Günümüzde ise birçok üniversitenin bünyesindeki Güzel Sanatlar Fakülteleri ve Eğitim Fakülteleri Resim iş Eğitimi Bilim Dallarında grafik eğitimi verilmektedir.

Son olarak araştırmanın örneklemini oluşturan Eğitim Fakülteleri, Güzel Sanatlar Ana Bilim Dalı, Resim-İş Öğretmenliği Bölümleri’nin programlarından bahsetmek gerekirse:

Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK) ve Dünya Bankası’nın 1994–1997 yılları arasında yürüttüğü “Milli Eğitimi Geliştirme Projesi” çerçevesinde, Eğitim Fakülteleri’nin yapılanması yeniden düzenlenmiş, Resim-İş ve Müzik Eğitimi Bölümleri, kurulan Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümünde; Anabilim dalları olarak birlikte yer almıştır. İdari yapılanmanın yanı sıra, her iki bölümdeki sanat derslerinin yarıyıllara göre ders dağılımları, kredileri ve içerikleri de değiştirilerek 1998–1999 öğretim yılından itibaren uygulamaya konulmuştur (Yolcu, 2000).

Bu bağlamda yeni yapılanma öncesi yapılan programlar yeni yapılanma sonrası programını incelemesi gerekmektedir. Konumuzla ilişkili olarak öğrencilerin grafik eğitimi derslerine yönelik görüşlerinin iyi değerlendirilmesi için de bu derslerin dağılım ve ağırlıklarının da görülmesi konunun kavranmasını kolaylaştıracaktır.

Tablo 1: Yeni yapılanma öncesi Gazi Eğitim Enstitüsü Resim-İş Bölümü programlarında ders grupları ve saat oranları;

Ders grupları 1934 1941 1944 1 1946 1947 1955 Resim Atölye Dersleri .21.11 .20.20 .19.80 .20.18 .20.00 .27.08 Diğer Sanat Atölye Dersleri .19.99 .26.26 .25.74 .25.65 .28.00 .20.83 İş Atölye Dersleri .26.66 .20.20 .19.80 .27.52 .30.00 .18.74 Öğretmenlik Meslek Dersleri .15.15 .10.10 .9.90 .7.39 .11.00 .20.83 Genel Kültür ve Kuramsal Sanat Dersleri .16.16 .23.23 .24.75 .19.26 .11.00 .8.33

Toplam Saat 180 198 198 210 196 192

(Ünver, 2004) Resim Atölye Dersleri: Resim, Serbest Resim.

Diğer Sanat Atölye Dersleri: Grafik, Fotoğraf, Modelaj, Yazı.

İş Atölye Dersleri: Ağaç İşleri, Mukavva İşleri, Maden İşleri, Örgü ve Kumaş İşleri, Kitap Resimleme, Planör ve Tayyare Modelciliği.

Öğretmenlik Meslek Dersleri: Ders Uygulaması, Ruh Bilim, Çocuk ve Gençlik Ruhbilimi, Meslek Dersleri semineri, Eğitim Psikolojisi, Eğitim Sosyolojisi, Ortaokul Ders Konuları Üzerinde Çalışmalar, Öğretim Bilgisi, Genel Öğretim Metotları.

Genel Kültür Dersleri: Türkçe-Kompozisyon, Yabancı Dil, İş Eğitimi Tarihi, Askerlik, Türk Devrim Tarihi ve Türkiye Cumhuriyeti Rejimi.

Sanat Dersleri: Sanat Tarihi, Estetik, Sanat Eserleri İnceleme

Tablo 2: Yeni yapılanma öncesi lisans programlarında ders grupları

Üniversite Toplam Saat Sanat At. T U Öğret. Mes. T U Sanat Ders T U Gen. Kül. T U Seç. Ders T U Tez Seminer Gazi Üniversitesi 224 72 78 18 - 26 - 18 - 4 4 4 - Mustafa Kemal Üniversitesi 194 75 40 21 4 22 - 12 - 12 4 - 4 Selçuk Üniversitesi 252 174 - 24 - 36 - 18 - - - - - 100. Yıl Üniversitesi 222 40 110 24 4 24 - 12 - 4 4 - - Niğde (1) Üniversitesi 205 62 43 23 3 24 - 19 - 2 2 4 - Niğde (2) Üniversitesi 223 64 57 20 6 36 - 17 - - - - -

Sanat Atölye Dersleri: Resim, deneysel Resim, Desen, Temel Sanat Eğitimi, Teknik Resim-Perspektif, Özgün Baskı, Vitray, Grafik, Bilgisayar Grafiği, Fotoğraf, Heykel, Seramik, Batik, Modelaj, Duvar Resmi, Temel Tekstil Eğitimi, Tekstil.

Öğretmenlik Meslek Dersleri: Eğitime Giriş, Eğitim Sosyolojisi, Eğitim Psikolojisi, Eğitim Yönetimi, Ölçme Değerlendirme, Genel Öğretim Metotları, Özel Öğretim Metotları, Rehberlik, Çağdaş Sanat Eğitimi Yöntemleri, Öğretmenlik Uygulaması.

Sanat Dersleri: Sanat Tarihi, Geleneksel Türk Resim Sanatı, Türk İslam Sanatı, Çağdaş Türk Resim Sanatı, Batı Resim Sanatı, Sanat Sosyolojisi, Sanat Psikolojisi, Sanat Felsefesi, İnsanın Sanatsal Gelişimi, Görsel Düşünme, Estetik, Sanat Eserleri Analizi.

Genel Kültür Dersleri: Türk Dili, Yabancı Dil, Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi, Kültür Tarihi, Türk Eğitim Tarihi, Anadolu Uygarlıkları Tarihi, Bilgisayar, Çevre.

Seçmeli Dersler: Gösteri Sanatları, Beden Eğitimi, Müzik.

Yeni yapılanma öncesi programları ilgili üniversite bölümleri tarafından hazırlandığı için bölümlerin fiziki yapısı, öğretim elemanı durumu, programı hazırlayanın kişisel yaklaşımları programdaki çarpıcı farkların nedenini oluşturmuştur (Ünver, 2004).

Tablo 3: Yeni yapılanma sonrası lisans programları;

BİRİNCİ YIL

I. Yarıyıl II. Yarıyıl

DERSİN ADI T U K DERSİN ADI T U K

Desen 2 2 3 Temel Tasarım II 2 4 4

Temel Tasarım I 2 4 4 Yazı 1 2 2

Perspektif 1 2 2 Türk Sanatı Tarihi 3 0 3

Sanat Tarihine Giriş 2 0 2 Batı Sanatı Tarihi 3 0 3

Yabancı Dil I 3 0 3 Yabancı Dil II 3 0 3

Türkçe I: Yazılı Anlatım 2 0 2 Türkçe II: Sözlü Anlatım 2 0 2

Atatür İlkeleri ve İnkılap Tarihi

2 0 0 Atatür İlkeleri ve İnkılap Tarihi

2 0 0

Öğretmenlik Mesleğine Giriş 3 0 3 Okul Deneyimi I 1 4 3

Kredi 19 Kredi 20

İKİNCİ YIL

III. Yarıyıl IV. Yarıyıl

DERSİN ADI T U K DERSİN ADI T U K

Ana Sanat Atölye I 2 4 4 Ana Sanat Atölye II 2 4 4

Seçmeli Sanat Atölye I 2 2 3 Seçmeli Sanat Atölye II 2 2 3

Çağdaş Dünya Sanatı 2 0 2 Çağdaş Türk Sanatı 2 0 2

Gelişim ve Öğrenme 3 0 3 Bilgisayar 2 2 3

Seçmeli I 3 0 3 Öğretimde Planlama ve Değ. 3 2 4

Seçmeli II 3 0 3 Seçmeli II 3 0 3

Kredi 18 Kredi 19

ÜÇÜNCÜ YIL

V. Yarıyıl VI. Yarıyıl

DERSİN ADI T U K DERSİN ADI T U K

Ana Sanat Atölye III 2 4 4 Ana Sanat Atölye IV 2 4 4

Seçmeli Sanat Atölye III 2 2 3 Seçmeli Sanat Atölye IV 2 2 3

İnsanın Sanatsal Gelişimi 2 0 2 Sanat Öğretiminde Uygulamalar I

2 2 3

Estetik 3 0 3 Sanat Eleştirisi 3 0 3

Müze Eğitimi ve Uygulamaları

2 2 3 Sanat Yönetimi 2 2 3

Öğretim Teknik ve Materyal Gelişimi

2 2 3 Özel Öğretim Yöntemleri I 2 2 3

Kredi 18 Kredi 19

DÖRDÜNCÜ YIL

VII. Yarıyıl VIII. Yarıyıl

DERSİN ADI T U K DERSİN ADI T U K

Ana Sanat Atölye V 2 4 4 Ana Sanat Atölye VI 2 4 4

Seçmeli Sanat Atölye V 2 2 3 Seçmeli Sanat Atölye VI 2 2 3

Sanat Öğretiminde Uygulamalar II

2 2 3 Rehberlik 3 0 3

Sanat Öğretimi Deneyimi 0 4 2 Öğretmenlik Uygulaması 2 6 5

Okul Deneyimi II 1 4 3

Kredi 18 Kredi 15 T: haftalık teorik ders sayısı

U: Haftalık uygulama ders saati

K: Dersin Kredisi Toplam Kredi 146

(Program, 1998)

Sanat Atölye Dersleri: Temel Tasarım I-II, Desen, Perspektif, Ana Sanat Atölye Dersleri, Seçmeli Sanat Atölye Dersleri, Sanat Öğretiminde Uygulamalar I-II.

Öğretmenlik Meslek Dersleri: Öğretmenlik Mesleğine Giriş, Okul Deneyimi I-II, Gelişim ve Öğrenme, Öğretim Teknolojileri ve Materyal Geliştirme, Öğretimde Planlama ve Değerlendirme, Özel Öğretim Yöntemleri I-II, Sınıf Yönetimi, Rehberlik, Sanat Öğretimi Deneyimi, Öğretmenlik Uygulaması.

Sanat Dersleri: Sanat Tarihine Giriş, Türk sanat Tarihi, Batı Sanat Tarihi, Çağdaş Türk Sanatı, Çağdaş Dünya Sanatı, İnsanın Sanatsal Gelişimi, Estetik, Sanat Eleştirisi, Müze Eğitimi ve Uygulamaları.

Genel Kültür ve Beceri Dersleri: Türkçe I-II, Yabancı Dil I-II, Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi I-II, Yazı, Bilgisayar.

Yeni yapılanma sonrası programa göre Ana Sanat Atölye Resim Dersleri I-II-III- IV-V ve VI’da, ilk dönemlerde temel resim bilgileri ve uygulamaları, son dönemlerde ise çağdaş ve özgün uygulamalara yönelik bireysel ve grup çalışmaları yaptırılmaktadır.

Çağdaş Dünya Sanatı Dersi, sanat eğitiminde çok kültürlülük ve kültürler arası iletişim anlayışı çerçevesinde; Asya, Kafkas ülkeleri, Ortadoğu ülkeleri, Afrika ülkeleri, Güney Amerika ülkeleri gibi değişik bölge ve kıtalardaki geleneksel ve çağdaş uygulamaların görsel ve teorik incelemelerini içermektedir.

Çağdaş Türk Sanatı dersin de ise, Batı anlayışında Çağdaş Türk sanatının başlangıcından günümüze gelişimi ve yakın dönemdeki sanatsal çalışmalar işlenmektedir.

Geleneksel Türk Sanatları I-II-III-IV-V-VI’ da ise hat, tezhip, minyatür, çini, cam, vitray, ebru, özgün cilt kapağı, geleneksel takı ve mücevher, halı ve kilim vb. gibi yörelere

Benzer Belgeler